Bereket tanrıçasının tepesine günde 7 ton dinamit atmak istiyorlar
Anadolu Export Madencilik, Kütahya’da 7.2’lik deprem üreten fayın üstünde altın çıkarmak istiyor. ÇED raporu için tekrar başvuran şirketin istediği alan, Kybele’nin de yaşadığı bölge olarak anılıyor.

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
İLGİLİ HABERLER

Muratdağı’nda altın madenciliğine karşı toplu dilekçe verildi: Suyu korumak asli görevimiz
Anadolu Export Madencilik, Batı Anadolu’nun en yüksek dağlarından olan ve çok yoğun bir orman varlığına sahip Murat Dağı’nda altın aramak için bir kez daha başvuru yaptı. Anadolu Export’un Murat Dağı’nda altın için daha önce reddedilen çevresel etki değerlendirme raporu (ÇED) talebine yöreden itiraz yükseldi.
CHP Kütahya İl Başkanlığı, ÇED başvurusunun iptali talebiyle Kütahya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne başvurdu.
İptal dilekçesinde, “Zengin bitki ve canlı çeşitliliği olan eşsiz bir ekosistemin varlığı, zengin jeotermal kaynakları ile şehrimizin ve Batı Anadolu’nun yaşam kaynağı olan ülkemizin en önemli nehirlerini besleyen su kaynaklarına sahip olması olarak sıralanabilir. Murat Dağı yoğun orman ve bitki örtüsü, zengin endemik bitki ve sayısız yaban hayvanı çeşitliliğine ev sahipliği yapan eşsiz bir ekosistemdir. Daha önce milli park ve geyik koruma sahası olan Murat Dağı’nın bu statüsü de ortadan kaldırılmıştır. Madenin açılması sürecinde milyonlarca ağaç kesilecek, hafriyat ve patlatmalarla bu orman örtüsü ve eşsiz ekosistem yok edilecektir. Altın madeninin açılması ile açığa çıkan ağır metaller çok daha geniş bir alanda bitki örtüsü ve yaban hayatını yok edecek, ekosisteme onarımı mümkün olmayan hasar verecektir” ifadelerine yer verildi.
“Üç iklimin bir arada görüldüğü Murat Dağı’nda bitki ve canlı çeşitliliği diğer bölgelerden farklılık göstermektedir” denilen dilekçede, “Murat Dağı zengin su kaynakları ile Gediz, Büyük Menderes, Sakarya Nehirleri ve Eber Gölü’nün su kaynağıdır ve bu özelliği ile ön plana çıkmaktadır” denildi.
Ayrıca, Murat Dağı’nın tüm bu özellikleriyle eski çağ toplumlarının da önemle bahsettiği bir dağ olduğuna dikkat çekilerek, “Antik Çağ’da Bereket Tanrıçası olarak bilinen Kybele yüksek dağların, ormanların, doğanın ve yaşamın kaynağı olarak görüldüğü için bu vasıflara uyan Murat Dağı da Kybele’nin yaşadığı dağ olarak kutsal kabul edilmiştir” denildi.
Murat Dağı’nın, milyonlarca insanımızın yaşadığı Batı Anadolu ve Tüm Ege’yi besleyen nehirlerin beslendiği su havzası olduğu ifade edilerek, “Murat Dağı’ndan doğan Gediz Nehri, Büyük Menderes Nehri, Küçük Menderes Nehri, Porsuk Nehri, Susurluk Çayı, Akarçay gibi akarsular Gediz Ovası, Büyük Menderes Ovası, Salihli Ovası, Sakarya Ovası, Menemen Ovası, Küçük Menderes Ovası, Aydın Ovası, Çivril Ovası, Buldan Ovası gibi Batı Anadolu’nun en verimli tarımsal alanlarını sulamaktadır. Porsuk Nehri ve Murat Çayı Murat Dağı’ndan çıkmakta ve Porsuk Nehri Kütahya ilimizin, Porsuk Barajı da Eskişehir’in içme suyunu karşılamaktadır. Ayrıca Uşak ili ve ilçelerinin içme suyu ihtiyacı da Murat Dağı’ndan doğan nehirlerden karşılanmaktadır. Murat Dağı aynı zamanda çok büyük bir ekosistem ve binlerce endemik bitkinin, hayvanın yaşadığı bir alan ve birinci derece deprem bölgesi konumundadır” denildi.
ÇED raporunda, kurulacak işletme ise Gediz-Emet fay hattına bir kaç yüz metre ile ifade edilebilecek uzaklıkta. Bu fayın 1970 yılında 7.2 büyüklüğünde deprem ürettiği belirtilirken yapılan açıklamada, “Büyüklüğü 7’nin üzerinde deprem üreten fayın neredeyse üzerinde, milyonlarca ton ağır metal atığı depolanan pasa havuzları kurulmasının yaratacağı riskler ortadadır. En ufak bir depremde bu havuzlardaki parçalanma, biriktirilen ağır metallerin toprağa, suya karışması anlamına gelecektir. Ağır metaller Batı Anadolu’yu besleyen akarsuların içine karışacak ve bu ağır metallerle sulanan topraklar, bu topraklardan beslenen insanlar, hayvanlar ve bitkiler çok ciddi anlamda bir tehlikeyle karşı karşıya kalacaktır” ifadelerine yer verildi.
Ayrıca şu ifadeler kullanıldı: “Murat Dağı’ndan doğan nehirlerin kirlenmesi en yakınında bulunan Kütahya ve Uşak başta olmak üzere ile ülkemizin en büyük tarımsal ürün ihracatının yapıldığı Manisa, Aydın, Söke ve İzmir ile önemli tarımsal üretim merkezleri olan Sakarya ve Susurluk Ovası ile Eskişehir’deki tarımsal alanları zehirleyecek ve tarımsal üretimi yok edecek, yüz binlerce çiftçinin işsiz kalmasına neden olabilecektir. En yoğun tarımsal üretimin yapıldığı bu bölgede gıda güvenliği tehlikeye girecek ve çok büyük halk sağlığı problemleri ile karşı karşıya kalınacaktır. Her yerinden bir dere ve nehrin doğduğu Murat Dağı’nda yapılacak patlatmalar, yer altı sularının derine kaçması ve kaybolmasına, nehirlerin yatağının değişmesi veya yer altına kaçması gibi yaşam kaynağımız olan nehirlerin kurumasına, Batı Anadolu’nun çölleşmesine ve hiçbir şekilde telafi edilemeyecek felaketlere neden olabilecektir.
Toplamda 1300 hektar ruhsatlı sahası bulunan şirketin işletme ruhsatı almak istediği 415.35 hektarlık proje sahasının, 399.35 hektarının ormanlık arazi olduğu belirtilmektedir. İşletme, ilk elde 212 bin ağacı keseceğini açıklamış olmasına rağmen, genç ağaçlar bu sayıya dahil edilmemiştir ve bu sayının en az üç dört kat artacağı öngörülmektedir. Bölgenin ormansızlaştırılması ve binlerce kilo dinamitin yaratacağı tozuma ile yağış yaratan unsurların ortadan kalkması kuraklık ve çölleşmeyi de beraberinde getirecektir.”
Kabul edilmek istenen ÇED raporuna göre cevheri çıkarmak için Gediz Nehri’nin doğduğu sahada ikisi ana ocak olmak üzere 5 ayrı alanda patlatma yapılacak. CHP Kütahya İl Başkanlığı tarafından verilen bilgiye göre söz konusu altın faaliyeti şunlara sebep olacak:
“İlk 5 yıl için bu ocakların derinliğinin 30 ile 98 metre arasında olacağı, neredeyse iki Kışladağ büyüklüğünde çukurlar oluşacağı ve beş yıllık üretim sonucunda pasa sahasında 10 milyon 530 bin 398 m3’lük bir pasanın 147.52 hektarlık bir alanda depolanmasının planlandığı ve 5 yılın ardından işletme sahasının genişletileceği belirtilmektedir. Bu kadar büyük bir kitlenin yaratacağı ağır metal kirliliği ortadadır.
Proje konusu faaliyetin kapsamından cevher zenginleştirme işlemleri ve buna bağlı olarak cevher zenginleştirme tesisi çıkarılmıştır. Proje konusu faaliyetin kapsamında sadece ocaklar, pasa döküm sahası, cevher stok sahası ve kırma eleme tesisi bulunmakta olup, cevherin zenginleştirilmesi ile ilgili herhangi bir proses ve tesis bulunmamaktadır. Fakat milyonlarca ton cevherin nerede işleneceği, zenginleştirme işleminin nerede yapılacağı, cevherin İşleneceği bölgeye nasıl taşınacağı, zenginleştirme işleminden sonra oluşan çöp diyebileceğimiz 10 milyon 530 bin 398 m3’lük pasanın proje alanına halk sağlığı ve çevre güvenliğine tehdit oluşturmadan nasıl, hangi araç gereçle ve hangi yollardan geri taşınacağına yönelik ÇED raporunda herhangi bir ifade ve proje belirtilmemektedir. Taşınması neredeyse imkansız olan bu kadar büyük bir kütlenin ilerleyen aşamalarda projeye dahil edileceği aşikardır. Bu nedenle 2019 yılında iptal gerekçelerinden birisi yapılan uygulamanın hukuk arkasından dolaşılarak uygulamaya konulmak istendiği ortadadır.”
DAHA ÖNCE ÇED RAPORU İPTAL EDİLMİŞTİ
Anadolu Export tarafından 2019 yılında aynı bölgede açılmak istenen altın madeni projesi olumlu ÇED raporuna karşı Kütahya, Uşak, Gediz, Eskişehir Büyükşehir, Tepebaşı, Odunpazarı, İzmir Büyükşehir belediyeleri, bölgenin köy muhtarları, STK ve yaşam savunucuları tarafından açılan dava sonucu Kütahya İdare Mahkemesince verilen 16/12/2019 tarih ve E:2019/348, K:2019/738 sayılı karar ile altın madeni projesine ilişkin ÇED raporu iptal edilmişti.
Danıştay 6. Daire Başkanlığı Dosya No:2020/709 E. nolu kararı ile davalı tarafın temyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın onanmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olarak 28/04/2020 tarihinde oy birliğiyle karar vermişti.
Kütahya İdare Mahkemesince verilen ve Danıştayca onanan iptal kararı sadece siyanürle zenginleştireme işlemi nedeniyle olmayıp kararda belirtildiği üzere “İnsan sağlığı, orman ve bitki varlığı, hayvanlar, yer altı ve yüzey suları ile tarım alanları açısından önem arz eden riskler barındırdığı,” gerekçesi ile verilmişti. (EKONOMİ SERVİSİ)
Evrensel'i Takip Et