“Öğretmenlik mesleğine de öğrencilerimizin eğitim hakkına da sahip çıkıyoruz”
Eğitim Sen Samsun Şubesi tarafından öğretmen okullarının kuruluşunun 175. yıldönümüyle ilgili açıklamasında; “Öğretmenlik mesleğine de öğrencilerimizin eğitim hakkına da sahip çıkıyoruz” denildi.

Fotoğraf: Hasan Koçak'ın kişisel arşivi
Eğitim Sen Samsun Şubesi Eğitim Sekreteri Hasan Koçak öğretmen okullarının kuruluşunun 175. Yıldönümüyle ilgili bir açıklama yaptı.
Türkiye’de 16 mart 1848 de rüştiye okullarına öğretmen yetiştiren üç yıl süreli Darül Muallimin-i Rüşdi adını taşıyan okullar kurulduğunu belirter Koçak; “Bu tarih, öğretmen okullarının ilk kuruluş tarihi olarak kabul edilmekte ve kuruluş yıldönümü olarak kutlanmaktadır” dedi.
Öğretmenlik mesleğinin ülkede uzun yıllar cazip ve saygı duyulan bir meslek olarak kabul edilmesinde 175 yıl önce kurulan öğretmen okullarının ve bu okullardaki eğitim felsefesinin payının büyük olduğunu ifade eden Koçak şunları söyledi; “Eğitime, çocuklarımıza çok daha fazla önem vermek gerektiğinin sürekli vurgulandığı son dönemlerde, öğretmenlik mesleği ve onuru tarihte hiç olmadığı kadar ayaklar altına alınmış, eğitim emekçilerinin emeği değersizleştirilmiş, eğitimciler her fırsatta ‘değersizleştiren’ söylemlere ve şiddete maruz bırakılmıştır. Öğretmenlik mesleğine yönelik yapılan en büyük saldırılardan biri de , MEB tarafından öğretmenlerin tüm itirazlarına rağmen, Eşit işe eşit ücret talepleri yok sayılarak çıkarılan, öğretmenlere zorla dayatılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’dur. Bu kanuna dayanarak öğretmenler, Kariyer basamakları sınavına zorlanmış bütün saçma yönleriyle öğretmenlik mesleğini daha fazla zedelemiş, öğretmenleri ayrıştıran, yarıştıran istihdam biçimlerine “uzman” ve “baş öğretmen” apoletleri takılarak yenilerini eklemiş, okullardaki öğretmenler odasındaki birikmiş sorunları daha da artırmıştır.”
"ÖĞRETMENLER GÜVENCESİZ HALE GETİRİLDİ"
15 Temmuz sonrasında ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan KHK’ler ile eğitim emekçilerinin iş güvencesinin fiilen yok edildiğin, on binlerce öğretmen kendilerini savunma hakkı bile tanınmadan ihraç edildiğini dile getiren Koçak; “15 Temmuz sonrasında tüm öğretmen atamaları sözleşmeli yapılarak öğretmen güvencesiz çalışmak durumunda kalmıştır. Yapılan atamalardan sonra, kimi öğretmenlerin sözleşmeleri güvenlik soruşturması gerekçesi ile iptal edilmiştir. Öğretmen alımının mülakatla yapılmasına soruşturmaların eklenmesi ile ataması yapılmayan yarım milyona yaklaşan öğretmenin gelecek hayalleri sonlandırılmıştır. Öğretmen alımında, istihdamında ve idareci görevlendirmesinde liyakat ortadan kaldırılmış, kayırmacılığın ve kadrolaşmanın önü açılmıştır. İdare tarafından merkezi ve yerel olarak kullanılan baskı uygulamaları ile iş güvencesi tehdit altına alınmaya, esnek çalışma koşulları öğretmenlerin çalışma biçimi haline getirilmeye çalışılmaktadır” dedi.
Yaraları hala sarılamamış deprem felaketinin mağdurları olan Eğitim emekçilerinin de diğer depremzedeler gibi kaderine terkedildiğinin altını çizen Kocak; “Henüz acılarını yaşayamadan yaslarını tutamadan bazı yerlerde göreve başlamaya zorlanmaktadır. Küçük yaştaki çocukların bazı devlet kurumları eliyle cemaatlere, tarikatlara havale edilmesini bir kenara koyarsak milyonlarca öğrencinin eğitimi konusunda da hala tatmin edici yeterli bir çözüm üretilebilmiş değildir” dedi.
"OKULLARIMIZA, ÖĞRENCİLERİMİZE, GELECEĞİMİZE, SAHİP ÇIKMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ"
Dünyanın hiçbir ülkesinde öğretmenin ve öğretmenlik mesleğinin değerinin düşmesine neden olan, öğretmenlerin emeğini yok sayan böyle bir iktidar ve eğitim yönetimini görmenin mümkün olmadığının altını çizen Koçak şöyle devam etti; Bu gün öğretmen yetiştiren Eğitim Fakültelerinin aynı zihniyetle sayısı artırılırken nitelik olarak içi boşaltılmış, bilimsel düşünce bilimsel yöntemler yerine ezberci vasat bir eğitim seviyesine düşürülmüştür. Bilinçli ve nitelikli bir tercih olmaktan çıkmıştır. Türkiye’de eğitimin ve öğretmen yetiştirme sisteminin yaratılmasında ve sürdürülmesinde önemli yerleri olan Öğretmen Okulları ve Köy Enstitüleri gibi deneyimlerin yarattığı değerleri savunmak, yaşadığımız tüm olumsuzluklara, haksızlıklara, hukuksuzluklara, ihraçlara, baskı, sürgün ve tehditlere rağmen “nitelikli eğitim için, nitelikli öğretmen” anlayışını hayata geçirmek, Eğitim Sen’in ve yüz binlerce eğitim ve bilim emekçisinin öncelikli görevleri arasındadır. Eğitim Sen olarak, başta eğitim sistemi olmak üzere tüm toplumsal yaşamı kuşatan ve kendi ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirmek isteyenlere karşı yürüttüğümüz mücadeleden, iktidarların değil, halkın öğretmeni olmaktan; ‘Öğretmen Dünyayı Değiştirir” diye haykırmaktan, emeğimize, meslek onurumuza, iş güvencemize, okullarımıza, öğrencilerimize, geleceğimize, sahip çıkmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et