09 Aralık 2022 14:03

"Peru’da asıl darbe halka vuruldu"

Peru Komünist Partisi (M-L), Castillo’nun oligarşinin tuzağına düştüğüne ve asıl darbenin neoliberal planlara karşı taleplerini yükselten halka vurulduğuna işaret ederek kurucu Meclis çağrısı yaptı.

Pedro Castillo'nun tutuklanmasının ardından halk ile polis arasında çatışma yaşandı | Fotoğraf: Klebher Vasquez/AA

Paylaş

Peru’da “parlamenter diktatörlük”le suçladığı kongreyi feshederek olağanüstü hal ilan eden Cumhurbaşkanı Pedro Castillo’nun darbe girişimi gerekçesiyle gözaltına alınarak tutuklanmasının yankıları sürüyor.

Peru Komünist Partisi (M-L) tarafından konuyla ilgili açıklama yayımlandı. Açıklamada, ABD yönetimindeki Amerikan Devletleri Örgütünün (OAS) süreçteki rolüne dikkat çekilerek Pedro Castillo’nun, iktidarı geri almak isteyen Peru oligarşisinin tuzağına düştüğü ve bu süreçte asıl darbenin gıda krizi tehlikesi yaşayan Peru halkına vurulacağı belirtildi. Perulu işçiler ve halklar, ülkeyi siyasi ve ekonomik krizden kurtarabilecek tek seçenek olan halk iktidarının inşası için ilk adım olarak bir kurucu meclis seçimi için mücadeleye çağrıldı. 

Genel Sekreter Nilo Candela imzasıyla yayımlanan ve “Aldatmacaların aptal kurbanları olmamak ve mevcut durumda tartışılan ve karşısında saf olamayacağımız sınıf çıkarlarının maskesini düşürmek için gözden kaçırmamamız gereken temel unsurlar var” denilen açıklamanın detayları ise şöyle: 

"OAS HEYETİNİN ZİYARETİ BOŞUNA DEĞİLDİ"

Kasım ayında Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) heyetinin Peru’ya geldiğine dikkat çekilen açıklamada, “OAS’ın ziyareti Peru’nun istikrarına katkıda bulunma iddiasından daha fazlasını, ABD emperyalizminin direktiflerinden biri olan bölgede sükuneti sağlama görevi çerçevesinde bir geçiş hükümeti kurma olanaklarını getirdi” denildi. Açıklamada, bu girişimin Castillo’ya IMF ve Dünya Bankası’nın tavsiyelerine uyarak egemenliğini pekiştirmesi için fırsat sunduğu ve ziyaretin amacının “ABD emperyalizminin çıkarları, sol güçlerin; ulusal kalkınmayı ve emekçi halkın yaşam koşullarının iyileştirilmesini mümkün kılacak yeni bir ekonomik modelin temellerini atacak olan ‘Egemen ve Halkçı Kurucu Meclis Çağrısı’ yükseltmesini engellemek için istikrar aramak, bunun yanı sıra Peru’yu Çin ve Rusya etkisine yaklaştıracak yeni bir hükümetten kaçınmak” olduğu kaydedildi.

"CASTILLO OLİGARŞİNİN TUZAĞINA DÜŞTÜ"

“Dünyada bizi savaş tehlikesiyle karşı karşıya bırakan emperyalistler arası bir çekişme ortamı var. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ve Çin, dünya ekonomik, siyasi, gıda ve enerji krizi bağlamında dünyanın yeni bir paylaşımı için mücadele ediyor. Bunun için Amerikan emperyalizmi, sol güçlerin ilerlemesini mümkün kılan kaynakları soğutmak ve emperyalistler arası çelişkilere daha fazla dikkat etmek zorundaydı” denilen açıklamada Peru’da cumhurbaşkanının devrilmesinin “Peru oligarşisinin rol oynadığı bir arka planı” olduğu belirtildi.

“Pedro Castillo’nun Silahlı Kuvvetlerin ve polisin desteğinden emin olmasını sağlayan oligarşidir” denilen açıklamada Castillo kongreyi fesh ettiği açıklaması yaptıktan sonra ise yalnız bırakıldığı ve darbe girişimi ile suçladığı vurgulandı. Castillo’nun açıklamasının ardından sağ partilerin iktidara geçiş planının bir parçası olarak yardımcısı Dina Boluarte’ye ülkenin liderliğinin verildiği belirtildi. 

ASIL DARBE HALKA VURULDU

“Pedro Castillo, Fujimonist (eski diktatör Alberto Fujimori kastediliyor) tarzda bir darbe gerçekleştirmek istedi ve Marx’ın ‘Tarih kendini iki kez tekrar eder, önce trajedi, sonra komedi olarak’ sözlerini akla getirecek şekilde, Peru’da neoliberalizmi uygulamaya yönelik şiddet planının kökenlerini hatırlatan ve içine düştüğü maskaralığı gösteren mutsuz cümleleri tekrarladı. Kuşkusuz bu, tekellerin ve oligopollerin faaliyetlerini sınırlandırmak, devletin ikincil rolüne son vermek ve doğal kaynaklarımızın ulus ötesi şirketlere utanmazca satılmasını durdurmak amacıyla anayasanın değiştirilmesini isteyen halk hareketi tarafından yükseltilen taleplere vurulmuş bir darbedir.”

GIDA KRİZİ UYARISI

İşçi ve emekçilerin, Castillo’nun devrilmesinin ardından sahte bir "ulusal birlik" çağrısıyla dikkati ülkenin içinde bulunduğu sorunlardan uzaklaştırmaya çalışan oligarşinin ve ABD emperyalizminin bu manevrasını protesto etmek için sokaklarda seslerini yükselttiğini belirten PCP-ML açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:

“46’dan fazla mega madencilik projesi, lisans olmadan ve çevre ile tarımsal üretim üzerindeki etkileri tam olarak değerlendirilmeden, kolektif topraklar ele geçirilerek gerçekleştirilmek isteniyor. Aynı şekilde 1993 Anayasası’nda değişiklik yapmak için referandumun kullanımı sınırlı olduğu, ulusal tarımsal üretimin yüzde 20’sinin yağış eksikliği nedeniyle kaybedildiği, gübre üretiminin olmadığı ve gazımızı sanayileştirecek bir petrokimya tesisinin olmadığı bir gıda krizi sürecinde olduğumuz için; tüm bunlar 2023’ün ikinci iki aylık döneminden itibaren gıda arzını etkileyecektir. Gıda ithalatını kontrol eden tekeller, finans sistemi ve devlet propagandasından para kazanan ve bu nedenle yönetim boşluğu olduğu kışkırtması yapan basın, ABD emperyalizmi tarafından düzenlenen ve işçilerin ve örgütlü kesimlerin sokaktaki hareketini temsil etmeyen bu sağ darbeden en çok yararlananlardır.”

HALKÇI BİR KURUCU MECLİS İÇİN ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ÇAĞRISI

Peru Komünist Partisi (Marksist-Leninist) olarak Peru işçileri ve halklarına yönelik acil çağrısı ise şöyle oldu:

“Halk programını savunmak, asalak burjuvazinin ulus ötesi projeleri ve çıkarlarını ülkeye dayatma girişimine karşı koymak ve tüm yozlaşmışların gitmesini ve halkın örgütlü güçlerinin şu anda ihtiyacımız olan ülke modelini tartışacağı Egemen ve Halkçı bir Kurucu Meclis’in toplanmasını talep etmek için örgütlü bir şekilde ilerlemek üzere sokaklarda olmaya devam etmeye çağırıyoruz. 

Son deneyimler bize burjuva demokrasisinin seçim yolunun sınırları olduğunu ve emekçi halkın iradesini ifade etmesinin tek yolu olmaması gerektiğini göstermiştir. Aynı şekilde, Silahlı Kuvvetlerin ve Ulusal Polisin her zaman ülkedeki egemen sınıfların hizmetinde olduğu açıktır ve halkın ve ülkenin ihtiyaç duyduğu değişikliklerin Kongreden ve ülkenin yeni cumhurbaşkanlığından yapılabileceğine inanamayız. Demokratik bir Halk Cumhuriyeti inşasında örgütlü emekçi halkın rolünün yerini alacak ya da onların çıkarlarını savunacak bir caudillo (lider) olmayacaktır.”

NE OLMUŞTU?

Temmuz 2021’de Özgür Peru (Peru Libre-PL) partisinin öncülüğünde oluşturulan bir sol ittifakla iktidara gelen eski sendika lideri ve öğretmen Pedro Castillo, bu andan itibaren Kongrede çoğunluğu elinde tutan geleneksel burjuvaziyi temsil eden ve ABD ile doğrudan iş birliği içinde bulunan sağ partilerin hedefinde oldu. Sol ittifak kısa süre içinde bölünürken Castillo da partisi PL’den ayrıldı. Bir buçuk yıllık iktidarında hakkında 3 kez gensoru önergesi verilen, 1 kez vatana ihanetle suçlanan ve yolsuzluktan yargılanan eski hükümet yetkililerinin iddiaları üzerine hakkında soruşturma açılan Pedro Castillo, 7 Aralık günü parlamenter diktatörlük kurmakla suçladığı Kongreyi feshettiğini açıklamış ve olağanüstü hal hükümeti kuracağını ilan etmişti. Ancak kendi hükümeti tarafından da yalnız bırakılan Castillo aynı gün Kongrede yapılan oylama ile görevden alındı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yerine yardımcısı cumhurbaşkanı olarak atandı. (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

İşten atılan Koç Üniversitesi Hastanesi işçileri: Sendikalaşanı işten at, tacizciyi kolla

SONRAKİ HABER

Tekirdağ'da, kreşte çocuklara şiddet iddiasına suç duyurusu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...