Antepli işçilerden asgari ücret masasına: 7 bin 500-8 bin lira işçiyi tam ezmek olur

Mesut BAYLAV
Deniz KAR
Antep

Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına başladı. Sadece asgari ücretlinin değil milyonlarca kişinin gözü orada. Türk-İş masaya 7 bin 785 lira ile oturacaklarını açıkladı. 

Masada işçi yok malum. Biz de Antep’te işçi duraklarına gittik, işçilere sorduk. İşçilere göre “7 bin 500-8 bin lira işçiyi tam ezmek olur”. İşçilerden biri “Asgari ücrete zam olacak, diğer her şeye de zam olacak. 10 bin lira olsa yine kurtarmaz yani” diyor. Bir diğeri tamamlıyor: “Önce zamların durdurulması lazım.”

EN KÖTÜ EV KİRASI 2-3 BİN LİRA

Uğur 20’sinde genç bir işçi. 8 yıldır çalışıyor. Geçim derdiyle mücadelesi yeni değil, babasına omuz vermek için çocuk işçi oldu: “Devletin verdiği asgari ücret hem kiraya hem borçlara yetmedi. Babam tek başına geçim sağlayamadı. Mecburen okulu bırakıp eve yardımcı olmaya başladık.” Üstelik sadece o değil, kardeşi de aynı şekilde okulu bırakıp çalışmak durumunda kaldı. Şimdi çalıştığı fabrikaya yeni başladığını anlatıyor: “Önceden hep sigortasız, günlük 100 liraya, 12 saat çalışıyordum. Benim gibi çok insan var bu durumda.”

“Peki asgari ücret?​” diye sorunda yanıtlıyor: “Bizi kurtaracak kadar olsun yeterli. En azından 8-9 bin lira olması lazım. Zaten asgari ücret ucunu çıkarsa zamlar da yükseliyor.”

Bir başka işçi Süleyman’a göre “10 bin liradan aşağı bir asgari ücret işçiyi kurtarmaz.” Anlatıyor vaziyeti: “En kötü bir ev kirası 2 buçuk, 3 bin lira. İşçi elektriğini, suyunu, doğal gazını ödeyemiyor. İşçinin alım gücü yok, işçi ölmüş. Bunun önüne geçilmesi lazım.”

İbrahim’e göre ise “10 bin lira olsa yine kurtarmaz.” Sebebini, “Asgari ücrete zam olacak, diğer her şeye de zam olacak. Yani verdiği zam yine aynı hesaba gelecek. Geçim yine zorlaşacak” diye açıklıyor.

Necmettin Kılınç ise “İşçi geçiniyor geçinmesine de halk birbirini eziyor. Her şeye fahiş zam koy, koy, koy nereye kadar? Devletle, hükümetle, partilerle işi yok. Bugün 1 liraya aldığımız şeyi yarın 2 liraya alıyoruz. Devlet fiyatlara baskı uygulasa diyecek ki ‘Devlet bize serbest piyasa uygulatmadı’. Şimdi durdurmaya kalktın mı iç savaş çıkacak” diyor. Peki beklentisi… Asgari ücretin ise en az 10 bin lira olması gerektiğini söylüyor Kılınç, haberlerde dolaşan 7 bin 500-8 bin rakamlarının işçiyi tam ezmek anlamına geldiğini de sözlerine ekliyor. 

"YEVMİYESİ 120 LİRA, DAHA NE DİYELİM…"

Bir grup genç işçiyle konuşuyoruz. Sosyal hayatları kahve, o bile bu zamlarla zor. Taner, “Gençler olarak akşam bir oyun ortamımız 80-100 lira. Zaten aldığımız yevmiye ortada” diyor. Asgari ücret zammına dair beklentisini soruyoruz, “Zamları durdurmadığımız sürece asgari ücrete zam gelmesinin de bir anlamı yok” diyor. 

Diğer işçi Murat alıyor sözü. Taner’i göstererek tane tane anlatıyor: “Arkadaşım akşama kadar fırında çalışıyor, 120 lira yevmiye alıyor. Şurada dört dilim baklava yedik, 120 lira verdik. Daha ne diyelim…”

Murat’a göre iktidar değişmeli ama… Amasını anlatıyor: “Bu ülke düzelmez, zor. Çünkü ülkeyi bitirdiler.”

İşçi gençler aldıklarıyla geçinemediklerini anlatıyor. Serhan, “Kredi kartıyla, nakit avansla geçinmeye çalışıyoruz, onu da kapatamıyoruz. Oradan orayı kapat, oradan orayı kapat…” diyor yaşadıklarını anlatırken. Üstelik kendisi gibi milyonların olduğunu biliyor, burada yaşama tutunamayan gençlerin çareyi başka ülkelerde aradığını da: “Şu an gençler yurt dışına kaçıyor. Benim kuzenlerim, akrabalarım hepsi yurt dışına gidiyor, köyde kimse kalmadı.”

"KAŞIKLA VERİP KEPÇEYLE ALDIKTAN SONRA…"

İsmail çalıştığı fabrikada işçilerin asgari ücret talebinin 10 bin lira olduğunu söylüyor. 

Sonra da asgari ücretin 5500 TL’ye çıkarıldığı dönemi hatırlatarak her şeyin o dönem iki katına çıktığını belirtiyor. “Artık yılbaşından sonra ekmek 10 lira mı olur, 15 lira mı olur onu bilmiyoruz. O yüzden asgari ücret istersen 20 bin lira olsun, her şey iki katına çıkacaksa yapılan zammın anlamı yok” diyor.

Aslında sadece o değil, görüştüğümüz tüm işçiler benzer bir kaygı yaşıyor. Bu nedenle asgari ücreti, zamların durdurulmasıyla birlikte değerlendiriyorlar.

İşçilerden Erdal şöyle diyor: “7 bin olacaksa hiç olmasın. Ben geçen ay 150 liraya aldığım çayı dün 200 liraya aldım. Şekerin çuvalı, başını almış gitmiş. Asgari ücret 10 bin olduktan sonra ekmek de 5 lira olacaksa… Yani kaşıkla verip kepçeyle aldıktan sonra bir anlamı yok.” 

Buradan zam yapılmasın sonucu çıkarmıyor işçiler, işçi İsmail’in de diğer işçilerin de talebi net: “Önce zamların durdurulması lazım.”