04 Ekim 2022 14:44

Çorlu tren katliamı davası: "Adaletsizlikten yorulduk, herkesi sesimize ses olmaya bekliyoruz"

Çorlu tren katliamı davasının 11. duruşması yarın Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Mısra Öz: Adaletsizlikten çok yorulduk. Herkesi davamıza destek olmaya, sesimize ses olmaya bekliyoruz.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Çorlu tren katliamı davası yarın Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Dosyaya eklenen 9 kişi ile birlikte sanık sayısı 13’e çıkan davanın avukatlarından Deniz Özeni, yeni gelişmelerin önemli olduğuna vurgu yapıp ekliyor: “1. Bölge Müdürlüğü yetkililerin yargılanması olumlu ancak oldukça yetersiz. TCDD Genel Müdürlük yetkililerin ve hatta tüm özelleştirme sürecinin mimarlarından ve bizzat uygulayıcısı olan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın da yargılanması gerekir.”

Kazada 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz’ün ise çağrısı var: “Bu cezasızlık politikası bu ülkede her gün birilerinin ölümüne sebep oluyor. Bu adaletsizlikten çok yorulduk. Herkesi davamıza destek olmaya, sesimize ses olmaya bekliyoruz.”

ÇORLU TREN KATLİAMI DAVASINDA YENİ BİR AŞAMA

Edirne’nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı’ya gitmek için hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu tren, 8 Temmuz 2018’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi. 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybetti, en az 300 kişi yaralandı. Katliama ilişkin davanın 11. duruşması yarın (5 Ekim 2022) Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Geçtiğimiz ay 9 kamu görevlisi hakkında daha kamu davası açılmıştı.

Avukat Deniz Özen, bugüne kadar yürütülen dava sürecine ilişkin bilgi vererek başlıyor sözlerine:

“Bugüne kadar gerçekleştirilen duruşmalarda yalnızca dört alt düzey sanık ile karşı karşıyaydık. Türkiye’de alışkın olduğumuz cezasızlık pratiğinin bir başka göstergesi olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) üst kademe yetkilileri hakkında iddianame düzenlenmemiş, bu kişiler yargı denetimi dışında bırakılmak istenmişti. Ancak dosyaya giren yeni bilirkişi raporları ile TCDD üst yöneticilerinin sorumluluğu ortaya çıktı ve 16 Mart 2021 tarihli duruşmada mahkeme, ilgililer hakkında iddianame düzenlenerek mevcut dosya ile birleştirilmek üzere dava açılmasına karar verdi. Bu raporlara rağmen soruşturma dosyasının savcısı Galip Özkurşun’un yaklaşık bir yıl boyunca iddianame düzenlememesi karşısında, Türkiye tarihinde eşine az rastlanacak bir biçimde Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, görevini gereği gibi yerine getirmeyen savcı Galip Özkurşun hakkında suç duyurusunda bulunulması talebimizi kabul etmişti. Tüm bunlar üzerine, ailelerin ısrarlı takibi sonucunda TCDD 1. Bölge Müdürlüğü yetkilisi dokuz kişi hakkında iddianame düzenlendi ve dava açıldı. Aradan geçen dört yılın ardından bu iddianamenin düzenlenmiş olması oldukça önemli.”

"BİNALİ YILDIRIM DAHİL TÜM SORUMLULAR YARGILANMALI"

Ancak dosyada hala önemli eksiklikler bulunduğuna dikkat çeken Avukat Özen, “Yeni iddianamede, 1. Bölge Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu hariç tüm sanıklar açısından basit taksirden ceza istenmiş durumda. TCDD Genel Müdürlük yetkilileri ise dosyaya hiç dahil edilmedi. Dosyaya girmiş olan tüm bilirkişi raporları TCDD’nin özelleştirilmesi ile başlayan sürecin, kurumu yapısal olarak işlemez hale getirdiğini, kurumlar arası koordinasyonu yok ettiğini ve yaşanan facianın temel sebebinin bu yapısal sorun olduğunu açıklıkla ortaya koymuş olmasına rağmen genel müdürlük yetkililerinin bu iddianame kapsamı dışında bırakılmış olması kabul edilemez. Dosyaya girmiş olan ve 1. bölge müdürlüğü yetkililerinin yargılanmasının önünü açan bilirkişi raporları bu olayın neden ‘kaza değil katliam’ olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bu facia, TCDD'nin özelleştirilmesi, bir kamu hizmeti olması gereken ulaşımın piyasalaştırılmasının doğal bir sonucu. Bu nedenle 1. Bölge Müdürlüğü yetkililerin yargılanması olumlu ancak oldukça yetersiz. TCDD Genel Müdürlük yetkililerin ve hatta tüm bu özelleştirme sürecinin mimarlarından ve bizzat uygulayıcısı olan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın da yargılanması gerekir” diyor.

"BU CEZASIZLIK HER GÜN YENİ CANLAR ALIYOR"

Katliamda 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz, yarın görülecek duruşmanın “yeni bir başlangıç” olduğuna dikkat çekerek başlıyor sözlerine: “4 yıldır 4 alt düzey memur ile geçen sürede çok yorulduk, hırpalandık ama dava dosyasına 9 kişinin daha eklenmesini de görmüş olduk. O yüzden yarın için heyecanlıyız. Yarın alınacak ifadeler adalete ışık tutacak.” 

Mısra Öz de bunun yeterli olmadığını ekliyor sözlerine: “Bu bizim için tabi ki yetersiz. Mahkeme heyetinin hakkında suç duyurusunda bulunduğu 26 kişinin sadece bir kısmının ifadesini alıp davaya dahil etmek geri kalan üst düzey sorumlular için ifade dahi alınmadan takipsizlik kararı vermek adalete gölge düşürmektir. Beklentim üst sorumlular için takipsizliğin kaldırılması ve tüm raporlar ile üst düzey sorumluluğu olan Genel Müdürlerin de yargı karşısına çıkartılması. Sanık sıfatında orada bulunan 13 kişinin artık tutuklu olarak yargılanması.”

Adalet istiyor Mısra Öz, yalnızca kendisi için de değil: “Bu cezasızlık politikası bu ülkede her gün birilerinin ölümüne sebep oluyor. Bu adaletsizlikten çok yorulduk. Her davaya sahip çıkmamız gerek. Hak mücadelemiz, özellikle yaşam hakkı mücadelemiz için bunu yapmak zorundayız. Başka canlar yok olmasın, başka katliamlar yaşanmasın diye.  Herkesi davamıza destek olmaya, sesimize ses olmaya bekliyoruz.”

ÖNCEKİ HABER

Silvan Belediyesi Eş Başkanı Naşide Toprak’a hapis istemi

SONRAKİ HABER

İtalya'da emekçiler yüksek enerji faturalarını protesto etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa