23 Mart 2022 05:42

Türkiye, Ukrayna Rusya arasında garantör ülke olur mu?

Türkiye'nin garantör devlet olma seçeneği, Ukrayna'da iki Dışişleri Bakanı'nın basın toplantısında bir kez daha gündeme geldi. Peki, garantör devlet olma ne anlama geliyor?

Fotoğraf: Cem Özdel/AA

Paylaş

"Garantör devlet" olabilmek için öncelikle "kalıcı ateşkesi" içeren bir anlaşma şart. Ukrayna Rusya arasında şu ana kadar hem teknik düzeyde, hem de aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ülkeler tarafından yürütülen siyasi görüşmelerde bu aşamaya gelinemedi. Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy yayınladığı videoda Rusya Devlet Başkanı Putin’e görüşme çağrısı yaptı.

Garantörlük için önce taraflar arasında bir uzlaşma gerekiyor. Bu durumda Türkiye’de dahil bir çok ülke garantör olabilir. Garantör devlet olunması durumunda tarafların birbirine müdahalesi durumunda garantör ülkelerin devreye girmesi istenecek. Daha önce Kıbrıs'ta 1959 anlaşmasında Türkiye, İngiltere ve Yunanistan garantördü. 1974'de Sampson darbesi, Kıbrıs'ta statükoyu bozdu ve Türkiye statükonun bozulmasına karşı adına Barış Harekatı denilen operasyon başlattı.

UKRAYNA TARAFINDAN TALEP VAR

Türkiye’nin “Garantör devlet”lerden birisi olmasının özellikle Ukrayna tarafından dillendiriliyor. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin kıdemli danışmanlarından Mihaylo Podolyak, müzakerelerin, Ukrayna'nın Türkiye ile büyük nükleer güçlerin de dahil olduğu “bazı ülkelerden güvenlik garantisi” almasını içerdiğini de söyledi. Rusya ise Kiev'den 'tarafsızlık' ilan etmesi, silahsızlanması ve herhangi bir yabancı askeri üsse ev sahipliği yapmamasını istiyor.

TÜRKİYE’NİN SARF EDECEĞİ EFORU HESAP ETMESİ GEREKİR

Peki Türkiye garantör ülke olursa ne olur? Riskleri neler?

Rusya uzmanı Mühdan Sağlam, tarihten örnekler verdi. 94 yılında Budapeşte Memorandumu imzalandığını ama bugün kimsenin bu anlaşmayı anımsamadığını ifade eden Sağlam Türkiye’nin Rusya Ukrayna arasında olası bir garantör ülke olma halinde diplomatik ataklar yapması gerektiğini söyledi. Anlaşmayı ihlal eden ülkeye söz söyleme gibi bir durumun olması gerektiğine işret eden Mühdan Sağlam Türkiye’nin dış politikasının ikircikli olmasına da dikkat çekerek, “Evet Türkiye adına diplomatik olarak olumlu bir adımdır. Her iki tarafın da kendisine dönük ön yargısının olmadığını göstermesi açısından önemli bir hal teşkil ediyor. Ama uyulmadığı vakit Türkiye’ye getireceği riskler Türkiye’nin sarf edeceği eforun da hesap edilmesi gerekiyor” dedi.

ANLAŞMAYA SADIK KALINMAZSA TÜRKİYE İÇİN ZORLUK OLUR

Garantör olma tartışmasının Türkiye’nin de isteği olduğunu ifade eden Mühdan Sağlam Türkiye’nin Kıbrıs’ta yaptığı garantör ülke deneyimini anımsattı ancak Rusya ve Ukrayna arasındaki arabuluculuk meselesi ile Kıbrıs’ın birbirinden farklı olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin Kıbrıs’taki gibi tarihsel bir sorumluluğu olmadığına işaret eden Sağlam şöyle değerlendirdi. “İki komşu ülkeden bahsediyoruz. Ukrayna arabuluculuk statüsünden kaynaklı da bunu talep etti. Buna dönük bir çekincesinin olmadığını Türkiye’nin olabileceğini söyledi. Evet Türkiye bir NATO ülkesi, AB aday ülkesi. Bununla beraber ikircikli olarak tanımladığımız kafa karışıklığı, dış politikada iktidarın çok fazla lanse etmeye çalılığı politikanın çıktılarından bir tanesi. Ancak daha önce Ukrayna konusunda garantörlük süreci vardı, bunun işlemediğini gördük.

Ukrayna, 1994 tarihli Budapeşte Memorandumu gereği, nükleer silahsızlanma karşılığında yani SSCB’den kalan 2 binden fazla stratejik nükleer savaş başlığını gönüllü olarak imha etmesi ve Ukrayna'nın anlaşmaya nükleer silahı olmayan devlet olarak katılması karşılığında güvenlik garantisi aldı. Budapeşte Memorandumunu anan pek kimse yok. Dolayısıyla garantörlük şu an süreci yatıştırması açısından önemli olabilir. Var olan anlaşmaya sadık kalınmadığı takdirde bunun bir çıktısının olmasının da zor görülüyor

2014’DE ANLAŞMAYA UYULMADI

Nitekim Rusya Kırım’ı 2014 yılında ilhak ettiğinde ve Donbass’ta yaşanan gelişmeler karşısında iki tane ülkenin kolaylaştırıcılığında Rusya ve Ukrayna Misk’te bir araya gelmişti ve buna da uyulmadı. Burada garantör ülkeler isteklilerdi- isteksizlerdi anlaşmayı takip ettiler- etmediler. Her iki taraftan da özellikle de  Rusya tarafından eleştirilerin geldiğini gördük.

TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKASI GARANTÖRLÜĞÜ KALDIRIR MI?

Bir yanıyla Riskli evet çünkü taraflar anlaşmaya uymadıklarınız zaman söz söylemeye ve yüklere neden oluyor. Sık sık diplomasi atağı yapmanıza neden oluyor. Ve bu sizin aslında ağırlığınızla da alakalı. Türkiye aslında şu anda Almanya ya da Fransa ile mukayese edilebilecek durumda değil. Keza dış politikasındaki gücü açısından da sınırlılıkları var. Evet Türkiye adına diplomatik olarak olumlu bir adımdır. Her iki tarafın da kendisine dönük ön yargısının olmadığını göstermesi açısından önemli bir hal teşkil ediyor. Ama uyulmadığı vakit Türkiye’ye getireceği riskler Türkiye’nin sarf edeceği eforun da hesap edilmesi gerekiyor.

Türkiye ekonomik olarak iyi durumda değil kırılgan durumda mesai olarak dış politikada yeni yorgunluğa yeni maddenin eklenmesi anlamına gelir ama Türkiye’yi zorlayacak olan, tarafların anlaşmaya uyup uymayacağı. Konjonktür  Türkiye’nin lehine. Diğer ülkeler sert bir tutum aldılar. Türkiye daha yumuşatıcı bir faktörde. Türkiye açısından önemli hamle. Ama dediğim gibi çok yüklü. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Tarımda maliyet yüzde 57,26 arttı, gübre fiyatlarında yıllık artış yüzde 153 oldu

SONRAKİ HABER

Bu hafta Ukrayna gündemiyle Avrupa'da üç zirve düzenlenecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...