Hamdolsun NATO kendisine bir konsept buldu
Nuray Sancar yazdı: Pragmatizmde kimse ABD ile yarışamaz. Eski konsept bitti, ama Brüksel’de değil, ondan önce.

Fotoğraf: DHA
İLGİLİ HABERLER

NATO zirvesi sona erdi: 2030 Stratejik Konsepti kabul edildi

Beyaz Saray: Erdoğan ve Biden, Kabil Havalimanı'na dair mutabakata vardı

Biden-Putin görüşmesindeki mesajlar ne anlama geliyor?
Nuray SANCAR
Macron’un, iki yıl önce beyin ölümünü ilan ettiği NATO’nun varlık nedeni yirmi yıl önce de sorgulanmaktaydı. Soğuk savaş ve çift kutuplu dünya gerçekliğinde kurulmuş bu militarist ortaklığın gerekçelerinin ortadan kalktığını düşünenler az değildi. 2001’de İkiz Kuleler’e yönelik saldırıya misilleme olarak önce Afganistan’ı sonra Irak’ı işgal eden ABD, NATO ülkelerini peşinden sürükleyemeyince ‘uluslararası toplum’ adını verdiği, içinde sadık müttefiki İngiltere’nin de olduğu hayali bir topluluğu peşine takarak Asya’ya yollanmıştı. Aradığı düşmanı ‘terörizm’de bulan ABD, bir yandan da NATO’yu ve AB ülkelerini bu eksen etrafında dizayn etmeye çalıştı. Türkiye’de Meclis’in Irak işgaline katkı için teskere vermediği zamanlardı.
20 yıl önce Afganistan işgaliyle açılan bağlam şimdi ABD’nin bu ülkeden çekilme kararıyla örtüşen bir yenisine yerini bırakıyor. Afganistan’da havaalanı bekçiliğine gönüllü olan Türkiye iktidarı, kendisine yeni düşman(lar) bulan ve ortama, ‘ölmüş bu’ diyerek NATO’nun fişini çekmeye hazır kaypak müttefiklerini de dahil ettiği yeni bir stratejiyle ‘geri dönen’ ABD’nin öncülüğündeki safa, aslında bu zirveden daha önce dahil oldu. Çünkü NATO’nun 2030 Strateji Konsepti geçen hafta Brüksel’de değil, bir süreç halinde Doğu Akdeniz’de kuruldu.
ABD İÇİN BRÜKSEL ZİRVESİ, HASADI TOPLAMAKTAN BAŞKA BİR ANLAMA GELMEDİ
Geçtiğimiz yıl Kıbrıs açıklarında doğal gaz aramak için güç birliği yapan İsrail ve AB ülkelerinin karşısına yalnız kovboy olarak çıkan şahsım iktidarı, Akdeniz macerasından tatbikat gemilerini makul bir kıyıya demirleyerek yüz geri etmiş bulunuyor. Halbuki geçen yıl bu zamanlar Ege’de navtex üzerine navtex ilan edip Fransa ve Yunanistan’a kafa tutuyor, Libya’da çatışan iki güçten birini maddi manevi destekliyor, Suriye’deki çetelerin bu ülkeye transferine aracılık ediyordu. Akdeniz’e doğal gaz için inen yedi düvel NATO üyesi geçen ay Karadeniz’de tarihsel önemi olan bir tatbikat da yaptı. Bu, zaten artık Karadeniz’de, kıyısı bulunan ülkelere kurduğu üsler ve yaptığı yığınak nedeniyle kıta sahanlığı elde etmiş görünen ABD için Brüksel zirvesi, hasadı toplamaktan başka bir anlama gelmedi.
NATO’nun yeni düşmanı, sonuç belgesinde gayet açıkça ifade edildiği gibi Rusya ve ondan az önemli olmamak üzere Çin. Bunlar doğal olarak öncelikle ABD’nin düşmanları. Ve ABD bu zirvede Ukrayna ve Gürcistan’ı; Hindistan ve Yeni Zelanda’yı da Kuzey Atlantik Paktının hedeflerine bağlayarak Atlantik’ten Pasifik’e uzanan Çin’e nazire kendi kuşak-yol’unun taşlarını döşemeye başladı.
ABD’nin uzak çıkarlarını göremeyen, NATO’nun maliyeti için üye ülkelere el açan, ikili anlaşmalardan çekildiğini ilan eden Trump tüccarlığının temize çekilmiş hali Biden diplomasisi, önümüzdeki 10 yıl için NATO’yu meşgul edecek bir konsepti yeni düşman tanımıyla kurmuş oldu. ABD sermayesinin muhtaç olduğu istikrar için daha ilerisinin tahayyül edilemediği de ortada. Alametler dünyanın önlenmesi zorlu bir savaşa doğru sürüklendiğini gösteriyor. Trump’ın ticaret savaşlarını ilan ettiği kısa zaman öncesine göre rekabet ve çelişkiler daha da derinleşmiş durumda. Zirve Biden’ın düşündüğü gibi bir birliği bu yüzden sağlayabilir durumda değil. Çin ve Rusya’nın oyun alanı NATO ülkelerini kapsayacak kadar geniş, ABD’yi Amerika kutasının güneyinden kuşatacak kadar yaygın. Düşman bir bakıma, birlik üyelerinin muhtemel kaypaklığına zemin hazırlayacak biçimde NATO’nun da içinde.
NE GÜZELDİ O ANTİEMPERYALİZM TASLAMAKLAR
Çin’i dünya pazarlarından süpürmek, Rusya’nın artan hegemonik gücünü sınırlamak için NATO sonuç bildirgesine giren gerekçeler oldukça tuhaf: ‘kurallara karşı çıkmak’, ‘yıkıcı teknolojilerin kötü niyetli kullanımı sonucu siber, hibrit ve diğer asimetrik dezenformasyon kampanyalarını düzenlemek, Çin ile Rusya’nın Avrupa-Atlantik bölgesinde tatbikat yapması, Çin ile Rusya arasındaki askeri işbirliği’ vb. Rusya’yı başka ülkelerin seçimlerine karışmakla tehdit eden ABD’nin şikayet ettiği her şeyin mucidi gerçekte kendisi. Otokratik yönetimlere atfettiklerinin tillahını yapan da o.
Türkiye heyeti NATO zirvesine S-400ler ve Ermeni meselesi hakkında içeride yapılan medya goygoyuyla yollandı. Bu başlıkların hiçbiri orada açılmadı ‘hamdolsun!’ Fakat zaten S-400’lere Girit formülü teklif eden bir savunma bakanı kılıcı kınına sokup duvara asarız demeye getirdikten sonra bunlar bir mesele olmaktan çıkmıştı aslında. NATO’nun yeni konsepti için sonuç bildirgesine atılan imza da bunu teyit ettiğine göre o korku zaten yetmiştir, demek ki. Ermeni meselesi de sadece Türk hükümetinin açık yarası. ABD siyasetinde ne Ermeni halkının hassasiyetinin ne de Türk yönetimininkinin önceliği var. O, yaranın kaşınmasının gerektiğini düşündüğünde kaşır, o kadar.
Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerine ABD’nin arzusu doğrultusunda yakınlaşan; Rabia’lı parmakları usulca kapatan; Karadeniz’in bir NATO gölü olması için ABD’nin işin kolaylaştıran, Montrö’yü baypas etmeyi tartışırken Kanal İstanbul gibi facia bir projeye de başlamak üzere olduğunu ilan eden AKP iktidarı zirveden her tarafından kuşatılmış olarak geri dönmüşken bu iki mevzudan muaf tutulduğuna şükreder noktaya gelmiş bulunuyor. Halbuki, yine geçen yıl bu zamanlara kadar Rusya’ya yanaşıp ABD’ye, sonra ABD’yle dans edip Rusya’ya çalım atmaktaydı! Ne güzeldi o anti emperyalizm taslamaklar!
Huylu huyundan vazgeçmezse iktidar etraftan dolanmayı, bir kapı kapanırsa ötekini çalmayı bırakmayabilir ama o eski yeni Osmanlıcı demler, o asrı saadet bitmiş gibi görünüyor. Veya artık atalardan yadigar her şey, topraklardaki heves dahil bir NATO aksamı olmak durumunda. Pragmatizmde kimse ABD ile yarışamaz.
Eski konsept bitti, ama Brüksel’de değil, ondan önce.
Evrensel'i Takip Et