25 Nisan 2021 18:18
Son Güncellenme Tarihi: 25 Nisan 2021 21:45

Kobanê davasının bilinmeyenleri: Savcı ataması iptal edildi, özel heyet kuruldu…

Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, Kobanê davası öncesi konuştu: "Biz sadece hukuk mücadelesi değil bir hakikat mücadelesi de veriyoruz."

Selahattin Demirtaş | Fotoğraf: HDP Basın

Paylaş

Meltem AKYOL

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) "Derhal serbest bırakılmalı" kararına rağmen 4,5 yıldır tutuklu bulunan HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş ve avukatları, yarın görülmeye başlanacak Kobanê davasına ilişkin konuştu.

Avukat Mahsuni Karaman, yargılama için Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesine özel bir heyet atandığını açıkladı. Toplantıda ortaya çıkan bir başka çarpıcı gerçek ise dosyayı yürüten savcıya dair. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından İzmir’e ataması yapılan savcının ataması iptal edildi ve dosya bugünkü halini aldı.

Başak Demirtaş ise “Biz sadece hukuk mücadelesi değil bir hakikat mücadelesi de veriyoruz” diyor.

DAVANIN İLK DURUŞMASI YARIN

Aralarında eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 108 kişiye açılan Kobane davasının ilk duruşması yarın (26 Nisan Pazartesi) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanacak.

6-8 Ekim 2014 yılında gerçekleşen Kobanê olaylarından 6 yıl 3 ay sonra, 7 Ocak 2021’de, kabul edilen Kobanê iddianamesi 3 bin 530 sayfadan oluşuyor ve 108 kişi için "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma" ve 37 kez "insan öldürme" başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.

Aynı zamanda Demirtaş’ın 31 fezlekeden oluşan ana davası ile de birleştirilmek istenen bu dava aynı zamanda HDP’ye açılmak istenen kapatma davasının da ana suçlamaları arasında yer alıyordu.

4,5 yıldır tutuklu olan Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, Selahattin Demirtaş'ın avukatlarından Mahsuni Karaman ve HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede çevrimiçi gerçekleşen bir toplantıda davaya ilişkin bilgiler verdi, soruları yanıtladı.

BAŞAK DEMİRTAŞ: HAKİKAT MÜCADELESİ DE YÜRÜTÜYORUZ

HDP’lilere ve Selahattin Demirtaş’a yönelik suçlamaların sadece mahkemelerde değil, gazetelerde televizyonlarda da yapıldığını belirten Başak Demirtaş, neden böyle bir toplantıya ihtiyaç duyulduğunu şöyle anlatıyor:

“HDP’lilere ve Selahattin’e yönelik suçlamalar sadece mahkemelerde değil, gazetelerde televizyonlarda da yapılıyor. Selahattin her konuşulduğunda sürekli yalanlar söyleniyor. Biz sadece bir hukuk mücadelesi yürütmüyoruz, bir hakikat mücadelesi de yürütüyoruz. Son AİHM kararı, Selahattin'in siyasi nedenlerle cezaevinde olduğunu tescillendi ama haklı olmak tek başına yetmiyor. Hükümet bir algı kampanyası yürütüyor. Son tutuklanmaya dayanak olan 3 bin 530 sayfalık iddianameyi de gördükten sonra 'ne yapabiliriz' diye düşündük, bu toplantıyı yapma sebebimiz de bu aslında.”

VESAYET ALTINDAKİ YARGININ FOTOĞRAFI: YÜZBİNLER MAĞDUR

HDP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede. Kendisi aynı zamanda bir hukuk insanı. Bu davanın aslında Türkiye’deki hukuki sürece dair net ipuçları verdiği tespitini yapıyor ve ekliyor:

“Demirtaş'ın davasını takip ederken Çukurca’daki bir yurttaşın yargılanmasını da orada görebileceğinizi söylemek isterim. Vesayet altındaki yargının aileleriyle birlikte yüz binlerce insan etkilenir durumda.”

AV. KARAMAN, SÜRECİ MADDE MADDE ÖZETLEDİ

Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman uzun süredir siyasi ve hukuki sorumluluğun flu bir alana girdiği tespitini yaparak başlıyor konuşmaya. Siyasi rakiplerin yargı eliyle linç edildiğine dikkat çeken Karaman, hem davaya ilişkin hem de yargılama biçimine ilişkin önemli bilgiler aktarıyor.

Karaman’ın aktarımları ile madde madde süreci özetlersek:

  • "Kobanê olaylarına ilişkin, olaylardan hemen sonra iki soruşturma açıldı. İki soruşturma açılmasının nedeni MYK üyesi olan 7 ismin o sırada milletvekili olması. 7 isim hakkındaki soruşturmayı ‘parlamenterler soruşturma bürosu’ yürüttü. MYK’daki diğer üyeler hakkındaki ikinci soruşturmayı ise ‘anayasal düzene karşı işlenen suçlar’ bürosu yürüttü. Yani iki ayrı soruşturma var ama konu aynı."
  • "20 Mayıs 2016’da dokunulmazlıklar kaldırıldı. Dokunulmazlıkların kaldırılması sonrası milletvekilleri ile ilgili dosya işleme alındı. Ve 4 Mayıs 2016’da milletvekilleri bu dosya kapsamında tutuklandı. Devam eden süreçte Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya Önder, Meral Danış Beştaş, gibi isimlere ayrı ayrı davalar açıldı. Selahattin Demirtaş hakkındaki bu dosya Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması yapılan ana dosya."
  • "MYK üyeleri ile ilgili olan soruşturma dosyasında ise bazı isimlerin ifadelerinin alınması dışında hiçbir işlem yapılmadı. Süreç boyunca 7 savcı değişti, dosya öylece bekledi. Ta ki 2018 yılına kadar. 24 Haziran 2018 genel seçimlerinden 13 gün önce, yani 11 Haziran 2018’de düğmeye basıldı. Dosyaya atanan savcı bütün il emniyet müdürlüklerinden ve savcılıklarından ellerinde bulunan bilgi ve belgeleri talep etti. Bu arada Cumhurbaşkanı adayı olarak içeriden seçim çalışmalarını sürdüren Selahattin Demirtaş’ın AYM tarafından tahliye edileceği konuşuluyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıktığı seçim mitinglerinde Demirtaş’a dönük söylemlerini sertleştirmişti."
  • “26 Ekim 2018’de Ankara TEM’den soruşturma savcısına bir yazı gitti. O tarihe kadar yürütülen soruşturmada Demirtaş ve HDP’nin Kobanê olaylarındaki dahli '2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet' olarak tanımlanırken o yazıdan sonra dosyanın seyri değişti. Zira yazı Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın bu olaylar ve ölümlerden dolayı yargılanması gerektiğini belirtiyordu. Yazı ayrıca HDP MYK’sinin de bu olayların arkasında olduğunu iddia ediyor, bu nedenle kapatılması gerektiğini vurguluyordu. Yani bugünkü iddianamenin şeklini veriyordu."
  • "Demirtaş Kobanê olayları nedeniyle kendi dosyasında yargılandığı dosyadan tahliye edildi, AİHM duruşmasından sonra ikinci kez tutuklandı. Şimdi 108 kişi ile birlikte bir kez daha yargılanacak. Sahte bir Twitter hesabından atılan twetler de bunun gerekçeleri arasında."

SAVCININ ATAMASI NASIL VE NEDEN İPTAL EDİLDİ?

Dosyaya son gelen savcı Ahmet Altun. HDP’li Ümit Dede, Karaman’ın dikkat çektiği dosyadaki hareketliliğin Altun’un atanması sonrası yaşandığına dikkat çekerek önemli bir iddiada bulunuyor:

“İmzasız ve tarihsiz bir belge giriyor dosyaya. Ahmet Altun bunlarla ilgili bilgi toplanmasını talep etmeye başlıyor. Bu arada, Ahmet Altun’un HSK kararnamesi ile İzmir’e tayini çıkıyor, odasını da topluyor ama nasıl oluyorsa birileri devreye giriyor ve o atama iptal ediliyor, görevine devam etmesi sağlanıyor. Altun, il savcılıklarından ‘bütün gizli tanık ifadelerini bulun’ diyor. Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, şüphelisi olmadıkları dosyaya sonradan bu şekilde ekleniyor. Hiçbir yeni delil girmeden Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, tutuklanıyor sonra gizli tanık beyanları alınıyor. Bu hukuksuzluk dosyada bütün arkadaşlarımız için de geçerli."

"SİLAHLA KAÇIRILAN AKAT DOSYADA SUÇLU YAPILDI"

HDP’li Ümit Dede, Kobanê olayları sırasında hayatını kaybedenlerden 27’sinin HDP’li olduğunu da vurguluyor ve dosyada yer alan hukuksuzlukların bir bölümünü sıralıyor: 

  • "O dönemde HDP’nin attığı tweet ile olayların çıktığı söyleniyor ama yaşamını yitirenlerin 27’si HDP’li. Bunların ölüm talimatını HDP vermiş olabilir mi?"
  • "O dönemde milletvekili olan Ayla Akat Ata, Urfa'dan Diyarbakır’a giderken yolda silahlı sivil kişiler tarafından alıkonulup tehdit ediliyor ve o durumdan kurtulur kurtulmaz suç duyurusunda bulunuyor. Bununla ilgili tek soruşturma yok. Kendisi müşteki ve mağduru olduğu olayın sanığı olarak suçlanıyor."
  • "Beyza Üstün, o da tutuklu dünya çapında bir ekolojist. Bütün suçlardan sorumlu tutuluyor. İddianamede evinden alınan tek bir kitap dışında bir şey yok."
  • "Berfin Köse. Sadece kimlik tespiti var iddianamede. Savcı onun için üç satır ayırmamış ama üç aydır tutuklu ve cezalandırılması isteniyor. Bunun gibi pek çok hukuksuzluk var. Bunlara ilişkin pek çok bilgi var, bazılarını duruşmalar sırasında açıklayacağız."

"Yaşamını yitiren 27 HDP’li ile ilgili hukuki durum nedir?" sorusunu da cevaplıyor Dede. Buna göre Gaziantep’te, İzmir’de ve Adana’da üçer dosya var. Ancak soruşturma numarası alınması dışında bu dosyalarda herhangi bir işlem yok.

DAVAYA ÖZEL HEYET, SÜRESİZ DURUŞMA

İddianamede iki gizli tanık olduğunu anlatan Karaman, “Biri, 4 Aralık 2019, diğeri 7 Ocak 2020’de dinlendi. Demirtaş ne zaman tutuklandı? Yani tanıklar Demirtaş tutuklandıktan sonra bulundu. Peki, tutuklamaları ne üzerine verildi? Fake bir Twittter hesabı. Demirtaş ikinci kez tutuklanırken hakkında bu suçlamaların hiçbiri yok. Sonradan bulup bulup ekliyorlar” diyor.

Mahsuni Karaman, bu dava için özel bir heyet atandığını aktarıyor: “Normalde 22. Ağır Ceza Mahkemesi bakar ama özel bir heyet oluşturuldu. Bu heyet başka bir işe bakmayacak.”

Heyete dair tek bilgi ise daha önce çok sanıklı ‘FETÖ’ davalarına bakmaları.

“Siyasetle eşgüdümlü ve süresiz bir duruşma isteniyor” diyen Karaman hatta 45 günlük duruşma yapılması yönünde duyumlar aldıklarını ancak, kendilerinin 2-3 günlük bir periyot düşündüklerini de aktarıyor.

TUNCEL SALONDA OLACAK, DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ SEGBİS İLE BAĞLANACAK

Avukat Karaman ve Ümit Dede, Duruşma günü yaşanacaklara ilişkin de bilgiler aktarıyor. Sincan Kapalı Cezaevi Kampusunda yapılacak duruşmaya tutuklu isimlerden yalnızca Sebahat Tuncel katılacak. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da dahil diğer tüm tutuklu isimler ise duruşmaya SEGBİS üzerinden bağlanacak. Dosyadaki müştekilerin beyanları ise mahkemenin talimatı ile duruşma öncesinde alınacak. Duruşmaya katılmak isteyenler ise yine de katılabilecek.

BAŞAK DEMİRTAŞ: 15 BİN 60 YIL HAPSİ İSTENİYOR

Peki Demirtaş için ne kadar hapis isteniyor? Avukat Mahsuni Karaman, 38 kez müebbet istendiğini, ayrıca başka suçlamalar da olduğunu söylüyor.

Başak Demirtaş ise hesaplamış: “Toplamda 15 bin 600 yıl hapsi isteniyor. Ana davada da 142 yıl hapsi isteniyordu.”

"DAVUTOĞLU’NDAN AÇIKLAMA GELİRSE İYİ OLUR"

Sürecin en yakın tanıklarından biri de dönemin Başbakanı Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu. Demirtaş ve Yüksekdağ’ın yargılanmalarında sık sık tanık olması gündeme gelen Davutoğlu’nun tanıklığı ile ilgili soruya da yanıt veriyor Başak Demirtaş: “Bir açıklama gelirse tabii ki iyi olur. Sorun hukuk sisteminin aldığı yara ile ilgili. Açıklama yapmalarını beklerim ama takdir onların tabii.”

HUKUKİ DEĞİL SİYASİ, ANCAK SİYASETLE ÇÖZÜLÜR…

Başak Demirtaş son Selahattin Demirtaş’ın davaya ilişkin görüşlerini de aktarıyor: “Selahattin bu davanın çok boş bir dava olduğunu ama hukuk mücadelesi yürütülmesi gerektiği ancak bununla sonuç alınmayacağını düşünüyor. Bu işin mutlaka siyasetle çözüleceğini düşünüyor, bu da ilk seçimde iktidarın gönderilmesi ile mümkün olacak. Durum hukuki olsaydı zaten AİHM kararı gereğince bırakılmış olurdu.”

ÖNCEKİ HABER

Ege Denizi'nde Datça açıklarında 4.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi

SONRAKİ HABER

AB, Rus muhalif Aleksey Navalnıy'ın tedavisi için Rusya'ya çağrıda bulundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa