27 Mart 2021 13:41

İkizdere halkı nöbette: Derelerimizin yok edilmesine izin vermeyeceğiz

Cengiz İnşaat'ın İkizdere'de İşkencedere Vadisi'nde açmak isteği taş ocağına karşı İkizdere halkının çadır nöbeti sürüyor.  

Fotoğraf: Gençağa Karafazlı

Paylaş

Gençağa KARAFAZLI
Hüseyin ALTUN
Rize 

Rize‘nin İkizdere ilçesinde bulunan Gürdere (Ethone) ve Cevizlik (Pakarov) köyleri arasında yer alan İşkencedere (Eskencidere) Vadisi‘nde Cengiz Holding tarafından İyidere'de yapılması planlanan lojistik liman inşaatında ihtiyaç duyulan taş ocağı için Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle geçen hafta acele kamulaştırma kararı alınmış karar Resmî Gazetede yayımlanmıştı. 

Acele kamulaştırma kararı sonrası İkizdere Dernekler Federasyonu (İDEF) İşkencedere Vadisi'nde Cengiz İnşaat'ın açacağı taş ocağına karşı 1 Nisan'da vadide toplanmaya çağırmış, İkizdereli yurttaşlar da İşkencedere Vadisi'nin hemen girişinde çadır kurarak nöbet tutmaya başlamıştı. 

Nöbet çadırı kuran yurttaşlar, Erdoğan’ın vadi için acil kamulaştırma kararı almasını gerektirecek savaş halinin yaşanmadığını belirterek, vadilerini hiç kimseye peşkeş çektirmeyeceklerini yaşam alanlarının yok edilmesine karşı direneceklerini ifade etti. 

Kurulan çadırda nöbet tutan yurttaşları ziyaret ederek destek veren bazı STK temsilcileri yanı sıra İnsan Hakları Derneği Rize temsilciliği de yurttaşları nöbet tuttukları çadırda ziyaret ederek destek verdi.

Biz de çadır nöbetine başlayan yurttaşlarla ve desteğe gelenlerle görüştük.

“HEM TURİZM VADİSİ İLAN EDİYORLAR HEMDE TAŞ OCAKLARIYLA VADİ KATLEDİLİYOR” 

Çadır nöbetine destek veren İkizdere Dernekler Federasyonu (İDEF) 2. Başkanı İsmet Ekşioğlu, hem turizm vadisi ilan edilerek hem de taş ocaklarıyla tüm vadilerin vahşice katledildiğini belirterek "Buradaki 28 köy katliama karşı, insanları öyle korkutmuşlar ki televizyondan kaçıyorlar aman çocuğuma bir şey olur mu konuşursam beni içeri alırlar mı diye. Bu vadiyi katletmeyin, yok etmeyin. Yol dediler, tünel dediler, şimdide ovit dağında maden araştırmaya başladılar, maden çıkıyor. Allah aşkına yıllardır bağırıyoruz. Feryat ediyoruz, burayı turizm bölgesi ilan ettiniz. Havza planı yapılmadan bu vadiyi katletmeyin yazıktır günahtır” diyerek tepkisini dile getirdi. 

“YAZ KIŞ BURADA YAŞIYORUM İNEKLERİM BURADA YAŞAM SÜRÜYOR” 

Vadi yok olursa yaşamlarının yok olacağını belirten ve İşkencedere vadisinin girişinde ikamet eden Pervin Baş da "Biz böyle bir şeyin olmasını istemiyoruz, benim ineklerim var yemleri otları oradan oluyor oradan besleniyorlar taş ocağı açılmasını istemiyorum. Ben dağlardan bayırlardan ineklerime getirip yediriyorum. Yaz kış biz burada duruyoruz, burada yaşam sürdürüyoruz. Benim için iyi değil, istemiyoruz, çocuklarımın, kendimin yaşam alanı burası”  diye konuştu. 

“DERELER, HAYVANLAR, YAŞAM YOK OLACAK"

İstanbul’dan İkizdere’ye eylem çadırına destek vermeye geldiğini söyleyen emekli öğretmen Kemal Baş, "İstanbul’dan buraya geldim evimiz burası. Biz bu topraklarda doğduk. Her yer taş ocağı oldu, ama bakın şurada görünen şu kadar güzelim yerler olduğu gibi yok olursa bizim içme suyumuz da buradan geliyor, dereler yok olacak, hayvanlar yok olacak, yaşam yok olacak. Buralar gerçekten cennet cennetin ortasındayız bu ısrarcılık neden?" diye sordu. 

“26 HES PROJESİ İKİZDERE VADİSİNDE"

İkizdere işkencedere Vadisinde yapılacak taş ocağına karşı direniş çadırı kuran yurttaşlara destek verene İHD üyesi, yaşam savunucusu, aktivist Selda Karafazlı da HES projelerine dikkat çekerek örgütlenme çağrısı yaptı. Selda Karafazlı şöyle konuştu:

“2005 yılından itibaren HES çalışması başlamıştı Karadeniz bölgesinde 26 tanesi İkizdere bölgesinde. Biz aslında bu kadar kısa zamanda bu katliamı anlatamıyoruz. Eğer cennet varsa işte cennet denecek yerlerden biri Karadenizdir. Televizyonlarda İsviçre dağlarını gördüğümüzde ne kadar güzel diyoruz ve İsviçre’ye gitme hayalleri kuruyoruz neden alın size İsviçre’nin dağları İsviçre’nin inekleri kadınları. Neden ev yoğurdu alıyoruz, neden reklamlarda prebiyotikler, ilaçlar reklamları izliyoruz ve gidip eczanelerden bunları alıyoruz. Gidin gerçekten doğada otlamış ineğin yoğurdunu yiyin alın size probiyotik, doktor olmaya gerek yok.

“ÖRGÜTLENMESEK KIZILAĞAÇLARI HİKAYELERİMİZE EKLENEMEYECEK” 

Yıllardır insanlar aynı şeyleri konuşuyor, hep aynı şeyleri konuşarak farklı çözümler üretemiyoruz. Bence artık kesinlikle örgütlenme çalışması yapmalıyız buna hayvan hakları dernekleri, insan hakları dernekleri, kadın kolları hatta Greenpeace Türkiye’yi dahi bu eylemlere prestolara mücadeleye davet etmek istiyorum. Biz gerçekten örgütlü hareket etmesek yakında çocuklarımızın yüzeceği deniz kalmayacak. Karadenizin anılan kızılağaçları artık bir sonraki hikâyelere eklenmeyecek” 

“VADİ BURADA YAŞAYANLARINDIR” 

Ticaretle uğraşan İran ve İstanbul'da yaşam sürdüren Sibel Baş, “Ben bu vadiye gelin olarak geldim, İstanbul’dan doğa katliamına dur demek için geldim. Vadimize dokunulmasını istemiyoruz. Burası burada yaşayan halka ait ve bu şekilde güzel, çocuklarımıza kalmasını istiyoruz. Buraları çok seviyorum. Her fırsatta geliyorum ve doğasına aşığım buranın. Çocuklarımızda buraya yarın çocuklarını getirebilsinler istiyorum. Burada taş ocağı yapılırsa hiçbir şey kalmayacak. Yapılmaması için elimizden geleni yapacağız.” 

“SEÇİM ZAMANI GELDİĞİNDE AFİŞLER AÇILIYOR, SEÇİM BİTTİ İŞ BİTİYOR” 

Vadide taş ocağı istemediklerini, bölge milletvekillerinin kendilerini kandırdığını söyleyen Hasan Doğan adlı yurttaş ise "Biz burada taş ocağı kesinlikle istemiyoruz. Mademki burası turizme açılmış, o zaman turizm olarak geleceğe yatırım yapalım. Hani seneler öncesinde İkizdereye organik çay fabrikası kurulacaktı? Seçim zamanı geldiğinde afişler açılıyor, seçim bitti iş bitiyor." diye tepkisini gösterdi.

“ULAŞTIRMA BAKANLIĞI RUHSAT ALDI CENGİZ İNŞAATA VERDİ” 

"Biz burayı yok ettirmeyeceğiz kimseye de peşkeş çekilmesine müsaade etmeyeceğiz" diyen Dursun Baş da "Zaten iki tane taş ocağı kurdular aşağı, oraları katlettiler. Mahkeme taş ocağını iptal etti, mahkeme haklı buldu. Halkın tepkisinden korktular Ulaştırma Bakanlığı ruhsatı aldı, bu sefer de Cengiz İnşaata verdi. Acilen kamulaştırma sonrası orman memurları ağaç kesim tespiti için geldiler hırsız gibi geliyorlar. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu.

"ÇİÇİLİMİN MEMOLİMİN YAŞAMINI SAVUNACAĞIM"

Burada doğduğunu ve çocukluğunun bu vadilerde geçtiğini belirten Güngör Baş, Çiçili ve Memoli'nin (Yörede bilinen zararsız böcekler) yaşamı için mücadeleye geldiğini ifade ederek "Burada taş ocağı yapılırsam yaşam yok olacak. İnsanımızın geçim kaynağı olan arıcılık, çay bitecek. İlk sokacağı dozerle içme suyumuz gidecek toprağında ekeceğimiz hiçbir şey kalmayacak. Bu vadimiz, Dünyanın UNESCO tarafından kabul edilmiş korunması gereken 200 vadisinden birisi, bizim bildiğimiz 53. sıradaki vadi. Burası sit alanı ilan edilmiş ancak mahvetmişler vadimizi. Ben gurbetten geldim, şunun için geldim; burayı savunmak için, bu derenin sesi olmak için, bu ağaçların sesi olmak için, çiçilimin, memolimin sesi olmak için geldim. Onları savunmak için geldim sonuna kadar bunu yaptırmamak için elimizden ne gelirse yapacağız” dedi.

“KOMŞULARIMA DESTEĞE GELDİM ” 

Çadır nöbeti kurulduğu günden beri nöbet tutan esnaf Şaban Bekiroğlu, “Ben İkizdere de esnafım kahveciyim. Burada eylemdekiler köylülerim akrabam ve dayılarım. Alternatif taş ocakları var aşağıda iki tane onları kullansalar bizim için daha iyi olacak. Burada çayımız var, yukarıda arıcılık yapan komşularımız var. Buranın balı da çok meşhur. Bu güzelim vadimiz yok olmasın, taş ocağına kurban edilmesin, ben de komşularıma desteğe geldim” diye konuştu.

"BARINMA VE YAŞAM HAKKINA SALDIRI"

İkizdere’ye gelirken vadinin tamamen kıyıma uğradığını ifade eden İnsan Hakları Derneği (İHD) Rize temsilcisi Günay Karafazlı ise “İkizdere'ye gelirken yolları dağları vadileri gördüm, berbat bir şekilde katledilmiş her taraf. İşkencederede halk vadilerin yok olmasına karşı mücadele ediyorlar. Biz de onları bugün ziyarete geldik, doğanın katledilmesi, vadilerin yok olmasına karşıyız. İnsanların toprağına, suyuna, yaşam alanlarına, barınma haklarına sahip çıkması kadar daha insani bir şey olamaz. Bu vadideki insanlar da bunu yapıyor. Doğup büyüdükleri ve yaşamlarını sürdürdükleri topraklarını savunuyorlar. Buradaki katliam aynı zamanda insanların en temel hakkı olan barınma ve yaşama hakkında saldırıdır. Burada yaşam mücadelesi veren yurttaşlarımızın yanındayız” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Tüm Bel-Sen, 11. Olağan Genel Kurulunu topladı

SONRAKİ HABER

Aydın'da Olgun G. isimli erkek Necla Demirbaş'ı vurarak öldürdü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...