29 Haziran 2020 00:02

Tabip odaları seçimleri

Türkiye’deki 160 bin hekimin 101 bini TTB’ye üye. Ve AKP tüm resmî gücünü kullanmasına rağmen TTB yönetimini ele geçiremiyor. Hekimler bu düşüncenin TTB’yi yönetmesine izin vermiyor.

Fotoğraf: Demokratik Katılımcı Hekimler/Facebook

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Bugünlerde yoğun bir şekilde gündemimizde olan meslek odalarını hatırlamakta fayda var. Resmî olarak 1953 yılında kurulan Türk Tabipler Birliğini (TTB), 1954 yılında Türk Mühendis ve Mimar Odaları (TMMOB), 1969 yılında da Türkiye Barolar Birliği (TBB) izledi. Bunun yanında, Türk Eczacılar Birliği (TEB) gibi diğer meslek odalarına ait birlikler ve illerde odalar ya da şubeleri de hizmete girdi. Tüm meslek odaları, kamu niteliğinde kuruluşlar olup, anayasal güvence altındadır. Örneğin, TTB’in kuruluşu, 6023 sayılı yasa iledir ve görev tanımı bellidir.

Meslek odaları, mesleki alandaki gelişmeleri takip etmek, meslektaşlar arasındaki ilişkileri güçlendirmek ve meslek etik ilkelerini belirlemekle kalmaz. Anayasa ve yasalar, meslek odalarına ülkenin o alanda resmî otoritelerin koyduğu yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasına dair sorumluluklar da yüklemiştir. Örneğin, 6023 sayılı yasa ile, TTB’ye Halk Sağlığı konusunda yetki, görev ve sorumluluk vermiştir. Bugün TTB’nin, iktidar ya da bazı yerel yönetimlerin pek de hoşuna gitmeyen çaba ve çalışmaları, aslında tam da bu görev tanımı içine girmektedir.

Bunların yanında, ülkemizde meslek odaları ülkenin genel sorunlarına ait konularda da görüş belirtmeyi ve görev üstlenmeyi sürdürürler. Halk sağlığının, çevre sağlığının, insan haklarının hiçe sayıldığı yıllarda, bu meslek odaları halkın yanında mücadele etmiştir. Kimi zaman depremde halk sağlığı için mücadele ederken kimi yerde daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi talebi ile ülkeye sahip çıkmışlardır.

12 Eylül sonrası ülkedeki faşizm, meslek odalarını kapatmış yöneticilerini tutuklamıştır. İdam cezasına karşı çıkan, dönemin TTB başkanı Prof. Dr. Nusret Fişek yargılanmış, yaşatmak için yemin etmiş bir örgüt olarak TTB’nin idam cezasını onaylamasının mümkün olmadığını söyleyerek beraat etmiştir.

Bu geleneği sürdüren TTB ve tabip odaları 18 yıllık AKP iktidarında da sıkça baskıya uğramıştır. Gezi döneminde kapatma davaları, savaşı değil barışı savunan TTB yöneticilerinin 7 gün gözaltında tutularak yargılanmaları gibi. Kendi siyasi düşüncelerinde kamu ve işçi sendikalarını kurarak çalışanları zorla bu yandaş sendikalara üye yaptıran AKP zihniyeti, biat etmeyen TTB ve tabip odalarını etkisizleştirmek için yasayı değiştirmeye çalışıyor. Türkiye’deki 160 bin hekimin, 101 bini TTB’ye üye. Ve AKP tüm resmî gücünü kullanmasına rağmen TTB yönetimini ele geçiremiyor. Hekimler bu düşüncenin TTB’yi yönetmesine izin vermiyor.

2 yılda bir nisan aylarında oda seçimleri yapılır, haziran ayında da odalardan seçilen delegelerin tercihi ile TTB Merkez Konseyi iki yıllığına seçim ile göreve gelir. TTB ve tabip odaları atanmış değil, seçilmiş kurumlardır. Bu yıl nisan ayında yapılmasına karar verilen İzmir Tabip Odası seçimleri, pandemi nedeniyle ertelenmişti. Geçen ay içinde, dernek ve odaların ertelenen genel kurullarının yapılması için ilçe seçim kurulu odalara yazı gönderdi. İzmir Tabip Odası seçimli genel kurulu 4-5 Temmuz, çoğunluk sağlanamazsa 11-12 Temmuz’da yapılacak.

2 yılı aşkın süredir Oda yönetimini, 12 yıl sonra yeniden alan Demokratik Katılımcı Hekimler, bir kez daha yönetime talipler.

Biat etmeyen, halkla ve hekimlerle birlikte daha iyi bir gelecek için mücadele eden bir Oda için yeniden adaylar. 2 yıldır İyi Hekimlik değerleri için mücadele ederken, Soma’yı da Kaz Dağları’nı da unutmayan bir ekip olarak adaylar. Hekimlik etik değerlerini korurken, insanca yaşayacak maaş ve emeklilik için; asistanların daha iyi eğitimi için, yandaşın değil liyakatın geçerli olduğu demokratik bir üniversite için adaylar. Sayısı artmış tıp fakülteleri değil, nitelikli tıp eğitimini savunmak için adaylar.

Daha da fazlası, tam demokratik bir ülkede, barış içinde bir arada yaşam için adaylar.

Çağdaş, ücretsiz, nitelikli ve kolay ulaşılabilir bir sağlık hakkı için adaylar.

Saray’ın değil, hekimlerin ve halkın tabip odası olmak için adaylar.

Yolunuz açık olsun İyi Hekimler.

Ambleminiz Picasso’nun çiçekleri gibi açsın gönülleriniz.

Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI