Kampüs: Süreç iyi yönetilmiyor

Melodi TAŞ
Hacettepe Üniversitesi

Koronavirüs salgını önü alınamayan bir şekilde yayılmaya her gün binlerce vaka ortaya çıkmaya devam ederken biz de bu konuda alınan/alınmayan önlemleri 2 günlük sokağa çıkma yasağını ve sağlık çalışanlarının durumuna dair gözlemlerini Hacettepe Üniversitesi sıhhiye kampüsünde okuyan arkadaşlarımıza sorduk.

HERKESİN KENDİNİ İZOLE EDECEK BÜTÇESİ YOK

Odyoloji 3. Sınıf öğrencisi Sevgi Yöksel: “Bu aralar çok zor bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemde hepimiz aynı şeyi bekliyoruz; sağlık çalışanlarının, bilim insanlarının bütün dünyayı kurtarmasını. Böyle dönemlerde sağlık çalışanlarının değerini bir kez daha anlıyor ve onların emeklerini göz ardı etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Tabi ki sadece bu zor günlerde değil, sağlık çalışanlarına her zaman değer ve destek vermeliyiz. Bu salgın yüzünden onlar her gün hayatlarını riske atarak insanlığa yardım ediyorlar. Onlar da biliyorlar ki bu virüsün onlara bulaşma ihtimali oldukça yüksek. Kendilerine verilen ekipmanlarla korunmaya çalışıyorlar. Ekipmanların yeterliliği de tartışılır. Sağlık çalışanları arasından test sonuçları pozitif olan vakalar olduğunu biliyoruz. Bu yüzden bizim de onlara yardım edebilmek için kendimizi evde izole etmemiz gerekiyor. Alınan önlemlerin yeterliliği tartışılabilir tabi ki. Herkesin evde oturarak kendini izole edecek mali gücü yok çünkü. İşe gitmek zorunda olan ailesine bakmak zorunda olan çok sayıda insan var. Bu insanların da her gün işe gidip sonra evine dönmesi fazlaca risk taşımaktadır. Herkesin eşit koşullarda evinde oturmasına olanak sağlanmalı ve yardımda bulunulmalıdır. Toplumun sadece bir kesimine sokağa çıkma yasağı uygulayıp bir kesimine de siz işe devam edebilirsiniz dememek gerekiyor. Birkaç gün için yapılan bu sokağa çıkma yasakları da insanların hafta içi işe gitme zorunluluğu olduğu gerçeğini maalesef değiştirmiyor. Toplumda virüsü kimin taşıyacağının ya da kimin vefat edeceğinin bir garantisi yok. Gerekli koşulları sağlayarak bütün vatandaşların evde kendilerini izole etmeleri gerekmektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

PEK BİR YOL KATEDEMEDİK

Çocuk Gelişimi 4. Sınıf öğrencisi Zehra Altın ise: “Koronavirüs ile ilgili yapılan çalışmaların önlem olduğunu düşünmüyorum. Genellikle bu ülkede yapılması gerekenler ya her şey geçtikten sonra ya da tepkiler üzerine oluyor. Umreden gelen ilk kafile için herhangi bir önlem alınmaması, Avrupa ülkelerinden gelenlere test yapmayıp sadece ateşlerinin ölçülmesi, sağlık çalışanlarına korunma için ekipman sağlanmasında geç kalınması, halka yeterli bilgilerin verilmesinin de yayılmadan sonra karar verilmesi ve en son meydana gelen büyük şehirlerdeki sokağa çıkma yasaklarının da son dakika haber verilmesinden dolayı belki de günler içerisinde yayılamayacak virüsün birkaç saatte yayılmasına sebep olmuştur. Diğer ülkelerde Türkiye'den daha önce virüs yayıldığından onlarda dersler alınması gerekirdi. Tam tersine istatistiklere bakınca onların geçirdiği aşamalardan daha hızlı bir yükseliş söz konusu. Bir öğrenci ve genç olarak eğitim, sosyal yaşam, kültürel faaliyetler gibi birçok şeyin kısıtlanmasına rağmen herhangi bir yol kaydetmediğimizi görmek çok üzücü. Zaten yetersiz olan eğitim sisteminin hazırlıksız bir şekilde uzaktan yönetilmesi ve olanağı yetersiz olan öğrencilerin desteklenmemesi ülkede zaten var eşitsizlik ve kapitalizmin tırmandığını ve insanları daha çok çaresizliğe sürüklediğini görüyoruz” şeklinde aktardı.

Çocuk gelişimi 1. Sınıf öğrencisi Ezgi Orak ise, 2 günlük sokağa çıkma yasağı gerekli olduğunu ama bunu yeterli bulmadığını belirtti. Zaten şu an keyfi dışarı çıkmaktan çok insanlar işe gitmek zorunda oldukları için dışarı çıktığını, bu sebeple sadece hafta sonu ilan edilen bu yasağın virüs yayılımını azaltmada çok da etkili olmayacağını vurguladı.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI TEHLİKEDE

Fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü 1. Sınıf öğrencisi Buket Kara ise önlemlerin yeteri kadar iyi alınmadığını özellikle sokağa çıkma yasağının yasaktan 2 saat önce duyurulmasıyla birlikte insanların sokağa dökülmesiyle belki de günlerdir evde çıkmayan insanların bile evden çıktığını ve virüsün yayılımını artırdığını durumun daha da kötüye gideceğini düşündüğünü aktardı.

Eczacılık 2. Sınıf öğrencisi Elif Yıldırım ise: “Koronavirüsle mücadele kapsamında her gün çok fazla şey yaptıklarını söylüyorlar ama aslında olan farklı. Her gün milyonlar işe gitmeye devam ediyor. Herkes kendi tedbirini alsın demek bu noktadan çok havada kalıyor. Böyle bir durumda halka bir güvence sağlanmayıp olay Kurtuluş Savaşı’na bağlanarak halktan yardım isteniyor. Sağlık çalışanları yetersiz ekipmanla görevlerini sürdürmeye devam ediyor. Bugün örneğin İstanbul’da bir eczacının korona sebebiyle hayatını kaybettiğini öğrendik. Sağlık çalışanları arasında tüm bu yetersizliklerin sonuçlarını görebiliyoruz. Korona pozitif çıkan yüzlercesi var. Virüs yayılımının önüne geçmek için daha fazlasına ihtiyacımız var. 2-3 hafta boyunca herkese sokağa çıkma yasağı uygulanması, sağlık çalışanlarına gerekli ekipmanların sağlanması, aşı ve ilaç yapımına bütçe ayrılması ve hız verilmesi bunlardan birkaçı bence” şeklinde konuştu

Arkadaşlarımızla yaptığımız tüm bu sohbetlere baktığımızda sağlık öğrencileri arasında ‘sürecin iyi yönetilmediğinin’ genel bir kanı olduğunu özellikle son ilan edilen sokağa çıkma yasağının ve daha öncesinde alınmayan önlemlerin bunun bir göstergesi olarak görüldüğünü söyleyebiliriz. Bu yüzden virüsün yayılmasının önüne geçmek için zorunlu olmayan tüm üretim hizmetlerinin durması zorunlu olan işlerde de çalışanların korunacağı önlemlerin alınması ve sağlık çalışanlarının ekipman eksikliklerinin tamamlanması oldukça önemli bir yerde duruyor.