08 Nisan 2020 15:37

Koronavirüs salgını süreci azalan kadın cinayetlerini artırabilir

Bakan Zehra Zümrüt'ün açıklamasına göre kadın cinayeti oranı geçen yıla göre azaldı. Ancak salgın sürecinde şiddetin en çok yaşadığı evlere kapanan kadınlar açısında risk oldukça yüksek.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Hilal TOK

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi 2018 raporuna göre, kadınlar için en tehlikeli yer evleri. Bu nedenle birçok ülkeden koronovirüs salgını sürecinde evde kalmak zorunda kalan milyonlarca kadın şiddet riskiyle karşı karşıya. Diğer ülkelerdeki gibi Türkiye’de de kadınlar evlerinde şiddetle yüz yüze üstelik bu süreçte bu suçların adli mercilere yansıması da oldukça düşük olacağı öngörülüyor. 11 Mart’ta ilk vakanın çıktığı ve evlere kapanmanın başladığı günden sonraki 20 günlük süreçte tam 21 kadın katledildi, cinayetlerin birçoğu da evde gerçekleşti.

KARANTİNA SÜRECİ KADIN CİNAYETLERİNİ ARTIRABİLİR

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un açıklamasına göre ise kadına yönelik şiddet geçen yılın ilk üç ayına göre yüzde 22 azaldı. Bu durum kuşkusuz olumlu ancak bu azalışın devam edip etmeyeceği endişe verici. Çünkü salgında evde kalan kadınların maruz kalacağı şiddetin artacağı öngörüsü bu tabloyu değiştirebilir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformundan Gülsüm Kav, kadın cinayetlerindeki azalışı şöyle değerlendiriyor:

“Biz de son aylarda bir azalma ihtimali tespit etmiştik bunu çok önemli bulmuştuk, ancak ‘kadın cinayetleri azaldı’ demek için henüz ihtimal niteliği taşıyordu bu veriler, uzun zaman izlememiz gerekiyordu. Elbette bu ihtimali gerçeğe dönüştürmek için ‘elimizden geleni yapalım, daha çok mücadele edelim’ çağrılarımızı sürdürüyorduk ancak salgın başladı ve bu azalma ihtimali karantina dönemi ile birlikte tersine dönmüş durumda. Şu anda maalesef ki artış riski var; nitekim artış olduğunu bize gelen başvurularda da, yapılan açıklamalarda da görüyoruz… İlk 3 ay verisi geçen yılın ilk 3 ayına göre azalma gösteriyordu ama asıl 11 Mart'tan sonra karantina döneminde ne olduğunu bilmiyoruz. Karantina sürecinin ilk 20 gününde 21 kadın cinayeti gerçekleşti. Bu tablonun bütün bu karantina dönemi boyunca nasıl seyredeceğinden endişeliyiz. Çünkü karantina diğer ülkelerde de Türkiye'de de şiddeti artırmış durumda bu da öngörülebilir bir durum, çünkü şiddetin en çok vuku bulduğu ortam evler… Ve biz evlere hapsolmuş durumdayız. Bütün olağanüstü haller kadına şiddeti artıyor. Bu vesileyle yaşamış olduğumuz olağanüstü halde tedbir, şiddetin en çok görüldüğü mekan olan evlerimizde kalmak… Dolayısıyla kadın cinayetlerinde evet bir azalma vardı ama bu azalmayı açıklayan yetkililer bu süreçte karantinadaki artış riskine karşı nasıl önlemler aldıklarını da açıklamak zorundalar. Çünkü karantina sürecinde artma riski var.”

"BAKANLIK ‘ŞİDDETE KARŞI TEYAKKUZDAYIZ’ DİYOR AMA…"

Bakanın açıklamasına göre ise bu süreçte tüm önlemler alınıyor. Bakan Zehra Zümrüt Selçuk “Kadına yönelik şiddetle mücadelede rol alan tüm birimlerimiz ve hizmetlerimiz, bu zorlu süreçte de vatandaşlarımızın hizmetinde ve teyakkuz halindedir. Koronavirüs ile mücadelenin yoğunlaştığı bu dönemde Bakanlığımız  merkez teşkilatı ile taşra teşkilatımız ve diğer ilgili kamu kurumları arasında  kadına yönelik şiddete karşı alınan tedbirler 7/24 takip edilmekte, sorun  alanlarına hızla ve yerinde müdahale edilmektedir” diyor.

Ancak bu alınan önlemler yeterli mi ve ne kadar uygulanıyor sorusunun cevabı kadın örgütleri açısından "yeterli" cevabını ne yazık ki karşılamıyor.

KCDP’den Gülsüm Kav, özellikle alınması gerekilen önlem ve tedbirlere şöyle dikkat çekiyor: Kadınları koruma sorumluluğunda olan İçişleri Bakanlığı tarafından 2018 yılında yapılan KADES uygulamasının asıl yapıcıları tarafından bu dönemde hiç tanıtılmıyor olması çok şaşkınlık verici. Çünkü tam da bu dönemde iş görecek bir uygulama; kadınların evdeyken şiddet karşısında telefon etmeye bile zaman bulamadığı durumda telefonlarına indirebilecekleri ve tek bir tuşla kolluk güçlerini çağırabilecekleri bir uygulama. Yetkililer tarafından özellikle sık sık hatırlatılmalı ve tanıtılmalı bu uygulama. İkinci olarak 155 -156 -183 gibi resmi hatların bu dönemde güçlendirilmesi gerekiyor. Çünkü bu hatlar genel başvuru alıyorlar o hatlara ulaşamayıp da bize ulaşan ve ulaşamadıkları şikayetini dile getiren çokça kadın oluyor. O yüzden mutlaka kadına yönelik şiddet için ayrı bir hat oluşturulmalı, bu mevcut hatlarda güçlendirilmeli.”

"SIĞINMAEVLERİ HEMEN ŞİMDİ!"

Salgın sürecinde hızla açılan karantina mekanlarına dikkat çeken Kav, bu süreçte kadınlar içinde hızla sığınmaevleri açmanın mümkün olduğunu belirtiyor: "Bu süreçte, salgına ve şiddete karşı güvenceli mekan gerekiyor kadınlar için. Yani bu süreçte sığınmaevi ihtiyacı tam olarak ortaya çıkmış durumda. Almanya bu süreçte onlarca yeni sığınmaevi açtı, nasıl ki salgın için yeni mekan hızla oluşturulabiliyorsa kadınlar için de sığınmaevleri oluşturulabilir. Elimizin altında epeyce boş duran mekan da var özellikle tatil beldelerinde çok yıldızlı oteller olmak üzere. Bu bir sürü yıldızlı oteller kadınların hayatını kurtarmak için kullanılabilir. Ayrıca kadınların evden ayrılamadıkları durumda failin evden ayrılmasını sağlayacak uzaklaştırma kararlarının bu dönemde uygulanmasındaki pratik zorlukları görüyoruz yani salgın nedeniyle bu yapılamayabiliyor. Ama bu kadınların hayatına mal olmadan failler içinde salgına karşı tedbirler alınmış mekanlar yaratılmalı. Kullanılabilir mekanların böyle düzenlenebilir hale getirilmesi mümkün. Ama en önemlisi kadınlar için destek hatlarının olması, kadınların yalnız olmadığının belirtilmesi, 6284 yasasının bu dönemde de geçerli olduğunun sürekli bilgisinin verilmesi, salgınla mücadelede nasıl kamusal bilgilendirme veriliyorsa kadınların yaşadığı sorunlar içinde sürekli kamusal spotlar, bilgilendirmeler ve destek haklarının duyuruları yapılmalıdır…"

ÖNCEKİ HABER

Koronavirüs bulaşan ve 7 aylık hamile olan Şeyma Batmaz taburcu oldu

SONRAKİ HABER

İMO, Seyhan Belediyesindeki görevden almalara tepki gösterdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa