11 Mart 2020 03:40
Son Güncellenme Tarihi: 11 Mart 2020 08:21

Erdoğan: Koronavirüs tedbirlerimizden daha güçlü değil, kucaklaşmayacağız

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Koronavirüse karşı alınan önlemlere değinen Erdoğan, “Virüsten korunmanın ilk şartı temizliktir. Biz de geçtiğimiz cuma gününden itibaren kucaklaşmayı kestik” dedi.

İdlib’deki ateşkese ilişkin de konuşan Erdoğan, “Elbette henüz İdlib'de kalıcı bir çözüm bulunmuş değildir. Ateşkese ne kadar bağlı kalacakları belirsizdir. Daha şimdiden ufak tefek de olsa ateşkes ihlalleri yaşanmaya başlanmıştır. Rusya ile bu gelişmeleri paylaşıyor ve tedbir alınmasını bekliyoruz. Karşımızdakiler sözlerini tutmazlarsa bir öncekinden daha ağır şekilde üzerlerine gitmekten de asla kaçınmayız” ifadelerini kullandı. Erdoğan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Suriye’ye ilişkin açıklamalarına da tepki gösterdi.

KORONAVİRÜS ÖNLEMİ: KUCAKLAŞMAYI KESTİK

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Koronavirüsten gözetim altındaki vatandaşımızın sağlık durumu iyi. Tedavisi sürüyor. Ailesi de gözetim altında. Her türlü önlemi vakitlice aldık. Hangi önlemi alırsak alalım bu virüsten tamamen kurtulmak kolay değil.

Şu anda tek bir örnekten ibaret. Vaka Avrupa kaynaklıdır. Tüm bakanlıklarımız kurumlarımız ile işbirliği halinde uygulamalarını sıkı bir şekilde sürdürecektir. Virüsten korunmanın yolu temizliktir. Temizliği imandan sayan milletimiz için bu işin en kolay tarafıdır.

Tokalaşmayı, kucaklaşmayı kesip bu çerçevede üstümüze düşenleri yerine getirme gayretindeyiz. Türkiye bu sıkıntıyı kayıpsız atlatacaktır. Temennimiz budur. Hiçbir virüs tedbirden daha güçlü değildir. Yaşlı vatandaşlarımız ve bünyesi zayıf vatandaşlarımızın kalabalıktan bir süre uzakta kalması gerekiyor.”

“SÖZLERİNDE DURMAZLARSA KARŞILIK VERECEĞİZ”

“Gazilik şehadet bunlar bizim için çok çok yüksek mertebelerdir. Ülkemizin kısır döngünün içine düşürülmesine izin vermeyeceğiz. Ülkemizden mezhepçi rejim güçlerini ve teröristlerden uzak tutmakta kararlıyız.

İdlib’de gerçekleştirdiğimiz harekat diğerlerinden farklı olarak sadece teröristlere değil çok daha etkin bir güce karşıydı. Çok daha büyük mücadelelere hazır olduğumuzu gördük. Suriye rejimi kahraman askerlerimizin operasyonlarında ağır kayıplar vererek bu işin o kadar kolay olmadığını görmüştür.

İdlib’deki ateşkes ile oradaki halk ilk defa rahat nefes almıştır. Şimdiden ateşkese karşı ufak tefek ihlaller yaptıkları görülüyor. Rejimi ve onu destekleyen milislerin yaptıkları yığınakları yakından takip ediyoruz. Biz verdiğimiz söze bağlı kalırız. Ama sözlerinde durmazlarsa daha ağır bir şekilde üzerlerine gitmekte kararlıyız.”

“ATEŞKESİ GÜCÜMÜZ YETMEDİĞİ İÇİN YAPMADIK”

"Bay Kemal İdlib’de kaç gözlem noktamız var bilmez. Bay Kemal bunları bil. İstersen seni oraya gönderebilirim. Takip etmiyor. Bunun akıl hocaları maalesef çok çok farklı.

Kendi vatandaşlarını katleden Suriye askerini savunuyor. Bizim gözlem noktalarını Suriye askeri koruyormuş. Suriye askeri kendini koruyamıyor ya. Eline dizine dursun. Kahraman Türk askeri hiçbir zaman Esed’in korumasına mahkum değildir bunu bil Bay Kemal.

Sen kendin korunmaya mahkum olabilirsin, bu milletin evlatları değil. Türkiye, geçici ateşkesi ve buna bağlı anlaşmaları gücü yetmediği için değil, sürdürülebilir ve makul bir çözüm yolu bulunabilmesi için yapmıştır.

Bizim sınırlarımızdan güneye doğru o bölgede briket barakalar yapmaya başladık. Şu an 1500-2000 kadar yapılmış vaziyette. Oradaki mültecileri daha konforlu barınaklara yerleştirelim. Onları şu soğuk kış mevsiminde soğuklardan kurtaralım.

Ülkenin 3’te 1’i bölücü terör örgütünün kontrolü altındayken çözüme varılması mümkün değildir. Hakikatlerin üzerini kapatmakla çözülmez. Öncelikle ülkeyi bölücü terör örgütünden kurtarmaları gerekmektedir. Suriye’nin doğru adımlarla çok kısa sürede çözüme ulaşacağına inanıyorum. Israrla ülkemiz kontrolü altında rahat yaşayan halkın bulunduğu yerlere tacizlere de fırsat vermeyiz."

KILIÇDAROĞLU’NA HAKARETLER SÜRÜYOR

“Türkiye Suriye'de yaşanan krizin de, bunun sınırlarımızda açtığı sorunun da Allah'ın izniyle üstesinden gelir. Asıl sorun içerideki sabotajların önüne geçebilmektir. Bu iradeyi kırmayı hedef alan her saldırı bizim için terör örgütlerinin ve diğer tüm güçlerin saldırılarından çok daha tehlikelidir. Milletimizin mücadele azmini kırmaya yönelik saldırıların koç başlığını ise CHP'nin başındaki zat yapmaktadır. Dün akıl ve izanla bağdaşmayan değerlendirmelerde bulunmuş. Bu kişi liderler düzeyinde hiçbir toplantıya katılmamıştır. Böyle bir toplantıya nasıl girilir, nasıl çıkılır, nasıl anlaşılır bilmiyor. Baş başa görüşme nedir haberi yok. CHP kürsüsünden sorumsuzca konuşmakla devlet yönetimini birbirine karıştıran densiz bir zatla karşı karşıyayız. Ya sen bir set kumpasıyla CHP'nin başına getirildin. O günden bu güne izlediğin tek bir siyaset var o da milletimizin taraf olduğu her meselede Türkiye'nin karşısında olmaktır. Avrupa'ya bizi şikâyet edince terfi mi alacaksın?​”

“ARKADAŞLAR DİYEREK TERÖRİSTLERDEN YANA OLUR”

"Ülkemizdeki diğer partilerin bir kısmıyla da anlaşamadığımız hususlar olsa da ülkemizin ve milletimizin temel çıkarları konusunda askeri bir zeminde buluşmaya gayret ediyoruz. Sadece Kılıçdaroğlu'nun güdümündeki parti ülkemize husumet çizgisinde yürümekte ısrarcıdır. CHP vesayetin sözcülüğüne ve avukatlığına soyunur. CHP, arkadaşlar diyerek teröristlerden yana olur. Bazı milletvekilleri de bu teröristlerin merasimlerine katılır ve tabuta omuz verir. Türkiye FETÖ ile mücadele eder, CHP kontrollü darbe diyerek işi sulandırmaya çalışır.”

TUTUKLU GAZETECİLER

“Ülkemizde de suç olan istihbarat mensuplarının ifşa edilmesi eylemini işleyenleri en hararetle savunan da kim? Yine CHP. Bu partinin ülkemize çağ atlatan dev projelere gösterdiği tepkileri de saymıyorum.”

SINIRDA BEKLEYEN MÜLTECİLER: ENGEL OLMAMA KARARI ALDIM

“Avrupa'ya gitmek isteyen sığınmacılara engel olmama kararı aldım. Gitmek istiyorlar, biz de önlerini zorla kapamıyoruz. Eğer adil yük paylaşımına yaklaşmazsanız biz kapıları açacağız dedim. Bunları kendilerine söyledim. Bunlar zannettiler ki ben şaka yapıyorum. Ve kapıyı açtık. Misafirlerimiz gidiyor mu, gidiyor. Zaten kimseyi ülkemizde zorla tutma gibi de bir sorumluluğumuz yok. Cenevre Sözleşmesi bu kişilerin Yunanistan'a oradan da diğer ülkelere geçilmesine izin verilmesi gerektiğini söylüyor. Ama Yunanistan sığınmacılara şiddet uygulayarak geri göndermeye çalıştı.

Yunanistan’ın yaptıkları ile Nazi kamplarında yapılanlar arasında fark yoktur. Batı bunları duyuyor mu? Sorun bu? Brüksel seyahatinde kendilerine bunları anlattın. Yıllar boyunca kapısına gelen herkese kapısını açan bir ülke olarak bu tablo karşısında üzüntülüyüz.

İnsanlık suçu işleyen Yunanistan’a kimse ses çıkarmıyor? Hangi toplantı olursa olsun bu görüntüleri biz anlatacağız." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesindeki tacize "görevsizlik", dosya YÖK'e gönderildi

SONRAKİ HABER

Koronavirüs vakası sonrası Milli Eğitim Bakanı Selçuk okul tatili ile ilgili konuştu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa