21 Şubat 2020 00:54

İlhan Uzgel ve Kerim Has değerlendirdi: İdlib ısrarı risklerle dolu

Prof. Dr. İlhan Uzgel ve Rusya Uzmanı Kerim Has, Suriye ve İdlib'te yaşanan son gelişmeleri Evrensel’e değerlendirdi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

İdlib gerilimi tırmanarak sürüyor. Milli Savunma Bakanlığı, İdlib’de iki askerin yaşamını yitirdiğini, 5 askerin de yaralandığını duyurdu. Aynı saatlerde Anadolu Ajansı, "ılımlı" muhaliflerin İdlib’in Nayrab kasabasında Suriye ordusuna operasyon başlattığı haberlerini paylaştı. Haberler sonrası açıklama yapan Rusya Savunma Bakanlığı ise Rus hava kuvvetlerinin devreye girmesiyle saldırının püskürtüldüğünü belirtirken, Türkiye’ye "silahlı militanlara desteği durdurma" çağrısı yaptı.

Yaşanan gelişmeleri Evrensel’e değerlendiren uzmanlar, İdlib’deki ısrarın risklerle dolu olduğuna dikkat çekiyor.

Prof. Dr. İlhan Uzgel, daha önce İdlib’de hayatını kaybeden askerler olduğunu hatırlatarak, askeri harekatın hem siyasi ve diplomatik hem hukuki ve askeri açıdan maliyetli sonuçları olacağına dikkat çekiyor. "Amerika Suriye’deki çatışmadan rahatsız değil" diyen Uzgel’e göre Türkiye’nin bu çatışmaları yeni bir boyuta taşıması Amerika’nın çıkarlarına uygun.

Rusya Uzmanı Kerim Has’a göre, İdlib’de söz konusu olan Türkiye’nin çıkarları değil, AKP’nin-Erdoğan’ın "siyasi" hırsları. Gözlem noktalarında Suriye ordusunun kontrolünde bulunan askerlerin bu nedenle çekilmediğini söyleyen Has, “Ankara’daki iktidar, Suriye’den gelen ‘şehit haberlerinin’ kendi bekasının devamı adına adeta ‘benzin’ görevi gördüğünü düşünüyor” dedi.

İLHAN UZGEL: SİYASİ, ASKERİ, DİPLOMATİK SONUÇLARI AĞIR OLUR

Prof. Dr. İlhan Uzgel, doğrudan bir harekat ihtimalinin düşük olduğu görüşünde. Türkiye’nin kendisini “Sanki bir çatışma olacakmış gibi” hazırladığını, bölgeye asker yığınağı yaptığını hatırlatan Uzgel, “Yani burada askeri açıdan öncelikli niyeti caydırıcı olmak. Niye böyle diyorum? Biliyorsunuz İdlib’deki Türk gözetleme noktaları Suriye ordusunun kontrol ettiği yerlerde kaldı, en azından bunların güvenliğini sağlayıp, yüksek bir yığınakla da caydırıcılığı elde etmeye çalışıyor ki saldırı olmasın. İlk aşaması bu” dedi.

İkinci aşamanın “Suriye birliklerini Soçi Mutabakatı sınırlarının ötesine püskürtmek” olduğunu söyleyen Uzgel, şöyle devam etti: Bu daha riskli bir hareket olur. Hem siyasi ve diplomatik açıdan hem hukuk açısından hem de askeri açıdan çok daha maliyetli sonuçlar verecek bir harekat olur. Onu beklemek daha düşük bir ihtimal. Çünkü bir başka ülkenin topraklarındasınız sonuçta ve onunla savaşarak alanınızı genişletmeye çalışıyorsunuz. Bunun Arap dünyası dahil olmak üzere dünyada algılanışı, özellikle Rusya’da algılanışı son derece olumsuz olur. Yani istediğiniz kadar asker yığın, sonuçta bir başka ülkenin toprağındasınız. Üstelik Türkiye askeri birlikleri ve gözetleme noktaları son derece yorulabilir noktalarda. Harekatın çok riskli sonuçları olur; çünkü karşı hamle gelebilir ki daha önce zaten asker ölümleri yaşanmıştı. Bunun devamı gelirse bedeli iç politikada da ağır olur, onu kaldırabileceğini çok fazla zannetmiyorum.

Yine de sürpriz adımlar olabileceğini söyleyen Uzgel sözlerini şöyle sürdürdü: Bütün bunlar bu riskleri ne kadar göze aldığı ile ilgili, mesela asker kaybını göze alacak mı ya da uluslararası alanda daha saldırgan görünmeyi, şimdiye kadar Türkiye mutabakata uyuyor görünüyordu çünkü, göze alacak mı?

"BİR YERDE ‘STRATEJİDEN’ BAHSEDİLİYORSA HALKLAR KAYBEDİYOR DEMEKTİR"

2011’den bu yana Suriye’de yaşanan süreci bölge halkları açısından da değerlendiren Uzgel, şunları söyledi: Strateji, güvenlik falan lafları başlayınca halkların kaybı başlıyor. Yani bir yerde stratejiden konuşuluyorsa, orada halkların kaybettiği bir süreç başlamış demektir. Biz de bunu yaşıyoruz, yalnızca Suriye değil, bütün bölge halkları bunu yaşıyor.”

"AMERİKA SURİYE’DEKİ ÇATIŞMANIN SÜRMESİNİ İSTİYOR"

Peki, ABD bu tartışmaların neresinde? ABD Başkanı Donald Trump, “Erdoğan ile İdlib konusunda birlikte çalışıyoruz” derken Cumhurbaşkanı Erdoğan “ABD ile her an her türlü dayanışmamız olabilir” diye konuştu.

ABD’nin tutumunu değerlendiren Prof. Uzgel, şunları söyledi: Amerika Türkiye’nin İdlib’de kalmasını, İslamcı radikallerin de varlığını sürdürmesini istiyor. Sonuçta bunların bir kısmı Amerika’nın eğit-donat programıyla eğittiği, bir kısmını Türkiye ile birlikte oraya soktuğu, göz yumduğu savaşçılardan oluşuyor. Amerika zaten Suriye’deki çatışma dinamiğinden rahatsız değil, Türkiye’nin de bunu yeni bir boyuta taşıması Amerika’nın çıkarlarına aykırı değil, o nedenle de Amerika bu konuda Türkiye’nin arkasında. Türkiye’nin böyle rahat hareket etmesinin arkasında yatan nedenlerden biri de bu zaten.

Amerika ile Rusya’nın hiçbir zaman karşı karşıya gelmediğini ve gelmeyeceğini ifade eden Uzgel, “Bugün de olduğu gibi, diğer ülkeler yoluyla gayet güzel idare ediyorlar. Suriye ordusu ile Türkiye’nin bir cephe savaşı olur, Rusya ile değil, Rusya savaşmaz Türkiye ile, arkasında Amerika ve NATO var, onları da çağırdı göreve. Amerika da Türkiye’yi Rusya karşıtı cephede tutmak için yeni bir araç buldu, o bakımdan burada Rusya’ya dokunmadan Suriye ordusu ile karşı karşıya gelmeyi umut ediyor” dedi.

KERİM HAS: HAREKAT, ERDOĞAN’IN ‘SİYASİ HIRSLARI’ NEDENİYLE MASADA

Rusya Uzmanı Kerim Has’a göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İdlib’e harekat an meselesi” açıklaması da, Rusya’nın “Ankara’nın Suriye topraklarında Suriye ordusuyla savaşa girmesi en kötü senaryo olur” yanıtı da ciddiye alınmalı. Has, “Türkiye’nin çıkarları gerektirdiği için değil ama kendi siyasi hırsları ve hevesleri uğruna Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye ile savaşma seçeneğini ciddi olarak değerlendirdiği kanısındayım. Zannımca iktidar, Suriye’den gelen ‘şehit haberlerinin’ kendi bekasının devamı adına adeta ‘benzin’ görevi gördüğünü düşünüyor ve hesaplıyor” dedi.

İdlib’de etrafı Suriye ordusu tarafından kuşatılmış ve erzak ihtiyacı da dahil tüm ihtiyaçları Rusya gözetiminde giderilmek durumunda kalan Türk gözlem noktalarındaki askerleri çekmemesini de bunun işareti olarak değerlendiren Has, “Bir savaş patlak verdiğinde muhtemel ki öncelikli hedef haline gelecek, rejim güçleri tarafından çevrelenmiş Türk askeri, bölgede adeta ve nedensizce rehin bırakılmış durumda” diye konuştu.

DARBE TARTIŞMALARI SURİYE’DEKİ DURUMDAN BAĞIMSIZ DEĞİL

AKP iktidarının Suriye nedeniyle Rusya ile yaşadığı gerilimin, içeride "milliyetçi ve Avrasyacı" olarak bilinen gruplar başta olmak üzere "derinlerdeki bileşenleriyle" arasındaki çekişmeleri ve görüş ayrılıkları daha fazla su yüzüne çıkarttığına dikkat çeken Kerim Has, son günlerde hararet kazanan darbe tartışmalarının ve suikast iddialarının Suriye’deki gelişmelerle doğrudan ilişkili olduğunu düşünüyor.

"RUSYA’NIN, ŞAM’A DESTEĞİ ARTAR"

Erdoğan’ın harekat açıklamasına Rusya adına yanıt veren Dmitri Peskov’un “İdlib için en kötü senaryo olur” sözlerini değerlendiren Kerim Has’a göre Rusya’nın politikası net: Birincisi özellikle, M4 ve M5 otoyollarının Şam’ın kontrolüne geçtiği, terör ve cihatçı unsurların Türkiye sınırına doğru ötelendiği ve en azından kuşatılmış Türk askerlerinin bölgeden çıkartıldığı güncellenmiş bir Soçi Mutabakatı. Ama bu mutabakatın da yine geçici olacağı ve bir müddet dinlendikten sonra rejim güçlerinin İdlib’de ilerleyeceği çok aşikar.

İkincisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye topraklarında Türk ordusuna herhangi bir saldırı olmaksızın doğrudan ve açıktan Suriye ordusu mevzilerini hedef alması Rusya’nın zaten arkasında durduğu Şam yönetimine verdiği desteğin artmasına yol açar. Bu takdirde Türk ordusu karşısında, sadece Esad rejim güçlerini, Hizbullah’ı ve İran destekli milisleri değil, Rusya’yı da bulur. Rusya, çatışmalar İdlib ile sınırlı kalmayıp Afrin ile Barış Pınarı bölgesine de sıçrarsa, Suriye Kürtlerini de devreye sokup Ankara’nın sahada bir ‘hezimet’ yaşaması sonucunu doğurabilecek bazı kritik adımlar da atabilir.

AKP iktidarının ise rejimi İdlib’de 1.5 yıl önceki sınırlara doğru geriletmek istediği görülüyor. Ankara’nın bu hedefine mevcut şartlarda varabilmesinin imkansız olduğunu söylemek abartı olmasa gerek.

Has, bütün bu ihtimallerin “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güncellenmiş ve haritası değişmiş bir İdlib’e geçici de olsa razı olup olmayacağı” ile ilişkili olduğunun altını çizdi.

"RUSYA, ESKİ VE YENİ DOSYALARI RAFTAN İNDİREBİLİR"

Rusya Uzmanı Kerim Has, Ankara, Suriye’yle doğrudan savaşa girmesi halinde Moskova’nın uçak krizi zamanında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özür dilemesine yol açan süreci başlatan BM Güvenlik Konseyine sunduğu IŞİD dosyalarını raftan inebileceğini, hatta bunları yenilerinin de takip edebileceğini kaydetti. Has, şöyle devam etti: Suriye’deki envai çeşit savaşçılarla ilişkilerden Libya’ya cihatçı transferine, 2011’de adamları Moskova Vnukovo havaalanında yakalanan Reza Zarrab defterlerinden 15 Temmuz’un iç yüzüne kadar bir kısım ‘kirli çamaşırlar’ın dökülmesine neden olabilecek bu tarz kişisel ‘şantaj aletleri’ Pandora’nın Kutusu içinde zaten uzun süredir açılıp kullanılmayı bekliyor.

Kremlin’in uçak krizinden öğrendiği en önemli hususlardan biri Türkiye’yi ülke olarak karşısına almaktan ziyade, yöneticilerini kıskaca alarak daha hızlı ve kolay sonuç alabildiği gerçeği oldu. Yoksa ne Türkiye’nin askeri açıdan zerre ihtiyaç duymadığı S-400’leri Ankara’ya satabilirdi ne de karşılığında Ankara’ya hiçbir şey vermeden Türk Akımı’nı bu kadar hızlı inşa edebilirdi. Dolayısıyla İdlib’e NATO’yu çağırma, Trump’ın himmetine muhtaç olma, ABD’nin Suriye’de hava harekatına girişmesine teşvikçi bir pozisyon takınma gibi eylemlerin olası faturası muhtemel ki Ankara için savaşın maliyetini artırmaktan başka bir işe yaramayacak.

ÖNCEKİ HABER

Rusya’dan Türkiye açıklaması: Suriye'deki teröristlere destek vermeyi durdurun

SONRAKİ HABER

Ambulans şoförüne bıçak çeken hasta yakını tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...