14 Aralık 2019 00:45

Tekstil işçisi: "Çocuğumuzu okutabilmek için kredi çektik"

Çiğli'de görüştüğümüz emekçiler asgari ücretin düşüklüğünden şikayet ediyor.

Güzeltepe Mahallesi | Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Sinem KILIÇKAYA
Barış İPEK
İzmir

Asgari Ücret Tespit Komisyonunun toplantıları sürerken Çiğli’nin işçilerin yoğun olarak yaşadığı Güzeltepe Mahallesi’nde görüştüğümüz emekçiler geçinemediklerini söylüyor. Tekstil işçisi bir kadın çocuğunu okutabilmek için kredi çektiklerini söylüyor.

Kışın gelmesiyle birlikte mahallede odun ve kömür tedariki hızlanmış durumda. Kestikleri odunları depolarken karşılaştığımız, 10 yıldır tekstil işçiliği yapan bir kadın asgari ücretin 3 bin liradan aşağı olmaması gerektiğini söylüyor. Kadın işçi, ülkede asgari ücrete gelmeyen zammın her şeye geldiğini söylüyor. Çalıştıkları fabrikanın üretimi durdurduğunu ve 2 aydır çalışmadığını belirten işçi, “2 aydır pazara gidemiyorum, üniversitede okuyan bir çocuğum var, eşim çalışıyor da zar zor onu okutuyoruz” diyor. Evlerinin kira olmaması ve tek çocukları olması sayesinde zar zor geçinebildiklerini söyleyen işçi, “Çocuğumuzu okutmak için kredi çektik, yevmiyeli işlere, ev işlerine gidiyorum” diyor. Patronun işyerini kapatmasına karşın hâlâ işten çıkışının verilmediğini dile getiren işçi, bu yüzden işsizlik ödeneği de alamadığını söylüyor.

"PATRONA YÜZDE 400 İŞÇİYE EVDE YOKUZ"

3 yıldır bir kimya fabrikasında çalışan başka bir işçiyle konuşmak için evinin çatısına çıkıyoruz. Bir tarafta deniz manzarası diğer tarafta tüten bacalardan gelen yoğun koku... Çatıda, içinde ahşap işçiliği için malzemeler olan bir oda var. İşçinin hobi olarak başladığı iş, zaman içerisinde ek gelir olmuş. Çalıştığı fabrikada patronun satış marjlarını yükseltmek ve kendine lüks bir yat almak için uğraştığını ifade eden işçi, “Bu sayede patron kârını yüzde 400 artırdı ama işçiye gelince ‘Evde yokuz’ diyorlar” diyor.

"TAZMİNATI KURTARMAK İÇİN GİRDİ ÇIKTI YAPIYORUZ"

İnsanca geçinebilmek için asgari ücretin en az 4 bin lira olması gerektiğini belirten işçi, “Kiralar bile 1500 lirayken insanlar bu maaşla nasıl geçinecek? Asgari ücrete yapılan zam daha elime geçmeden enflasyona ezilip gidiyor. Bu yetmezmiş gibi bir de işçilerin kıdem tazminatına göz diktiler” diyor. Hükümetin kıdem tazminatını gündeme getirdiği günden beri işyerlerinde girdi çıktı yapmaya çalıştıklarını, bu sayede kıdem tazminatlarını kurtarmaya çalıştıklarını anlatıyor. Ayrıca emekli maaşlarına da değinen işçi, “Milletvekilleri 2 yılda emekli oluyor maden işçisi 10 yılda emekli olamıyor. Hâlâ kendi maaşlarına zam yapıp emeklinin alamadığı 1000 lirayı çok görüyorlar” diyor. Bunca sorun karşısında işçilerin örgütlenmesi gerektiğini dile getiren işçi, “Mahallede, işyerinde hatta evde ailenle bile örgütleneceksin, okuyacaksın, bilinçleneceksin” diye ekliyor.

"KRİZ VAR AMA KABUL ETMİYORLAR"

Güzeltepe’de mahalle arasında bir tekstil atölyesinde çalışan bir başka işçi ise asgari ücretin en az 3 bin 500 lira olması gerektiğini söylüyor. Ülkede kriz olduğunu ancak bunun kabul edilmediği ifade eden işçi, çarşıda pazarda yüzde yüzlük bir fark olduğu, eskiden 50 TL’ye girdikleri pazardan şimdi 100 TL’ye çıkamadıklarını belirtiyor. 2 çocuk sahibi olduğunu, okul masraflarının cep yaktığını anlatan işçi, elektriğe, suya gelen zam karşısında aldıkları ücretlerin komik rakamlar olduğunu söylüyor.

Yine mahalle arasında bir başka tekstil atölyesinde çalışan bir işçi de İstanbul’dan İzmir’e yeni geldiğini, İzmir’de de kiraların çok yüksek olduğunu belirtiyor. İşçilerin bir dokun bin ah işit durumunda olduğunu söyleyen işçi, “Bu devirde kim geçinebiliyor ki, söylenecek çok şey var da dilim varmıyor” diyor.

"ASGARİ ÜCRET EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI OLMALI"

Mahalle arasında işe gitmek için otobüs bekleyen bir otel çalışanı ise asgari ücretin 3 bin liradan az olmaması gerektiğini belirterek, “Aslında doğru olan asgari ücretin en düşük memur maaşı ile eşitlenmesidir” diyor. Birçok temel tüketim maddesine sürekli zam geldiğini, yeni yılla birlikte tekrardan zamların gelmeye başlayacağını dile getiren işçi, yapılan zamlar nedeniyle geçinemediğini söylüyor.

Mahallede dolaşmaya devem ederken inşaatta çalışan işçilere denk geliyoruz. İşçiler “Asgari ücret en az 4 bin lira olmalı. Zam yapmıyorlarsa bari temel ihtiyaçlara yapılan zamları geri alsınlar” diyor. İşçiler yevmiye usulü çalışsalar da asgari ücretin kendilerini de etkilediğini anlatıyor: “Patronlar 100 TL yevmiye veriyorsa sigortamızı 50 TL’den gösteriyor, bazen çalıştığımız yerlerde aylarca maaş alamadığımız oluyor. Patronların arkasında devlet var. İşçi ve emekçilerden alınan vergiler çok fazla. Asgari ücretin vergi dışı tutulması gerekir. Vergiye verilen kısımlar işçilere verilse en azından bir nebze rahat ederiz. Asgari ücrete yapılan zamlar diğer ürünlere yapılan zamlarla geri alınıyor.”

Reklam