Egemen iktidarın kurma kolu: Taraftar medya

Cemre KAVALA

Kocaeli

Bir gün uyanıyoruz ve Kaz Dağlarında siyanürle altın araması yapıldığı haberiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bir yanda Salda Gölü’nde millet bahçesi yapılmasına ilişkin karar alındığı haberi çıkıyor. Diğer yanda hazine arama bahanesiyle boşaltılan Dipsiz Göl. Bu bahsettiklerim sadece gündemimizde yer edinebilmiş doğa talanına örneklerden birkaçı. Türkiye’de son yıllarda doğa talanı önü alınamaz biçimde arttı. İktidar, kar hırsıyla hiçbir değeri önemsemeden kültürel, tarihi tüm alanları, doğayı ranta açmaya devam ediyor.

MEDYA VE İKTİDAR İLİŞKİSİ

Geçtiğimiz günlerde TBMM’de 13 adet termik santrale “havayı kirletme izni veren” olarak adlandırılan yasa yeniden gündeme geldi. Şubat 2019’da meclis gündeminden çıkarılan yasa, santrallere hava baca filtresi takmadan iki buçuk yıl daha çalışma izni veriyor. Teklif önce AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. Gündeme gelişiyle oluşan tartışmalar ve tepkilerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düzenlemeyi doğru bulmadığı için veto ettiği açıklaması yapıldı. Tartışılan bu teklifin medyada yansıması ise başka oldu. Bu olay iktidarın medya üzerindekini gücünü de göstermiş oldu. 28 Kasım günü CNN Türk televizyonunda yayınlanan “Günün Ekonomisi” programında spiker Beste Uyanık filtre takılma işlemi sırasında verilecek aranın maliyetini Yatağan Termik Santrali üzerinden hesaplayan bir yayın yaptı. Peki, bu yayından çıkan sonuç neydi? Öncelikle burada tartışmayı kanal ve sunucu üzerinde yoğunlaştırmak medyanın durduğu yeri tartışmamızın önünü keser. Burada tartışmamız gereken kanalın medya içindeki konumu ve iktidar ile ilişkisi.

HİZMET ARACINA DÖNÜŞEN MEDYA

Teknolojinin gelişimiyle medya etkisini arttırmaktadır. Özellikle sosyal medya kullanımının güçlenmesi ve anlık haber alınışının artışı medyanın etkisinin artmasında büyük rol oynamıştır. Bu gelişmeler de kapitalist sistem içindeki egemenlerin medyayı kullanım gücünü etkilemiştir. Çünkü medya devlete egemen olan grubun görüşlerini, fikirlerini, gündemlerini halka aşılamak ve bunları savunmak amacı gütmektedir. Onlar için medya kendi güçlerini ve koltuklarını sağlamlaştırmanın bir aracıdır. Bu noktada da bunu iyi kullanmalı ve kendi ideolojisini, hegemonyasını burada en yaygın şekilde servis etmelidir. Günümüzde bunu çoğu televizyon kanalında ve gazetede görüyoruz. İktidar, medyanın gücüyle kendi gündemini, fikirlerini en yaygın şekilde topluma dayatmakta ve ideolojisini yaymaya hızla devam etmektedir. Egemenler, medyayı propaganda aracı olarak kullanırken medya patronlarını da yanlarına almayı ihmal etmezler. Bugün medya patronları da kendi koltuklarını sağlamlaştırmak için iktidar ile ortak hareket etmekte, kendi yayın araçlarını onların hizmetine açmaktadır. Bunun bir örneğini Doğan Grubunun satışının ardından başlayan işten atmalar ve sendikal hareketin engellenmesinde gördük.

EVRENSEL SUSMAZ

İktidarın medyayı propaganda aracı olarak kullanmasının bize gösterdiği bir şey daha var, o da medya patronlarının durduğu yer. Medya patronları, kendilerine yukarılardan bir yer bulabilmek için egemenlerin sözcülüğünü yapmak için yarışır hale gelmektedir. CNN Türk yayınının hazırlanışı, sunuluş şekli de buna gösterebileceğimiz en iyi örneklerden biri olmuştur.

Medyayı sözcüsü olarak kullanan iktidar tek başına bununla yetinmiyor. Aynı zamanda karşısına çıkan muhalif her sesi susturmaya, bastırmaya çalışıyor. Kendi ideolojisinin karşısında yer alan, kendi çıkarlarına ters düşen her yayını susturma çabasını son yıllarda daha da arttırmıştır. Bunun en iyi örneğini Evrensel gazetesine ve emekçilerine açılan davalar ve gelen cezalarla gösteriyor.

İktidar Evrensel gazetesini neden hedefine alıyor? Çünkü Evrensel gazetesi kurulduğu günden bugüne okuyucuları ve emekçileriyle halkın sesi olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Toplumun her kesimine hitap eden, her görüşten yurttaşın fikrini sayfalarına taşıyan Evrensel bugün fabrikasında grev yapan işçilerin yanında gece gündüz demeden onlarla bekleyip, onların her bir talebini bizlere duyurmaktadır. Okulumuzda, fakültemizde, yurdumuzda yaşadığımız bir sorunu gündemine alan, ülkenin dört bir yanındaki gençlerle bizi buluşturan bir gazetedir. Şöyle ki Genç Hayat’ın önceki sayılarında Kocaeli ve Adana’da kadın yurdunda kalan arkadaşlarımızın aynı problem karşısında birbirlerine çözüm sundukları, destek oldukları mektupları okuduk. Bu mektuplar da Evrensel’in yerini bize göstermesi açısından bir örnektir. Evrensel pazarda, fabrikada, okulda bulunduğumuz herhangi bir yerde sesimiz olmaya devam edecektir.

İKİTİDAR SÖZCÜLERİNE KARŞI EVRENSEL İLE DAYANIŞMA

Evrensel 25 yıldır yayın hayatına devam eden ve her gün daha da güçlenen bir gazete. Evrensel gazetesi bu ülkenin dört bir yanındaki her bir işçinin, gencin, kadının, emekçinin sesini tek bir noktada birleştirip bunu duyuran bir sestir. Onların haklarını, mücadelelerini sahiplenen ve sonuna kadar haklının yanında olan bir gazetedir. Üstelik sadece ülkemizde değil dünyanın dört bir yanındaki tüm haksızlıklara ses çıkaran bir yerdedir. Evrensel gazetesi bugünün medyasında egemenlerin yanında durmak yerine doğrunun, haklının yanında durarak hareket etmektedir. Gazetecilik ilkelerine bağlı, egemenlerin tarafında değil işçinin, emekçinin, kadının, gencin en çok da gerçeğin tarafındadır. 25 senedir karşısında tek söz olan medyaya rağmen yılmadan gerçeği söylemeye devam ediyor. Egemenlerin sözünün karşısında yer alması baskıları da getirmiş oldu. Ancak tüm baskılara, cezalara rağmen basın ve halkın haber alma özgürlüğünden vazgeçmeden savunarak bugün gelmiştir.

Aslında ele aldığımız örneklerle bir kez daha yanında durmamız, sahip çıkacağımız şey ortaya çıkmış oluyor. Bugün iktidarın sözcüsü haline gelmiş medyanın karşısında Evrensel gazetesine sahip çıkmaz başta okuyucuları olmak üzere hepimizin görevidir.