11 Aralık 2019 21:32

Tekil çabalar değil kitlesel birliktelikler

Erdal’ın, insanlığın tüm tarihsel birikimiyle vücut bulan işçi sınıfına kesin bir bilinçle bağlanmasının nedeni burada yatmaktadır.

Paylaş

Ekin Yoldaş KALI

Ankara

 

Erdal Eren, on yıllardır faşizme karşı mücadelenin, baskı ve zor koşullarında tereddütsüz devrimciliğin, örgütlü ve baş eğmez militanlığın imgesi haline gelmiştir. İnsanlığın kesin kurtuluşu için savaşımda kökleri her geçen gün derinleşen bir ağaç, yolu döşeyen taşlardan biridir. Henüz 17 yaşındayken yargılanıp korku ve gözdağı için darağacına çekilmesiyle bilinir. Genç bir komünist olarak davasına olağanca bağlılığıyla işçilere, emekçilere ve gençlere egemenlerin reva gördüğü açlık, sefalet ve yoksulluk koşullarını kabul etmemiş; bunları görüp bir kenara çekilmemiş, değiştirmeye ve dönüştürmeye kendini adamıştır. 

GERÇEK HAMASET ÖRTÜSÜ İLE ÖRTÜLMEZ

Toplumların geleceğini belirleyen gençlik bugün de kapitalistlerin baskı ve sömürü koşulları altında geleceğinden yoksun hale getirilmektedir. Üniversitelerden, atölyelere sosyal, kültürel, ekonomik olanakların her geçen gün daralması, gençleri geleceğe daha da kaygı ile bakar hale getirmektedir. İktidar milliyetçi ve şoven propaganda ile hayatın sorunlarının tartışılmasının; gerçeklerin görülüp kavranmasının, çözüm etrafında bir araya gelmenin önünü kesmeyi hedefliyor, ancak açlık ve yoksulluk tırmanıyor ve mermi yenmiyor. 

Artan tüm bu sorunlara baktığımızda öğrenci, işçi, işsiz gençlik yığınları geleceği ve bugünü için daha fazla endişe duyarken bu koşulların değişmesi için bir şey yapmadığı, mücadele etmediği çıkarımı yanlış olacaktır. Gençler bireysel düzeyde mücadele etmenin yollarını daha fazla aramakta; işsizliğe karşı bir sertifika daha fazla alıp ya da bir dil daha öğrenmeye çabalamakta, tüm eşitsizliğin içerisinde üniversiteyi kazanabilmek için bir adım dahi öne geçmek için mücadele etmekte, atölyelerde ve iş yerlerinde işsiz ordusuna katılmamak için daha kalifiye bir eleman olmaya çalışmaktadır. Sorun bunun nasıl ortak talepler ve özlemler etrafında birlikte ve örgütlü bir mücadele haline geleceğidir.

Şili’den Lübnan’a artan yoksulluğa ve yolsuzluğa karşı milyonlar sokakları doldurmakta, gençler en ön saflarda yer almaktadır. Fransa’da on binlerce genç burjuvazinin gençliği yaşamından etmesini protesto etmek için sokaklara döküldü. Dünyada birçok ülkede tüm bu eşitsizliğe karşı güçlü halk hareketleri patlak veriyor. Ortaya çıkış nedenleri farklılık gösterse bu hareketlerin özünde zenginliğin artması ancak giderek daha az bir azınlığın elinde birikmesine karşı hayatı üreten emekçilerin daha fazla yoksulluğa ve sefalete mahkûm edilmesi duruyor. Emperyalizmin kaçınılmaz çelişkileri ve yarattığı yıkım halkın geniş yığınlarına birlikte ve örgütlü olmadıkça kazanılamayacağını öğretiyor. Türkiye’de gençliğin içine sürüklendiği geleceksizlik, gençlik yığınları içerisinde “bir şeyleri değiştirme” eğilimini besliyor. Bireysel kurtuluş çabaları boşa çıktıkça umutsuzluk ve karamsarlık halinin karşısında bir araya gelme eğilimi de baş gösteriyor. Egemen sınıf gençliğin bir araya gelmesinin önüne her yerde engeller çıkarıyor, koşulların değişebilmesi için “bedavacılık yapma, isteme, daha çok oku, daha çok diploma al” söylemleriyle tüm bu sorunlarla “birey olarak” yüzleşmeye mahkûm hale getiriyor.

Gençler kendi kaygılarını aşmak için bireysel düzeyde kurtuluş yollarına daha fazla sarılıyor ancak bugünün sorunlarının katlanılamaz düzeye gelmesi ve bu sorunların çözülmesi için tayin edici bir mücadele hattının henüz olmaması bireysel kurtuluş eğilimlerini boşa düşürmektedir. Şurası açıktır ve her geçen gün daha da belirgin hale gelmektedir ki bu sorunların nedenleri gençler değildir. Burjuvazi hem sorunların nedeni olarak gençleri göstermekte hem de gençlik yığınlarını bireylere ayırarak değiştirici gücünü etkisiz hale getirmektedir. Tarih defalarca kez tanıklık etmiştir, kurtuluş tekil çabalardan değil kitlesel birlikteliklerden gelir. Ancak bu bir savaşımdır ve plansız, hedefsiz, içindeki unsurların ortak kararı doğrultusunda şekillenmeyen hiçbir hareket başarıya ulaşamaz. Örgütlü olmak, içerisinde bulunduğumuz koşullardan çıkış yollarının bilinciyle ortak hedefler için planlı bir mücadeleyle kolektif bir akla dayanarak hareket etmeyi sağlar. Bir şeylerin değişmeyeceğine olan inanç, burjuvazinin yaygınlaştırdığı politikaların bir sonucudur. Bu örgütlü birliktelikler kimi zaman bir yurt odasında, atölyede ya da sınıfta vücut bulabilir. Burjuvazinin etkisinden gençlik yığınlarını kurtarmak bu bakımdan hayatın her alanında sürekli bir mücadeleyi gerekli kılar ve bu örgütsüz yani koşulları değiştirebilmek için kolektif bir güç yaratmadan olanaklı değildir. Elbette gençlik kendi ortak talepleri ve özlemleri etrafında mücadeleye yön verebilmek için bu mücadeleyi siyasal bir mücadeleye tamamlayan, insanlık tarihinin birikimine sahip siyasal bir öncü müfrezeye ihtiyaç duyar. Mücadeleye ne ölçüde yön verilebileceği sorunu ise gençlik yığınları içerisinde kökünün ne kadar derinde olduğuyla alakalıdır. Hayatın kendisi gerçekliğin açığa çıkarılması ve kurtuluşun, devrimci sınıfın safında örgütlü bir mücadeleyle mümkün olabileceğini gençlik yığınlarına kavratmak için sayısız olanak sunmaktadır. Artan yaşam pahalılığı, eğitimdeki eşitsizliğin derinleşmesi, sosyal ve kültürel faaliyetlerin yoksunluğu, esnek ve güvencesiz çalışma koşulları, işsizlik bunlardan birkaçıdır. Mesele bunların hangi araçlarla etkili bir şekilde nasıl işleneceği sorunudur. 25 yılını işçilerin, emekçilerin ve gençlerin sesi olarak geçiren; rüzgâra karşı yürüyen, tüm baskı koşullarına karşı gerçeğin habercisi olan Evrensel, her satırında memleketin dört bir yanından gençlerin hayatını, fikirlerini işleyen Genç Hayat bu mücadeleyi ilmek ilmek örmenin araçları olarak da karşımızda durmaktadır. Bu araçların etkili bir biçimde kullanılması, hayatın karşımıza çıkardığı sayısız nesnenin işlenmesi ve bunun geniş yığınlar tarafından sahiplenilmesi için kesintiye uğramayan ve planlı bir çalışmayla mümkün kılınabilir.

ERDAL EREN’İN MÜCADELESİ SÜRÜYOR 

Erdal Eren’ i halkların zihnine kazıyan şey mücadelesidir. Bir Yapı Meslek Lisesi öğrencisi olarak eğitimde eşitsizliğin ortadan kalkması, emekçi halkın evlatlarının da yükseköğrenim görebilmesi için mücadele etmiştir. Basit görülebilen ancak gençliğin yakıcı ihtiyaçlarına cevap veren bu talepler üzerinde yükselmiştir Erdal Eren ve insanlığın kesin kurtuluşu için mücadeleye, komünizme varmıştır. Gençliğin kendi talepleri için mücadelesinin toplumun iki karşıt sınıfından devrimci olanın saflarına bağlanması gerekliliği; işçi sınıfının hayatı üreten, hayatın her alanını toplumsallaştıran sınıf olarak geleceğin inşası için değiştirici-dönüştürücü yegâne güç olmasına karşı egemen sınıf olan burjuvazinin asalak bir unsur olarak milyonlarca insanın baskı altında tutularak sömürülmesiyle yaratılan tüm zenginlikleri tek eline almasından ileri gelmektedir. Erdal’ın, insanlığın tüm tarihsel birikimiyle vücut bulan işçi sınıfına kesin bir bilinçle bağlanmasının nedeni burada yatmaktadır.

ÖNCEKİ HABER

Rabia Naz Komisyonu uzmanları dinledi: Yüksekten atlama kesinlikle olamaz

SONRAKİ HABER

Öğrenip, güçleneceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa