12 Ağustos 2019 06:35

Akkuyu Nükleer Santralinde denetim yok çatlak var: Müteahhit kafasıyla yapılıyor

Jeoloji Mühendisleri Mersin Şube Başkanı Erkan Demir, Mersin ​​​​​​​Akkuyu’da yapımı süren nükleer santralinde denetimin sıfır olduğuna ve iki defa da çatlak oluştuğuna dikkat çekti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Mersin Akkuyu’da yapımı süren nükleer santralinde şimdiye kadar iki defa çatlak oluştuğunu ve bunu ilerleyen yıllar için “büyük felaket” olarak değerlendiren Türk Mühendisler ve Mimarlar Odası'na (TMMOB) bağlı Jeoloji Mühendisleri Mersin Şube Başkanı ve Nükleer Karşıtı Platform (NKP) aktivisti Erkan Demir, “Koskoca Nükleer Santral müteahhit kafasıyla yapılıyor. Hiçbir şekilde denetim yok. Tüm bu olup bitenlerin sorumlusu müteahhit kafasıyla hareket eden hükümettir” dedi. 

"DÜNYA KAPATTI BİZ İNATLA YAPIYORUZ"

Mezopotamya Haber Ajansı'ndan Ergin Çağlar, Jeoloji Mühendisleri Mersin Şube Başkanı Erkan Demir ile Akkuyu Nükleer Santralini ve tehlikelerini konuştu. Dünyada nükleer santral gibi enerji elde etmek için kullanılan yöntemlerin artık kullanılmadığını, hatta bu yöntemle enerji elde eden ülkelerin artık santrallerini kapattıklarını kaydeden Demir, Türkiye’nin de yapımına başladığı inşaat halinde olan Nükleer Santralin de çok geç olmadan kapatılması gerektiğini söyledi.

"GÜNEŞ VE RÜZGAR ENERJİSİ DAHA KOLAY VE AZ MALİYETLİ"

Demir, şunları kaydetti: “Nükleer Santralin başından beri güvenli olmayan bir enerji üretme yöntemi olduğunu defalarca söyledik. Halbuki güneş ve rüzgar enerjisi ile enerji elde etmek daha kolay ve daha az maliyete sahip. Ama biz bunun yerine maliyeti çok yüksek olan ve çok büyük tehlikeler bulunduran bir enerji üretme yöntemine başvuruyoruz. Bakın Fukuşima felaketinden sonra Japonya hala kalan enkazı temizleyebilmiş değildir. Nükleer santral ile enerji elde edeyim derken bugün hem ekonomik olarak hem de bırakılan felaketten temizlenmiş değildir. Zaten o felaketten sonra birçok devlet ülkelerinden ki nükleer santralleri kapatmaya başladı. Çünkü bu yöntem artık vazgeçilir bir yöntem oldu ve başka enerji üretme yöntemlerini tercih etmeye başladı. Bunun örnekleri hala var bazı ülkeler bu Nükleer Santral projelerini sonlandırmaya da devam ediyor. Ama biz ise çıkıp bu yöntemle enerji üretmeye çalışıyoruz.”

"ZEMİN CİDDİ RİSK TAŞIYOR"

Santralin kapatılması için yıllarca yetkililere seslerini duyurmaya çalıştıklarını dile getiren Demir, bir jeoloji mühendisi olarak yapımı süren Akkuyu Nükleer Santralinin yer olarak da uygun bir zeminde yapılmadığını vurguladı. Demir, yaklaşık 20 yıldır bölgenin zemin koşullarıyla ilgi de ciddi çalışmalar yaparak, raporlar sunduğunu ve bu raporları ÇED sürecinde mahkemeye de sunduklarını aktardı. Demir, “Mahkemede elimizdeki verilerle Akkuyu’da yapımı süren santralin zemininde ciddi riskler taşıdığını, uygun olmadığı gibi birçok bilimsel verileri bilirkişilerle sunmaya çalıştık. Ama resmen o süreçte atanmış hakimlerle, karar mekanizmalarıyla yargılama aşamasına gitmeden santralin yapım aşamasına gidildi. Tabi biz umutsuz değiliz. Toplumu da bu konuda her ne kadar bilinçlendirmeye çalışsak da farklı yöntemlerle karşı durmaya çalışıyoruz. Elimizdeki verilerle gerekli muhataplara aktarmaya çalıştık, fakat hükümet bu konuda gerek ekonomik gerekse de uluslararası ilişkilerden dolayı projenin hiçbir katkısı olmamasına rağmen inatla bu projeyi sürdürmeye çalışıyor” dedi.

ÇATLAĞI İNCELEME TALEBİNE RET

Son dönemlerde santralin yapım aşamasında bir çatlağın olduğu söylentilerinin de yaygınlaştığına ve böylece ilk nükleer santral kazasının yaşandığına dikkat çeken Demir, yaşanacak tehlikeyi şöyle dile getirdi:

“Bu çatlak kazası iki defa tekrarlandı. Bu çatlak meselesine ilişkin bizim görüşme taleplerimiz oldu. TMMOB ve bağlı kurumlarla ve farklı birçok çevreyle alana girerek, inceleme talebimiz oldu, ama reddedildi. Konuyu Meclis’e de taşımıştık. Bu olayla korkunç bir denetimsizliğin olduğunu öğrendik. Koskoca büyük tehlikeler bulunduran Nükleer Santral yapımı bir müteahhit kafasıyla yapılıyor. Bu şantiye mühendislik değil müteahhit kafasıyla yapılmaya çalışılıyor. Hükümet müteahhit kafasıyla işlediği için burayı da öyle yapmaya çalışıyor. Biz bu tür durumları 3. Havalimanı yapımı, tünel projeleri gibi birçok yol projelerinde de gördük. Bu ülkede enerji faaliyetleri, ulaşım faaliyetleri gibi birçok faaliyet enkaza çevrilmiş zaten. Yapılan her çalışma doğa katliamları gibi birçok olaya neden oldu. Görüyoruz ve yakından takip ediyoruz halen 3. Havalimanının zemininde çökmeler meydana geliyor. Burada yapılan santralle ilgili de sorunlar başlamış durumda.” 

"DENETİM SIFIR"

Hiçbir şekilde bir denetimin olmadığının altını çizen Demir, ilerleyen yıllarda yüzde 100’lük bir sorunla karşı karşıya kalacaklarını vurguladı. Demir, “Varsa da bu denetimden sorumlu kurumlarla hiçbir şekilde iletişime geçemedik. Oranın güvenlikle ilgili problemi yüzde 100’dür. Bizler yaşanan sorunla ilgili bilgi almak istedik ama alamadık. Kısacası bu denetimden sorumlu kurumlar tamamen kapılarını kapatmış durumda” diyerek, yetkililerin halka bilgi vermediğini vurguladı.

"KATLİAMA GÖZ YUMULUYOR"

İlerleyen yıllarda olası bir sorunun da hem ülkeye hem de komşu ülkelere onarılamayacak bir zarar vereceğini, doğaya ve insana ciddi zararlar çıkaracağını ifade eden Demir, santralde oluşacak bir sorunda artık taşınan ve öldüren bir zehrin ortaya çıkacağını belirtti. Demir, “Bu zehir havaya, suya her şeye karışan bir zehir olacaktır. Böyle bir durumda yaşanan olayı engelleme gibi bir durumunuz ortadan kalkar. Zaten bunu engelleyen bir teknoloji bile yok. Yani bu radyasyonu engelleme şansınız hiç yok. Yakın tarihte Çernobil yaşandı. Hala etkileri sürmeye devam ediyor. Yine Fukuşima var, orda da insanlar halen sakat doğuyorlar ve kanser hücreler taşıyorlar. Çünkü ciddi kanserojen maddeleri taşıdılar. Tüm bu yaşananlar göz önündeyken hala nükleer santralle enerji elde etmeye çalışıyorsak aklımızla hareket etmiyoruz demektir. Bu bir vahşettir. Bu göz göre göre bir katliama göz yummak demektir” diye belirtti.

"TOPLUMSAL MUHALEFET OLUŞTURULMALI"

NKP olarak toplumu bilgilendirme gibi zorunluluklarının olduğunu dile getiren Demir, her şeye rağmen santralin kapatılması için ellerinden geleni yapacaklarını ve bu konuda tüm toplumu bilgilendirip bir kamuoyunu harekete geçirerek, karşı durmaya devam edeceklerini söyledi. Demir, özellikle yerelde Mersin genelde de Türkiye’de bulunan gençlerin kendi yaşamlarına sahip çıkmaları için toplumsal muhalefet oluşturarak, santralin durdurulması için harekete geçmesini istedi.

DÜNYA NÜKLEERDEN VAZGEÇİYOR

Nükleer endüstri ve sözcüleri aksini söylese de dünyada nükleer enerjinin önemi ve üstlendiği rol ise giderek azalıyor. Rapora göre, nükleer santrallerin dünyada elektrik enerjisi üretiminde payı 1996’da yüzde 17.5 idi. Bugün bu oran yüzde 10.3’e geriledi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) raporlarında da, “2050 yılına gelindiğinde bu oran en iyi olasılıkla yüzde 6, kötü senaryoda ise yüzde 3’e kadar gerileyecektir” ifadesi yer alıyor.

2018 yılı yaz aylarında özellikle Avrupa’daki kuraklıklar oldukça yüksek miktarda suya ihtiyaç duyan nükleer santrallerin kapatılmasına neden oldu. Fransa’da dört, İsveç’te bir reaktör kapatılırken, Finlandiya, Almanya ve İsviçre’deki nükleer santrallerin kapasitesi düşürüldü. Rapora göre iklim değişikliğinin artmasıyla sıklaşan bu durum, nükleer enerjinin “İklim değişikliğini durduracak enerji kaynaklarından biri olduğu” iddiasını da zayıflattı.

DÜNYADA NE OLDU?

Raporda şu ifadeler yer aldı:

  • Dünyada 9 yeni reaktör (7’si Çin, 2’si Rusya) devreye alındı. Üç reaktör (2’si Çin, 1’i ABD) kapatıldı. Çin artan enerji talebi için tüm kaynakları kullansa da 2017 enerji yatırımlarının sadece 8 milyar dolarının nükleer enerjiye, buna karşılık 98 milyar dolarının ise yenilenebilir enerjiye gittiği unutulmamalı.
  • Güney Afrika 9600 MW gücünde yeni nükleer santral yapma planından vazgeçti.
  • Belçika hükümeti ülkedeki 7 nükleer reaktörü 2025 yılına kadar kapatma kararı aldı. Ülkedeki nükleer santralde (Doel ve Tihange) mikro çatlakların ortaya çıkmasıyla, olası bir nükleer kazaya karşı Belçika’da yaşayanlara iyot hapı dağıtılması için hükümet hazırlık yapılmasını istedi. 
  • Almanya ve Hollanda hükümetleri de benzer hazırlıklar yapmış, Almanya Belçika’dan bu iki reaktörü kapatmasını istemişti. ((HABER MERKEZİ)
ÖNCEKİ HABER

Sokakta bulunan yaralı karabatak, tedavi sonrası doğaya bırakıldı

SONRAKİ HABER

Abdullah Öcalan ailesiyle görüştü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa