22 Temmuz 2019 03:30

Büro emekçilerinden TİS öncesi çağrı: Emekçilerin birliğinden başka çare yok

Yürüttüğümüz tartışmalarda gördük ki kamu emekçilerini birleştirerek, hak kayıplarını giderecek bir mücadele zemininin oluşturulması zorunlu.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

BES Mersin Şubesi olarak Mersin’de Vergi Dairesi Başkanlığı, Maliye, İŞKUR, Adliye işyerlerimizde ve ayrıca Erdemli ve Silifke ilçesindeki işyerlerimizde toplusözleşmesi çalışması yaptık. Yaptığımız çalışmalarda ayrımsız bütün büro emekçilerinden toplusözleşme taleplerini almaya çalıştık ve en çok şu talepleri duyduk: 3600 ek gösterge, vergi diliminin yüzde 10’da sabitlenmesi, liyakat, ekonomik kayıpların karşılanması, zorunlu BES’ten vazgeçilmesi, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, KHK ile ihraç edilenlerin iade edilmesi, görevde yükselme sınavlarının hakkaniyete uygun yapılması, kadrolaşmaya son verilmesi... Yürüttüğümüz tartışmalarda gördük ki kamu emekçilerini birleştirerek, hak kayıplarını giderecek bir mücadele zemininin oluşturulması zorunlu.

HEP DAHA GERİYE GİDİYOR

Vergi Dairesi Başkanlığında yaptığımız işyeri toplantısında bir arkadaşımız “Sendikalar toplusözleşme masasına giderken bize sormadan talepleri tespit ediyorlar, masada karar verirken de bu alınan kararları kabul edip etmediğimizi bize sormadan tutanak düzenleyip imza atıyorlar” eleştirisini getirdi. Başka bir arkadaşımız da “2008 yılından bu yana aldığımız ücret hep geriye gidiyor, ücretlerimiz kuşa döndü, hükümet Memur Sen’i boşuna büyütmedi, çalışma koşullarımız, ücretlerimiz Memur Sen’in umurunda değil, bir sendika hükümetin önerdiği ücretten daha düşük bir ücrete imza atar mı?​” diye sordu. Yine arkadaşlarımızın ortak vurguladıkları talep liyakat oldu: “Liyakate uyulmadığı için kurumların içi ve ruhu boşaltıldı, bu yıl en önemli talep her kademede liyakate uyulması olmalı.”

KABUL EDİLMEZSE NE YAPACAKSINIZ?

İŞKUR’daki işyeri çalışmasında ise “Kurumun her tarafı dert, konuşsak bir sorun konuşmasak başka bir sorun, seçim sürecinde meydanlarda 3600 ek gösterge vereceklerini söylediler. Fakat bütün çalışanlara değil bir bölümüne verilecekti, seçim bitti o da unutuldu” tepkisi dile getirildi.

Sosyal Güvenlik Kurumu emekçileri ise “Bu çalışmaları yapıyorsunuz, taleplerimizi siz topluyorsunuz, toplusözleşme masasında taleplerimiz kabul edilmezse ne yapacaksınız, hükümet ve Memur Sen yine çalışanları üç-beş kuruşa satar” diye konuştu. Bir başka büro emekçisi, ihraç edilen üyelerimize dikkat çekerek “İhraçlardan sonra en küçük bir talebimizi bile idareye söyleyemez hale geldik, ihraçları diğer çalışanlara gözdağı vermek için yaptıklarını düşünüyorum” dedi.


SENDİKA TEMSİLCİLERİNİN TUTUMU ÖNEMLİ

Göksel ERTUĞRUL
BES Maltepe Vergi Dairesi İşyeri Temsilcisi/Ankara

Önümüzdeki iki yılı kapsayacak toplusözleşme öncesi işyerinde yaptığımız değerlendirmeler sonucunda, çalışma şartlarının gittikçe kötüleştiği ve aynı taleplerin dile getirildiği bir toplusözleşmeye daha gidildiği gerçeği ile yüzleştik. Talepler kısaca şöyle: Merkez-taşra ayrımının kaldırılması, Mali Hizmetler Sınıfı’nın oluşturulması, ulaşım/yemek ihtiyacının karşılanması, 3600 ek göstergenin uygulanması, gerçeğe uygun enflasyon hesaplaması, mülakatsız ve liyakatle işe girme-görevde yükselme....

Bu ve benzeri taleplerin karşılanabilmesi işçi ve memur sendikalarının temsilcilerinin tutumuna bağlı. Çalışanların ihtiyaç duyduğu koşulların hayata geçmesi, bütün sendikaların ortak taleplerle birleşmesinden geçer.


YILLARDIR BİR ARPA BOYU YOL ALAMADIK

Yenimahalle Vergi Dairesinden bir emekçi
Ankara

Vergi dairelerinde çalışma şartları ağır, herkes gitmek için çare arıyor. Servis, kreş ve ücret yönünden, mükellef ile yüz yüze olmamız, seçimler dolayısıyla biri bitmeden diğeri çıkarılan aflar dolayısıyla yapılan çalışmalar ya izin karşılığı oluyor ya da parasal karşılığı düşük oluyor. 30 yıldır çalışıyorum, kurumumuzda bir arpa boyu yol alınmadı.

Sendikaların, bu dönemde çalışanların ortak sorunları konusunda birlikte tutum alması ve bu kadar ekonomik kaybımızın üstüne yeni bir kayıp yaşatmamaları gerekiyor. En azından KESK ve Kamu Sen bu konuda birlikte davranabilirler. Memur Sen’in yandaşlığını hepimiz bilmekteyiz, gün boyu birlikte çalıştığımız Memur Sen üyesi arkadaşlarımız da konfederasyonlarının tutumundan rahatsız.

Vergi Dairesinde şef olarak çalışıyorum. 3600 ek gösterge meselesi çok dillendirildi ama ekonomik kayıplarımız karşılansa, tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılsa ve diğer sosyal haklar yönünden düzenlemeler yapılsa bence 3600 ek göstergeye bile gerek yok.

LİYAKAT TALEBİ

İşyerlerinde liyakatsizlik, bilgi ve yeteneğe bakılmadan siyaseten, kimlik ve inanca göre yapılan atamalar, tayin ve terfiler var. Sözlü sınavların tamamen bunun için kullanılması hepimizde rahatsızlık yaratıyor. Çünkü, amir olarak başımızda bulunanlar iş bilmediği için işlerin yürümesi zorlaşıyor ya da iş bilmeyen amirin bunu örtmek için uyguladığı mobbing ile karşı karşıya kalıyor. Kurum içi uzmanlık sınavı talebimiz halen geçerli, uzman olmayan arkadaşlarımıza şans verilmeli.

KAYIPLARIN TELAFİSİ

Ekonomik kayıplarımız geçen yıllardan bu yana artarak devam ediyor. Bizim için enflasyon diyebilirim ki yüzde 100 oranındadır. Dolayısıyla bu yıl yapılacak toplusözleşme görüşmelerinde bu konu dile getirilmeli ve ekonomik kayıplarımızın tamamen telafisi sağlanmalıdır. Bu konuda tüm sendikalara görev düşmektedir. Birbiri ile uğraşan değil, çalışanların haklarını koruyan sendika olunması gerekmektedir. Yetki döneminde, Kamu Sen’e bağlı Türk Büro-Sen, dairemizde üyelik çalışması yaptı. Söylediği tek gerekçe “Sendikamıza üye olun yetkiyi Büro Memur Sen almasın, 15 Mayıs’tan sonra istifa edersiniz” şeklinde idi. Hemen her yıl aynı gerekçelerle gelip üye yapıyorlar. Ama haklarımıza yönelik hangi programı ve çalışması olacağından söz etmiyorlar.

Vergi dairelerinde çalışanlar olarak mükellefler (özellikle büyük mükellefler) karşısında köle durumuna düşürülmekteyiz. Anayasa, vergi kanunları, tebliğ vs değil, mükellefin haklılığı ve incitilmemesi üzerine talimatlarla yürütülen bir düzen hakim. Bu duruma son verilmesini istiyoruz.


MALİYE EMEKÇİLERİ YOK SAYILIYOR

Pelin ALPDAĞ
BES Çiğli Vergi Dairesi İşyeri Temsilcisi

Her yıl çıkarılan vergi aflarıyla maliye çalışanlarının iş yükü katlanarak artmakta ve sürekli başvuru tarihleri uzatılarak “gönüllülük” adı altında zora dayalı geç saatlere kadar çalışma dayatılmaktadır. Özellikle kadın çalışanların geç saatlere kadar işyerinde çalıştırılmasının yarattığı olumsuz sonuçlar asla hesaba katılmamaktadır. Bu zora dayalı çalıştırmalar sonucunda fazla mesai ödemesi yapılmamaktadır.

Özellikle Eylül-Aralık aylarında zamanaşımı çalışmalarının yoğunlaştığı günlerde kapasitemizin üzerinde çalıştırılmamızın yanında, yıl sonunda zamanaşımına uğrayan ve terkin cetvellerine alınan mükelleflerle ilgili olarak, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71. maddesindeki kamu zararından da memura rücu edilmektedir. Aba altında sopa gösterilmek suretiyle “kasıt, kusur ve ihmal” araştırması istenmektedir. Bu nedenle gerginlik ve huzursuzlukla görevimizi yapmaktayız.

Zor şartlarda çalışan maliye emekçileri, bunca riskli, dağ gibi mevzuatla uğraşırken “aman bir yanlış olmasın, zaman aşımına uğratmayayım” endişesiyle görevini sürdürürken; örgütlenmeyi, bir araya gelmeyi aklına getirmemektedir ne yazık ki. Çünkü günü kurtarma çabasıyla geleceğimizi göz ardı ederek robotlaşmaya başladık.

Ayrıca 3600 ek göstergeyi, ortaya koyduğumuz emek, iş gücü potansiyeli ve riskle sonuna kadar hak etmekteyiz. Aslında maliye emekçisi mükellefler karşısında da 1-0 yenik başlamaktadır güne. Neden mi? Amirlerin odasında “Mükellef Hakları Bildirgesi” panoları boy göstermektedir. Mükellef, egosu tavan yapmış bir şekilde kendi haklarını dayatarak “maaşını ben ödüyorum”a kadar vardırmaktadır. Oysa mükellef hakları bildirgesinin yanına kamu çalışanının hakları panosunun da asılması halinde eşit şartlarda olduğumuzu kabul edecektir. İşte maliye emekçileri böyle böyle itibarsızlaştırılmakta ve yok sayılmaktadır.


MEVCUT DURUMDAN KİMSE MEMNUN DEĞİL

Çankaya Vergi Dairesinden bir emekçi
Ankara

Toplusözleşme görüşmelerinden geçmiş dönemlerde yaşananlar dolayısıyla çok umudum yok. Sendikaların çalışanların sorunları konusunda anlaşarak hükümet karşısında birlikte davranmaları gerekiyor. Yoksa, hükümet zaten bunu fırsat bilerek en kötü sözleşmeyi imzalatıyor. Bu durumdan ne herhangi bir sendikanın üyesi arkadaşlar ne de sendikasızlar memnun. Zaten sendikalardan uzak durulmasının nedeni budur.

Ayrıca, bugünlerde yukarıdan bize bir anket dayatması var. Anketin 26 Temmuz’a kadar doldurulmasının zorunlu olduğu bildirildi. Adı anket ancak e-devlet şifremizle girmemiz isteniyor ve sorulan sorularda memnun kalmadığımız, eleştireceğimiz birçok konu olduğu için doğru cevap vermekte tereddüt ediyoruz. Çünkü, anket gönüllü olur, ayrıca isim yazılması zorunlu olmayabilir. Bu durumda acaba fişleniyor muyuz endişesi hepimizde var. Amirlerin, bilgi ve liyakatlı olmasından tutun, performansa dair sorular, 657 sayılı DMK’nın beğenmediğimiz yönleri, ücretler, çalışma şartları vs gibi sorular sorulmaktadır. Dairemizde birçok arkadaşımız çekindiği için içinden geçtiği şekilde, kendisince doğru olabilecek cevapları veremediğini söyledi.


ÇALIŞIRKEN YOKSULUZ, EMEKLİLİKTE DAHA DA YOKSULLAŞIYORUZ

Melehat YILDIRIM
BES İzmir Şubesi Defterdarlık Temsilcisi

Çalışırken ek ödeme aldığımız halde yoksulluk sınırı altında kalan maaşlarımız nedeniyle geçim sıkıntısı yaşayan biz emekçiler, emekli olduğumuzda kesilen ek ödemeler nedeniyle daha derin sıkıntılar yaşamakta, tekrar iş arama ve çalışma mecburiyetinde kalmaktayız. Bu nedenle ek ödemelerin taban aylığına eklenmesi zorunludur. Bunun yanında aslında en önemli talep iş güvencemizdir, kaldırılmak istenen, aslında bir takım uygulamalar ile de kısmen yok edilen iş güvencemiz korunmalı, güvencesiz çalışma uygulamalarına karşı mücadelemiz daha da artmalıdır. Taleplerimizin içinde olduğu, grev haklı gerçek bir toplu sözleşme talep ediyoruz.


ÜCRET VE STATÜ AYRIMI GİDERİLMELİ

Yusuf Kenan ÇIRÇIR
BES Çiğli Vergi Dairesi İşyeri Temsilcisi

Esnek, performansa dayalı, güvencesiz çalışma anlayışından vazgeçilerek, Maliye’de mali hizmetler sınıfı oluşturulmalıdır. Kurumlar ve birimler arası uzmanlar arası ücret ve statü ayrımı giderilmeli, merkez taşra gibi suni ayrım olmamalıdır. Uzmanlara inceleme yetkisi verilmeli ve kurumumuzda mülakatın kaldırılarak liyakat esaslı yükselme sağlanmalıdır. Yok edilen memurun itibarı çalışma koşullarımızı olumsuz etkilemektedir. Ücret kayıplarımız karşılanmalı toplusözleşmede enflasyonun üstünde milli gelir artışından da pay verilmelidir.


NÜFUS EMEKÇİLERİ YOĞUN İŞ YÜKÜ ALTINDA

İzmir Nüfus Müdürlüğünden bir emekçi

Nüfus personeli hizmet içi eğitim alamadan müthiş bir yoğunluk içinde, çok dikkat ve bilgi gerektiren işler yapmaktadır. Kimlik kartı, ehliyet ve pasaport verirken son derece dikkatli olmamız gerekmektedir. Ancak gün içinde de hâlâ randevu veren randevu sistemi nedeniyle aşırı yoğunluktan işimizi gereği gibi yapabilmemiz mümkün olmuyor. Randevuların yeniden düzenlenmesi ve nüfus emekçilerine hizmet içi eğitim verilmesi acil ihtiyacımızdır. Ayrıca hafta sonu cumartesi günlerine de randevu verilmesi nedeniyle mesai yapmamıza rağmen çok düşük bir mesai ücreti alıyoruz. Cumartesi randevuları kaldırılmalıdır. Toplusözleşmede ekonomik kayıplarımız karşılanmalıdır.

ÖNCEKİ HABER

DİSK Kurucu Başkanı Kemal Türkler kimdir?

SONRAKİ HABER

Öykü Arin ‘kelebek’ oldu, annesi "Donör olma" çağrısı yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...