4 ayda 12 bin 777 yeni milyoner

Hesabında 1 milyon lira veya üzeri parası olan mudi sayısı, yılın ilk çeyreğinde 12 bin 777 kişi artarak 192 bin 903’e ulaştı. Mart sonu itibarıyla milyonerlerin bankalardaki toplam mevduatı 1 trilyon 205 milyar 798 milyon liraya yükseldi. Hesabında 1 milyon lira veya üzeri parası olan mudi sayısı, mart sonu itibarıyla 2018’e göre 12 bin 777 kişi artarak 192 bin 903'e ulaştı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlenen bilgilere göre, yurt içinde ve dışında yerleşik milyonerlerin toplam sayısı mart sonu itibarıyla 192 bin 903’e ulaştı.

Geçen yılın sonuna göre milyoner sayısı 12 bin 777 kişi artarken, söz konusu milyonerlerin toplam mevduatı 1 trilyon 205 milyar 798 milyon liraya çıktı. 2018 sonunda milyonerlerin toplam mevduatı 1 trilyon 109 milyar 859 milyon lira seviyesinde bulunuyordu. Milyoner başına düşen ortalama mevduat da 6 milyon 251 bin lira olarak hesaplandı.

MİLYARLAR DÖVİZDE

Yurt içinde yerleşik milyonerlerin sayısı yılın ilk çeyreğinde 2018’e kıyasla 11 bin 200 kişi artarak 173 bine ulaşırken, söz konusu milyonerlerin toplam mevduatları da 1 trilyon 112 milyar 716 milyon lira oldu. Aynı dönemde milyonerlerin mevduatlarının 443 milyar 108 milyon lirası yerel para cinsi, 662 milyar 438 milyon lirası döviz tevdiat hesabı, 7 milyar 171 milyon lirası da kıymetli maden depo hesaplarından oluştu. Yurt içinde yerleşik milyoner başına düşen ortalama mevduat da 6 milyon 432 bin lira olarak hesaplandı.

Yurt içinde yerleşik milyonerlerin sayısı geçen yıl 161 bin 800, bu mudilerin bankalardaki toplam mevduatı da 1 trilyon 24 milyar 25 milyon lira düzeyindeydi.

YURT DIŞI YERLEŞİK MİLYONER SAYISI 20 BİNE YAKLAŞTI

BDDK verilerine göre, yurt dışında yerleşik mudi sayısı mart sonu itibarıyla 19 bin 903'e yükseldi. Yurt dışındaki milyonerlerin sayısı geçen yıl sonuna göre bin 577 kişi artarken, bu kişilerin hesaplarındaki para miktarı da 93 milyar 82 milyon lira olarak hesaplandı.

BİR TARAF KAYBEDİYOR BİR TARAF KAZANIYOR

Milyoner sayısında yaşanan artışı Akademisyen Özgür Müftüoğlu, şöyle yorumladı: “Krizler doğal bir olay değildir. Bir taraf çok kaybederken, bir taraf daha fazla zenginleşir. Burada özellikle krizi fırsat bilenler hem devletin kriz bahanesiyle sağladığı avantajları kullanırlar. Teşvikler, destekler... Bunları kullanır, bunlardan ciddi anlamda daha fazla gelir elde etmeye başlarlar. Diğer taraftan krizi fırsat bilerek daha ucuz işgücü çalıştırmaya başlarlar. Bunlar dolayısıyla vergi istisnaları da sağlanmış, maliyetleri daha düşük hale getirirler. Daha fazla kâr elde ederler. Bu kâr hem emekçilerin sırtından hem de kamu kaynaklarındandır. Kamu kaynakları azalırken, işçiler daha kötü koşullarda çalışırken, bunun karşılığında küçük bir azınlık da bundan büyük çıkarlar elde eder.”

"DÖVİZ ETKİSİ"

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu da Türkiye’nin büyük bir ekonomik krizden geçtiğini ifade ederek şöyle konuştu: “Emlak fiyatları da düşüyor, borsalar, şirket değerleri geriliyor. O bakımdan milyonerlerin artmasının açıklaması döviz mevduat hesapları bağlantılı olabilir. Çünkü kaba taslak şimdiki kurlara göre hesaplandığında 170-180 bin dolar parası olanlar milyoner sınıfına giriyor. Bir kısmı yeni tasarruf yapmasa dahi paraları olduğu yerde döviz kurunun yükselmesiyle birlikte milyoner kategorisine giriyorlar. 2019 başında döviz kuru 5.20-5.25 civarındaydı. Şimdi 6’lara dayanmış durumda. Son 98.5 milyar dolarlık gerçek kişilerin döviz mevduatı var. Muhtemelen çok büyük kısmı döviz mevduatı olanlardır. 2019’un ocak başından bu yana döviz mevduatları yaklaşık 20 milyar dolar arttı. ABD, İngiltere gibi borsaların yaygınlaştığı, kapitalizmin en fazla kök saldığı ülkelerde refah etkisi denen etki borsaların ve emlak fiyatlarının yükselmesiyle ortaya çıkıyor. Bu refah etkisi de şöyle tanımlanıyor, insanlar borsadaki portföylerinin değeri artınca, kendilerini daha zenginleşmiş hissediyorlar. Böylelikle harcamalarını daha rahat yapabiliyorlar. Türkiye’de buna denk gelen kategori bence döviz mevduatları. Toplumun belli bir kısmı, -bir kısmı gerçek rantiyeler- bir kısmı da orta-üst sınıf profesyonel meslek sahipleri. Bunlar paralarını büyük ölçüde dövize yönelerek tutuyorlar. Döviz kuru yükseldikçe de kendilerini daha zengin hissediyorlar. O nedenle türkiye’de ekonomik talepte gerilemeye rağmen daha da keskin düşmemesinin bir nedeni de bu kesimlerin kendilerini zenginleşmiş olarak hissetmeleri.” (EKONOMİ SERVİSİ)