Kadının payına düşen kriz, şiddet, işsizlik, düşük ücret...
Ekonomik kriz, çalışma koşulları, aile baskısı gibi etkenler Çorum’da kadınların hayatının büyük bir parçası olmuş durumda.

Fotoğraf: Evrensel
Mehtap GÖKMEN
Seher BOLAT
Çorum
Merhaba arkadaşlar... Çorum’da kadın arkadaşlarımızla birlikte yaşadığımız sorunlar, sıkıntılar üzerine yaptığımız sohbetten sizlerle izlenimlerimizi paylaşacağız. İş bulmak, para kazanmak, geçimini sağlamak çok zor hale gelmiş görüştüğümüz kadınlar için... Ekonomik krizin etkilerini en derinden hissetmekteyiz. Bu etkiler her geçen gün daha da artarken biz de işçi, işsiz, ev emekçisi, emekli kadın arkadaşlarımızla bu süreci nasıl yaşadıklarına dair sohbet ettik.
AKŞAM KOCADAN ŞİDDET, GÜNDÜZ PATRONDAN BASKI
Sohbete Güler ile başladık. 7 buçuk yıl boyunca çeşitli işlerde çalışan Güler bu işlerden birisinin tuğla fabrikasındaki 200-250 civarı işçiye yemek yapmak olduğunu söylüyor. Yaptıkları yemeklere et konulmaması için uyarıldıklarını anlatıyor. İşe ilk başladığı zamanlarda eşi ve çevresinden baskı gördüğünü ve çalıştığı için akşamları eşinden şiddet görüp gündüz işe gözünde morluklarla gittiğini söylüyor ve ekliyor: “İşe gittiğim de soranlara kapıya çarptım gibi bahaneler uydurmak zorunda kalıyordum.”
Emeklilik primini de kendi çabalarıyla yatırdığını ve şimdiki tek geçim kaynağının o emekli maaşı olduğunu ekliyor. Sohbete Güler’in kızı Filiz ile devam ediyoruz. Babasının “Okutup başımıza iş mi alalım” ve daha da kötü söylemleriyle okumasına izin vermediği Filiz 3 yıldır 1000 liraya çalıştığı güzellik merkezinden ekonomik kriz bahanesiyle çıkarıldığını ve eşinin de çalıştığı muhasebeciden aynı sebeple çıkarıldığını anlatıyor.
‘BU SİSTEM HERKESİN HAYATINI ZORLAŞTIRIYOR’
Sohbetimize Sultan dahil oluyor. Sultan kendi bahçesinde yetiştirdikleri ürünleri satarak geçinmeye çalıştıklarını söylüyor. Ürünleri sabahtan satmaya gittiğini akşam da ev işleriyle uğraştığını ve kendisine özel hiç zamanı kalmadığını aktarıyor. Yetiştirdikleri ürünleri fiyatlardan dolayı satmakta zorlandığını söyleyen Sultan, “İnsanların canı çekiyor ama alamıyorlar ve biz bundan çok rahatsız oluyoruz. İnsanlar da alabilsin diye kendimiz fiyatları düşürüp öyle satmaya çalışıyoruz” diyor. Yazları da seralara gidip çalışan Sultan sabah 5’ten akşam 8’e kadar çalışıp sadece 60 lira aldıklarını belirtiyor. İki çocuk okutan Sultan bu sistemin herkese zarar verip, herkesin hayatını zorlaştırdığını söylüyor. Kocasının da EYT mağdurlarından olduğunun altını çiziyor.
SİGORTA İSTEDİKLERİ İÇİN İŞTEN ATILDILAR
Diş hekiminin muayenehanesinde çalışan Selda’yla devam ediyoruz. Selda uzun çalışma saatlerinden dolayı çocuklarıyla zaman geçiremediğinden çok şikayetçi. Ailesinin çocuklarına baktığını ancak öyle içlerinin rahat ettiğini söylüyor ve bu imkanı olmayan arkadaşların daha da zor durumda olduklarını belirtiyor. Uzun çalışma saatlerine rağmen belirli bir yemek saatlerinin olmadığını ve çay içmeye bile izin isteyerek gittiklerini söyleyen Selda işe gelirken kişisel bakım ve makyaj yapmalarının zorunlu olduğunu belirtiyor. Yıllık izinlerini kullanacakları zamanı bile doktorların belirlediğini ekleyerek sonlandırıyor sözlerini. Özel bir firmada çalışan arkadaşımız Hatice araya girerek çalıştığı yerde Alevi oldukları için ayrım yapıldığını ve sigorta istediği için de işten kovulduğunu söylüyor. Aynı şekilde sohbete devam ettiğimiz Eylem de çalıştığı iş yerinden sigorta istediği için işten atılan kadınlardan.
ORTAK SORUNLARIMIZI ORTAK MÜCADELEDE BİRLEŞTİRELİM!
Sohbetimizi emekli olmuş bir arkadaşımızla sonlandırıyoruz. Çok zor süreçlerden geçerek emekli olduğunu söyleyen arkadaşımız 1200 lira maaş aldığını ve borçların ödenmesinin ardından kendisine sadece 730 lira kaldığını, bununla da geçimini çok zor sağlayabildiğini söylüyor.
Çalışan, iş bulamayan, işten atılan, ailesinden baskı, şiddet gören, ev emekçisi, emekli bütün kadınlar... Görüyoruz ki farklı koşullarda da olsa hepimizin sıkıntıları ortak noktalara çıkmakta. Ekonomik kriz, çalışma koşulları, aile baskısı gibi etkenler hepimizin hayatını daha da zora sokmaya devam ediyor. Sohbet ettiğimiz arkadaşlarımızla sorunlar üzerinden tartışmalarımızı devam ettirirken bunların çözebilmenin yollarının kadınların mücadelesinde birleşmekte olduğu konusunda ortaklaşıyoruz. Kadınların bu güce bu inanca sahip olduğunu söyleyen arkadaşlarımız, 1 Mayıs’ta da taleplerimizle birlikteliğimizi güçlendirmek gerektiğini biliyoruz.
Evrensel'i Takip Et