26 Nisan 2019 00:51

Küçükçekmece'den izlenimler: "Biz susarsak failler aklanır"

Sosyolog Kayhan Geyik, Küçükçekmece'de yaşanan cinsel istismarı ve çocuk istismarına karşı sokağın sesinin ne dediğini değerlendirdi.

Küçükçekmece İkitelli halkı çocuk istismarına karşı sokağa çıktı

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kayhan GEYİK*

Küçükçekmece’nin Kanarya Mahallesi’nde 5 yaşındaki çocuğun cinsel istismara uğramasının ardından, mahalledeki eylemler giderek büyüdü ve tüm Türkiye’ye yayıldı. Öncelikle eylemlerin nasıl başladığına bakarsak, bütün tabloyu görmemiz de kolaylaşacak. 5 yaşındaki M’nin istismar edildiği haberi mahallede yayılırken, kitle örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının bir eylem çağrısından daha çok, aile ve akrabaların karakol önünde sorumluların açığa çıkarılması, ailenin bilgilendirilmesi, titizlikle inceleme yapılması talebi var. Olayın üzerinden 24 saat geçmesine rağmen aile ve mahalleliyi tatmin edecek bir adım atılmıyor, tek bir açıklama yapılmıyor. Ve karakol önündeki bekleyiş, yürüyüşe dönüşüyor. Burada göz önünde bulundurmamız gereken bir psikolojik atmosfer var. Toplumun hafızasına kazınmış çeşitli davalar var. Tacizcilerin aklandığı davalar bunlar. (Daha önce de Kanarya Mahallesi’nde, Kadriye Moroğlu Lisesinde bir taciz yaşanmış, tacizci öğretmen okul yönetimi tarafından korunmuş, öğrencilerin eylemleri sonucunda, okuldan uzaklaştırılmıştı.) Ayrıca yargıya, polise güvensizliğin arttığına dair yapılan araştırma sonuçları var. Son yerel seçimlerin de bu güvensizliği perçinlediğini söylemek hiç de güç değil. Yine Kanarya Mahallesi’nin, Kürt nüfusun yoğunluklu olduğu bir mahalle olması nedeniyle de devlet şiddetini tanıyan ve bu açıdan da devlet kurumlarıyla arasında güven ilişkisi olmayan bir sosyal doku. Rabia Naz davası gibi örneklerde de olduğu gibi failin gizlenmesi ihtimali, yürüyüşlerdeki ana sloganı ‘hak, hukuk, adalet’ sloganı haline getirdi. Sloganlar, eyleme katılanların anlamlandırma biçimlerini görmek bakımından önemli. Örneğin idam sloganları bütün kitlenin atmadığı, genelde birkaç gencin öfkeyle attığı sloganlar olarak kalıyor. Ama yine de idam isteyen, en sert şekilde cezalandırılması gerektiğini isteyen kesimlerin sayısı azımsanamaz. Eylemler içerisinde idam sloganları atılmaması için birbirlerini uyardıklarını gördük mahallelilerin. Bu sloganın engellenmesinin nedenini, sorunun toplumsal arka planını gizlemesi, şiddet dilini beslemesinde değil, politik sonuçlarını öngören; yani idam tartışmalarının dönüp dolaşıp Kürt halkının temsilcilerini bulabileceğini bilen bir politik bilinçte aramak lazım.

Emniyetin gecikmiş araştırıyoruz açıklaması, ardından gelen gizlilik kararı da güven vermedi. Çünkü sağlıklı bilgi kanallarının işlemediğinde fısıltı haberciliği işliyor. Henüz failin kimliğine dair herhangi bir bilgi paylaşılmazken, Küçükçekmece’nin tüm mahallelerinde 5 yaşındaki çocuğun öldüğü ve tecavüzcünün Suriyeli olduğu konuşuluyor. Milliyetçi çevrelerin ‘oluşturulmuş’ kendiliğinden tepkisine, iktidara güvenmeyen insanların, özellikle CHP’ye oy vermiş kesimlerin, AKP politikalarına tepki olarak da Suriyelilere tepki göstermesini eklediğimizde, hele de krizin derinleşmesi ucuz iş gücü olan Suriyelilere dönük ırkçı söylemleri arttırdığı bir fonda, bu fısıltı hızla bir sosyal taban buluyor. Mahallelerde çocuk istismarına hayır ve adalet istiyoruz sloganlarıyla gerçekleşen eylemler olmasaydı, bu sosyal taban kendine çok daha rahat yönlendirebileceği bir boşluk, bir alan açabilirdi. Şimdilik neyse ki dün geceki Suriyelilere karşı kışkırtmalar, birkaç dükkanın tezgahının kaldırılmasıyla sonuçlandı. Ama bu denli bilgi kirliliği içerisinde, devlet kurumlarının ölü taklidi yapması, önlem almaması, ırkçı söylemlerin doğrudan, devlet erkini elinde bulunduranlar tarafından sürdürülmesi, Suriyelileri hedef haline getirirken, cinsel istismarın, sosyal, kültürel, ekonomik nedenlerini görmekten insanları uzaklaştırıyor. Yine de bu kirliliğin esas yankı bulduğu yer eylemlere katılmayanlar. Eylemlere katılan yüzlerce kişi bu eylemler sırasında ırkçı sloganlar üretmiyor, gerçeği öğrenme şansı buluyor ve yanlış bilgileri, dedikoduları da ortadan kaldırıyor.

Burada tecavüzün Suriyeli bir kişinin değil de tüm Suriyeliler üzerine yıkılmasının bazı sonuçlarını konuşmalıyız. Birincisi gerçek failin, toplumsal eşitsizliğin kaynağı olarak kapitalist sistemin, erkek egemen tahakkümün sürdürülmesinin bir aracı olarak aile bakanlığının, çıkarılan yasaların, yasaların uygulanma biçimlerinin, eşitsizlik ve istismarla mücadele için somut adımların atılmamasının, doğrudan iktidarın şiddeti ve eşitsizliği besleyen dilinin ve uygulamalarının üstü örtülüyor. İkincisi şiddet ve istismar bizim dışımızda bir ötekiye; bizim gibi olmayana, Suriyeliye, başkasına yükleyerek, ailesinde, sokağında, mahallesinde yaşanan, ‘biz’ içindeki şiddeti inkar ediyor, kabul etmiyor. Bu kabul etmemenin başka örneklerini de gördük mahallelerde. Örneğin birçok CHP’li; bir insanın böyle bir tecavüzü gerçekleştiremeyeceğini, bunların organize edildiğini, insanların sokağa çekilmeye çalışıldığını söylemeye vardırıyor. Bunlar ciddi ciddi savunulan, tartışılan şeyler haline geliyor.

Gerçekle, söylentinin iç içe geçtiği bu tabloda yine de istismara karşı tepkinin biriktirdiğini, insanların adalet için beklemekten sıkıldığını, adaleti hızlandırmak için de sokakta kalmaları gerektiğine dair bir algının giderek güçlendiğini söyleyebiliriz. Çünkü artık dağılalım diyen her megafon sesine, "Biz susarsak, failler aklanır" diye cevap verildi ve gece karakol önünde nöbet tutan tablo da böyle ortaya çıktı. Buna eylemlere çocuklarıyla katılan kadınlarla birlikte, liselilerin öfkesini de eklemek gerek. Bu birikim bazen o mahallenin birikimiyken, hızla toplumsal hafızanın da bir parçası haline geliyor. Çünkü eylemler süresince polis özel bir engelleme yapmadığı durumlarda, insanlar kendi güvenliğini sağlıyor, birbirlerini uyarıyor, kendilerine zarar verecek her eylemden uzak duruyor. Bu toplumsal yapıdaki çürümenin, toplumsal hayatta ne biriktirdiğine dair de izler taşıyor. Sorunların çözümüne bu birikim öncülük edebilir.    

*Sosyolog

ÖNCEKİ HABER

İBB: Veri kopyalama durduruldu

SONRAKİ HABER

8 patlamanın gerçekleştiği Sri Lanka'da Savunma Müsteşarı istifa etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...