12 Mart 2019 17:35

Rus Avangardı’na genel bir bakış

İstanbul Aydın Üniversitesi’nden birkaç arkadaş olarak Sakıp Sabancı Müzesi’nde yer alan Rus avangardı sergisini ziyaret ettik.

Görsel: Sakıp Sabancı Müzesi İnternet Sitesi

Paylaş

Eylül ÇİFTÇİ

İlghar JAHED

Şevval Yaren ERHIZLI

İstanbul Aydın Üniversitesi

20.yüzyıl dünya tarihinde birçok siyasi olay ve değişimin yaşandığı dönemdir. Rusya’da da siyasi sürece bakarsak Rus-Japon Savaşı, çarlık dönemi ve 1.Dünya Savaşı’nın ardından Ekim Devrimi toplumsal ve siyasi değişiklerin yanı sıra kültürel ve sanatsal alanda da etkisini göstermiştir. 20.yüzyıl başında ve sonrasında bütün bu siyasi süreçte sanatçıların sanatlarını üretmesi ve birçok avangart eserin ortaya çıkmasına şahit oluyoruz.

Bu sanatsal süreci daha net bir şekilde görebilmek ve anlayabilmek için İstanbul Aydın Üniversitesi’nden birkaç arkadaş olarak Sakıp Sabancı Müzesi’nde yer alan Rus avangardı sergisini ziyaret ettik.

Sergi bu sanatçıların 20. yüzyıl başından itibaren sanatsal deneylerini yapmaya nasıl başladıkları ve 1930’lara kadar ne şekilde yürüttüklerini akımlara ve siyasi sürece bağlı düzenli bir şekilde göstermekte.

SANATÇININ İÇ DÜNYASI VE SEMBOLİZM

Sergiye girişte bizi Rus Avangardı’nın gelişimini gösteren kronoloji bölümü karşılamakta. Bu sayede bu gelişimi anlamamız biraz daha kolaylaşıyor. Ardından sanatsal eserler 20. yy’ın en başından başlıyor. Bu eserler Avrupa’da olan sanatsal gelişmelerin etkisiyle ortaya çıkmış. Avrupa’daki tüm yeni eğilimleri takip etmişler.

Örneğin sembolizm akımının realizmi reddederek insanı iç dünyasına ve duygusallığa yöneltmesi anlatılmakta. Bu süreç de sanatçılara göre somut varlıklar dış dünya ile insanın duyguları arasında köprü kurmaya yarayan bir simgedir. Çünkü dış gerçek ancak insanın algılayış biçimiyle var olur.

Bu akımı ilk eserlerde sıkça görüyoruz (bknz. Larionov’un “İsimsiz”, Kliun’un “Sanatçının Eşinin Portresi” tabloları). Sanatçı evi iç dünyasında nasıl görüyorsa öyle resmediyor. Bu ev figürü o dönemin ya da bireyin iç dünyasındaki karışıklığı ifade ediyor. Ressamın aslında görüş algısının ne olduğuyla ilgili bir tutumdur bu. İlk bakışta insan gibi gözükmeyen, belli bir hareketlilik taşıyan, daha sonraları dikkatleri üzerinde toplayınca kendini açığa çıkaran eserler de gözümüzden kaçmıyordu. İşte bu bize bireyin iç dünyasının tuvale yansıtılmış bir biçimini ifade eder. Fakat bireyin kendi iç dünyasının algı yapısıyla da ilgilidir bu akım. Çünkü kişiden kişiye değişen öznel bir anlatımı vardır.

Bu dönem çıkan pek çok savaş ve bu savaşların doğurduğu her şeyin yıkıldığı düşüncesi çeşitli sanat eserlerini geliştirdi. Sanatçının kafasındaki yıkım teorisi geçmişi tozlu raflara kaldıracak yeni bir sanat anlayışına yol açtı. Yani yepyeni pencerelere açılan bir dünya yaratılmalıydı. Bunu görebilmek için 17. ve 18.yy’larda Rusya’da kullanılan bir teknik ve estetikten yola çıkan afişlere ve baskılara yer verilmiş. Bu baskılara “Lubok baskı” denilmekte. Hiciv içeren bu çalışmalar aynı zamanda adeta çizgi romanları aratmayacak bir havada olan eserlerdir. 17. yy’a kadar giden afişlerin amaçlarına gelince dekorasyon veya Rusya-Kırım savaşı gibi meselelerde kullanıldıklarını görüyoruz.

KÜBİZM, FÜTÜRİZM, KÜBO-FÜTÜRİZM

1.Dünya Savaşı’nın başladığı döneme geldiğimizde, 1914’te Rus Avangart sanatçıları da bu propaganda yöntemini kullandılar. Rusya’nın 1. Dünya Savaşı’ndaki konumunu yansıtmak için bu karikatürleri ve çizgi romanları ürettiler. Gezmeye devam ettiğimizde 1912 ve 1915’e ait eserleri görüyoruz. Burada sanatçıların Paris’te olan bitenle ilişkili olduğunu görüyoruz. Paris’te o dönem iki temel avangart grubu ve akımı vardı: Kübistler ve fütüristler. Rusya’daki birtakım sanatçılar Avrupa’da olup biteni takip ediyordu. Bazıları da bu sebeple Paris’e gidip orada eğitim almak, kübizmi öğrenmek istiyordu. Çoğunluğu kadın olan bir grup Rus sanatçı Lyubov Popova, Vera Pestel ve Nadezhda Vdaltsova’yı örnek verebiliriz. Sanatçılar Paris’ten Moskova’ya gelip kübistlerin ve fütüristlerin tekniklerini birleştirdiler. Rus Avangardı’nın il büyük akımı olan kübo-fütürizmi ortaya çıkardılar. Buna örnek olarak Lyubov Popova’nın yapmış olduğu “Seyahat Eden Kadın” adlı eseri örnek verebiliriz.

SÜPREMATİZM VE KONSTRÜKTİZM

İkinci büyük hareket ise süprematizm. Süprematizmden bahsederken Kazimir Malevich’ten bahsetmemek olmaz. Malevich, formun ve rengin resimdeki diğer her öğe üzerindeki hakimiyetinden bahsetmeyi amaçlıyordu. Sergide gözümüze çarpan bir diğer eser de siyah bir kare. Sadece siyah bir karenin ifade edebileceği aslında sizin sanatsal bilginizle alakalıdır. Zamansız ve mekansız geometrik şekillerin temelini oluşturan bu akım yani süprematist hareketlerin başlangıcı olarak kabul edilen siyah kare bize anlamsal bir çağrışımı ifade eder.

1917 tarihine geldiğimizde Ekim Devrimi’yle kurulan Sovyetler Birliği’ne şahit oluyoruz. Sovyetlerde bir yandan kapitalizmin en güçlü ülkelerine meydan okuyarak dünyanın iktisadi bakımdan en güçlü, politik bakımdan en belirleyici ülkelerinden biri haline gelirken sanatta da bu gelişimi görmekteyiz. Sovyetler’de yaşanan değişimin etkisi, özgürce kendi sanatlarını sergileyen sanatçıların eserlerine bakıldığında çok bariz bir şekilde görünüyordu.

Konstrükvizm, Rusya’da ortaya çıkan üçüncü büyük akımdı. Böylece sanatçılar tiyatro, grafik tasarım alanında çalışmalara başladılar. Kitap kapakları, yeni mobilyalar, yeni dokumalar ürettiler. Amaçları yepyeni, pratik geometrik formlara dayanan ancak değerli ve uygulanabilir kalan bir estetikle çalışmaktı. Sovyet Rusya’nın oldukça özgür olduğu bir dönemdi. Sanatsal deneylerden elde ettikleri tüm tecrübeleri üretim için kullanmaya ve pratik alanda kullanılır hale getirmeye karar verdiler.

Sergideki kısa film gösterimleri, gerek objeler gerekse resimler ve bunların uyumu sergideki bütünlüğünü koruyordu ve güzel bir ambiyansla avangart döneminin öncesi ve sonrasını kavramamıza yardımcı oldu. “Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisi, 1 Nisan’a kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor.

ÖNCEKİ HABER

Aydın | 31 Mart 2019 yerel seçim sonuçları

SONRAKİ HABER

Bandırma’da güzel şeyler oluyor: Zeyrek Gençlik Kulübü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...