04 Mart 2019 00:55
Son Güncellenme Tarihi: 04 Mart 2019 06:01

Sudan’dan sonra Cezayir de ayakta

Arap Coğrafyasında geçen hafta, Sudan’da ekmek zammı talebiyle, Cezayir'de ise Buteflika’nın 5. kez adaylığına karşı süren protestolar yer aldı.

Fotoğraf: Farouk Batiche/AA

Paylaş

Ali KARATAŞ
Yusuf ERTAŞ

Sudan’da halkın ekmek zammı ile başlayan protesto hareketi üçüncü ayını geride bırakmasına rağmen devam ediyor. 1989 yılında askeri darbe ile iktidara gelen Ömer Beşir, halk hareketini durdurmak için kısa bir süre önce hükümeti feshetmiş ve olağanüstü hal ilan etmişti. 

Al Araby haber sitesinde yer alan haber-yorumda Sudan’daki durum, 2011’de Mısır’ın yaşadığı duruma benzetildi. “Beşir’in manevrası kimseyi ikna etmiyor: Hareket Beşir çekilene kadar devam edecek” başlıklı yazıda, 18 eyaletin valisinin ordu subaylarından ve güvenlik güçlerinden seçildiği belirtildi. Yazıda, “Muhalifler, temel talepleri olan Beşir’in istifası ve rejimin değişmesi gerçekleşene kadar eylemlerin devam etmesinde ısrar ediyorlar” cümleleri yer aldı.

OHAL’E RAĞMEN SOKAKTA

Al Kuds al Arabi gazetesi de OHAL ilanına rağmen binlerce kişiyi, Sudan’ın başkentinde sokaklara döküldüğünü yazdı. Al Arab gazetesi, Beşir’in attığı adımları “Vaat ve tavizlerle sokağın öfkesini yatıştırma ve muhalefeti karıştırma hamlesi” olarak nitelendirdi.

Sudan Komünist Partisi’nin resmi sitesinde yer alan Taj Sır Osman imzalı makalede olağanüstü halin krizi çözmeyeceği belirtildi. Makalede 1984 yılında Sudan Diktatörü Cafer Muhammed Nimeiry’in de iktidarda kalmak için olağanüstü hal ilan ettiği ama bu adımın işe yaramadığı ve sonunda devrildiği hatırlatıldı.

CEZAYİR; CAN ÇEKİŞEN DEVLET BAŞKANI

2014 yılında gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dördüncü kez seçilen Abdulaziz Buteflika için hazırladığımız sayfada “can çekişen devlet başkanı” sıfatını kullanmıştık. Bugün, Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (FLN) beşinci dönem için yeniden adayı olan Butefelika bu sıfatı fazlasıyla hak ediyor. Buteflika, seçildikten sonra kameraların karşısına hemen hemen hiç çıkmadı. Middle East Online sitesi, yeniden aday olan Buteflika’nın “rutin tıbbi kontroller” nedeniyle İsviçre’de olduğunu yazdı. Site, “Yetkililer muhtemelen beşinci dönem için adaylığının rağbet görmeyeceğinin farkındaydı. Ancak, daha önce benzeri görülmemiş protestoların bu kadar çabuk tırmanacağını öngörmek zordu”  değerlendirmesine yer verdi.

DEVASA GÖSTERİLER

Buteflika’nın adaylığını açıklandığı 22 Şubat’tan bu yana Cezayir’de protestolar devam ediyor. Protestoların temel talebi felçli Cumhurbaşkanı Buteflika’nın beşinci dönem adaylığının iptal edilmesi. Gösterilere “Cezayirli Cemile” lakabıyla tanınan Devrimci Cemile Buhayrad, İşçi Partisi Genel Sekreteri Louisa Hanun, Özgürlüklerin Öncüsü Partisi Başkanı Ali bin Fils’in yanı sıra Barış Derneği Hareketi Başkanı Abdul Rezzak Makri, Yeni Nesil Partisi Başkanı Sufian Gilali, Politik Aktivist Karim Tabou, Rashid Nkaz, ünlü komedyen Salah Overt gibi muhalefetin önemli isimleri ilk kez katıldı.

Arabnews sitesi, 45 yaşında bir kamu sektörü çalışanı olan Hamdan Salim’in, “Cezayirli gençlere bakın, tek istedikleri insanlarla konuşabilen bir başkan” dediğini aktardı. Haberde, gösterilerde 2010’da patlak veren Arap halk hareketinin simgesel sloganı olan “Eş şeab yurid iskat en-nizam/ Halk rejimi devirmek istiyor” sloganının sık sık atıldığına dikkat çekildi.

Öte yandan sayfamızda Türkiye’deki yerel seçimlerle ilgili Lübnanlı Akademisten Muhammed Nureddin’in bir değerlendirmesine de yer verdik.


SUDAN; OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN ETMEK KRİZİ ÇÖZMEZ

Taj Sır Osman
Sudan Komünist Partisi

Cumhurbaşkanı Ömer Beşir, 22 Şubat 2019 cuma günü yaptığı konuşmada Bakanlar Kurulu’nun dağıtıldığını, valilerin görevden alındığını, yerel ve genel yönetimlerin feshedildiğini ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan edildiğini duyurdu. Bu hamleyle, Sudan halkının iki aydan fazla süren devrimine karşı geldi.

Güvenlik çözümleri ve olağanüstü hal ilan edilmesi, ülkenin yaşadığı derin krizi çözmüyor. Bunun yanı sıra bu rejim, son 30 yıl boyunca tüm baskı biçimlerini uyguladı. İnsan haklarını ve temel özgürlükleri yok saydı. Rejimin kendisi tarafından yürürlüğe konmuş anayasa, yasa ve yönetmeliklerin çiğnenmesiyle olağanüstü hal zaten fiilen devam ediyordu.

Halk bu kararları reddetti. Beşir ve rejiminin devrilmesini ve geçici bir ulusal hükümetin kurulmasını talep ederek sokağa döküldü. Olağanüstü hal ilanı sonrasında gösteriler, 23 Şubat Cumartesi gününün erken saatlerine kadar devam etti.

Rejime karşı devam eden devrimin son iki ayının tecrübesi, barışçıl göstericilere karşı uygulanan vahşi baskılara rağmen halkın iradesinin yenilmezliğini ve rejimin devrim ateşini söndürmeyi başaramadığını gösterdi.

1984 yılında Diktatör Nimeiri, kendisine yönelik halk ayaklanmasını durdurmak için olağanüstü hal ilan etmişti. Ancak OHAL Yasası ve Eylül 1983 yasalarına rağmen halk başkaldırısı devam etti. Gerçekleşen grevler Mart - Nisan 1985 ayaklanmasına genel bir siyasi grev ilanına, sivil itaatsizlik ve rejimin yıkılmasına kadar devam etti.

Kaçınılmaz olarak, halkımızın yenilmez iradesi zafer kazanacak ve rejimi devirmek ve demokratik bir alternatif kurmak için konvoylar ve gösteriler genel halk ayaklanmasına, genel siyasi grev ve sivil itaatsizliğe kadar devam edecek.


CEZAYİR; HAYAL KIRIKLIĞI PROTESTOLARI TETİKLEDİ

Middle East Online

Hasta başkanlarının beşinci dönem için aday olmasının yol açtığı hayal kırıklığı Cezayir’de protestocuları sokaklara döktü. 20 yıldır iktidarda olan Buteflika, 2013 darbesinden bu yana halk arasında nadiren görülüyor. Şu anda ofisinin “rutin tıbbi kontroller” dediği nedenden dolayı İsviçre’de bulunuyor. Son günlerde 81 yaşındaki cumhurbaşkanının adaylığını protesto etmek için binlerce kişi sokaklara döküldü.

HÜKÜMET PROTESTOLAR BEKLİYOR MU?

Yetkililer muhtemelen beşinci kez adaylığın rağbet görmeyeceğinin farkındaydı. Ancak, daha önce benzeri görülmemiş protestoların bu kadar çabuk tırmanacağını öngörmek zordu.

Cezayir Üniversitesi’nde siyaset bilimi dersi veren Louisa Dris-Ait Hamadouche’ye göre, Buteflika’nın başarılı 2014 adaylığı, “nispeten kolay” olarak kabul edilmesi nedeniyle memnuniyet sağlamış olabilir. Sosyolog Zoubir Arous’a göre, beşinci dönem için teklifin mimarları “büyük bir hata yaptı", “Toplumun bu olgunluğa ve siyasi bilince ulaştığını tahmin etmediler” dedi. Akademisyen Sosyolog Nacer Cabi, rejimin liderlerlerinin “30 yıl tecrit altında yaşadıkları ve halktan koptukları” için protesto gösterilerini öngöremedikleri görüşünde.

PROTESTOLAR NEDEN İLGİ GÖRDÜ?

Cezayirlilerin başlıca öfke kaynağı ülkelerinin konuşma engelli ve sadece tekerlekli sandalyede halkın önüne çıkan bir devlet başkanının tanımladığı devlet imajını görmekle duydukları aşağılanma hissi. Arous, insanların Cezayir’in “dünyanın gülme kaynağı” haline gelmesi nedeni ile öfkeli olduğuna inancında.

REJİMİN SEÇENEKLERİ NELER?

Cumhurbaşkanlığı tarafının Buteflika’nın adaylığını kesinleştirmek için pazar günü gece yarısına kadar vakti var(dı). Alternatif olarak, başka bir aday bulunabilir.

Ancak bir diplomatın açıklamasına göre, Buteflika’nın beşinci dönem için adaylığı, son beş yıl boyunca “sistemin alternatif bir adayı kabul etmedeki yetersizliğinden doğmuş görünüyor”. Önümüzdeki birkaç gün içinde değiştirmeyi oy birliğiyle kabul etmek bu nedenle zor olacak.

Uluslararası siyaset uzmanlarına göre, rejimin “adamları kurtarmak (Buteflika ve çevresini) veya sistemi kurtarmak” arasında seçim yapılması gerekiyor. Cezayir’in politik sisteminin şeffaf olmaması nedeniyle nasıl bir seçimin yapılacağını tahmin etmek zor. Eğer rejim Buteflika’nın adaylığına devam etmeye karar verirse, protestoları hızla ezmek için hazırlanacak. Arous, bunun “kaosa yol açabileceği” uyarısında bulundu.

PROTESTOLAR SİSTEMİ PARÇALAYABİLİR Mİ?

Protestocular başlangıçta “Beşinci döneme hayır”  sloganı attılar, ancak çoğu o zamandan beri rejim değişikliği çağrısında bulunuyor. Nacer Djabi, “İlk amaç Buteflika’nın adaylığının geri çekilmesi. Ancak kitleler orada durmayacak, gençler sistemi değiştirmek isteyecek” dedi. Fakat bu bir problemi doğuruyor: Bağımsızlıktan bu yana tek bir partinin egemen olduğu ve muhalefetin hiç duyulmadığı bir ülkede, bu değişimi kim yönetecek? Siyaset Bilimci Hamadouche, “ Şu anda Cezayir’de kimse güvenilir bir alternatif sunamıyor”  dedi.


ON BİNLERCE CEZAYİRLİ BUTEFLİKA’YI İSTİFAYA ÇAĞIRDI

Arabnews

Cezayir genelindeki şehirlerde on binlerce kişi, cuma günü, sekiz yıl önceki Arap Bahar’ından bu yana yaşanan en büyük hükümet karşıtı gösterilerde, Cumhurbaşkanı Abdelaziz Buteflika’yı görevi bırakmaya çağırdı.

Görgü tanıkları, protestoların çoğunlukla barışçıl geçtiğini ancak öğleden sonra kalabalık dağılırken başkent Cezayir’de başkanlık sarayının yakınındaki polis ve protestocular arasında çatışmanın patlak verdiğini söyledi.

Sabahın erken saatlerinde genç yaşlı bir insan denizi Cuma namazından sonra, “ Güle güle Buteflika” , “ Huzur, huzur”  gibi sloganlar eşliğinde sokaklara döküldü.

Butefelika’nın Nisan seçimlerinde iktidarda beşinci bir dönem arayışı planlarına karşı yapılan büyük çaplı gösteriler (ki Cezayir’de nadiren görülürdü) bir hafta önce başladı, ancak cuma günü şimdiye kadarki en büyük katılıma ulaştı.

81 yaşındaki Buteflika, 2013 yılında felç geçirdi ve o zamandan beri sadece birkaç kez kamuoyunda görüldü. Yeniden seçim teklifi, liderliğe uygun olmadığına inanan Cezayirliler arasında burukluk yarattı. 45 yaşında bir kamu sektörü çalışanı olan Hamdan Salim, “ Cezayirli gençlere bakın, tek istedikleri insanlarla konuşabilen geçerli bir başkan”  dedi. Kalabalık arasında, Fransa’ya karşı 1954-1962 bağımsızlık savaşının bir kahramanı olan 83 yaşındaki Cemile Buhayrad da gazetecilere şunları söyledi: “ Burada olmaktan mutluyum” .

Saatlerce yürüdükten sonra birçok protestocu evlerine dönmeye başladı, ancak bazıları kalmaya, dans etmeye ve şarkı söylemeye devam etti. Ali Selmi, “ Bu bir kutlama, bir protesto değil. Cezayir’in yeniden doğuşunu kutluyoruz”  dedi. Başka bir genç, Muhammed Saadi, “ Savaşımız kazanana kadar devam edecek”  dedi.

Ülke 1954-1962 yılları arasında Fransa ile olan bağımsızlık savaşından bu yana aynı gaziler tarafından yönetiliyor. Birçok Cezayirli, yıllarca güvenlik tedbirlerinden ya da hayal kırıklığına uğramaktan duyduğu korku nedeni ile herkesin önünde siyaset yapmaktan kaçındı.

Cuma günü bu tür çekingenliklerin azaldığı görüldü. Bazıları Mısır, Libya ve Tunus’taki liderleri deviren 2011 “ Arap Baharı”  ayaklanmalarında atılan “ Eş şeab yurid iskat en-nizam/ Halk rejimi devirmek istiyor”  diye slogan attı.

Pek çok Cezayirli uzun süredir barış ve istikrar için bir bedel olarak muhalefet için çok az alana sahip olan politik bir sisteme uzun süre dayandı. Ancak yeni protesto dalgaları, kamuoyunda siyaset tartışması konusundaki uzun tabuları kırmış gibi görünüyor. Zayıf ve bölünmüş muhalefet, seçim mücadelesinin birleştirilmesinde büyük engellerle karşı karşıya. 


TÜRKİYE; SİZE ÇAYLA GELDİK

Muhammed NUREDDİN
Al Haliç

Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dolaştığı şehirlerin sokaklarından geçerken ve yolun her iki tarafında toplanan kalabalığa 200 gramlık çay poşetlerini fırlattığını gören birisinin “Muz Cumhuriyetleri”nin birinden bir görüntü gördüğünü zannetmesi yanlış olmaz. 

Eğer bir devlet “Muz Cumhuriyeti” terimi ile nitelendirilirse dışardan yönetilir. Egemenlik, onur ve demokrasi olmaz. Burada terim, devlet ile vatandaşı arasındaki “seviyesiz”  ilişkiyi de yansıtıyor. Egemen olan, halka, “bir ekmek, bir çikolata veya bir poşet çay bekleyen bir kitle” gözüyle bakar. Tüm tabakalardan insanları hor gördüğünü ilan eder.

Türkiye, mart ayının sonunda belediye seçimlerinde oy kullanmak için sandık başına gidiyor. Bu seçim, birden fazla açıdan önem kazanan bir seçim. Birincisi her seçimde doğal olarak politik bir varlık mevcuttur. Ancak belediye seçimlerinde yerel yetkililer vatandaşa hizmet vermek amacıyla doğrudan temasta bulunuyor. İkincisi, 24 Haziran’da yeni siyasi sistemin kabul edilmesinden sonra parlamentonun artık siyasi yaşamda ağırlık merkezi olmadığı koşullarda belediye seçimleri vatandaşlar ve yetkililer arasındaki ilişkide en önemli yer haline geldi.

Erdoğan ve Bahçeli arasındaki ilişkide, farklılıklara rağmen Bahçeli, “Türkiye ulusal güvenliği tehdit altında” sloganıyla Erdoğan’la ittifaktan taviz vermeme konusunda çok istekliydi. Bu bir ölüm kalım meselesiydi. Burada kastedilen, Türkiye’nin evde bir Kürt sorunu olduğu ve Suriye’de YPG ile ciddi bir mücadele yaşadığı. Bu temelde belediye seçimlerindeki yarış; Erdoğan-Bahçeli liderliğindeki milliyetçi güçler ile Erdoğan yönetiminden kademeli de olsa kurtulmak isteyen farklı güçler arasında gerçekleşecek.

Esas savaş İstanbul ve Ankara’da. Erdoğan bunun için eski başbakan olan mevcut meclis başkanı Binali Yıldırım’ı partinin İstanbul adayı olması için istifa ettirdi. Adalet ve Kalkınma Partisinin İstanbul ve Ankara’yı veya ikisinden kaybetmesi durumunda parti için yenilgi kabul edilecek. Muhalefetin hükümetin etkisini yavaş yavaş sarstığı yeni bir dönem başlayacak. Erdoğan bunun farkında ve etkili bir yenilgiye maruz kalmamak için devletin tüm imkanlarından yararlanıyor. Böylece çayın şekerli olup olmadığını bilmeden halka çay dağıtılıyor. Lakin Türkiye halkı çayı şekerli sever!

ÖNCEKİ HABER

Hürriyet, Faruk Bildirici'yi işten çıkardı

SONRAKİ HABER

Diyarbakır Barosu üyelerine saldıranlar serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...