18 Şubat 2019 09:58
Son Güncellenme Tarihi: 18 Şubat 2019 11:18

Leyla Güven ve açlık grevindeki tüm tutuklular için dayanışma çağrısı

‘Leyla Güven Haklıdır, Tecrit Kalkmalıdır İnsiyatifi’ 300'ü aşkın tutuklunun açlık grevinde olduğunu hatırlattı, dayanışma çağrısı yaptı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

‘Leyla Güven Haklıdır, Tecrit Kalkmalıdır İnsiyatifi’ açlık grevlerinin can kaybı olmadan son bulması ve tecridin kalkması için dayanışma ve birlikte mücadele çağrısı yaptı. İnsan Hakları Derneği (İHD) de farklı kentlerde yaptığı basın açıklamalarıyla "Yaşama ses verin" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven’in, “PKK lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridin sonlandırılması” talebiyle 8 Kasım 2018’de başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi 103. gününde. Açlık grevindeki yurttaşların taleplerinin kabul edilmesi ve yaşam haklarının korunması için oluşturulan ‘Leyla Güven Haklıdır, Tecrit Kalkmalıdır İnsiyatifi’, Taksim Hill Otel’de basın toplantısı düzenledi. İnisiyatifin kuruluşunu da ilan eden açıklamaya, inisiyatifi oluşturan siyasi parti ve kurum temsilcileri katıldı. HDP ve HDK’nin çağrısıyla kurula. inisiyatifteki kurumlar şöyle: Alınteri, Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, ESP, SYKP, Yeşiller ve Sol Gelecek, SODAP, Politika Gazetesi, KÖZ, Kaldıraç, Devrimci Parti, DBP, Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Yeni Dünya İçin Çağrı, 78’liler Girişimi, TÖP, Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Federasyonu, İşçi Sözü, Teori ve Politika, Demokratik Alevi Dernekleri, Çağdaş Hukukçular Derneği.

“TECRİT SİYASAL REJİMDEN FARKLI DÜŞÜNÜLEMEZ”

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Güven ile birlikte 54 cezaevinde 300’ü aşkın mahpusun açlık grevinde olduğunu hatırlattı. Koçyiğit, açlık grevinin 103. gününde olan Güven ile birlikte 300’ü aşkın mahpusun yaşam ve sağlık riskleri bulunduğunu ifade etti. Güven şahsında yürüyen açlık grevi eyleminin talebinin, Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin kalkması yönünde olduğunu vurgulayan Koçyiğit, “5 Nisan 2015’ten beri Sayın Öcalan ve birlikte kaldığı üç kişiye mutlak tecrit süreci var. 5 Nisan 2015 Türkiye’de siyasetin bir dönüm noktası aynı zamanda. 7 Haziran seçim sürecine giderken barış ikliminden yeniden şiddetin hakim olduğu, çözüm sürecinin buzdolabına kaldırıldığı sürece geçildi. O günden bu güne savaş ve şiddet arttı, kutuplaşma arttı, bir arada yaşama iradesine dönük ciddi saldırılar gerçekleşti. Bu anlamda tecridi sadece Sayın Öcalan’a yönelik değerlendirmek yetersizdir. Tecride yeni rejimin kodları açısından bakmak lazım. Tecrit siyasal rejimden farklı düşünülemez.” dedi.

“AÇLIK GREVLERİNİN AMACI DEVLETİ HUKUKA DAVET ETMEK”

Öcalan’a uygulanan tecridin toplumsal yaşamın her alanına sirayet ettiğini söyleyen Koçyiğit, “Akademisyenler barış istedikleri için kürsülerden alındılar, onların şahsında barış yargılamaları devam ediliyor, üniversitelerde kıyım yaşanıyor. Savaş yatırımlarının artması sebebiyle ülke olarak çok ciddi ekonomik kriz içerisindeyiz. Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yollardan çözülürse bu ülke normalleşecek ama devam ederse güvenlikçi perspektifte yaklaşılırsa ülkenin içindeki yönetememe kriz artacak. Bütün bu vahim sonuçlar ortadan kalksın diye bedenini açlığa yatırdı Güven. 103 günlük bir irade savaşından bahsediyoruz. Tecrit kaldırılsın talebinin yerine getirilmesi için devletin mevcut yasaları uygulaması yeterli ekstra bir çabaya gerek yok. Açlık grevlerinin aslında hukuk dışına çıkmayı gelenek haline getiren rejime karşı, devleti hukuka davet eden bir çağrı, bir yaklaşım.” diye konuştu.

“BÜTÜN TECRİTLERİ KIRALIM”

Koçyiğit, çeşitli siyasi partiler ve kurumlarla bir araya gelerek oluşturulan ‘Leyla Güven Haklıdır, Tecrit Kalkmalıdır İnsiyatifi’nin amacına ilişkin de açıklamalarda bulundu: “Amacımız, açlık grevindeki arkadaşlarımızın taleplerinin kabul edilmesi ve yaşam haklarının korunmasına yönelik. İçinde bulunduğumuz süreçte ötekileştirilen dil yaygınlaştırılmaya çalışılıyor, ırkçı söylemler tırmandırılıyor. HDP ve kurumları şahsında cadı avı başlatılıyor, Ortadoğu savaşında istediğini elde edemeyenler ülke içerisinde kamplaştırma, kutuplaştırma ile seçimi kazanmaya çalışıyorlar. Tek bir insana dahi ihlal uygulanıyorsa o ülkedeki tüm yurttaşların hakları askıdadır. Tecridin varlığı her birimizin keyfi uygulamalara maruz kalacağımızı açıkça gösteriyor. Turnusol kağıdı olarak görev de görüyor bu süreç. Her birimiz mücadelemiz yanında sınanıyoruz; ya insanlıktan yana olacağız ya da bu koyu karanlık hepimizi yutacak.” Halkın Hukuk Bürosu (HHB) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi tutuklu avukatların da açlık grevinde olduğunu anımsatan Koçyiğit, “Haksızlık, hukuksuzluk karşısında insanların bedenini açlığa yatırması hukuksuzluğun özetidir. Bunu yenebilecek bir eşikteyiz. Gelin yan yana duralım başta İmralı bütün tecritleri kıralım.” dedi.

“TALEPLERİ TALEPLERİMİZDİR”

İnisiyatif adına ortak açıklamayı Cansu Kalender okudu. Açıklamada, “Güven başta gelmek üzere yüzlerce insan ‘Bu tecrit hepimize’ diyor ve bedenlerini açlığa yatırarak canları pahasına insanlık onurunu ayağa kaldırmak ve etrafımıza örülen görünür görünmez tüm duvarları yıkmak için direniyorlar. Halklarımızı birbirinden koparan bu insanlık dışı yaşama karşı yeni yaşamı savunmak, barışın, kardeşliğin adaletin, eşitliğin hüküm sürdüğü bir yaşamı savunmak için tarihsel bir sorumluluk üstleniyorlar. Onlar İmralı'dan başlayarak özgürlüğümüz ve geleceğimiz önünde dikilen tüm duvarları kaldırmak ve tecrite son vermek mücadele ediyorlar. Bunun için talepleri talebimizdir, bunun için mücadeleleri mücadelemizdir, bunun için iradeleri geleceğimizdir diyoruz. Seslerine ses veriyor ve artık yeter diyen herkesi ‘biz’ olmak için çağrımıza yanıt vermeye çağırıyoruz.” denildi. Açıklamanın ardından inisiyatifte yer alan siyasi parti ve kurum temsilcileri söz alarak, ülke genelinde bir tecrit olduğu ifade edilerek açlık grevinin politik özgürlüklerin kazanılması meselesi olduğu vurgulandı. Siyasi parti ve kurum temsilcileri, direnişine sahip çıkma ve açlık grevindeki yurttaşların taleplerinin kabul edilmesi için çağrı yaptı. (İstanbul/EVRENSEL)


İHD: HAK İHLALLERİNE KARŞI YAŞAMA SES VERİN

Cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin açıklama yapan İHD Ankara Şube Eş Başkanı Fatin Kanat, muhalefet partileri, baroları, basın kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarını cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı yaşama ses vermeye çağırdı. Kanat, “İHD olarak açlık grevlerinin sonlanması için elimizden geleni yapmaya hazırız” dedi.

Kanat, 321 kişinin süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde olduğunu, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in ise açlık grevinde 100 günü aştığını belirtti. Cezaevlerindeki hak ihlallerinin 12 Eylül günlerini aratmayacak yoğunlukta yaşandığını ifade eden Kanat, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ile hak ihlallerinin sistematikleştiğini, insan hak ve özgürlükleri alanındaki kazanımların ortadan kaldırıldığını belirtti. Açlık grevlerine yol açan koşulların ağırlığının, açlık grevi yapanların ölümü göze almalarına sebep olduğunu kaydeden Kanat,  “Siyaset, medya, hukuk kurumları ve kamuoyu üzerinde etkisi olan bütün kişi ve kuruluşlar, yurttaşların ölümü göze almalarına yol açan ağır hak ihlallerine karşı hukuk ve demokrasiye inancın gereği olarak ses verme borcu altındadır” dedi.

"HUKUK KİŞİLERİN SİYASAL DURUMUNA GÖRE DEĞİŞMEZ"

Bazı yayın organlarının cezaevlerindeki durumu tamamen görmezden gelen bir yayın politikası izlediğini belirten Kanat, baroların da bu konuda daha aktif bir tutum alması gerektiğini vurguladı.

1999 yılından bu yana cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan’a yönelik tecrite dikkat çeken Kanat, “Hukuk kişilerin siyasal durumuna ya da kişilere karşı duygusal sebeplere göre değişmez. 5275 sayılı kanun herkes gibi Öcalan’a da uygulanmalıdır. Süresiz ve açlık grevinde olanların tecrit uygulamasına karşı dile getirdikleri talep ilgili kanunun uygulanmasıdır” dedi. İlgili kamu otoritelerine herhangi bir can kaybı veya kalıcı sağlık problemlerine yol açmadan bir an önce sonlandırılması için hukuka uygun hareket etme çağrısı yapan Kanat, muhalefet partileri, barolar, basın kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarından da çözüme katkı sunacak şekilde hareket etmesini istedi. Kanat, İHD olarak süreci takip etmeye devam edeceklerini belirterek, “Açlık grevlerinin sonlanması için elimizden geleni yapmaya hazırız” dedi. (Ankara/EVRENSEL)


ANTALYA

İHD Antalya Şubesi de "Yaşama Ses Ver" çağrısıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.

Attalos Meydanı’nda gerçekleştirilmesi planlanan basın açıklamasının daha sonra İHD Antalya Şubesi önünde yapılması kararlaştırıldı.

İHD Antalya Şubesi Eş Başkanı Prof. Dr. Erdal Gilgil, Antalya Emniyetinden arandıklarını ve "Açıklamaya müdahale ederiz" ifadesiyle tehdit edildiklerini ifade etti.

Açlık grevlerine ve hak ihlallerine değinen Gilgil, "Medya kuruluşlarının ağırlıklı olarak meseleyi sessizce geçiştirmeye eğilimli olduğunu görmekteyiz. Cezaevlerine ilişkin mahpus haklarını ihlal eder nitelikteki uygulamaların çözümünde önemli bir işleve sahip baroların bu konuda daha aktif olması gerekmektedir" şeklinde konuştu.

Gilgil ayrıca, 1999 yılından beri cezaevinde tutulan Abdullah Öcalan’ın ‘hukuki statüsü’ ile cezaevi koşulları arasında uçurum bulunduğunu hukukun kişilerin siyasal durumuna ya da kişilere karşı duygusal sebeplere göre değişim gösteremeyeceğini ifade etti.

"İHD olarak açlık grevcilerinin durumunu takip etmeye, sürece dair ihlalleri raporlamaya devam edeceğiz" şeklinde konuşan Gilgil, "Açlık grevlerinin sonlanması için elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz" dedi.

Açıklamaya siyasi partiler ve kitle örgütleri de destek verdi. (Antalya/EVRENSEL)


ADANA

İHD Adana Şubesi cezaevlerindeki açlık grevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek için basın açıklaması yaptı. İnönü Parkı'nda bir araya gelen İHD üyeleri "Yaşama ses ver. Ölümler olmasın" dedi. Basın metnini okuyan İHD Adana Şubesi Cezaevi Komisyonu Başkanı Nejat Okay, ölümler ve ağır hastalıklar oluşmadan açlık grevinin sonlanması için tecridin kaldırılmasını istedi.

Yaşanan ağır hak ihlalleri karşısında meclisteki ve dışındaki partilerin daha fazla ses vermesini isteyen Okay, "Yayın organlarının cezaevlerini görmezden gelen bir yayın politikası izlediğini söyledi. Hukukun herkese eşit uygulanması gerektiğini söyleyen Okay, Öcalan'ın 27 Temmuz 2011'den beri herhangi bir avukat görüşü yapmadığını belirterek" 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri'nin Uygulanması Hakkındaki Kanun herkes gibi Abdullah Öcalan'a da uygulanmalıdır. Süresiz ve dönüşümüz açlık grevinde olanların tecrile ilgili talep ettikleri kanun uygulanmalıdır" dedi. (Adana/EVRENSEL)


ANTEP

Antep'teki açıklamayı okuyan İHD Şube Başkanı Salman Yergin, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in de açlık grevinde 100 günü aştığını belirterek, “İHD olarak belirleyebildiğimiz kadarıyla 12 Şubat 2019 itibariyle 60 civarında cezaevinde 321 kişi süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde” dedi.

Açıklamada hak ihlallerinin 12 Eylül günlerini aratmayacak durumda olduğunu belirten Yergin, OHAL döneminden itibaren 12 Eylül sonrasında kazanılan insan hakları kazanımlarının büyük oranda ortadan kaldırıldığını ve OHAL kaldırılmasına rağmen halen ihlallerin arttığını söyledi.

“1999’dan beri İmralı Cezaevinde tutulan Abdullah Öcalan’ı hukuki statüsü ile cezaevi koşulları arasında bir uçurum bulunmaktadır” diyen Yergin, “Hukuk, kişilerin siyasal durumuna veya kişilere karşı duygusal sebeplere göre değişim göstermez. Bu çerçevede, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Uygulanması Hakkındaki kanunun herkes gibi Abdullah Öcalan’a da uygulanmalıdır” dedi.

Yergin, yaşanan hak ihlalleri karşısında muhalefet partilerinin, baroların, basın kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının daha fazla ses çıkarması gerektiği bir dönemde olduklarına işaret etti. Yergin, “İHD olarak açlık grevcilerinin durumunu takip etmeye, sürece dair ihlalleri raporlamaya devam edeceğiz. Açlık görevlerinin sonlanması için elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz” diyerek konuşmasını bitirdi. (Antep/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

EYT’liler mücadelesini sürdürüyor: Bizi kandıranlar bizden oy alamaz

SONRAKİ HABER

"Manisa Selendi'de uçak düştü" ihbarı asılsız çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...