19 Aralık 2018 21:58

Ne olacağı bilinmeyen meslek

Ne olacağı bilinmeyen meslek

Paylaş

 

Deniz ALTUNSES
Antep

Sağlık meslek lisesi, sağlık sektörü alanındaki iş gücü ihtiyacını azaltmak amacıyla 4 yıllık mesleki eğitim veren kurumlarıdır. 1. sınıfta tüm liselerde olduğu gibi ortak müfredat uygulanır. Ancak 2. sınıftan itibaren müfredatın meslek eğitimi ağırlıklı olması öğrencilerin üniversite sınavı hazırlıkları gibi birçok problemi beraberinde getirir. 
Daha önceden bu liselerde mesleki eğitim alan öğrenciler mezun olunca “hemşire”, ”ebe” unvanlarını alabiliyorlardı. Fakat verilen eğitim aynı olmasına rağmen unvanlar farklılaştı ve iş bulma imkanı yok denecek kadar azaldı. 
DÖRT YILIMIZ BOŞA GİTTİ
Okulumuz  hemşire yardımcılığı bölümünde okuyan Sümeyye “Öğrencilerin ilk kez uygulamaya konulan hemşire yardımcılığı, ebe yardımcılığı ve sağlık bakım teknisyenliği hakkında bilgilendirilmesi gerekiyor. ‘Bu meslek grupları ne yapacak?​’ sorusunun cevaplanması gerektiğini düşünüyorum.” diyor. Üniversiteye geçişin kalktığı konusunda ise “Okul bitince üniversite sınavına girmek isteyenler için verilen dersler yetersiz kalıyor. Hatta işimize yaramayacak dersler görüyoruz. Bunlara rağmen sınavdan yüksek bir puan alabilmemiz zor.” sözlerini dile getiriyor. Sağlık meslek lisesi mezunlarının fakülte ve meslek yüksekokullarına direkt geçişle geçmesi gerektiğini düşündüğünü söylüyor. 
Beyza ise, “Stajyer öğrencileri, hastanelerde sadece getir götür işlerini yapan veya hemşire yardımcısı olarak görmek büyük sıkıntılar yaratır. Mezun olunca alacağım unvanın hasta bakıcısı olmasını istemiyorum. ”diyerek söze giriyor. Okulumuz mezunlarından arkadaşımız Merve’nin KPSS sınavında bölümüne yer açılmadığından “4 yılım boşa gitti” diyor Merve. Üniversite sınavında başarılı olabilmek için dershaneye gitmesi gerektiği ve maddi durumunun buna olanak vermemesi ise yaşadığı duygusal sorunlara sebep oluyor. Aslında Merve’yi 18 yaşında saran gelecek kaygısı daha binlerce sağlık meslek liseliyi de bilinmeyen bir yola sürüklüyor. Eğitim sistemi öğrencinin karşısına her yerde her zaman zorluk çıkartıyor ama kaybedeceğimiz yıllardan ziyade kaybettiğimiz umudu bizlere kim verecek?

Mobilyacı olacaksınız kültür dersi de nereden çıktı?

İmran KIVIRCIK
Mersin

Yıllardır eşitsizliğin, şaibelerin ve rekabetin simgesi olmuş neredeyse her yıl değişikliğe uğrayıp, hallaç pamuğuna dönen, öğrencilere ve eğitim-öğretime ait olmayan sınavı; YKS’yi arkadaşlarımızla konuştuk:
Isıcam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden mezun olan Kutlay’ın sınav ve eğitim sistemi hakkındaki görüşlerini alıyoruz:
“Lisede yeterli bir eğitim aldığını düşünüyor musun?​”
“Alan derslerim dışında meslek lisesi mezunu olduğum için kültürel anlamda nitelikli bir eğitim almadım diyebilirim. Kültür derslerini hocalarımız pek önemsemedi ‘Zaten mobilyacı olacaksınız’ diyerek. Sorsanız kültür derslerinde gördüklerimi hatırlamam bile.”
“Peki YKS’ye hazırlanmayı neden düşündün, nasıl bir hazırlanma süreci geçirdin?​”
“Mobilyada çalışma koşullarından dolayı ilerlemeyi düşünmedim o yüzden de sınava hazırlanmaya karar verdim. Sınava hazırlık sürecim pek iyi geçtiği söylenemez, geçen yıl son sınıfta  stajım vardı sabah 5.30’da kalkıp akşam 7.30’da evde oluyordum, stajdaki ağır koşullarından dolayı da eve gelince kitap yüzünü açmak çok zor oluyordu, bunlara rağmen AÖF (Açıköğretim Fakültesi)’de Edebiyatı kazandım ama eğitimin yetersiz olmasından dolayı yeniden hazırlanmaya karar verdim.”
“Bu yıl nasıl bir hazırlanma süreci geçiriyorsun?​”
“Öncelikle meslek lisesinde aldığım kültür dersleri göstermelik olduğu için sıfırdan başlıyorum diyebilirim. Onun dışında maliyetinden dolayı herhangi bir dershane ve kursa gidemiyorum. İstesem bile ailemin durumu yok, evde kendim çalışıyorum. Kitaplara gelince ise çok pahalı olduğundan ikinci el alıyorum.”
Kutlaydan sonra M.S. Anadolu Lisesi’nde son sınıf olan Melike’nin konu hakkındaki görüşlerini alıyoruz;
“Üniversite sınavına hazırlanan bir liseli olarak hazırlık süreci nasıl geçiyor?​”
“Gelecek kaygısı, sınav stresi, yoğun çalışma temposu, masa başında sabahlamak, ders-okul-ev üçgeninde yaşamak hem aile hem de arkadaş ilişkilerimi göz ardı etmeme neden oluyor.”
“Lisende gördüğün eğitim üniversite sınavı için sence yeterli mi?​”
“Ders kitaplarımız yetersiz olduğundan kaynak kitaplara yöneliyorum. Tabii ki de bunun faturasını bizler ödüyoruz. Çözemediğim sorularda hocalarımız teneffüsün kısalığından ve yoğunluğundan dolayı tamamını çözemiyor bu da derslerimi olumsuz etkiliyor.”
“Sınava hazırlık sürecinde özel ders ya da dershaneye gidiyor musun ?​”
“Hayır çünkü; ailem için özel bir dershane veya kurs çok pahalı olur. Eksiklerimi kendi çabamla halletmeye çalışıyorum.”
Kutlay ve Melike’ye tüm bu sorunların çözümünü sorduğumuzda ise ortak bir cevap alıyoruz:
Daha nitelikli ve parasız bir eğitim için öğrenci gençliğin sesini yükseltmesi gerekiyor!

 

ÖNCEKİ HABER

Öğrenci evi yemek tarifleri

SONRAKİ HABER

Bir devlet özel işletmecilik kurumu: TCDD

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...