21 Haziran 2018 05:35

CHP'li Torun: Oy kullanıp eve gitmeyelim, okullarda duralım

CHP'li Torun Erdoğan’ın 'HDP’yi baraj altında bırakın' açıklamasından sonra sandık güvenliği için daha hassas davranılması gerektiğinin altını çizdi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Necla DEMİR

Seçime 2 gün kala tüm muhalefet partilerinin ve oy kullanacak olan seçmenlerin ortaklaştığı tek konu sandık güvenliği. Önceki seçimlerde yaşanan hukuksuzlukların bir daha tekrar etmemesi için çeşitli hazırlıklar içerisinde olan muhalif partiler ve sivil toplum örgütleri sandıklara sahip çıkma çağrılarını yineliyor. Bu konuya dikkat çeken bir isim de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili adayı Tuğba Torun. Aynı zamanda avukat olan Torun ile seçim güvenliğine dair konuştuk. 

'OYLARI KULLANIP EVE GİTMEYİN'

Gerek CHP gerek diğer muhalif partilerin artık son hazırlıklarına geldiğini ve sandık güvenliği konusunda titiz davrandığını söyleyen Torun, seçmenlere de “Ülkenin ve çocuklarının geleceği için seçmenler de dürüstlükle hareket etmeli. Etrafında yasaya aykırı hareket edenleri görmesi halinde müdahale etmesi ya da gerekli mercilere bildirmesi gerekir. İlçe seçim kurullarına, muhalif partilerin temsilcilerine bildirmeli. Sandık başında herkesin görev alması lazım. Oyunu kullanıp eve gitmemesi lazım. Okulda dursunlar, izlesinler bitene kadar takip etsinler. İlla müşahit kartı alması gerekmez. En azından şahit olabilir ve müdahale için yardımcı olabilir” çağrısında bulundu.

AVUKATLARA DA ÇAĞRI

CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda kurulacak kriz masasında görev alacak yüzlerce avukattan biri olduğunu  sözlerine ekleyen Torun, yaşanacak acil durumlarda derhal müdahale edeceklerini belirterek, tüm avukatlara seçim günü barolardan avukatların bir araya gelerek oluşturduğu “Sensiz Olmaz” yapılanmasında adalet ve vicdan duygusuyla hareket etme ve görev alma çağrısında da bulundu.

'KOLTUKLARI İÇİN KAN AKITMAKTAN GERİ DURMADILAR'

Seçimlere yine kan bulaştırıldığını ifade eden Torun, en son Adalar ilçesinde HDP’lilere dönük saldırılarda yaralanan CHP’li gençleri ve Suruç’ta yaşanan ölümleri hatırlatarak, şöyle tepki gösterdi: “Koltuklarını ellerinde tutmak için kan akıtmaktan asla geri durmuyorlar ve o derece gözleri kararmış durumda. Bizim bu olayları olabildiğince ifşa ederek vatandaşa göstermemiz gerekir. Ülke sevdası, barış, hak, adalet için değil iktidar için ve sadece kendi menfaatlerini korumak için ne derece gözlerini kararttıklarını anlatabilmemiz gerekiyor."

'ÖZEL OLARAK TUTULMUŞ PROVOKATÖRLER'

Adalar’da yaşanan saldırının aynı zamanda avukatlığını da yapacak olan Torun, toplam 4 failden 3’ünün şu an dışarıda olduğunu ve sadece 17 yaşında bir çocuğun tutuklandığı bilgisini verdi. Torun, devamla şunları belirtti: "Bıçaklama işini onun gerçekleştirip gerçekleştirmediği belli değil. Biz küçük olması sebebiyle daha az ceza alacağı ya da alamayacağı sebebiyle bu suçun o çocuğun üzerine yıkıldığını tahmin etmekteyiz. Dolayısıyla esas failler şuan dışarıdalar ve bu insanlar yüksek ihtimalle savcının da verdiği bilgiye göre hiçbir partiye mensup değiller. Bu da şu anlama geliyor. Bunlar özel olarak tutulmuş provokatörler. Bütün stantlara para karşılığında saldırıyorlar. İnsanları öldürmeye göz dikiyorlar. Bu derece gözleri kararmış. Bir hukukçu ve adalete inanan bu yolda emek veren biri olarak büyük bir esefle kınıyorum. Ülkenin geldiği bu halden dolayı da çok üzgün ve endişeliyim.”

'İNSANLAR 16 YIL SONRA UYANDI'

Tüm bu yaşananlarla AKP’nin bir mesaj vermek istediğini dile getiren Torun, bu mesajın ise “Biz her şeye rağmen kazanacağız. Koltuğumuzu bırakmayacağız, gözü kararttık. Gerekirse insanları silahlandırıp öne sürüp ne gerekiyorsa yapacağız” olduğunu belirtti. Bunun mesajın aynı zamanda bir korkutma ve tehdit olduğunun altını çizen Torun, “Fakat insanlar artık farkına vardı. 16 yıl sonra uyandılar. Ekonomi çöktü. Halk artık ‘Adil olanı ve ayrım yapmayanı istiyoruz’ diyor. Bunu AKP’ye oy vermiş olanlar da söylemeye başladı. Bu anlamda AKP her ne mesaj veriyor olursa olsun ülkede vatandaşın yine de bir vicdanının olduğunu, kendince adalet duygusunun olduğunu ve bunu da uygulamaya geçireceği konusunda endişemiz yok. Yeter ki oylarımız korunsun ve sandık güvenliği sağlansın” dedi.

‘2 KAT HASSAS OLUNMALI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP’nin baraj altı bırakılması gerektiğini açıklayan görüntülerini de hatırlatan Torun, bunun aynı zamanda açıkça yaşanacak hukuksuzlukların da göstergesi olduğunu söyledi. Torun, “Her ne kadar partili de olsa bir cumhurbaşkanının böyle bir konuşmayı yapmaması gerekir. Bu ne siyaset hiyerarşisine, ne ahlaka ne de hukuka uygundur. Bu sebeple bu açıklamada da ortaya koydu ki hem toplum hem muhalefet hem de her türlü sivil toplum örgütü sandık güvenliği konusunda iki kat daha hassas ve duyarlı olması gerekir. Oyumuza sahip çıkmak zorundayız. Özellikle tüm muhalif partiler cumhurbaşkanının bu gizli kayıtlardaki mesajlarına dikkat çekerek toplu açıklama ve çağrılar yapması gerekiyor” dedi.

'DEMOKRASİ ADINA YÜZ KARASI BİR GİRİŞİM'

Torun, Erdoğan’ın HDP’nin baraj altı kalması halinde parlamentoda büyük çoğunluğu sağlayarak tek adam rejimini hayata geçirmek istediği için bu kadar saldırdığını söyledi. Torun, “Oysaki HDP bu ülkede insanların oylarıyla meclise girmiş gayet meşru bir siyasi partidir. Hiçbir cumhurbaşkanı böyle bir telkinde bulunamaz. Bütün siyasi partilere eşit uzaklıkta durmak gibi bir zorunluluğu vardır ama Erdoğan bunu başından beri uygulamadı. Kendi iktidarının tehlikeye düşmesi sebebiyle uygulamak istemedi. Ben de CHP’li kadın vekil adayı olarak bu meseleyi demokrasi adına bir yüz karası girişimi olarak değerlendiriyorum. Bu ülke yasaları ihlal edercesine seçmenlere telkinlerde bulunan, korkutmayla koltuğunu korumaya çalışan bir cumhurbaşkanını hak etmiyor. Herkes bu gerçekliği görerek oy kullanmalı ve en önemlisi de oylarına sahip çıkmalı. Başka çaresi yok” diye konuştu. (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

Instagram'a IGTV ile 1 saate kadar video özelliği geldi

SONRAKİ HABER

Selahattin Demirtaş, Twitter üzerinden 'e-miting' düzenledi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...