14 Haziran 2018 00:36

2014 Brezilya: Yeni Almanya yeniden zirvede

Almanya futbolunda ilk adımları 1998’de atılan dönüşüm hareketi, yetiştirdiği yıldızlarla 2014'te zafere ulaştı.

Fotoğraf: Danilo Borges/Portal da Copa copa2014.gov.br (CC BY 3.0)

Paylaş

1990’ların sonuna gelindiğinde Almanya futbolunda adı konulmamış bir kriz vardı. 1996 Avrupa Kupası’nda kazanılan şampiyonluğun ötesinde ülke futbolu ciddi bir yetenek sorunu yaşıyordu. Önemli kaynaklara ve geleneğe rağmen futbolcu yetiştirme konusunda geriye düşülmüştü. 1998 Dünya Kupası çeyrek finalde Hırvatistan’a karşı alınan 3-0’lık yenilgiyle sonuçlandı. 2000 Avrupa Kupası’nda ise ‘Die Mannschaft’ gruplardan dahi çıkamayarak herkesin bu krizin farkına varmasını sağladı.

2006 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak Almanya’da bu tablo kabul edilebilir gibi değildi. Ancak yetkililer, Almanya’da yaşayan gençlerin artık futbol vesilesiyle “yırtma”yı düşünmelerine gerek olmayan bir toplumda yaşadıklarını savunarak yetenekli isimlerin potansiyellerini yukarı taşıyacak emeği göstermediğini iddia ediyordu. (Örneğin Michael Skibbe).

DEĞİŞİM HAREKETİ

Raphael Honigstein’ın İthaki tarafından Türkçeye “Dördüncü yıldız: Almanya futbolunun kendini yeniden keşfi ve dünyayı fethi” adıyla çevrilen kitabı Das Reboot’ta konuşan Dietrick Wiese’nin vurguladığı üzere bu savunmalar saçmalıktan ibaretti. Almanya’da yetenek boldu ama bu yeteneklere ulaşma ve onları geliştirme mekanizmaları kıttı, atıldı.

Federasyon ve Bundesliga kulüpleriyle iş birliği içerisinde ilk adımlar 1998’de atıldı, 2002’de “eski takım”la finale kalınması rehavet yaratmadı. Dönüşüm hareketinin merkezinde akademiler ve ülke genelindeki tüm kulüpleri yetkin antrenörlerin erişimine açık hale getiren Ulf Schott ve Dietrick Wiese’nin ağı vardı.

KLINSMANN, HAVAYI DEĞİŞTİRDİ

Yenilikçi ve cesur kimliğiyle Jürgen Klinsmann’ın görev başına getirilmesiyle 2006 Dünya Kupası’nda kadro bakımından kısmen olsa da ruh bakımından yeni bir Almanya vardı. Ballack ve Kahn’ın etrafında lider kültürüne dayanan takımı yıkan Klinsmann hücum futbolu oynayan, gözü kara bir Almanya yarattı. Dünya üçüncüsü olan takım, ev sahibini fazlasıyla memnun etmişti. 1990’ların sonunda atılan tohumların meyvesi ise esas olarak bu dönemden sonra alınmaya başlandı.

BREZİLYA’YA 7 GOL!

Mesut Özil, Toni Kroos, Thomas Müller, Marco Reus, Manuel Neuer gibi çok sayıda yıldız yetiştiren Almanya, 2010 Dünya Kupası’nda 2. tur ve çeyrek finalde İngiltere’yle Arjantin’i dört golle mağlup ederek iz bıraktı. 2008 Avrupa Kupası’nda finalde, 2012 Avrupa Kupası’nda yarı finalde kaybeden Almanya takımı, alışıldık Alman takımlarından farklı bir havaya sahipti. Yine de 2014’e gelindiğinde artık bir zafer beklentisi oluşmuştu. Joachim Löw’ün öğrencileri, Brezilya’ya istedikleri havada gelemedi ama sahada bir sıkıntı yoktu. İlk maçta Portekiz’i 4-0 yendiler. İkinci maçta Gana’ya karşı zorlanarak 2-2 berabere kalsalar da son maçta ABD’yi tek golle geçtiler.

İkinci turda Cezayir karşısında belki de turnuvanın en zor maçını oynadılar. İkinci bir 1982 faciasının yaşanması o kadar da uzakta değildi ama uzatmada 2-1 kazandılar. Çeyrek finalde Fransa’yı 1-0 yendikten sonra yarı finalde meşhur patlama yaşandı. 8 Temmuz 2014’te Belo Horizonte’de ev sahibi Brezilya’ya karşı tam bir Almanya fırtınası vardı. 30 dakikada 5-0’a gelen maçı Almanya 7-1 kazandı. Finalde Almanya ile Arjantin, 1986 ve 1990’dan sonra üçüncü kez finalde karşılaştı. Almanya, rakibini uzatmalarda Götze’nin golüyle mağlup etti ve dördüncü Dünya Kupası’nı kazanarak 24 yıl sonra yeniden dünyanın zirvesine çıktı.

ÖNCEKİ HABER

Mersin'de konuşan Buldan: Elinden gelse Edirne’yi haritadan silecek

SONRAKİ HABER

Erdoğan: 24 Haziran'dan sonra ilk işimiz OHAL'i kaldırmak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...