‘Yasak ve operasyonlar varken 300 koyunu ne yapalım?’
Fakıbaba’nın 300 koyun projesine zorunlu göç mağduru Şaban Hanas’tan cevap: Yasak ve operasyonlar varken 300 koyunu ne yapalım?
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba’nın, köye geri dönüşleri sağlamak için 300 koyun ve maaş verme projesine köylüler tepkili. 1994 yılında Lice’deki köylerinin yakılması üzerine ailesiyle Diyarbakır’a yerleşen Şaban Hanas, hayvanların meraya çıkabilmesi ve can güvenliği için “Yasak ve operasyonlar varken 300 koyunu ne yapalım” diye soruyor.
Ailesinin 1994’te Lice’nin bir köyünde çiftçilik ve hayvancılıkla uğraştığını, köylerinin yakılması sonucu ailesiyle beraber Diyarbakır’a göç etmek zorunda kaldıklarını anlatan 30 yaşındaki Şaban Hanas, çocukluğundan bu yana hayvan alıp satarak ve kasaplık yaparak geçimini sağlıyor. Meraya çıkamadıkları için köyde yaşamanın zorlaştığını belirten Hanas, ailesinin ve akrabalarının her şeyi geride bırakarak Diyarbakır’a gelmek zorunda kaldığını anlatıyor. Aradan geçen yıllara ve devam eden operasyonlardan kaynaklı köylerine pek gidemediklerini dile getiriyor.
‘BİRKAÇ KOYUN İÇİN KİM CANINI HİÇE SAYAR?’
Hayvancılık yapan kişinin hayvanlarını otlatabilmesi ve sağlıklı yaşayabilmesi için meraya çıkarması gerektiğini dile getiren Hanas Fakıbaba’nın szölerine ise şu yorumu getiriyor:, “Yasak olduğu zaman veterinere dahi gidemezsin, sokağa çıkma yasağı demek, sokağa çıkamazsın, hiçbir şey yapamazsın demektir. Bu şekilde nasıl olacak? Çözüm 300 koyun değil, operasyonların bitmesidir. Meraya çıkamadıktan sonra 300 koyunu ne yapalım? Yalnız ahırda hayvan beslenmez ki! İnsanlar ’90’larda gördüklerinden sonra bu şartlarda nasıl döner?”
Köye dönmek istediklerini fakat ancak operasyonların bitmesi, sürecin normalleşmesi halinde dönebilmelerinin mümkün olacağına dikkat çeken Hanas, “Köye dönüş bu kadar önemliyse dönecek insanların rahat etmesi, can güvenliğinin olması gerek. Birkaç koyun için kim canını hiçe sayar?” diye soruyor.
YASAKLARIN KALKMASI LAZIM
“Yasaklar operasyonlar olduğu sürece ne hayvancılık kalır ne de tarım” diyen Hanas, “Çözüm sürecinde etin fiyatı 18 TL’ydi. Yasaklardan dolayı etin fiyatı arttı. Üretici durumundan ithal eden konumuna geldik. Neyi çözdüler? İthal et de hastalıklı çıktı. Tarım ve hayvancılığa önem veren bir ülke betonlaşmayı, şehirleşmeyi durdurmalı. Bölgenin tek geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. O da yasaklar nedeniyle yapılamıyor. Besiciliğin bitmesinin nedeni de bu. Ülkeye çözümü getirmek, ekonomiyi düzeltmek için bir an önce OHAL’in bitmesi, köye dönüşlerin hızlandırılması gerekiyor” diyor.
İsrail-İran güç gösterisi nereye varacak?
Vatan millet ıstakoz
Istakozun faturası!
Çocuklar ve gençler kime emanet?
Köy Enstitüsü farkı, şehre ve geleneğe uymazlığı: Hümanist, yararcı, bütüncül köy rehberi
AB, İran’a karşı Türkiye’ye rol verme peşinde
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
