01 Şubat 2018 01:01

Casusluk değil gazetecilik: Alayumat serbest bırakılsın

KHK ile kapatılan Dicle Medya Haber Ajansı (dihaber) muhabirleri Erdoğan Alayumat ve Nuri Akman, yarın ilk kez hakim karşısına çıkacak.

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Haber ve fotoğrafları gerekçe gösterilerek tutuklanan kapatılan dihaber muhabirleri Erdoğan Alayumat ile tutuksuz yargılanan Nuri Akman ilk kez hakim karşısına çıkacak. 

İki gazetecinin mesleki faaliyetleri nedeniyle yargılandığını belirten gazetecilerin Avukatı Tugay Bek, “Gazetecilik faaliyeti örgüt üyeliği olarak yorumlanmıştır” dedi. 6 aydır tutuklu bulunan Erdoğan Alayumat’ın Mersin’deki meslektaşları ise Alayumat’ın serbest bırakılmasını isteyerek, “Kamuoyuna duyurulmuş, gazetelerde, internet sitelerinde ve televizyonlarda çıkmış bir bilginin casusluk olması mümkün değildir. Erdoğan gazetecidir” dedi.

2 GAZETECİNİN 45’ER YIL HAPSİ İSTENİYOR

Kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Medya Haber Ajansı (dihaber) muhabirleri Erdoğan Alayumat ve Nuri Akman 14 Temmuz’da “makul şüphe” gerekçesiyle Antep’in İslahiye ilçesinde gözaltına alındı. Gözaltına alınan 2 gazeteci Antep’ten Hatay TEM Şube’ye getirilerek, 13 gün burada gözaltında tutuldu. 27 Temmuz’da mahkemeye çıkarılan gazetecilerden Akman serbest bırakılırken, Alayumat “casusluk” iddiasıyla tutuklanarak, cezaevine gönderildi. Alayumat 6 aydır tutuklu bulunuyor. Hatay Cumhuriyet Savcısı Tacettin Pınar tarafından hazırlanan ve  Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, 2 gazeteci hakkında yaptıkları haberleri gerekçe göstererek, “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme” ve “Örgüte üye olma” iddialarından 45’er yıl hapis cezası istedi.

GAZETECİLİK ‘ÖRGÜT ÜYELİĞİ’ SAYILIYOR

Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek ilk duruşma öncesi gazetemize konuşan gazetecilerin avukatı Tugay Bek, gazeteciler hakkında dosyadaki delillerin gazetecilik faaliyeti kapsamında çekilen fotoğraflar, yazılan yayınlanmış ve yayınlanmamış haberler ve haber kaynakları ile yapılan görüşmelerden ibaret olduğunu, yapılan haberler dışında örgüt üyeliğine dair bir kanıt sunulmadığını ifade etti. Gazetecilerin haber değeri gördüğü konuları haberleştirerek görevlerini yaptığını ifade eden Bek, “Gazetecilik faaliyeti örgüt üyeliği olarak yorumlanmıştır” dedi. 

MEDYA ÜZERİNDEKİ TAHAKKÜMÜN ÖN ADIMI

Alayumat’ın tutuklama gerekçesi olan haberlerden birinin “MİT karargahında gündüz eğitim gece sevkiyat” başlıklı haber olduğunu hatırlatan Bek, Alayumat’ın tutuklanmasının bugünkü Afrin operasyonu sırasında yaratılan medya üzerindeki tahakkümün bir ön adımı olarak görülebileceğini ifade etti. O dönem de MİT’in cihatçı militanları eğitip desteklediği yönündeki iddialarına ilişkin yapılan haberlerin soruşturma konusu ve tutuklama nedeni olduğunu hatırlatan Bek, “Benzer nitelikte haberler Suriye de yaşanan iç savaşın başından itibaren zaten yapılıyordu. Gazetecik faaliyeti yönünden aslolanın haber değeri olup olmamasıdır. Burada da gazeteciler bu görevini yerine getirmişler, ancak ne yazık ki örgüt üyesi olmakla suçlanmışlardır” diye konuştu. 

Hiç üniversite okumadığı halde “öğrencilik yıllarında örgütün gençlik, üniversite yapılanması içerisinde yer aldığı ve öğrencilikten sonra örgütün oluşumuna göre şekillendiği” iddiaları ile de suçlanan Erdoğan Alayumat’ın ilkokul mezunu olduğunu belirten Bek, “Bu durumun kendisi de asılsız iddialarla aleyhe delil üretilmeye çalışıldığının açık göstergesidir” dedi. 

‘HAKİKAT İÇİN ALAYUMAT’IN YANINDA OLACAĞIZ’

Mezopotamya Ajansından Ergin Çağlar’a konuşan Alayumat’ın Mersin’deki meslektaşları, Alayumat’ın serbest bırakılmasını isteyerek, “Alayumat casus değil gazetecidir” dedi.

Mersin Yaşam Gazetesi Çalışanı Abidin Yağmur, Alayumat’ın gazeteciliğine tanık olduğunu belirterek, “Kamuoyuna duyurulmuş, gazetelerde, internet sitelerinde ve televizyonlarda çıkmış bir bilginin casusluk ürünü olması mümkün değildir. Alayumat şahsında bütün tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyorum” dedi. Alayumat’la Mersin’de uzun bir süre beraber haber takibi yaptıklarını aktaran Mersin Kilikya Gazetesi Çalışanı Turan Dal, “Casusluk denilen suçların tamamı halka haber aktarmaktır. Gerçek gazetecilik yapmaktır. Alayumat  gazetecidir” şeklinde konuştu. Alayumat’ın sadece işini yaptığı için tutuklandığını ve işkencelere maruz kaldığını aktaran Mersin Gazeteciler Cemiyeti Basın Danışmanı Fatma Sarıkaya, “Erdoğan’ın yaşadıklarına ses olmak hem haber yazma hakkımıza, hem de halkın haber alma hakkına sahip çıkmak demek. Gazetecilik suç değildir ve gazeteciliğin suç sayılmasına asla müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu. Pir Haber Ajansı Mersin Muhabiri Diren Keser ise hakikat için Alayumat’ın yanında olacaklarını söyledi.

İDDİANAMEDEN: HABER YAPMAK SUÇ

İki gazeteci hakkında hazırlana iddianamede gazetecilik faaliyetlerinin tamamı suçlama olarak yöneltilirken, dihaber’de yayınlanan haberleri, makinelerinde bulunan haber fotoğrafları, yaptıkları röportajlar, muhabir arkadaşları ile whatsapp grubundan yapmış oldukları haber tartışmaları da suç delili olarak gösterildi. İddianamede savcının Hatay’daki ekolojik tahribata ilişkin çekilmiş taş ocaklarının fotoğraflarını da suç delili göstermesi dikkat çekti. Savcı, taş ocaklarının bulunduğu alanları ve yarattığı tahribatları fotoğraflamayı ve habertleştirmeyi de “örgüt üyeliği”ne delil saydı.

ÖNCEKİ HABER

'Zor dönemde, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz'

SONRAKİ HABER

Sarıyer'de 3 katlı binada yangın: 2 ölü, 1 yaralı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...