28 Ocak 2018 01:00
/
Güncelleme: 28 Ocak 2024 10:27

Bir Kavel’in gözünden KAVEL Direnişi

Kavel Alpaslan

Kavel direnişi işçi sınıfı tarihiyle az çok ilgilenen herkesin aşina olduğu, ve daima güncel işçi direnişleriyle bağ kurarak gündeme alınan bir andır. 1963 yılında Türkiye Maden-İş Sendikası üyesi 220 yürekli işçinin, KAVEL’de (Kablo ve Elektrik Limited Şirketi), henüz ortadada grev hakkının nasıl uygulanacağına dair yasal bir düzenleme yokken yazdığı tarih nedeniyle bu ismi biliyoruz.

Yine bu işçilerinin cesareti sayesinde bugün ben bu direnişi, Kavel’i, ismimde taşıyorum ve Kavel’in ne anlama geldiği sorusunu, iletişim kurmayı öğrendiğim andan bugüne düzenli aralıklarla cevaplıyorum. İlkokula başladığımda takdir edersiniz ki bu açıklamayı yapacak bilincin kırıntısına bile sahip değildim. Bana ‘adının anlamı ne’ soruları gelmeye başladığı zamanlarda, ailem bana ‘bir şiir’ diyerek yanıt vermemi önermişti. Tabi bu yalnız olduğum durumlarda, özellikle okulda geçerliydi. Okuma yazmayı öğrendikten bir süre sonra evdeki Hasan Hüseyin Korkmazgil’in Kavel kitabını gördüğümde çok heyecanlanmıştım, ismimi basılı bir halde ilk kez görüyordum. O güne kadar etrafımda adaşım olmadığı, kendi ismimi hiçbir yerde görmediğim, duymadığım için çocuksu hislerle üzülüyordum. Bu nedenle kitapla saf bir duygusal ilişkim olmuştu. Arada kendi kendime raftan kitabı çıkartıp içinden Kavel şiirini buluyor, dizeleri okumayıp yalnızca ‘Kavel’ kelimelerini izliyordum.
Daha sonraları, ‘işçi’ ve ‘patron’ kelimelerinin anlamını öğrendiğim zaman, ailemin çocuksu bir dile çevirip bana açıklamalarından da yola çıkarak ismimin bunlarla ilgili olduğunu ve ‘grev’ denen bir şeyin de bu iki meslekle alakalı olduğunu öğrendim. Ancak küçük yaşım bir tarafa, o dönem ‘r’ harfini telafuz edemediğim için bu ‘grev’ kelmesi hem anlamsal hem de fonetik olarak benim için çok karmaşık bir yerde duruyordu.  

Ortaokul yıllarında telafuz ve anlam konularındaki zorluğu atlatmıştım. Basit cümlelerle bunun bir grev demek olduğunu ve Hasan Hüseyin’in bu konuda bir şiir yazdığını söyleyebiliyordum. Ama bu grevin bir fabrika ismi, açılımınınsa ‘kablo ve elektrik’ olduğunu öğrendiğim zaman, ne yalan söyleyeyim biraz garipsedim. Ama büyük bir şok da olmadı çünkü, akranlarımdan kimse zaten bırakın Kavel’i grevin bile anlamını bilmiyordu doğal olarak. Bu nedenle klasik açıklamama devam ettim.

KAVEL’İ İLK BİLEN BAKKAL AMCA

Yine aynı yıllarda İzmir Urla’da oturduğumuz evin yakınında her zaman gittiğim bakkalda yeni bir ‘bıyıklı amca’ çalışmaya başlamıştı. Benle sohbet ederken ismimi söylediğimde, benim açıklamama gerek kalmadan ‘KAVEL direnişinden mi aldın adını?​’ cevabını aldım. Hayatımda ilk kez böyle bir yanıt almıştım. Daha sonra özellikle lisedeki edebiyat öğretmenlerimden de bakkal amca gibi isabetli tahminler aldım. Tabi lise yıllarında yavaş yavaş siyasi bilincim oluşmaya başladığı için artık daha yetkince, açılımını da ekleyerek, cevaplar verebilir hale gelmiştim.
Sonraları özellikle üniversitede çevrem işçi mücadelesi siyaseti yapan insanlardan oluşmaya başladığında artık kendimi iyice ‘evde’ hissetmeye başladım. Ve yine bu bu dönemde, tam anlamıyla bu beş harfin ne kadar değerli olduğunu kavradım. Kısa hayatımın ilk dönemlerinde bu açıklamalar zor ve garip gelse de aslında her bir ismimin anlamı sorusu, karşımdakini alıp Türkiye işçi sınıfının tarihine, onurlu direnişleriyle destan yazan Kavel işçilerinin hikayesine götürmek için bir fırsattı.

YA BUGÜN? 

Bugün, KAVEL işçilerinin direnişinin 55’inci * yıldönümü, bu yürekli insanların mücadelesi yeniden hatırlamak için harika bir zamanlama. İşçilerle alay edercesine belirlenen çalışma koşulları, açık açık belirtilmekten çekinilmeyerek ‘OHAL’den istifade’ grev yasaklarıyla sömürüyü doruk noktasına getirdi. KAVEL’in bugün fabrikalara yıllar öncesinden fısıldadığı bir gerçek ise her zamankinden daha net görülmekte: İşçi sınıfı tarihindeki kazanımlarını büyük bedellerle ve her şeye rağmen kararlı, haklı mücadeleyle elde etmiştir.

KAVEL’de adım adım zafere götüren ‘çoban ateşi’, Türkiye işçi sınıfının tüm tarihine yayılmıştır. Bugün, işçi düşamanlarına değecek olan ve tüm yasaklara rağmen o şalteri indirecek olan yine KAVEL’in çoban ateşidir!

Geleceğin nice Kavel’ler yaratması dileğiyle...

* Yazı, grev yasaklarının ayyuka çıktığı bir dönemde, 2018 yılında yazılmıştı. Grev yasaklarının, her türlü işçi mücadelesinin devlet eliyle bastırılmaya çalışıldığı günümüzde de güncelliğini koruyor. (28 Ocak 2024)

Evrensel'i Takip Et