“Gerçeğin peşinde koşacağız”

Gazetecilik bölümü öğrencileri

Kocaeli Üniversitesi

Ocak ayı gazeteciler ve gazeteci adayları için birçok şey ifade ediyor. Ocak ayı, bu ülkede gerçekten gazetecilik yapmayı kafasına koymuş olan ve gazetecilik yaptıkları için öldürülen Metin  Göktepe’yi, Hrant Dink’i ve Uğur Mumcu’yu hatırlatıyor bizlere.
Birinci sınıf gazetecilik öğrencisi olan Zeynep, hakikatin ortaya çıkmasının baştakileri korkuttuğunu söylüyor. Metin Göktepe’nin insanların gerçeği bilme hakkına sahip çıktığını söyleyen Zeynep “Hakikati gösterme uğruna, cesaretinin içinde yarattığı gücü sistemin önünde bir  kalkan gibi kullanarak atıldı işine. Son haberini de bu amaçla yapmak istedi.” diyor. “Dünyanın dönmesinin bir şeyleri değiştirmediğini belirterek “Uğur Mumcu’ya ve daha nicelerine olanlar tekrar etmiş ve bu defa Metin Göktepe ve Hrant Dink hakikati çıkarma uğruna can verenlerden olmuşlardı” dedi. Öldürülen gazetecilerin cesaretleriyle daha çok güçleneceklerini dile getirerek; “Hakikat arayışı için her zaman ve her koşulda mücadele edeceğiz, öldürülen bütün gazetecilere sözümüz olsun.” diyerek bitiriyor sözlerini. 
“YILMAYACAĞIZ, KAZANACAĞIZ”
Bu kez 2. sınıf gazetecilik öğrencisi Umut konuşuyor. Umut gazetecilik mesleğinin dünyanın her yerinde zor olduğunu, bu mesleği seçecek kişilerin her şeyi göze almaları gerektiğini söylüyor. Her şeyi göze alan gazetecilerin bedelini canları ile ödediğini söyleyen Umut; “Ben gazetecilik öğrencisi olarak bundan sonra başka gazetecilerin ölmesini istemiyorum ve gazeteciliği hangi koşulda olursa olsun yapacağım. Yılmayacağız, kazanacağız.” diyerek sözlerini bitiriyor.

Bu kez mesleğe atılmasına sadece aylar kalmış olan, son sınıf öğrencilerinden Zeki alıyor sözü. Bundan önce gazetecilerin öldürüldüğünü şimdi ise birçoğunun içerde olduğunu sözleyen Zeki; “Şahit olduğumuz olaylardan yola çıkarak biz gazeteciler, Can Yücel’in ‘Biz ölerek mi yaşamayı öğreneceğiz hâlâ...’ dizelerini kendimize sormaktayız.” diyor. Tüm öldürülen gazetecilerin onuru ve aydınlığıyla gazetecilik yapacağını söyleyerek sözlerini bitiriyor.
HANGİ TARAFTA OLACAĞIZ?

Kendi aramızda konuştuk başta da söylediğimiz gibi Ocak ayı gazeteciler için önemli bir ay katledilen gazetecileri andığımız. Peki sadece andığımız bir ay mı olacak? İyi gazeteciler olduklarını ve gerçeklerin peşinde koşarken katledildiklerini söyledik. Peki neydi bu gerçekler ya da gazetecilik nasıl olmalı? Gazeteciler taraf mı olmalı mesela? Taraf olacaksa hangi taraftan olmalı? Ya da bir gazeteci nasıl yapacak bu işi? Evet taraf olmalı gazeteci, mesela yaşadığımız kentte POSCO  işçileri greve çıktığında fabrikanın eleman aradığı reklamları mı yayınlayacak yoksa o grevin haberini mi yapacak, burada taraf olmalı. 

Bugün hiçbir şeyin değişmediğini ve ülkemizde gerçekleri yazdığı için hakkında soruşturma başlatılan, dava açılan, hapse atılan bütün gazeteciler için mücadele etmemiz gerektiğini söylüyoruz.

 DÜŞÜNCELER KAFESE TIKILIYOR

Tartışmaya sonradan dahil olan 2. sınıf gazetecilik ögrencisi Nursena ile konuşuyoruz. Ülkemizde düşüncelerin sürekli bir kafese tıkılmaya çalışıldığını belirten Nursena “En başından beri demokrasi diyorlar. Bizim ülkemizde, gerçekleri yazanların hapse atıldığı, öldürüldüğü bir demokrasi mevcut.” diyor. Ülkemizde ki demokrasinin özelliklerinden bahseden Nursena; “Bizim ülkemizde, kimisi arabasına bomba konulup öldürülür, kimisi cadde üzerinde bir silahlı saldırı üzerine öldürülür, kimisi de gözaltına alınıp işkence ile öldürülür.” diyor. Tüm bunların nedeninin ise gerçekleri yazıp, su yüzüne çıkartacak kadar cesur ve dürüst olmamızdan, adil olmamızdan kaynaklandığını söylüyor. 
Düşüncelerimizi yasaklayamayanların düşünen insanları öldürdüğünü belirten Nursena; “Düşünceyi yaratan kişi öldürülünce düşüncenin de ortadan kalktığı sanılıyor. Gazetecilik bölümü öğrencileri olarak, hepimiz birer Metin Göktepe, Hrant Dink ve Uğur Mumcu’yuz. Bu mesleği seçmeden önce her şeyi göze aldık.” diyerek bitiriyor sözlerini.