30 Kasım 2017 07:34

AKP'liler bugüne kadar Reza Zarrab için neler dedi?

Reza Zarrab ABD'deki davada tanık oldu ve rüşvet itirafında bulundu. Peki Erdoğan başta olmak üzere AKP'liler Zarrab için bugüne kadar neler dedi?

Paylaş

“ABD, Atilla’ya karşı” davasında itirafçı tanık olarak ifade eden Reza Zarrab’ın Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 45 ila 50 milyon avro arası rüşvet verdiğine dair iddialar sonrası gözler AKP’li siyasetçilere çevrildi.

Peki, 17-25 Aralık operasyonundan bugüne Reza Zarrab için kim ne dedi?

ERDOĞAN’IN İLK AÇIKLAMASI: HAYIR İŞLERİNE GİREN BİRİ

Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan: (Reza Zarrab için) Altın ihracatı yapan bir zat. Ülkeye katkısının olduğunu biliyorum. Hayır işlerine girdiğini biliyorum. – 26 Aralık 2013

‘BU KONU ÜLKEMİZLE ALAKALI DEĞİL’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan: Reza Zarrab ile ilgili varsa bir şey, Reza Bey'in avukatları kendisini savunacaktır. Bu konu ülkemizle alakalı bir konu değildir. Bunu da çok açık net söylemiş olayım. Asıl kara paranın ağababaları Pensilvanya'da duruyor. Onlar için bir şey yaptılar mı? – 29 Mart 2016

‘ZARRAB BENİM VATANDAŞIMDIR’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan: Bunun yanında tabii en önemli atacağımız adımlardan biri de Zarrab ile ilgili olacak. Zarrab benim bir vatandaşımdır. Dolayısıyla devletlerin yöneticilerin herhangi bir görevi de kendi vatandaşlarının hukukunu korumaktır. Eğer varsa bir suçu, bunlar Türkiye'nin Adalet Bakanlığı'na da bildirilir ve gereği yapılır – 25 Nisan 2017

‘ÇAĞLAYAN’A YÖNELİK ADIM ÜLKEMİZE YÖNELİKTİR’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan: (Zafer Çağlayan için) Bizim eski ekonomi bakanımıza yönelik atılan bu adımı, ben Türkiye'ye yönelik atılan bir adım olarak değerlendiriyorum. – 8 Eylül 2017

YILDIRIM’DAN DAVAYA İLİŞKİN AÇIKLAMA

Başbakan Binali Yıldırım: (ABD'de görülen Reza Zarrab davası) 17-25 Aralık'ta terör örgütünün yargı yoluyla gerçekleştirmeye çalıştığı darbe tutmayınca bugün ABD'de görülen davaya FETÖ'cülerin bir şekilde sızmasıyla tekrar denenmekte. Bu davanın hukuki dayanağını oluşturan deliller, FETÖ'nün 17-25 Aralık öncesi ülkemizde yaptığı kanunsuz işlerin bir sonucu. Ne idüğü belirsiz montaj delileri ortaya koymak hukuk değildir. Türkiye'nin başka ülkelerde yaptığı ticaret Türkiye'nin vereceği karara bağlıdır. Onlar ambargo koydukları ülkelerle rahat rahat ticaret yapacaklar, Türkiye yapınca bu suç olacak. Buna kargalar güler. Davanın tarafları orada baskı altında tutulmakta, ülkemiz aleyhine ifade vermeye zorlanmaktadır. Sanık olarak açtığınız dosya daha dava başlamadan tanığa dönüşmüştür. – 23 Kasım 2017

ESKİ İÇİŞLERİ BAKANI MUAMMER GÜLER'İN AÇIKLAMASI

(Reza Zarrab’la ilgili) “Kesinlikle size ifade ediyorum, bu ilişki bir haksız menfaat ilişkisi, bir rüşvet ilişkisi asla değildir. Ortada bir rüşvet anlaşmasının, bir paranın, bir maddi menfaatin, bir haksız menfaatin söz konusu olmadığı bir yerde bir rüşvetten bahsediliyor. Ortada bir menfaat ve buna dayalı yapılmış bir rüşvet anlaşması olmadan rüşvet suçu nasıl oluşur.”

BOZDAĞ: ÖZEL BİR TAKİBİMİZ, ENDİŞEMİZ YOK

Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: “Bizim özel bir takibimiz, herhangi bir endişemiz yok. Türkiye yaptığı bütün işleri, bugüne kadar anayasa ve hukuka göre yapmıştır; İran'la ilişkiler dahil. Bundan sonra da anayasa, hukuk, uluslararası hukuk çerçevesinde doğru olanları bu milletin yararına olacak bir biçimde yapmaya devam edecektir. Hep beraber göreceğiz ne olacağını.” 31 Mart 2016

BOZDAĞ: TAMAMEN SİYASİ BİR OPERASYON

“Tamamen siyasi bir operasyon. Reza Zarrab ile ilgili yürütülen dava FETÖ ve görevden alınan savcısı Bharara ortaklığında 17 Aralık'ta Türkiye'de yapılamayan yargılamanın ABD'de yapılmasıdır. Delil yok sadeece iddialar var. İddialar da 17 Aralık'ta olan iddiaların tekrarı. Dosyada rapor varsa imza olması lazım. Türkiye'den bu soruşturma başladığında adli yardım talebi de yok. 17 Aralık'ı FETÖ adına yürüten savcılar ve polisler, resmi olmayan iddiaları alıp ABD'li yetkililere veriyor ve ABD ortaklığında yürüyor. Türkiye'yi ve Zarrab'ı suçlayan bir delil yok, itham var. FETÖ'cü savcı Bharara'nın yorumu var. O davanın hakimi Türkiye'ye getirildi 17-25 sürecinden sonra. Bu süreci destekleyen açıklamalar yaptı Türkiye'de. Ne gariptir ki FETÖ'nün Türkiye'ye getirdiği bu hakim Reza Zarrab dosyasında yargılama yapıyor. ABD'li yetkililere Bharara ile FETÖ ilişkilerini anlattım.” – 30 Mart 2017

BOZDAĞ’DAN ZARRAB VE ÇAĞLAYAN AÇIKLAMALARI

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: Çok net bir şekilde Reza Zarrab üzerinden Fetullahçı Terör Örgütü'nün görmek istediği hesaba bugün ABD yargısı alet edilmiştir.
Sayın Bakan (Zafer Çağlayan), Türkiye Cumhuriyeti devletinin çıkarlarını korumuştur. Bunu yaparken de hem Türkiyemizin hem de uluslararası hukukun yasalarına uygun bir şekilde görevini yapmıştır. Burada çok farklı bir şey var, bunu hep beraber takip ediyoruz ve kirli bir oyunun bir parçası bu. Ortada delil yok, onun üzerinden giden bir hadise var. – 12 Eylül 2017

BOZDAĞ: İFTİRAYA ZORLUYORLAR

“Davanın sanıkları üzerinde çok net bir şekilde yargılamayı yapanlar baskı uygulamaktalar. Onlar rehin durumda adeta orada. Şu ifadeyi kabul ederseniz, şu kadar ceza ile kurtulursunuz, hemen tahliye olursunuz. Türkiye'yi suçlayan, Türkiye'nin aleyhinde karar çıkmasına yardımcı olacak iftiralarda bulunmaya zorluyorlar – 20 Kasım 2017

ZEYBEKCİ: MUHATABIMIZ DEĞİL

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci: “Reza Zarrab, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetimizin bakanlar kurulu üyemizin muhatabı değildir, muhatabı da olamaz zaten. Türkiyemizin 152 milyar dolarılık ihracatı tamamen sanayi ürünleri ihracatıdır. Geçen senenin içinde altın ihracatı son derece düşüktür. Yani 2 milyar dolarla civarındadır. Bunu muhatap almayı da kabul etmiyorum.” – 24 Mayıs 2014

ZEYBEKCİ’DEN ‘ÖDÜL’ AÇIKLAMASI

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci: “Başka bir ölçümüz olamaz. Bugüne kadar tüm ihracatçılarımıza yüzlerce ödül verdik ve tek kriterimiz ihracat rakamları oldu. Bu faaliyetlerimiz sırasında hiçbir zaman firmalarımızı başka kriterlere göre sınıflandırmadık ve aksi bir duruma izin vermedik. Bu tutumumuzdan dolayı hiçbir sebepten pişman ve vicdanen rahatsız olmadım. İhracatçılara verilen ödülleri hiçbir zaman ekonomi ya da diğer bakanlıklar vermedi. TİM ve diğer sivil toplum kuruluşları verdi. Biz törene davet edildik. Sosyal medya perdesi arkasından kahramanlık yaparak küfreden zavallılar eminim bizi tanısaydınız ve zerre insan olsaydınız utanırsınız. Adam olmak zordur. Adamlığın hakkını verip dik durmak daha zor. Nasıl eserse essin dönek rüzgar, dik durduk elhamdülillah. Satmadık, satmayız.” – 23 Haziran 2015

Zarrab
Reza Zarrab, 22 Haziran 2015'te Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin verdiği ödülü Bakan Zeybekci ve Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş'un elinden almıştı.

KURTULMUŞ: BİLSEYDİM O KARENİN İÇİNDE YER ALMAZDIM

Dönemin Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş: Ben hayatımda hiç görmediğim, bundan sonra da yolda görsem tanır mıyım tanımaz mıyım bilmediğim bir isimle orada, hemen o anda oldu bittiyle, defakto olarak karşılaştık. Keşke bu töreni düzenleyenler kime ödül vereceğimizi önceden bize söylemiş olsalardı. Eğer önceden bu isme ödül vereceğimi biliyor olsaydım o karenin içinde yer almazdım. Ve bu karenin ortaya çıkmış olması, bu fotoğrafın ortaya çıkması inan ki herhalde en çok bana rahatsızlık vermiştir. Keşke bu organizasyonun yapanlar bunları daha önceden ayarlamış olsalardı ve bu karenin içinde yer almasaydık. – 22 Haziran 2015

KALIN: CUMHURBAŞKANIMIZLA HİÇBİR BAĞI YOK

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Cumhurbaşkanımız ile Zarrab veya bu dava arasında hiçbir bağ yok. Cumhurbaşkanının itibarına zarar vermeye çalışıyorlar.
Son derece siyasi motivasyonlu bir dava. Biz, dışarıdan aldığımız enerjiye bağımlıyız, yaptırımlar esnasında İran ile bu ticareti yapmak zorundaydık. Bunu başka yollarla yapmayı denemek zorunda kalacağımızı söyledik. Bankalarımız, ekonomi bakanımız işin içine girdi. ABD’liler bütün bunları biliyor. Şimdi, 3-4 yıl sonra karşımıza Türkiye’de daha önce Gülenciler tarafından gündeme getirilen ve reddedilen bu dava çıkarılıyor. Şimdi birebir aynı suçlama alınıyor ve aynı yargılamayı ABD’de yapıyorlar.” – 21 Kasım 2017

BÜLENT TURAN: BAŞKALARI BELİRLEYEMEZ

AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan: “Türkiye'nin bir vatandaşı, bir başka ülkeye ihracat yapıldığı için üçüncü ülke tarafından yargılanıyor. Bu, vahim bir tablo. O ülkenin kendi kanunları farklı olabilir ama bizim ticaretimizi, ihracatımızı, ithalatımızı bir başka ülkenin kuralları belirleyemez.” – 25 Kasım 2017

BAHÇELİ ZARRAB İÇİN NELER DEDİ?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: “İran’dan bir şarlatan gelmiş. Ne olduğu belirsiz. Bu İran''dan gelen şarlatan 4 bakan çocuğunu içine almış, bakanları da rüşvete alıştırmış. Türkiye''yi soyup duruyor. İran''ın ambargosunu kaldırmaya çalışan bu şarlatan, bakanlarla sürekli iş takip eden bir şarlatan. Bu İranlı şarlatan 43 gün sürdü dışarı çıktı hemen. Başbakan Erdoğan, bu şarlatan için neden bu kadar telaş yaptı acaba? Ne olduğu belirsiz şarlatan, ‘Ya beni çıkartırsınız, buradan kurtarırsınız ya da alayınızı bildiklerimle yakarım’ diyor galiba.” – 27 Mart 2014

AKP İLE İTTİFAK SONRASI BAHÇELİ’DEN U DÖNÜŞÜ

“Yeni bir algı operasyonu, yeni bir sinsi kampanya devreye alınmıştır. Bizim ABD'li bir savcının yazdığı iddianameden öğreneceğimiz, bulacağımız, 'şimdi oldu' diyeceğimiz esasen bir şey bulunmamaktadır. ABD'den duyacağımız yeni bir şeyin olmadığını, olsa bile bunun kanaatlerimizi temelden değiştirmeyeceğini, eğer varsa, okyanus ötesinden kaynaklı siyasi tasarımlara prim ve destek vermeyeceğimizi de açık yüreklilikle ifade ediyorum.” – 29 Mart 2016

BAHÇELİ'NİN SON AÇIKLAMASI

“ Şu sıralarda ABD'de süren bir yargı süreci vardır. Aynı zamanda Türk vatandaşı olan İran kökenli karanlık bir şahıs üzerinden adeta Türkiye yargılanmak, sanık sandalyesine oturtulmak istenmektedir. ABD'deki dava siyasallaşmıştır. Sanığı, tanığı, itirafçısı, yargıcı ile Türkiye'yi hedef alan bir komplo senaryosu sahneye konulmuştur. Zarrab bu suçlar için Türkiye'ye iade edilmeli, ABD bu konuda elindeki bilgi ve belgeleri Türkiye'ye vermelidir. Yargılanmalı, cezasını çektikten sonra da Türk vatandaşlığından çıkarılmalıdır.” – 28 Kasım 2017

ZAFER ÇAĞLAYAN İSTİFA EDERKEN NE DEMİŞTİ?

“17 Aralık tarihi itibariyle gerçekleştirilen operasyonun, hükümetimize, partimize ve ülkemize karşı kirli bir tezgah olduğu çok açık bir şekilde ortadadır. Yakın çalışma arkadaşlarımın ve evladımın da dahil edildiği bu çirkin oyunu bozmak ve gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlamak için Ekonomi Bakanlığı görevimden ayrılmış bulunmaktayım.” – 25 Aralık 2013

İKTİDARA YAKIN KALEM CEM KÜÇÜK: ZARRAB TÜRK DEVLETİNİN PROJESİ, BİZİM ADAMIMIZ

İktidara yakınlığıyla bilinen Türkiye yazarı Cem Küçük bir televizyon kanalında yaptığı yorumda Reza Zarrab'ın Erdoğan’ın verdiği görevle İran’a uygulanan ambargoyu delecek bir organizasyon kurarak Halkbank’a ve Türkiye’ye milyonlarca dolar kazandırdığını söylemişti. Küçük, "Zarrab Türk devletinin bir projesidir, bizim adamımızdır" ifadelerini kullanmıştı. -30 Mart 2017

REZA ZARRAB AHABER'DE NE DEMİŞTİ?

Reza Zarrab,19 Nisan 2014'te A Haber'e konuk olmıştu. Zarrab, programda şunları söylemişti:

25 milyar TL ihracattan bahsettim değil mi? 106 milyon TL komisyondan bahsettim. Toplam kazançları 227 milyon bu ticaretle ilişkili. Böyle bir ticaret yapmış işadamının, bir bankanın genel müdürünü tanımama gibi bir ihtimali olabilir mi? Tabii ki tanıyorum. Çok doğal bir şey... Ayakkabı kutusuyla ilgili iddiayla ilgili kendisi beyanatını verdi. Onların bağış parası olduğunu söyledi.

Egemen Bağış'a 500 bin avro rüşvet iddiası var. Babam için İtalya vizesi almak için olduğu söyleniyor. Benim babamın değil İtalya, hiçbir AB üyesi ülke için vize başvurusu yoktur. Allah aşkına bir vize 40 dolara alınıyor.Akla mantığa sığıyor mu? 500 bin dolar, 87 milyar dolar... Bu rakamlar nereden çıkıyor? Milyarlar havada uçuşuyor. Gözlerim yerinden fırlıyor. Bir vize için 500 bin avro verdi. Nerede o vize? Baktığınız zaman babamın pasaportunda böyle bir vize başvurusu olmadığı çıktığı zaman ortaya, kimlerin yüzü kızaracak çok merak ediyorum.

Beni Bugün gazetesinden bir arkadaş telefonla aradı. 87 milyar avroluk kara para aklandığı iddiasını sordu. Bununla alakalı benimle ilişkisi olduğuna dair haber yapacaklarını söyledi. Kendisine, bu iddianın bir iftiradan ibaret olduğunu söyledim. "Dilediğiniz haberi yapabilirsiniz" dedim. Daha sonra çıkmayan haberin taslağı benim mailime ulaştı. Akabinde bana, "Ya 1 milyon dolar ödersin, ya da biz bu haberi yayınlarız" diye şantaj yapıldı. 1 milyon doların benden istendiğine dair tapeler mevcut." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Sur'daki yasağın 2. yılı; bu zamana kadar neler yaşandı?

SONRAKİ HABER

Alınmayan önlem 7 yaşındaki Talha'nın hayatına mâl oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa