11 Kasım 2017 22:22

‘Sinemada Devrim Yılları: Sovyet Sineması’ paneli düzenlendi

Ekim Devrimi'nin 100. yılında düzenlenen etkinlikler sürüyor. Kadıköy Her Şey grubu tarafından Sovyetlerde sinemaya ilişkin panel düzenlendi.

Paylaş

Kadıköy Her Şey grubu, Ekim Devrimi'nin 100. yılında "Sinemada Devrim Yılları: Sovyet Sineması" konulu panel düzenledi. Kadıköy Eğitim Sen binasında gerçekleştirilen, Kadıköy Her Şey grubundan Aykut Ekşioğlu’nun moderatörlüğündeki panelde; Gazete Duvar'dan Şenay Aydemir, Altyazı dergisi genel yayın yönetmeni Fırat Yücel ve akademisyen Yeşim Burul konuşmacı olarak yer aldı.

SOVYET SİNEMASININ İLK YILLARI

Açılış konuşmasının ardından söz alan Şenay Aydemir, genel bir çerçeve çizerek, “devrim sinemasının doğuran koşullar nasıl oluştu? Özellikler devrimin ilk yıllarında bu koşullar içerisinde yaşayanlar durumu nasıl tarif ettiler?​” sorularına yanıt getirdi.  Ekim devrimini kendinden önceki devrimlerden ayıran belli başlı özelliklerini dile getiren Aydemir; “Bunlardan bir tanesi karakteri gereği kolektif bir doğasının olması. Biraz sonra adını anacağımız bütün isimler bir şekilde bir biriyle temas ederek, birbirlerini geliştirerek veya birbirlerini eleştirerek hikayeyi büyütmüşler.” Sovyet Sinemasını, “bir tarafıyla kendi başına özgün, çok yaratıcı ve sinemaya dair iddiaları olan insanları ortaya çıkarması, öbür tarafıyla da bunları kendi yaratıcılıklarıyla bir kolektifin içerisinde bir tür harekete geçmeleri ve birbirlerini etkileyip kendi dillerini oluşturması” olarak tanımlayan Aydemir, “Sadece sinemacılar açısından değil, Sovyet devriminin kendi karakteristiği de böyle. Üzerine kalıpları oturmuş, oluşmuş değil ama üzerinde oynanabilecek, her türlü malzemeye konu edilebilecek bir durumda ve bu sinemanın genç bir sanat oluşuyla alakalı” dedi. Devrimin ilk yıllarında, sinema alanında yaratıcı isimlerinden sözlerinden pasajlarla sözlerini noktalayan Aydemir, “O döneme kadar hiç o kadar tiyatro olmadığından söz ediyorlar, o kadar şiir kitabı basılmadığından bahsediyor, tiyatroların ücretsiz olmasından söz ediyor.  Bakınca, okuma yazma oranı yüzde üçlerde olan bir toplum var ama diğer tarafıyla da onlarca tiyatro salonu bir anda açılmaya başlanıyor, 450 tane film gösterim merkezi kuruluyor bu okuyanların okumayanlara anlattıkları bir dinamik halinde gelişiyor” dedi.

‘SİNEMA, DİĞER SANAT DALLARINDAN AZADE OLMALI’

Yeşim Burul, sinema tarihçisi perspektifinden bakarak, Sovyetlerden gelen katkının önemimin altını çizerek “1920’lerde sinema açsından baktığımızda, Avrupa’nın genelinde çok hareketli bir dönem var. Sovyetlerde montaj sinemasının ortaya çıkışı ve etrafında ortaya çıkan fikirler, bazı ortak sorunlara parmak bassalar da birbirinden çok farklı çözüm ve öneriler getiriyorlar” dedi.  "Sine-göz" akımının kuramcısı ve Sovyet sinemacı Dziga Vertov’un filmlerinde sık sık kullandığı bir ifadeyi dile getiren Burul, “Sinema, diğer sanat dallarından azade olmalı. Kendi dilini yaratmalı. Yeniden düşünmeliyiz, bütün bunların zincirlerinden kurtulmalıyız” dedi. Devrimin ilk yıllarında, sinemanın da çok genç bir sanat olarak görüldüğünü aktaran Burul, sözlerine şöyle devam etti: “Sinemada, kurgunun, yani sahnenin değil de planın kendisinin temel birim olduğu fikri kağıt üstüne ilk olarak Sovyetlerde dökülüyor. Amerika’da bu işler uygulanıyor ama teorik olarak değil.”

‘DİYALEKTİR BİR MONTAJ ÜZERİNE KURULU SİNEMA…’

Fırat Yücel, devrimci sinemaların yapmaya çalıştığı şeyinin kitlelerin filmini çekmek olduğunu belirterek “Mesela Hollywood sinemasında doğal bir oyunculuk vardır. Bizim hayatta davrandığımız gibi davranır oyuncular ve naturalistlik üzerine kurulu bir sinema vardır” dedi. Bir başka Sovyet sinemacı Lev Kuleşov’un montaj tekniğini kullanarak, bir oyuncunun sabit ifadesinin verildiği bir görüntünün önüne ve arkasına farklı görüntüler ekleyerek izleyiciye farklı duygular yüklemesinden söz eden Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü; “Oyuncunun neredeyse bir model olarak kullanılabileceği ve kitlelerin hareketinin, beden hareketinin öne çıkabileceği bir sinemadan söz edilebilir. Bütünüyle diyalektik bir montaj anlayışı üzerine kurulu bir sinema yapılabileceğini göstermesi açısından Kuleşov’un bu deneyi çok etkili oluyor.”

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dönemine ait çeşitli filmlerin gösterilmesi, yorumlanmasıyla devam eden panel, soru ve cevap kısmının ardından sona erdi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Boşanma süreçlerinde aile arabuluculuğu

SONRAKİ HABER

Yüksek enflasyon pazarı da vurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...