Adalet Yürüyüşü'nün 21. günü: HSK'ye yargı kıyımı eleştirisi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Adalet Yürüyüşü'nün 21. gününde yaptığı açıklamada 786 hakim-savcının yerini değiştiren HSK'yi eleştirdi.

05 Temmuz 2017 05:43
Paylaş

Adalet Yürüyüşü'nün 21. gününde yola çıkmadan önce açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Adaleti siyasetin emrine verirseniz Türkiye'de demokrasi olmaz, insan hakları ihlalleri olur, Türkiye'nin başı beladan kurtulmaz" dedi. Adalet Yürüyüşü'ne katılan vatandaşlarla  görüştük. 

15 Haziran Perşembe günü 'adalet' talebiyle Ankara Güvenpark’tan yola çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, adalet isteyen tüm kesimlerin desteği ile 21. günde İstanbul’a doğru yürüyüşüne devam ediyor. Kortej dün geceyi Körfez ilçesi yakınlarında kurulan kamp alanında geçirdi. Bugün 18 Kilometre yürüyecek olan kortej, 2 molanın ardından Tavşancıl Sahil Parkı'nda konaklayacak.

Yürüyüşün 21. gününde yoğunlaşan güvenlik önlemleri dikkat çekti. Katılımcıların arama noktalarından geçtiği korteje önceki günlere oranla daha fazla polisin eşlik ettiği görüldü.

Diğer günlerden farklı olarak yürüyüşün gerçekleştiği yön araç trafiğine kapatıldı. Polis helikopter güzergah boyunca uçtu.

Yürüyüşün gerçekleştiği D-100 karayoluna çıkan tüm ara yollar 'güvenlik' gerekçesiyle iş makineleri ile kapatıldı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Bombalı araç saldırılarına karşı etkili bir yöntemdir. Doğru bir tedbirdir" dedi. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sonunda açıklamalarda bulundu.

Adalet Yürüyüşü’ne araçla saldırı hazırlığında olduğu ve IŞİD üyesi olduğu ileri sürülen 'Ebu Hüseyin' kod adlı kişi gözaltına alındı.

Adalet Yürüyüşü'ndeki CHP'li kadın milletvekilleri Zeynep Altıok ve Selin Sayek Böke de yürüyüşe dair düşüncelerini anlattı.

786 HAKİM-SAVCININ YERİ NEDEN DEĞİŞTİ?

Kılıçdaroğlu yürüyüş öncesi açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, HSK'yi eleştirdi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamarı şöyle:

"Adaletin ne kadar önemli olduğunu bütün vatandaşlarımıza anlatmak isteriz. HSK seçildi, yeni göreve başladılar. 5-6 günlük çalışma içinde 786 hakim-savcının yerini değiştirdiler. Ne için, hangi sebeple? Adaleti siyasetin emrine verirseniz Türkiye'nin başı beladan kurtulmaz. Adaleti siyasetin emrine verirseniz Türkiye'de demokrasi olmaz. İnsan hakları ihlalleri olur. Kendi adalet anlayışlarını topluma dayatmak değil, evrensel adalet anlayışı içerisinde hepimizin kabul etmesi lazım."

BALAMİR AİLESİNE BAŞSAĞLIĞI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sinema sanatçısı Hakan Balamir'in hayatını kaybetmesi nedeniyle yakınlarına başsağlığı dileyerek, "Hakan Balamir sinema dünyamızın en önemli sanatçılarından birisiydi ve hayatını kaybetti. Yakınlarına, sanat dünyasına başsağlığı diliyoruz. Allah'tan rahmet diliyoruz" dedi.

KİLO VERDİ Mİ?

Yürüyüş sırasında zayıflayıp zayıflamadığının sorulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Zaman zaman soruyorlar zayıfladın mı, kilo verdin mi? diye. Kemerde bir delik kazandım onu ifade etmek isterim. Ama öyle 5 kilo vermem söz konusu değil" diye konuştu.

Saat 09.00'da Kortej Kılıçdaroğlu’nun açıklamasının ardından İstanbul’a doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşe eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin ve gaziler de katıldı.

Provokasyon uyarısının sıkça tekrarlandığı yürüyüş, yol kenarında toplanan yurttaşlar tarafından selamlandı ve alkışlandı.

Yürüyüşe katılan yurttaşların telepleri arasında "işimizi geri istiyoruz" talebiyle 119 gündür açlık grevinde olan tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın serbest bırakılması da var.

Saat 11.00 sularında Hereke BP Dinlenme Tesisleri'ne varan kortej, 16.00'ya kadar mola verdi.


MYK TOPLANTISI SONRASI TEZCAN: DEVLETİ YÖNETENLER KONUŞMALARINA DİKKAT ETMELİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sonunda açıklamalarda bulundu.

Tezcan, terör örgütü DEAŞ'ın saldıracağı yönünde bilgi gelip gelmediği yönündeki soruya, "Bölgede bir IŞİD operasyonu olduğu bilgisini aldık emniyet güçlerinden de. Ancak bunun rutin bir çalışma sonucu olduğunu öğrendik. Bu yürüyüşe dönük özel bir saldırı ya da planlamaya dayalı bir operasyon değilmiş, emniyetin yaptığı açıklama. Emniyetin rutin bölgedeki terör örgütlerine yönelik çalışmasının bir parçası. Doğal olarak yürüyüş güzergahı buradan geçince emniyetin dikkati ve çabaları da belli noktalara daha fazla yoğunlaşıyor. Bu yararlı da bir şey. Bu çerçevede özel bir şey, yürüyüşe dönük saldırı planı değil, ama genel operasyonlar çerçevesinde yapılmış önlemler olduğu bilgisini aldık" dedi.

'HER GEÇEN GÜN SAYIMIZ ARTIYOR'

Önlemlerin arttırılmasından rahatsız olmadıklarını ifade eden Tezcan şöyle konuştu: "Önlemlerin artırılmasından biz rahatsız değiliz. Bunlar bizim ayrıca talebimizdir. Bu provokasyon girişimlerine karşı güvenli bir şekilde yürüyüşü tamamlayıp mitingi gerçekleştirmek istiyoruz. Buradaki mesele şu; her geçen gün sayımız artıyor. Her geçen gün kortej uzunluğu artıyor, ilgi artıyor. İstanbul'a yaklaşınca bu daha da büyüyecek. Bu çerçevede kortej düzeni içerisinde korteje aranarak kişilerin katılması önlemi bizce de önemlidir. Anons araçlarından da bu konuyu uyarıyoruz. Kortej içerisine araçların alınmaması, özel araçların bizim makam araçlarımız dahil olmak üzere alınmaması doğru bir önlemdir. Bunların hepsi bizim mutabakatımızla alınmış önlemdir. Daha önce de yol güzergahını yürüyüşe kapatılmasını talep etmiştik. Araç girişlerini trafiğe kapatılması, tek şerit halinde diğer yoldan gidiş geliş şeklinde verilmesini talep etmiştik. Bu çerçevedeki alınan önlemler son güne yaklaştıkça provokasyon söylemleri de arttıkça doğru ve alınması gereken önlemlerdir."

'YÜRÜYÜŞÜ TERÖRLE İLİŞKİLENDİRMEK PROVOKASYON YAPMAK İSTEYENLERİ CESARETLENDİRİYOR'

Bülent Tezcan, devleti yönetenlerin yürüyüşle ilgili sözlerine dikkat etmesi gerektiğini belirterek, "Devleti yönetenler hükümetin başındaki yetki sahipleri sözlerine dikkat etmek zorundalar. Başbakan, başbakan yardımcısı gibi o durumda o pozisyondaki kişilerin bu yürüyüşü terörle ilişkilendirmesi ve ilişkilendirmeye çalışmaları, bunu bir siyaset malzemesi olarak kullanmaya kalkmaları tamamen masum ve mazlum bir eylem biçimi özü hedefleri ve niteliği ve provokasyon yapmak isteyenleri tahrik eden cesaretlendiren söylemdir. Onun için dün sayın Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin sözleri olmak üzere o yakışmayan sözleri kullanmamaları ve daha dikkatli konuşmalarını tavsiye etme ihtiyacı duyuyorum" diye konuştu.


YOLLAR İŞ MAKİNELERİYLE KAPATILDI

Yürüyüşçüler, sabah saatlerinde Kocaeli’nin Körfez ilçesinde yola çıkarken, kitle 8 buçuk kilometrelik yol kat ederek Kirazlı Kavşağı’na vardı. Yürüyüşün gerçekleştiği D-100 karayoluna çıkan ara yolların tümüne iş makineleri konularak kapatıldı. Yürüyüş güzergahı ilk defa polislerce tümden kapatıldı. Daha önce yolun sağ şeridi yürüyüş için kullanılırken, sol şerit ise trafik akışı için açık bırakılıyordu. Bugün ise iki şerit de trafiğe kapatıldı.

'DOĞRU BİR TEDBİRDİR'

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, alınan güvenlik önlemlerine dair yaptığı değerlendirmede, “20 gündür polise yalvarıyoruz. İçişleri Bakanlığı ile 3 defa konuştuk, sayısız kez yetkililerle konuştuk. Olabilecek bir TIR’lı saldırıya karşı ne önlem aldıklarını sorduk; bu konuda bir tatminkar cevap alamıyorduk. Bugün yapılan güvenlik toplantısında emniyet müdürlüğü yetkilileri şeriti kapatarak güvenliği sağlayacaklarını söylediler. Bombalı araç saldırılarına karşı etkili bir yöntemdir. Doğru bir tedbirdir. Tedbiri eleştirmiyoruz ancak emniyetin kendi takdiridir. Bu konuda bizim türlü taleplerimiz defalarca reddedilmişti. Ama bugün sabah böyle bir güvenlik tedbiri aldıklarını öğrendik emniyetin istihbaratı üzerine. Bu açıdan bizce alınan tedbir doğrudur. Ancak CHP’nin talebi ile değil, emniyetin ve İçişlerinin tasarrufu ile olmuştur” ifadesinde bulundu. 


SALDIRI HAZIRLIĞINDA OLDUĞU İLERİ SÜRÜLEN 1 KİŞİ YAKALANDI

Adalet Yürüyüşü’ne araçla saldırı hazırlığında olduğu ve IŞİD üyesi olduğu ileri sürülen 'Ebu Hüseyin' kod adlı kişi gözaltına alındı.

{{325494}} 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Adalet Yürüyüşü'nü, Kocaeli'nin Körfez- Dilovası etabında sürdürürken, korteji araçla saldırı ihbarı üzerine D- 100 karayolunun bugüne kadar tek şeritten araçlara geçiş verilen İstanbul yönü trafiğe tamamen kapatıldı.

Yürüyüş devam ederken, Kayseri Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekibinin takibe aldığı belirten siyah renkli minibüs, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Kartepe İlçesi Köseköy mevkiine durduruldu. Minibüste CHP kortejine saldıracağı ve IŞİD üyesi olduğu ileri sürülen 'Ebu Hüseyin' kod adlı kişi gözaltına alındı. 


CHP'Lİ BÖKE: YÜRÜYÜŞ EYLEMLERLE DEVAM ETMELİ 

Ankara’dan İstanbul’a başlatılan Adalet Yürüyüşü, farklı çevrelerin katılımıyla devam ediyor. İstanbul’a akan onbinlerce yürüyüşçü arasında yer alan CHP'li kadın milletvekilleri Zeynep Altıok ve Selin Sayek Böke, düşüncelerini paylaştı. 

21 gündür yürüyen CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, gün geçtikçe farklı kesimlerin ortak bir hedefle kortejde yer aldığını söyledi. Halkların ortak adalet talebiyle uzun bir kortejde İstanbul’a doğru yol aldıklarını dile getiren Altıok, “Her geçen gün farklı kesimlerin katılımıyla beklemediğimiz kareler ile karşı karşıya kalıyoruz. Acısını da tatlısını da birlikte yaşıyoruz. Hep birlikte adalet talebini adımlıyoruz” dedi. 

‘ADALET İÇİN ORTAK SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ’

Yaşanan bütün katliamlar ve faili meçhul cinayetlerin adalete kavuşabilmesi için yürüdüklerini diye getiren Altıok, “Adalet için ortak sesimizi yükseltiyoruz. Özgürlüklerimiz de itirazlarımız da yüksek sesle, ortaklaşan bir ihtiyaçla adalete susamış on binler yürüyor. Kararlıyız, adaleti alana kadar yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.

‘BASKILAR TOPLUMU SOKAĞA DÖKECEK BOYUTA ULAŞTI’

CHP’nin Adalet Yürüyüşü’nün 9 Temmuz Maltepe buluşmasından sonra da süreceğini dile getiren Altıok, sözlerini şöyle sürdürdü: “Herkesin eşit yaşam koşullarında olduğu, hakkının karşılığını alarak yaşayabildiği, barış ve huzur içinde yaşayabildiği, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin çatısı altında bir arada kardeşçe yaşamak için kararlılıkla devam edecek. Yıllar içinde artan baskılar ile artık toplumun her kesimini sokağa dökecek bir boyuta ulaştı." 

‘ADALET TESİS EDİLENE KADAR…’

7 Haziran 2015 seçimleri ardından başlayan ve OHAL ile devam eden sürece dikkat çeken Altıok, şunları söyledi: “Bir dayatma ile rejim değişikliği ile karşı karşıya bırakıldık. Önümüze yok sayılan bir seçim, ardından zorla şiddet ve kandan beslenerek dayatma seçimi gerçekleştirildi. Devamında anayasa değişikliği, darbe ile mücadele adı altında bizi darbeye sürükleyen, iç ve dış politika yanlışları ile herkesin canına tak eden bir ortamda referandum dayatması ile karşı karşıya kaldık. Toplumun yüzde 50'si dayatmalara itirazını gösterdi. Daha önce ortak bir şekilde itirazlarını dile getiren kesimler taleplerini en yüksek sesi ile ortaklaşıyor. Bugüne kadar nasıl ki meşru yollardan adalet talep ettiysek, bundan sonra da aynı haklılık ve kararlılıkla, herkes için adalet tesis edilene kadar, itirazımızı dile getirmeye devam edeceğiz." 

'TOPLUMSALLAŞMIŞ SİYASET İLE ADALET GELECEK'

CHP genel başkan yardımcılığı ve parti sözcülüğünden istifa eden İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke de, Türkiye’de 80 milyon yurttaşın adalete ihtiyacını olduğunu ve bu nedenle yola çıktıklarını ifade etti. Adalet taleplerinin karşılanmasında siyasi kanalların tıkandığına işaret eden Böke, “Toplumsallaşmış yeni siyaset ile Türkiye’ye gerçek adaletin geleceğinden şüphem yok. Yürüyüş talebin bir parçası. Yürüyüşün kendisi bu açıdan bir başarı” diye belirtti. 

‘DEVAMINI GETİRİRSEK BAŞARIRIZ’

Adım adım yaklaştıkları Maltepe yolunda milyonların desteği ile karşılaştıklarını dile getiren Böke, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adalet talebine karşı çıkan sesler alkışlar ve birlikte yaşam coşkusu ile karşılık buluyor. Yolculuğun ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor. Maltepe buluşmasında ne elde edeceğimiz değil, bu yolculuk adımlarında elde edeceğimiz toplumsal siyaset başarı olacaktır. Bundan sonra eylemlilik gelecek, sadece söz ile değil eylemle, tekil değil, hep birlikte yeni bir siyaset inşa etmemiz gerekiyor. Yürüyüş ilk ve büyük adımıdır. Devamını getirebilirsek, gerçek başarıyı yakalamış olacağız.”

‘TOPLUM KADININ GÜCÜYLE İLERİYE ADIM ATABİLİR’

Yürüyüş kortejini dolduran kadınların adalet mücadelesinin önemine dikkat çeken Böke, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de kaybolan adalet duygusundan en büyük nasibi kadınlar alıyor. Kadınların etnik kimliğinden bağımsız ortaklaştığı bir mücadele gücü var. Bunun sahaya yansımış olması, başarıya dair umudu arttırıyor. Değişim kadını dahil ederse gerçekleşebilir. Kadının gücünü de içine alan bir toplum ancak ileriye doğru adım atabilir. Onun için bu yürüyüş umudun ta kendisidir.” (HABER MERKEZİ)


MİMARLIK ÖRGÜTLERİ ADALET YÜRÜYÜŞÜ'NE KATILDI

Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Mimarlık örgütleri on binlerce insanın katıldığı Adalet Yürüyüşü'ne destek verdi

Mimarlar Odası Ankara Şubesi  ve mimarlık örgütleri, (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun 25 yıl hapis cezasına çarptırılarak tutuklanmasını protesto amacıyla Ankara'dan İstanbul'a başlattığı “Adalet Yürüyüşü’ne katıldı.

On binlerce insanın adalet arayışına daha önce de katılarak destek veren Mimarlar Odası Ankara Şubesi, mimarlık örgütleriyle katıldığı yürüyüşte 'Hak, hukuk, adalet'' talebini bir kez daha haykırdı.

Eylemde üzerinde Cumhuriyet Dönemi mimarisi yıkılan yapıların olduğu resimler basılı ve adalet yazılı tişörtler giyen mimarlar, yapılar üzerinden Cumhuriyetle hesaplaşılmasına ve bu dönemde hukukun nasıl devre dışı bırakıldığına dikkat çekti.

 Mimarlık örgütleri ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kocaeli Körfez Park  alanında yürüyüş koluna katılarak yürüdü.

Yürüyüşe Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Namık Kemal Kaya, 25, 33, 34, 35.Dönemler TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı ve bir dönem Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın Başkanlığını yürütmüş olan Yavuz Önen, Mimarlar Odası Ankara Şubesi 35, 36 Dönem Sekreter Üyesi Vedat Ağca, Mimarlar Odası Ankara Şubesi 29, 30 Dönem Başkanı Mehmet Kibar, Başkent Dayanışması Bileşenlerinden İsa Çapanoğlu  ile  Mimarlar Derneği  1927'yi temsilen Nahide Tan ve Türk Serbest Mimarlar Derneği,  Koruma Restorasyon Derneği (KORDER) temsilcileri katıldı.


TANRIKULU EK GÜVENLİK İSTEDİ

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Adalet Yürüyüşü’ne yönelik provokasyonların olabileceğini ifade ederek, yürüyüşün güvenliğinin sağlanabilmesi için tüm ek güvenlik tedbirlerinin acil olarak alınması ve uygulanması amacıyla Meclis araştırması istedi. Tanrıkulu ve arkadaşları tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinde şöyle denildi:

“AKP ve yandaş medya tarafından yürütülen karalama kampanyasının da etkisiyle, Türkiye’deki adalet talepli yürüyüşe yönelik provokasyonların ve saldırıların düzenlenebileceği kuşkusu mevcuttur. Düzce’den İstanbul’a kadar olan yürüyüş güzergahı başta olmak üzere İstanbul Maltepe’de gerçekleştirilecek olan mitingi de kapsayacak şekilde, Adalet Yürüyüşü’nün yarattığı olumlu etkiyi kırmak için dışarıdan gelebilecek her türlü provokatif girişim ve eylemlerin önlenerek, barışçıl yürüyüşün güvenliğinin de sağlanabilmesi için tüm ek güvenlik tedbirlerinin acil olarak alınması ve uygulanması amacıyla Anayasanın 98’inci İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ederiz.” (HABER MERKEZİ)

 

İŞTEN ATILDIK HAKLARIMIZ GASBEDİLDİ ONUN İÇİN YÜRÜYORUZ

Meltem AKYOL
Hasret Gültekin KOZAN
Kocaeli

Adalet Yürüyüşü’nde adım adım yollar aşılırken sohbet ettiğimiz insanlar bir şekilde adaletsizliğe uğramış... İşsiz kaldığı için uğramış, hakları gasp edildiği için uğramış...

AYNI SUÇLAMA İLE BAZI İNSANLAR İÇERİDE, BAZI İNSANLAR DIŞARIDA

Nezih Tüzün İzmit’te yaşıyor. Yürüyüşe destek olmak için gelmiş. Türkiye’de adaletin olmadığını düşünüyor o da. Şöyle anlatıyor: “İnsanlar sebepsiz yere alınıyor, ne bileyim aynı suçlama ile bazı insanlar içeride, bazıları dışarıda. Adaletsizliği gözümüze sokuyorlar yani.. Eee o zaman, adalet var diyebilir miyim?”

‘İNSANLAR BİZİM GİBİ AŞAĞILANARAK ÇALIŞSIN  İSTEMİYORUM’

Fahriye bir işçi kadın, daha doğrusu şimdilerde işsiz. 25 sene 8 ay işçilik yapmış, sonra işten atılmış. Soyadını vermek istemiyor kaygılı olduğunu ifade ederek. Şöyle anlatıyor: “Metal direnişi sürecinde işten atıldım. Bizler sadece bizden sonrakiler daha insanca çalışsın, bizim kadar aşağılanarak, horlanarak çalışmasınlar istedik. Onun için de mücadele ettik. Biz bir sendikadan istifa edip başka bir sendikaya üye olduk. Ve işten atıldık ama bu bizim anayasal hakkımız zaten... Şimdi bizi işten atanlar adil davrandı diyebilir misiniz, hayır... İşe iade davası açtık, kazandık ama şimdi bize verdikleri işsizlik maaşlarını istiyorlar.. Adalet..?”

Çalışırken adaletsizlikleri had safhada gördüğünü söyleyen Fahriye, “Benden sonrakilerin daha rahat, daha adaletli bir şekilde çalışmasını istiyorum. Adaletli bir şekilde yönetilmesini istiyorum” diye ekliyor. 

‘OYUM ÇALINIYORSA, AYDINLAR İÇERİDEYSE...’

Ben, benden sonrakilerin insanca yaşamasını istiyorum diyen Fahriye “Bu yüzden sokaktayım. Benim oyum çalınıyorsa, aydın insanlar içerideyse, işçilerin her gün hakları elinden alınıyorsa... Ben böyle bir dünya istemiyorum. Ben işçi olduğum için bir insanın nasıl adaletsizlikler yaşadığını biliyorum. Bir insanın çoluk çocuğunu okutmak için nasıl zorluklar yaşadığını biliyorum, iki gözü iki çeşme işe gelen kadınları biliyorum, hamile kaldı diye işten atılan kadınları biliyorum, hasta olup rapor aldığı için işten atılan işçileri biliyorum. Tabiki adalet isteyeceğim...” sözleri ile noktalıyor sohbetimizi.

BUNLAR DİNİ KENDİLERİNİN SANIYOR

Müzikten ses zor duyuluyor. Ne istiyorsun diye soruyorum Yeter Bayram’a, “Adalet istiyorum” diye bağırıyor..  Ve devamında ben sormadan anlatıyor: “Adalet yok, ben izliyorum her gün. Haksızlık var, hırsızlık var, yolsuzluk var. Din diye diye yapmadıklarını bırakmadılar. Bunlar dini kendileri ile başladı sanıyor. Biz bunlardan önce de inanıyorduk. Adalet, adalet bize o lazım. Herkerse lazım...”

ŞİMDİ YORULALIM, GELECEĞİMİZ GÜZEL OLSUN

Nuriye Sandalcı 57 yaşında Mersin’den gelmiş, gece yoldan gelip uyumadan yürüyüşe katılmışlar. Tansiyonu düşmüş, gölgeye çekilmiş dinleniyor.i o yüzden. Hastalanmışsın, o zaman neden geldi  diye soruyorum, “Olsun çocuğum, şimdi yorulalım, hastalanalım. Çocuklarımız, torunlarımız var. Ben onlar için geldim.Torunlarıma güzel bir gelecek olsun, adalet olsun, eşitlik olsun...” diye yanıtlıyor.

 

BİZİM YÜRÜYÜŞÜMÜZ 24 YIL ÖNCE 2 TEMMUZ’DA BAŞLADI

Nilgün Karababa Madımak’ta kardeşini, yeğenini, arkadaşını kaybetmiş... Başından itibaren yürüyenlerden. “Biz bu yürüyüşe 24 yıl önce 2 Temmuz’da başladık” diye başlıyor söze ve ekliyor, “2 Temmuz 1993’ten 6 Temmuz’a kadar Ankara Dikmen’den Karşıyaka’ya kadar yürüdük cenazelerimizi alabilmek için. Ve daha sonra da mahkeme sürecimiz başladı. Biz hiçbir zaman adaletin peşini bırakmadık, çünkü öyle bir gelenekten geliyoruz, adaletli olmak zorundayız. 

Ben Gülsüm Karababa’nın ablasıyım, Handan Metin benim yeğenim, arkadaşım Gülender Akça ve dostlarımı orada kaybettim.

Şöyle düşünün, bir ülkede 8 saat boyunca canlı yayında yakınlarınızı kaybettiğinizi izliyorsunuz ve dönemin başbakanı sonrasında çıkıp ‘Çok şükür vatandaşlarımızın burnu bile kanamadı’ diyor. Daha sonraki süreçlerde de zaten biliyorsunuz, zaman aşımına uğratıldı. Bugünün Cumhurbaşkanı ‘hayırlı olsun’ dedi.”

DEVLET BİZİM HAYATIMIZI DA ÇALDI

“Devlet bizim hayatımızı çaldı, sadece öldürdüklerinin değil geride kalanların hayatı da çalındı” diyen Karababa devamında şöyle anlatıyor: “Ben Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk Bölümünden emekli oldum. Kırmızı bülten bölümünde de çalıştım, insan hakları bölümünde de. Bizim davalarımız hep oraya geldi. Kırmızı bültenle aranan insanın adresleri için yanlış yerler veriliyordu, sadece davayı zaman aşımına uğratmak için.” 

ADALET OLSAYDI....

Karababa, “Adalet olsaydı yıllarca kırmızı bültenle aranan Cafer Erçakmak Sivas’ın göbeğinde eceliyle ölmezdi. Adalet olsaydı biz bugün kilometrelerce yolu yürümezdik, bu kadar insanlar zulme, haksızlığa uğramazdı. Adalet olsaydı akademisyenler, gazeteciler, bilim insanları, düşünenler, aydınlar bugün hapishanelerde olmazdı.

Adalet olsaydı, ben katilimi tanımak isterdim. Neden oradakileri öldürüldüğünü sormak isterdim. Adalet olsaydı yüzleşmek isterdim. Benim vicdanımda açılan yaranın kapanmasını isterdim ama hala biz yas halindeyiz, çünkü o yas bitmiyor” diyerek sözlerini noktaladı.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Moody's Katar'ın kredi notunu düşürdü

SONRAKİ HABER

Petrol işçisinden işgalli uyarı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...