20 Nisan 2017 18:59

Kürt gençleri yaklaşan 1 Mayıs için ne düşüyor?

“Hem geleceğin işsizleriyiz hem de ezilen bir halkın gençliğiz. Yetmez mi 1 Mayıs’a katılmak için.”

Paylaş

Sercan İNCESU

Munzur Üniversitesi

Bu röportajı yaptığımızda 16 Nisan daha gelmemiş, röportajı yaptığımız arkadaşlarla hayır ya da evet çıkarsa ülkede ve bölgemizde değişimlerin nasıl olacağını konusunda sohbete girişmiştik. Malum çoğu genç referanduma kilitlenmiş çıkacak sonuca göre gençlik ne yapmalı onu tartışırken bir yandan da sohbetler yaklaşan 1 Mayıs’ta gençliğin talepleri ne olmalı, neden gençler 1 Mayıs’a katılmalı sohbetine dönüşüverdi.

“GELECEK KAYGISI ARTIYOR”

Lafa hemen sosyoloji 2.sınıf öğrenci Nalin Bektaş arkadaş giriyor. Tarih boyunca hep bir ezen-ezilen çatışmasından bahseden Nalin, günümüzde özellikle Kürdistan’da yaşanan son olaylarla birlikte bu çatışmanın daha çok hissedildiğini; yakılan şehirlerle, tutuklanan seçilmişlerle iliklerine kadar işlediğini belirtiyor. “90’ları aştık. Yakılan yıkılan kentleri gördükçe okuduğumuz Zilan, Ağrı, Dersim katliamları aklıma geliyor.” diyor Nalin. Bir yandan bunca yaşanmış ağır travmaya karşı hayattın devam ettiğini ve Kürt gençliğinin diğer dönemlere oranla daha büyük bir gelecek kaygısı yaşadığını ifade ediyor. Özellikle kendisinin lise yıllarında Batman’da el arabacılığı yaptığını, çoğu arkadaşının da onun gibi okul çıkışında eve değil işe gittiğini söylüyor. Lise dönemi yaptığı işi belki üniversitesi bittikten sonra da yapacağını ifade eden Nalin, bu bölümü okuyan çoğu arkadaşının ya evde oturduğunu ya da fabrikalarda, inşaatlarda çalıştığını ifade ediyor. “Hem geleceğin işsizleriyiz hem de ezilen bir halkın gençliğiz. Yetmez mi 1 Mayıs’a katılmak için.” diye sözlerini noktalıyor.  

“DEMOKRATİK ÜNİVERSİTE İÇİN 1 MAYIS’A”

Gözler bir anda masamızda oturan tek kadın arkadaşımıza, Buket’e dönüyor. Buket Tarih Bölümü öğrencisi. Üniversitedeki en büyük problemlerden biri niteliksiz hocalar olduğunu, öğrenciyi bilim alanında yetiştiren, verdiği eğitimle doyurabilen hocaların çoğunun ihraç edildiğini hatırlatıyor. Zaten önceden de bilim adına çaba harcayan hocalarımız bir elin parmaklarını geçmediğini, onların da ihracının üniversitede büyük boşluk yarattığını ifade ediyor. “Bilim anlayışı sadece verilen eğitimle alakalı bir şey değil” diyor, “Düşünce özgürlüğü dediğimiz asıl bilim kavramının içini dolduran argümanlar var.” Üniversitenin kantininden tutalım da yurtlarına kadar iktidarın karşısında duran tüm güçler baskı altına alındığını belirten Buket, üniversitenin yurtlarında birebir yurt müdürlerinin etkinlik koyduğundan, Dersim’e gelen Burhan Kuzu’nun paneli için yurtlara belediyenin minibüslerini yollayıp öğrenci taşımaya çalıştıklarından bahseden Buket fakat muhalif öğrencilerin kafasını kaldırmasına müsaade bile edilmediğini söylüyor. Üniversite de şu ana kadar hiçbir öğrenciye soruşturma açılmamışken bu son dönemde kendi düşüncelerini açıklamaya çalışanlara soruşturmalarla baskı altına alınmaya çalışıldığını ifade ediyor. Üniversitenin gerçekten özgür, demokratik bir yapıya kavuşması için, bilim anlayışının oturması için öğrencilerin bu 1 Mayıs’a katılmasının gerekli olduğunu belirtiyor Buket.

“ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİYLE İŞÇİ SINIFININ ÇIKARLARI ORTAK”

Masanın köşesinde çayını yudumlarken sohbete mühendislik öğrencisi Furkan da katılıyor. 1 Mayıs’ın üniversitede öğrencileri tarafından işçilere destek için gitmek gerek gibi anlayışla karşılandığını söylüyor Furkan. Bunun da üniversiteli gençliğin işçi sınıfıyla çıkarlarının ortak olduğunun anlaşılmasının önüne geçtiğini belirtiyor. Üniversite gençliğinin gelecek kaygısına parasız, bilimsel, anadilde demokratik bir eğitim meselesini de ekleyip bu 1 Mayıs’ın daha güçlü geçmesi için bulunduğu her yerden 1 Mayıs alanlarına akmasının gerekli olduğunu belirtiyor Furkan. 1 Mayıs’ın Kürdistan’da bir özgünlük taşıdığını ifade eden Furkan, Kürdistan gençlerinin sisteme karşıda bir mücadele azminin doğması üzerine mücadele etmesi gerektiğini nihai kurtuluşun burada bulunduğunu ifade etmekte.

Yer yer bazı bölgelerde Kürt işçi ve emekçilerinin direnişleri ve grevleri olsa da var olan asimilasyon ve imha politikalarının Kürdistan işçi ve emekçilerinin, taleplerinin önüne ulusal taleplerinin geçmesini sağladığını ifade eden Furkan, öte yandan işçi sınıfının yok olduğu şeklinde açıklamaların doğru olmadığını ifade ediyor. “Biz Kürt gençleri olarak ulusal taleplerimizi; anadilde bir eğitim, kimliğimizin ve statümüzün kabulü mücadelesini sınıfsal bir normla yoğurmamız gerek.” diyor. Furkan, bu 1 Mayıs’ın gençlerin siyasal ve günlük talepleriyle hem bu düzenin hem de bu iktidarın politikalarına cevap niteliği taşıması gerektiğini söyleyerek sözlerini sonlandırıyor.

ÖNCEKİ HABER

“1 Mayıs’ta meydanlarda olacağız"

SONRAKİ HABER

Bitmedi daha...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...