16 Mart 2017 01:37

İhraç edilen emekçiler Evrensel'e konuştu: Geri döneceğiz

KHK ile ihraç edilen ve işe geri dönmek için mücadele eden kamu emekçileriyle Kadıköy'deki eylem alanlarında konuştuk.

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’le birlikte kanun hükmünde kararnameler de (KHK) hayatımıza girdi. Ama en çok kamu emekçilerinin. On binlerce kişi, her hangi bir yargı kararı olmaksızın KHK’lere dayanılarak memuriyetten ihraç edildi. Binlerce ailenin hayatını altüst eden ihraçlara karşı bir yandan da mücadele sürüyor. KESK’in çağrısıyla pek çok kentte “İşimizi geri istiyoruz” eylemleri yapılıyor. Pazartesi, çarşamba ve cumartesi günleri saat 13.00-18.00 arasında eş zamanlı olarak yapılan eylemlerin İstanbul’daki adresi Kadıköy ve Bakırköy. 

Kar, yağmur, soğuk, polis zoru... Kadıköy’deki eylem yerine gidiyoruz. “Zafer direnen emekçinin olacak”, “İşimizi geri istiyoruz”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “KESK’li ihraçlar onurumuzdur” sloganları karşılıyor bizi. Soğuk havaya rağmen eylemi dönüşümlü değil, birlikte yapmalarının nedeni “herhangi bir polis müdahalesinde beraber olma” ve “her zorluğu beraber göğüsleme” isteği. Çevredekilerin ilgisi ve desteği büyük. Çay, simit getiren eksik olmuyor. Kitle örgütlerinin ve emekten yana siyasi partilerin ziyaretleri onlara güç veriyor. Biz de eyleme katılan KESK üyelerine, neler yaşadıklarını ve düşündüklerini sorduk.

‘DİNSEL EĞİTİM DAYATMASIYLA BAŞLADI’

10 yıllık eğitimci Aslı Akyüz de, 7 Şubat KHK’siyle ihraç edildi. İhraç edildiğini ailesinin bilmediğini ifade eden Akyüz, “AKP’li bir ailem var. Benim durumum ailemin düşüncelerinde kökten değişim yaratabilir. Benim uğradığım haksızlığa birebir şahit olduklarında nasıl bir yapının içinde olduklarını anlayacaklardır. Sonuçta ben onların oyları ile atıldım” dedi. Laik, bilimsel, parasız eğitimden yana oldukları için işlerinden olduklarını söyleyen Akyüz, “Benim işimden olma sürecim görev yaptığım okulda dinsel eğitimi dayatmaya çalışmalarına itirazımla başladı. Yaptıkları her şey hukuksuz. Bu OHAL sürecini de malum çok iyi kullanıyorlar” diye konuştu. Akyüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı düşünceye sahip olmadığım insanlardan bile çok olumlu destek aldım. Özellikle öğrencilerimden olumlu tepkiler aldım. Halk eğitimde yetişkinlerle çalışıyorum. Onların büyük desteğini gördüm. Buraya geliyorlar destek oluyorlar.”

‘KHK’LERİN BİR HEDEFİ DE KADINLAR’

Sema Uçar 15 yıllık öğretmen. O da 7 Şubat’ta ihraç edilmiş. Haksızlık ve Sema Uçarhukuksuzlukla karşı karşıya olduklarını söyleyen Uçar, “Ben KESK’e bağlı Eğitim Sen üyesiyim. KESK’in karar aldığı bütün eylemlerde yer aldım. Parasız sağlık, parasız eğitim, parasız kamu hizmeti talebinde bulunduğumuz için işimizden olduk” dedi. Bağlı olduğu şubeden ihraç edilen 5 kişiden 3’ünün kadın olduğuna dikkat çeken Uçar, KHK’lerin bir hedefinin de kadınlar olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Amaçları kadınları evlere kapatmak 3 çocuk yaptırmak. Ama biz kadınlar sokaklarda olmaya devam edeceğiz.” Birlik olmanın önemine dikkat çeken Uçar, “İnsanların haberi yok. Okulda velilerim soruyorlar. Anlatıyorum, inanamıyorlar. ‘Hakkınızda hiçbir soruşturma yok?  Bu nasıl olabilir diyorlar?​’  İnsanlar OHAL koşullarını bilmiyor. Biz öncelikle insanlara bunu anlatmalıyız” dedi. 

‘TORBADAN KİMSENİN ADI ÇIKMASIN’

Hülya Yalçın Orak22 yıllık Öğretmen Hülya Yalçın Orak da eşi gibi 7 Şubat’ta çıkan KHK ile ihraç edilenler arasında. “Biz işimizi geri alana kadar direnmeyi hedefliyoruz. Türkiye’nin her tarafına sesimizi duyurmaya çalışıyoruz” dedi. Çevreden çok fazla destek aldıklarını söyleyen Orak, “Herkesin bizim sesimizi duymasını istiyoruz. Çünkü bu sadece bize yapılan bir şey değil. OHAL adı altında herkes başka biçimlerle bunu yaşayacak. Direnmekten başka çaremiz yok” dedi. Öğretmenlik mesleğini yapmak istediğini dile getiren Orak, “Onlara biat etmeden yaşamamızı devam ettirebiliriz ama biz istiyoruz ki yıllarca emek verdiğimiz öğretmenlik mesleği bir gecede keyfi şekilde elimizden alınmasın. Torbadan hiç kimsenin adı çıkmasın istiyoruz” diye konuştu.

‘BİZ ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Resim Öğretmeni Songül Tunçdemir. kızının eğitimi için Malatya’dan İstanbul’a Songül Tunçdemirgelmiş. Türkiye’de yaşanan katliamların hesabının sorulması için mücadele ettiklerini, kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze karşı geldiklerini dile getiren Tunçdemir, “Doğayı sevdik. İnsanı yok edecek her türlü uygulamanın karşısında olduk. Bunda ne kötülük var? İktidara baktığımız zaman ülkemizi kaosa doğru sürüklediğini görüyoruz. Bizim iyilikten, güzellikten yana olan mücadelemiz işlerine gelmeyecektir. İtaatkar insan, itaatkar memur, itaatkar doktor, itaatkar öğretmen itaatkar vatandaş istiyor mevcut sistem. Bizi KHK ile işimizden ettiler ama yolumuzdan döndüremeyecekler. Onlar istedikleri kadar ‘Öğretmen değilsin’ desinler, biz asla öğretmenliğimizden de vazgeçmeyeceğiz” dedi. Tunçdemir, yurttaşları destek olmaya çağırdı.

‘BEN OKUYUNCA NE OLACAK!’

Ali Orak, eşiyle birlikte ihraç edilen bir eğitimci. 22 yıllık kimya öğretmeni. Mesleğe başladığı ilk günden bu yana sendikal mücadele içinde. 2014 yerel seçimlerinde Nurhak’ta HDP’den belediye başkan adayı olmuş ama seçimin hemen ardından Avşin’e oradan da Çankırı’ya sürülmüş. Çankırı’dan kendi isteğiyle İstanbul’a gelmiş. 7 Şubat’ta çıkan KHK ile de ihraç edilmiş. 

Ali OrakOrak neden ihraç edildiğini şöyle anlattı: “KESK olarak parasız eğitim, parasız sağlık, nitelikli herkesin ulaşabileceği bir kamu hizmeti için mücadele ediyorduk. Bu mücadele sürecinde KESK’in almış olduğu kararlar doğrultusunda eylemler yapılıyordu. Bunlarla ilgili daha önce bize birçok soruşturma açıldı, sürgünler yaşadık. Aslında bu ceza bize değil topluma verilmiş bir cezadır. Çünkü saydığım nitelikteki eğitimi, sağlığı kamu hizmetini savunan insanların ortadan kalkması demek, toplumun nefes alma damarlarının yok edilmesi demektir. Birilerinin dediği gibi dindar ve kindar eğitim verebilmelerinin yolunu açmıştır. Buna müsaade etmeyeceğiz, bunun için buradayız.”

3 çocuk babası ve çocuklarına bu durumu anlatmakta zorluk çektiğini söyledi: “1. sınıfta okuyan çocuğum ‘Siz işe gitmiyorsanız ben de okula gitmiyorum’ dedi. Lise 3’teki oğlum ise şunu söyleyebiliyor: ‘Ben artık bu ülkedeki eğitime güvenmiyorum. Siz okudunuz da ne oldu? Siz demokrasi istediniz, parasız eğitim, parasız sağlık istediniz başınıza neler geldi? Ben okuyunca ne olacak!’ Çocuklarımız da ister istemez bundan etkilendiler.” İhraçları “işsizlikle, açlıkla terbiye etme” olarak değerlendiren Orak, bu anlayışın hiçbir inançta yerinin olmadığını söyledi. “Zulmün olduğu yerde direniş meşrudur” diyen Orak, işe geri dönene kadar mücadele edeceklerini dile getirdi.

‘AKP’Yİ DESTEKLEYEN BİR VELİM KİTABINI ALIP YANIMA GELDİ’

Mehmet Sarı Mehmet Sarı 28 yıllık öğretmen. İhraç kararı sonrası yaşananları şöyle anlattı: “Velilerim ihracı duyduğunda çok üzüldü. İhraç edildikten  bir gün sonra saat 9’tan akşam 3’e kadar velilerimle birlikte protesto amaçlı bekledik. Kitlesel bekledik. Onlar ‘Öğretmenimizi istiyoruz’ dediler. Ben ‘Öğrencilerimi istiyorum’ dedim.” 

Oturma eyleminin yanı sıra Kartal Meydanı’nda da cuma günleri sokak okulu faaliyetlerini başlattıklarını anlatan Sarı, aldıkları karar doğrultusunda her salı günü de velilerle bir araya gelerek kitap okuduklarını ifade etti. Okul kapısı önünde işledikleri son derste Rıfat Ilgaz’ı ele aldıklarını söyleyen Sarı, AKP’yi destekleyen bir velisinin de bu hafta kitabını alıp yanına geldiğini ve “Hocam ben senin yanında yer alacağım. Hükümet de yanlışlıklar yapabiliyormuş ben bizzat gözümle gördüm” dediğini aktardı. Sarı “İşte bu yanlışlıkları bir bir insanlara anlatacağız. Bu KHK’lerin aslında kıyım olduğunu demokrat, ilerici insanların yok edilmek istendiğini, ekmeğe muhtaç edilmeye çalışıldığını anlatmamız lazım. Biz buna direnmezsek, insanlar umutsuzluğa kapılıp bir bir intihar ediyorlar” dedi. 

Öğretmenliğe başladığı ilk günden beri sendikal mücadelede yer aldığını söyleyen Sarı, “Bizim her türlü örgütlenme, hak arama mücadelemizi terörize etmeye çalıştılar. En temel haklarımızı yasa dışıymış gibi gösterme çabaları oldu. Ama biz haklılıktan ve meşrululuktan aldığımız güçle onlara boyun eğmedik. Bizim bu direnişi büyütmekten başka bir çaremiz yok. Biliyoruz bu uzun soluklu bir mücadele. Biz insanlarımızın, emekçilerimizin, üyelerimizin, halkımızın vicdanına ve bu konudaki adalet duygusuna güveniyoruz. Biz kazanacağımıza eminiz” diye konuştu. 

Biri 11. sınıf, diğeri de 7. sınıf öğrencisi 2 çocuğu olduğunu dile getiren Sarı, şunları söyledi: “Endişeleniyoruz. Kızımın üniversitesi var dershanesi var. Arkadaşlarımız sağ olsun arıyorlar, ders konusunda yardımcı olacaklarını söylüyorlar. Milli eğitimin denetimindeki bütün kurumlarda yüzümüze kapılar kapanmış durumda. Özel okullarda da çalışamıyoruz. Bizi sadece devletten atmadılar. Öğretmenlik yapabilme haklarımızı tamamen elimizden aldılar. Bu haksızlığa karşı direnişimizi sürdüreceğiz.”

‘İŞİMİ GERİ ALINCAYA KADAR MÜCADELE EDECEĞİM’

4 yıllık SGK çalışanı Murat Ö., 679 sayılı KHK ile ihraç edilen bir emekçi. Çalıştığı süre boyunca herhangi bir soruşturma yaşamamış. Arkadaşlarının başına gelen trajikomik bir olayı aktaran Ö., “PTT çalışanı bir arkadaşımız sabah işine gidiyor. Masasına oturuyor, çalışıyor. Sonra söylüyorlar: ‘İhraç oldun’ diyorlar. Yüzlerce insan bu şekilde mağdur edildi. Bu direnişimiz bizi işlerimize geri döndürecek” dedi. Bekar olduğu için kendini diğer arkadaşlarına göre şanslı gören Ö., “Sendikanın aldığı kararların sonuna kadar arkasındayım. İşimi geri alıncaya kadar mücadele edeceğim” dedi.

‘DİRENELİM, UMUT OLALIM’

15 yıllık Rehber Öğretmen Ali Haydar Arıkuşu da KHK ile ihraç edildi.Ali Haydar Arıkuşu Bu ihraçların haksız, hukuksuz olduğunu söyleyen Arıkuşu, “Sabahattin Alilerin, Rıfat Ilgazların, Fakir Baykurtların geleneğini savunuyoruz. Onların bilgi ufkunu, eğitimci ufkunu sahipleniyorsak, devletle çatışmasını da sahipleniyoruz demektir. Biz geçmişten aldığımız bu onuru taşımaya razıyız” dedi. 10 yaşındaki oğlunun işe gitmeyince ihraç edildiğini anladığını dile getiren Arıkuşu, şöyle devam etti: “Annesine ‘Anne babam üzgün değil, ama işini kaybetti’ demiş. Aileden ve çevreden de olumlu tepkiler aldım. Yaşlı bir annem var her zaman ‘Aman oğlum arkada dur’ derdi. Bu sefer sonuna kadar destek oldu. Bakıyorlar geniş bir kesimi kapsayan hukuksuzluk var” dedi. 2012’te krediyle ev aldığını, yaklaşık 5 yıllık bir kredi borcunun kaldığını söyleyen Arıkuşu, “Eşim de öğretmen. Öbür sefer onunda çıkmayacağı ne malum. Bir yandan bunun da tedirginliği var” dedi. Arıkuşu. “Bu zalimler bizde yılgınlık yaratmak istiyor. Direnelim, umut olalım, yaşama sevinci olalım” çağrısında bulundu. 

‘TÜM EMEKÇİLER SALDIRI ALTINDA’

Özgür KarataşÖzgür Karataş 6 yıllık SGK çalışanıydı. O da diğer arkadaşları gibi bir gece çıkarılan KHK ile ihraç edildi. Karataş ihraçlarla ilgili şunları söyledi: “Bu ihraçlar, AKP iktidarının, son yıllarda yaptığı saldırıların bir parçası. Özelikle iş güvencesinin ortadan kaldırılması ilgili bir çalışma var. Bunun devamını göreceğiz. Referandumda evet çıkması AKP’nin manevrasını genişletecek. Muhtemelen emekçilere büyük saldırılar gelecek. Bu saldırıların bir şekilde bertaraf edilmesi gerekiyor. Bize yönelen bu saldırılara asla boyun eğmeyeceğiz.” Dayanışmanın moral verdiğini söyleyen Karataş, “Bizi bu dayanışma ayakta tutuyor. Emekçi halkımızı yanımızda görmek istiyoruz. Bizim buradaki direnişimiz sadece işten atılan bizlerin değil, bugün bir kurban olarak bekleyen bütün kamu emekçilerinin topyekün sorunudur aslında” diye konuştu.

‘ÖĞRENCİLERİM HÂLÂ BENİ ARIYOR’

15 yıllık Sınıf Öğretmeni Hüseyin Demir, eşiyle birlikte 7 Şubat KHK’siyle ihraçHüseyin Demir edilenlerden. Bu sürecin sadece kendilerini değil tüm işçi ve emekçileri ilgilendirdiğini söyleyen Demir, “Mesela kıdem tazminatının kaldırılması bu durumdan bağımsız değil. Ayrıca kamuda sözleşmeli personel alımı, kadronun ortadan kaldırılması, mülakatla öğretmen alınması bunlar de bağımsız değildir. Hukuksuz ve siyasi bir cezayla hükümet kendi önünde engel olabilecek unsurları temizlemiştir” dedi. İhraç edildiğini söylediğinde velilerinin şok yaşadığını aktaran Demir, şunları söyledi: “Ağlayarak telefon açanlar, mesaj yazanlar oldu. Okul müdürüyle görüştüler. Müdür ‘Haberimiz yok’ deyince Milli Eğitim Müdürlüğüne gidiyorlar, kaymakamlığa gidiyorlar. Okulun önünde velilerin ve öğrencilerin katıldığı bir basın açıklaması yaptık. Öğrencilerim hâlâ beni arıyor, ‘Sizi seviyoruz’ diye sesli mesaj yolluyorlar. Yolda gören velilerim ‘Sizi özledik’ diyorlar.” Eşinin birkaç gün önce doğum yaptığını anlatan Demir, “Geçmişten bugüne hiç lüks bir hayatımız olmadı. Biz zorluklara alışığız” dedi. 

ÖNCEKİ HABER

Beyazıt Katliamı 39 yıldır karanlıkta

SONRAKİ HABER

Halepçe’nin acısı 29 yılın ardından hâlâ yürekleri yakıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa