06 Şubat 2017 09:01

IŞİD'li bombacıları taşıyan Durgun'un eşi tutuklandı

10 Ekim Katliamı Davası’nın tutuksuz yargılanan sanığı Esin Altıntuğ’un tutuklanmasına karar verildi.

Paylaş

10 Ekim Ankara katliamı davasının ikinci duruşmasının ilk gününde sorgulanan tutuksuz sanık Esin Altıntuğ, ifadesinin alınmasının ardından tutuklandı. Katliamın organizatörlerinden olduğu belirtilen ve polis operasyonunda kendini patlatarak hayatını kaybeden Halil İbrahim Durgun’un eşi, tutuksuz sanık Esin Altıntuğ’un, kararın açıklanmasının ardından telefonuyla mesaj çekip konuşması dikkat çekti. Bunun üzerine Altıntuğ’un telefonuna delil olarak el kondu. Altıntuğ’un ifadesinde anlattıkları IŞİD’in Suriye sınırını ne kadar rahat kullandığını bir kez daha ortaya koydu. Mahkemede avukatlar, Altıntuğ’un eşi Durgun ile buluşmasına yardımcı olan isimlerin hâlâ dosyada yer almadığına dikkat çekti.

Davanın ikinci duruşması için tüm tutuklu sanıklar adliyeye getirildi. Bir önceki duruşmada alınan karar gereği sanıkların ifadesi, diğer sanıklar dışarıdayken alındı. 10 Ekim katliamını gerçekleştiren bombacıları Ankara’ya getiren, daha sonra diğer sanık Metin Akaltın’la birlikte kaldığı eve gerçekleşen polis operasyonunda kendini patlatarak ölen Halil İbrahim Durgun’un eşi, tutuksuz sanık Esin Altıntuğ da duruşmaya katıldı. Tutuklu sanıklardan Metin Akaltın’ın eşi tutuksuz sanık Hatice Akaltın ise duruşmaya katılmadı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Selfet Giray, Bremen barosundan görevli olarak gelen iki avukatın gözlemci olma talebini kabul etmedi. Giray, ret gerekçesini “gözlemci statüsüne ilişkin yasa ve mevzuatta bir düzenleme yer almaması” olarak açıkladı. Giray, Hatice Akaltın’ın avukatı Oğuz Akman’ın mazeret dilekçesini ilettiğini, avukatının Akaltın’ın ifadesinin SEGBİS’le alınmasını talep ettiği bildirildi.

3 AY KAYIPLARA KARIŞMIŞ

Ardından Esin Altıntuğ savunmasını verdi. Daha önce başörtülü olduğu bilinen Altıntuğ’un duruşmaya başı açık gelmesi dikkat çekti. Sanık, soru üzerine eşinin ölümünden sonra başörtüsü takmadığını söyledi. Büyük oranda dava dosyasında yer alan ifadesini tekrarlayan Altıntuğ, eşi Halil İbrahim Durgun’un IŞİD’e üye olduğunu bilmediğini söyledi. Durgun’un katliamdan bir yıl öncesine kadar alkol ve sigara kullandığını iddia eden Altıntuğ, son bir yıl içinde eşinin sigara ve alkol kullanmayı bıraktığını, namaz kılmaya başladığını, evlerinde sohbetler düzenlenmeye başlandığını ifade etti. Altıntuğ, diğer tutuklu sanık Resul Demir’in evinde de bu tür sohbetler düzenlendiğini anlattı. Daha sonra eşinin “Mısır’a eğitim almaya gidiyorum, medresede kalacağım, benden haber alamazsın” dediğini anlatan Altıntuğ, Durgun’un üç ay sonra eve döndüğünü söyledi.

KİMİ NASIL TANIDIĞINI AÇIKLAYAMADI

Altıntuğ, 8 Ekim 2015 Cumartesi günü Durgun’un eve gelerek İstanbul’a gümrükle ilgili bir iş için gideceğini söylediğini, yanında bir erkek olduğu ve araba kullandığı için telefonlara cevap veremeyeceğini, bu nedenle kendisini aramamasını söylediğini ifade etti. Sadece varıp varmadığını öğrenmek için eşiyle iletişime geçtiğini söyleyen Altıntuğ’un önce telefonla konuştuklarını, sonra ise mesajlaştıklarını ifade etmesi dikkat çekti. Eşinin 11 Ekim günü eve döndüğünü, duş alıp “Doğu’ya tahsilata gidiyorum” diyerek evden çıktığını söyleyen Altıntuğ, 13 Ekim günü geri döndüğünü, birlikte AVM’ye giderek daha önce Durgun’un giymediği tarzda kıyafetler satın aldığını anlattı. Ertesi gün “Ben şehir dışına gidiyorum bana da ulaşamayacaksın” diyen Durgun’la kendini patlattığı güne kadar bir araya gelmediğini savundu. Ancak çapraz sorguda avukatların sorularını yanıtlayan Altıntuğ, bu sefer eşinin kaçtığından evden çıktıktan sonra haberdar olduğunu söyledi.

Altıntuğ, eşinin yanında çalıştığını söylediği Deniz Duman aracılığıyla eşinden mektup aldığını, buluşmalarına da onun aracılık ettiğini belirti. Eşinin firari olduğu dönemde Suriye’de olduğunu ise diğer bir sanık Yakup Karaoğlu’ndan eşi aracılığıyla öğrendiğini söyleyen Altıntuğ, eşinin talimatıyla evinde kaldığı Tavukçu Cuma kod adlı IŞİD’li ve ailesi ile Korkmaz adlı IŞİD’liye ilişkin çelişkili ifadeler verdi. Kur’an öğrenmek için gittiğini belirttiği yerdeki isimlere ilişkin de ifadeleri birbiriyle çelişti. Birçok ismi tanımadığını, isimlerini hatırlamadığını söyledi.

KAÇABİLSE KAÇACAKMIŞ

Eşinin nerede olduğunu neden Yakup Karaoğlu’nun eşine sorduğu yönündeki soruya ise Altıntuğ, “Suriye’ye savaşmaya gidip gelenlere yardım ettiklerine kulak misafiri olmuştum” diye yanıt verdi. Sorular üzerine Tavukçu Cuma’nın eşi ve kızının da gittiği Cuma sohbetlerinde Suriye’ye gidenlerden bahsedildiğini, hatta Suriye’de eşini kaybeden Azeri bir kadının da bir kez evlerine geldiğini anlatan Altıntuğ, avukatların, “Suriye’ye adam taşıyan, getirip götürenler rahatsız etmedi mi?” sorusuna “O zaman IŞİD diye bir şey yoktu” diye yanıt verdi. Altıntuğ’un Antep’ten Suriye’ye insan ve savaşçı taşınmasını normal bir şeymiş gibi anlatması dikkat çekti. Altıntuğ, “Suriye’ye kaçabilseydin, kaçacak mıydın?” sorusuna, “Kaçardım” yanıtını verdi.

HEPSİNİ BİR GECEDE TANIMIŞ (!)

Sorguda ismi geçen pek çok IŞİD’li ismi bir Ramazan günü kendilerine misafirliğe gelmeleri nedeniyle bildiğini iddia eden Altıntuğ, Resul Demir dışındaki erkek sanıkları ise eşleri ve kızlarını tanımasına rağmen hiç görmediğini söyledi. Altıntuğ, bunu örgütün haremlik-selamlık kurallarını katı şekilde uygulaması nedeniyle erkeklerle bir araya gelmemeleriyle açıklamaya çalıştı.
Tutuklu sanık Metin Akaltın’ın eşi Hatice Akaltın ile eşinin kendisini polis operasyonu gerçekleştirilen eve gittiğinde tanıştığını savunan Altıntuğ, Metin Akaltın’ın kullandığı Ebu Eymen kod adından ise eşinin bahsetmesi, daha sonra da diyafondan Metin Akaltın’ın “Ben Eymen” diye seslenmesi nedeniyle haberdar olduğunu söyledi. Metin Akaltın’ın “Çeto” diye seslendiği kişinin Burak Ormanoğlu olduğunu sonradan öğrendiğini ifade eden Altıntuğ, evdeki erkekleri hiç görmediğini, sadece seslerini duyduğunu savundu.

3 EV DEĞİŞTİRDİ, ÖRGÜTLE İLİŞKİM YOK DEDİ

Altıntuğ, eşinin Akaltın’ın evine polislerin geldiğini görünce üzerine pantolon ve kapşonlu bir kıyafet giydiğini, ancak patlayıcı görmediğini, sadece son anda elinde silah gördüğünü söyledi. Polisler kapıyı çalıncaya kadar eşine teslim olması için yalvardığını, kapı çalınınca kızıyla birlikte korkarak Hatice Akaltın’ın da bulunduğu odaya girdiğini belirten Altıntuğ, kapı açılınca önce birkaç el silah sesi, hemen ardından da patlama sesi duyduğunu anlattı.

Altıntuğ, üstünde bulunan parayı da “Kardeşime vekalet çıkarıp arabamı satmıştım” diye açıklamaya çalıştı. “Arabanın satıldığı kişinin diğer sanık Erman Ekici olduğunu biliyor musunuz” sorusuna ise “Hayır” diye yanıt verdi. Babasının “Kızım Suriye’ye kaçtı” diye polise ihbarda bulunmasına ilişkin de Altıntuğ’un doyurucu bir cevap verememesi dikkat çekti.

Altıntuğ, Durgun’la buluşmak üzere 3 ev değiştirdiği sürece ilişkin de sorulara net yanıtlar vermedi. Ayrıca Altıntuğ’un eşinin işine dair soruları yanıtlayamaması, işyerlerini bilmediğini söylemesi dikkat çekti.

POLİSE DEĞİL, IŞİD’LİLERE GİTTİ

Mağdur avukatlarından Ahmet Özdel, sanık Esin Altıntuğ’un ısrarla polisin evine gelerek tuttuğu bilgi alma tutanağı yokmuş gibi davranmaya çalıştığını söyledi. IŞİD’in ortaya çıkarılan bütün ilişkilerinde, ailelerinin de örgütle ilişkisinin tespit edildiğine dikkat çeken Özdel, “Sanık, ‘Eşimin gizli işler yaptığını tespit etmek için kayıt cihazı aldım’ diyor. Eşinin ‘Yapmak zorundaydım’ dediğini söylüyor. Katliamdan haberdar ama hala onun peşinden gidiyor. Kimin peşinden gidiyor? Örgütten yargılanan Tavukçu Cuma’ya gidiyor. Korkmaz’a gidiyor. Yakup Karaoğlu’na gidiyor. İnsan polise de gidebilir. Ama bunlara gidiyor” diye konuştu.

‘TUTUKLAMAZSAK İLİŞKİSİNİ SÜRDÜRECEK’

“Olay yeri tutanağından sonra sürekli yer değiştiriyor. Babası bile ucu bana gelmesin diye şikayette bulunuyor. Çünkü baba da araba alışverişinde iç içe. Kaçamadığının farkında değil aile. Kaçtı diye başvuruyor” diyen avukat Özdel, Resul Demir’in eşi C. Demir’in ifadesinin birkaç satır olduğuna, Deniz Duman’ın firari olduğuna, Tavukçu Cuma’nın, Korkmaz, Nesibe gibi kaçışta görev alan isimlerin adının dosyada yer almadığına dikkat çekti. Hatice Akaltın’ın Durgun’un kendini patlattığı güne dair ifadesinde olayı tamamen farklı anlattığının altını çizen Özdel, Altıntuğ’un ifadelerindeki çelişkilerin IŞİD’lilerin aileleriyle irtibatta olduğunu gösterdiğini söyledi. Özdel, “Bugün Esin’i tutuklamazsak 3 ay sonra ifadeleri Hatice ile uyumlu olur. Bu bir örgüt üyesidir. Katliamcıların kaçmasından haberdardır. Hala yakalanmayan IŞİD’lilerle ilişkisinin sürmeyeceğinin garantisi yok. Devlet IŞİD’i toplayacağım diye operasyon yapıyor. Siz Esin’i tutuklamaz, Hatice hakkında yakalama kararıyla buraya getirmezseniz buna yardımınız olmaz. Gerçekten adalet istiyoruz.

Bugün karşımıza türbanını çıkarıp gelmiş. Yakup Karaoğlu inanmıyor, ama başka IŞİD üyelerini buluyor. Bu ilişki sürüyor hala. Bakın dosyaya. Tutuklama kararını vermezseniz sorumluluğunuz olur” dedi.

ALTINTUĞ TUTUKLANDI

Savcı da Esin Altıntuğ’un kaçma şüphesi nedeniyle tutuklanmasına karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, kuvvetli suç şüphesinin varlığı, sanık savunmalarının tamamının alınmamış olması ve kaçma şüphesini dikkate alarak Esin Altıntuğ’un tutuklanmasına karar verdi. Altıntuğ’un bu arada telefonla mesajlaşması ve konuşması üzerine avukatlar telefonuna el konulup delil olarak değerlendirilmesini istedi. Mahkeme bu talebi de kabul etti. (Ankara/EVRENSEL)

10 EKİM DAVASINDAN DAKİKA DAKİKA GELİŞMELER

ÖNCEKİ HABER

2017 Türkiye Golf Turu 1'inci ayağı sona erdi

SONRAKİ HABER

‘Yavuz Bingöl’e 500 bin TL öde, Sıla'nın konserini iptal et'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...