17 Ocak 2017 01:03

Metal, greve hazırlanıyor: Taleplerimizin arkasındayız

EMİS ve Birleşik Metal-İş arasında anlaşma sağlanamaması üzerine metal işçileri adım adım 20 Ocak grevine hazırlanıyor.

Paylaş

Vedat YALVAÇ
Gebze/İstanbul

26 işyerinde çalışan Birleşik Metal-İş üyesi 2 bin 200 metal işçisini kapsayan EMİS sözleşmesinde adım adım greve gidiliyor. Patronların düşük zam dayatmasından vazgeçmemesine, Çalışma Bakanlığının da taleplerin altında bir sözleşmeye imza atılması baskısına tepki gösteren işçiler, sözleşme için belirledikleri taleplerin arkasında olduklarını söyledi. Anlaşma sağlanamaması halinde işçilerin 20 Ocak’ta greve çıkacak. 

Elektromekanik Metal İşverenleri Sendikası (EMİS) ve Birleşik Metal-İş Sendikası yönetimleriyle geçtiğimiz günlerde bir araya gelen Çalışma Bakanlığı yetkilileri, zam önerisi olarak da ABB, General General Elektrik ve Schneider Enerji için ilk altı ay için saat ücretlerine 1.05 lira artı yüzde 7 artış, Schneider Elektrik için ise ilk altı ay için saat ücretlerine 80 kuruş artı yüzde 7 artış teklifini sundu. İşçiler ise tüm ücretlere yüze 10 iyileştirmenin ardından saat ücretlerine 1.70 lira artış talep ediyor. 

SENDİKACILAR İŞÇİYİ İKNA ETMEYE ÇALIŞACAK

Yaşanan gelişmeleri Gebze ve İstanbul’da Birleşik Metal-İş üyesi işçilerle konuştuk. Aldıkları ücretlerin yetmemesi nedeniyle fazla mesaiye kaldıklarını anlatan bir işçi “16 saat çalışıyor pek çok işçi. 280 saat fazla mesai yapan arkadaşlarımız var. Muhasebe çalışanları bile ‘Nasıl bu kadar fazla mesaiye kalınabilir’ diyerek inanamadı bu duruma” dedi. 

Düşük zam içeren teklifi duydukları anda fabrikada sloganlarla tepki gösterdiklerini dile getiren bir başka işçi, sendika merkezinin tutumunun bakanlık görüşmesinin ardından değiştiğini belirtti. İşçi şöyle devam etti: “Anlaşmaya ılımlı yaklaşıyorlar. İşçileri ikna etmeye çalışacaklar. Ama hepimiz onların karşısına çıkacağız. Sonuna kadar greve devam diyeceğiz. Onlar bizden onay aldıkları taktirde anlaşabilecekler. Eğer işçiler evet derlerse tamam deriz ancak bizden onay alamayacaklar. Genel müdür toplantı yaparak aşağıda 30 milyon dolara bir atölye açacağım dedi. Ama işçiye gelince 1 lira. Grev olması halinde patron taleplerimizi veremeyecek durumda değil. O yüzden istediğimiz zammı almamız çok kolay bir fabrika. Yeter ki greve çıkalım.” 

İşçilerin talepleri için birleşmeye ve mücadele etmeye hazır olduğuna dikkat çeken başka bir işçi, sendikacıların bu eğilime uygun tutum almadığına dikkat çekti. Patronların da bu tutumdan cesaret alarak işçiler üzerinde baskı kurduğunu ifade eden işçi, şu örneği verdi: “Fabrikada öne çıkan arkadaşlarımızdan birini insan kaynakları yukarı çağırarak uyarmış.” 

BEKAERT’TAKİ DURUMA DÜŞMEMEK LAZIM

“Bekaert’ta işçilerin ‘OHAL var. Bakın destekler de azalıyor’ denilerek bir kısmı ikna edildi ve grev bitirildi. İşçiler sözüm ona kendi iradesi ile içeri girdi. Şimdi içerisi hallaç pamuğu gibi. Birbirine girmişler” bilgisini paylaşan bir işçi şu uyarıda bulundu: “Burada da devreye girecekler. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışacaklar. Sonra tartışmaya başlayacak herkes. Herkes bir birini suçlayacak. İşçilerin örgütlülüğünü bu oyunları bozacak düzeye getirmemiz lazım. Yoksa aynı duruma düşebilirsiniz.” 

Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu her fabrikadaki işçilerle irtibat halinde olunması gerektiğine dikkat çeken bir başka işçi de “Bunlar 2015 grevinin yasaklanmasından sonra fabrika fabrika gezdiler. Bize söyledikleri şey şuydu: ‘Tüm fabrikalar kabul etti. İçeri giriyorlar. Siz de gireceksiniz.’ Ancak diğer fabrikalarla bağımız olsaydı sendikacılar bunu bize yapamayacaktı. Ama sendikacıların işçileri içeri sokması nedeniyle bir güvensizlik var şimdi. Öbür taraftan bu dönem OHAL var. İşçiler ‘Hükümet OHAL nedeniyle greve izin vermez’ diyor. Bu anlayışı nasıl değiştirebiliriz bunun arayışı içerisine giriyoruz” diye konuştu. 

Sendika ne diyorsa o oluyor” diyerek umutsuz bir hava yaratılmak istendiğini kaydeden bir işçi şöyle devam etti: “İşin sendikacılara ve temsilcilere bırakılmaması gerekiyor. 2015 grevi öncesi sendikacılar greve gitmemek için diretti. Ama taban baskısı vardı. Genel Merkez greve ‘hayır’ dedi. ‘Bizi gaza getiremezsiniz’ dediler. Ancak Gebze mitinginde işçi tabanının gerçek iradesini  gösterdi ve greve çıkmak zorunda kaldılar. Bu yüzden bu dönem de bu havayı tabana yansıtmamız lazım. Bununla ilgili araçlarımızı iyi kullanmamız lazım. Her fabrikadaki işçiyi ve temsilciyi duyarlı hale getirmemiz lazım.” 


BÜTÜN FABRİKALARDA GREV KOMİTELERİ KURULMALI

İşiçilere sürü muamelesi yapılmamasını isteyen bir işçi “Eğer o sürüde biri başını kaldırırsa ya sürüyorlar ya da başını kesiyorlar” eleştirisini getirdi. İşçi “Sendikalarımıza sahip çıkacağız. Biz aidatımızı veriyoruz. Bizim seçtiğimiz insanlar. Sendikaların nasıl olacağını belirleyecek olan da bizleriz. Geçmiş dönem sendikacılığından söz edildiğinde işçi kabul etmediği sürece sendika bir şey yapamazdı. Çünkü işçi sendikalara hakimdi. Şimdi  işçi ile sendika arasında büyük bir kopukluk var” diye konuştu. 
“Sendikaların durumu ortada, patronların durumu ortada. Hükümetin durumu ortada” diyen bir başka işçi ise şöyle devam etti: “Bu durumda bas bas bağırarak sınıfın siyasetini yapmak lazım. Greve 2 yıl önce de çıktık. Evet dedi herkes. Bu yıl da yine patronlar ve hükümet bastırmaya çalışacak ve sendika da bunlara çanak tutacak geçen yıl yaptığı gibi. Bu da açık ve net. Onun için işçilerin işi tek başına sendikacılara teslim etmeden kendi iradelerini yansıtacak komiteler kurması gerekir.” 


GREVE ÇIKACAK İŞÇİLERE DESTEK VERİLMELİ

MESS kapsamındaki işçiler de Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu diğer fabrikalarda grev komitelerinin kurulmasını ve greve çıkacak işçilere destek verilmesi gerektiğini söyledi. Bir işçi şunları dile getirdi: “Biz Birleşik Metal-İş üyesiyiz ama kimsenin tam olarak süreçten haberi yok. Oradaki süreci aktarmaları lazım. Komite kurulup destek verilmesi, kurulan komitelerin işler hale getirilmesi gerekiyor.” 
EMİS kapsamı dışındaki fabrikalarda da dayanışma eylemlerinin başlaması gerektiğini ifade eden bir işçi “Gerek sosyal medyada gerek toplantılarda gerekse vardiya giriş çıkışlarında ‘20 Ocakta grevdeyiz’ diyerek yüksek sesle dillendirmemiz gerekiyor. Biz çoğu şeyi sendikacılara ve temsilcilere bırakıyoruz. Sendikaya bıraktığımız zaman da bizi götüreceği yer belli” dedi.
İşçiler bilinçlendirilmediği için yanı başında greve çıkacak olan işçiyi görmezden geldiğini ifade eden bir metal işçisi, “OHAL var diyerek dışarıda toplantılar yapmıyor. Dışarı da toplanamıyorsak fabrika içinde işçilerle bir araya gelmemiz gerekiyor. Çay saatlerinde bile yapılabilir bunlar. Kendisini sorumlu hisseden biz işçiler mümkün olduğunca 20 Ocak’ta çıkılacak grevler öncesi konuşmaya çalışıyoruz ama yeterli olmuyor. Bu yüzden diyorum sendikaların bu işçilere bilgi vermesi lazım. En azından bu bilinci taşıması lazım” diye konuştu. 

'KUTUPLAŞMANIN FAYDA GETİRMEYECEĞİNİ ANLATMAMIZ LAZIM'

Hükümetin ve medyanın söylemleri nedeniyle işçiler arasında kutuplaşmanın artığına dikkat çeken işçiler, “Kutuplaşmanın biz işçilere bir fayda getirmeyeceğini anlatmamız gerekir” diye konuştu. İşçinin havuz medyasından beslendiğini anlatan bir işçi şöyle konuştu: “Bugünkü medya memleketi güllük gülistanlık gösteriyor. Onlar ne diyorsa işçi gelip seninle onu tartışıyor. Gidişatı tartıştığında ‘Ya sen nereden tartışıyorsun? Sen niye yalan söylüyorsun? Biz de izliyoruz televizyonu. Memlekette böyle bir şey yok. Herkes işine gidip geliyor. İşten çıkarmalar yok. Ekmek yine aynı fiyat. Herkes günlük yaşamına devam ediyor’ diyorlar. Renault direnişi olduğunda başka gündemler yoktu. İşçilerle daha rahat tartışabiliyorduk. Ancak şimdi gündem her geçen gün değişiyor. OHAL, başkanlık, darbe…. İşçiler bu sorunların etrafında dönüp dönüp duruyor. Kendi sorunlarını tartışamıyor. “ 

İşçiler arasındaki kutuplaşmanın kendi sorunlarını konuşmalarını ötelediğine dikkat çeken bir işçi şöyle devam etti: “Kutuplaşmaları ortadan kaldıracak şey. Bizim gerçekten taleplerimiz üzerindeki birliktelik ve bunun üzerinden yükselen mücadeledir. Önümüzde EMİS var. MESS var. Kıdem tazminatlarının gasbı söz konusu. Ülkedeki siyasal ortam muhalif işçileri de dağıtmış durumda. Muhalefet devam edecekse gerçekten sınıf sendikacılığı yapma iddiası ile yoluna devam edecekse önümüzdeki döneme iyi müdahale etmesi lazım. İşçileri birleştirmesi gerekir. Kongre zamanı çıkar yönetime vurmak en kolayıdır. Asıl mesele böyle zor zamanlarda işçilerin birliğini sağlayarak olur.” 


İŞÇİ KENDİ SİYASETİNİ YAPMALI

Siyaset yapmanın değil, siyaset yapmamanın işçiyi böldüğüne dikkat çeken bir başka işçi “İşçiler uzun bir süredir sürekli kayıp yaşıyor. Hiçbir kazanım yok. Bizi yöneten siyaset. Her şeyimizi belirleyen siyaset. Tabii kaba saba bir particilikten söz etmiyorum. Tam tersine işçinin siyasetini yapmazsak bölünürüz” dedi. İşçi şunları söyledi: “Herkesin siyaset yapması gerekiyor. Çünkü seni yöneten insanları sen seçiyorsun. Bunları yapmazsan o zaman kendini de savunamazsın. Gideceğin yeri de göremezsin. İşçi siyaseti yapmak gerekiyor. İşçilerle işçilerin geleceğini konuşmamız gerekiyor. Sendikalar bugün işçileri bilinçlendirmeye çalışan işçilere siyaset yapmayın diyor. Onlar da bunu buradan kullanıyor.”

Asgari ücretin belirleneceği günlerde yaşanan bir tartışmayı aktaran bir başka işçi, şunları dile getirdi: “AKP’li işçilerin nabzını yoklamak işçin çay ocağında tersten bir tartışma yürütelim dedik ve işçi arkadaşlarımıza, ‘Arkadaşlar memleketin gidişatı kötü. Dış güçler bizi istemiyor. Ekonomi de kötü. Bir yandan Cumhurbaşkanımız dolar bozdurun diye kampanya yürütüyor. Gelin bu çağrılara cevap verelim. Asgari ücrete zam istemeyelim. 2023 yılına kadar sıfır zamlı toplusözleşme imzalayalım. Dolarımız varsa bozduralım. Ekonomiye katkı sunalım. Gerekirse fazla mesaiye kalalım. Bu mesaileri patronlar devlete aktarsın’ dedik. AKP’li işçiler hemen itiraz ederek ‘Ya olur mu öyle şey. Zamsız çalışılır mı?  Biz zaten ay başını zor getiriyoruz’ dedi. O zaman ben de dönüp meseleyi tartışacaksak buralardan tartışmamız gerekiyor dedim. Hepimizin durumu ortada ay başını zor getiren işçileriz. Her geçen gün üzerimizdeki saldırılar artıyor. Bir yandan zamlar var. Bir yandan zorunlu BES kesintisi var. Ücretlere yapılan zamlar ortada. Bizim gerçekten birleşmemiz gereken yer burası.” 

Bir başka işçi ise “Evet işçiler ekonomik talepler etrafında birleşebiliyor. Söz söyleyebiliyor. Fabrikalardaki kutuplaşmayı da buradaki birliği sağlarsak ortadan kaldırabiliriz. Bu havayı kendi lehimize çevirebiliriz” dedi. 


İŞÇİLERİ MİLLİYETÇİLİKLE YAKALAMAYA ÇALIŞIYORLAR

Metal direnişi sonrası Türk Metal’den istifa ederek Birleşik Metal-İş’e geçen ZF Sacsh işçileri de sendikaların işçilerden uzak olmasına tepkili. “Birleşik Metal-İş’e geçtik ama OHAL’den beri toplantımızı Gebze’de yapamadık. OHAL var diye toplantıyı İstanbul’da yaptırıyorlar. Bizim fabrikanın işçileri milliyetçi ve muhafazakar işçiler. Sendika da işçiyi ‘Terör eylemlerine karşı birlik olmalıyız’ diyerek oradan yakalamaya çalışıyor. Orada bir emek meselesi, sömürü ya da hak kayıplarına dönük bir söylemleri olmadı. EMİS’e değinmediler. Sendikalar işçilerden çok uzak” diye konuştu. 
Bu dönem işçi sınıfına sırtını dayayan, işçilerin talepleri doğrultusunda harekete eden, işçiyle birlikte yola çıkan sendikaların çekim merkezi olacağını belirten bir başka işçi “Geldiğimiz çizgi bu artık. Burada çekim merkezi hangisi olacak. Birleşik Metal-İş’in artık sağa sola yalpalama şansı yok. İşçiler OHAL’e rağmen, bunca karışıklığa rağmen destek vermeye hazır. İşçi birilerinin öncülük yapmasını bekliyor” diye konuştu.


2015 GREVİNDE NE OLMUŞTU?

MESS ile Birleşik Metal-İş Sendikası arasında 2014 yılında süren sözleşme görüşmelerinin tıkanmasının ardından Gebze’de yapılan mitingde binlerce işçi hep bir ağızdan grev diyerek düşük zam ve 3 yıllık sözleşme dayatmasına karşı mücadele kararlılığını dile getirmişti. İşçilerin kararlı duruşu üzerine sendika grev kararı almış, 10 kentteki 22 fabrikada çalışan 15 bin metal işçisi 29 Ocak 2015’te grevi çıkmıştı. İkinci gününde grev Bakanlar Kurulu kararıyla erteleme adı altında yasaklandı. İşçiler yasağa tepki göstererek, fili mücadelenin sürmesini isterken, sendikacılar ise fabrikaları dolaşarak çoğunluğun kararına göre hareket edeceklerini söylemiş ve işçileri evlerine yollamıştı. Gece geç saatlerde fabrikaları gezen sendika yöneticileri, grev pankartlarını bizzat indirmişlerdi. Bu tutum işçilerin tepkisini çekmişti.
 

ÖNCEKİ HABER

CHP'li vekil Sarıhan: Karanlık bir ortamda anayasa yapılıyor

SONRAKİ HABER

İhraçlara tepki: Akademinin meşruiyeti zedeleniyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...