07 Ocak 2017 23:43

Meşin yatırım

Alper Kaya; Ümit Davala, Yıldıray Baştürk, Ömer Erdoğan, Murat Erdoğan, Cihan Haspolatlı ve Hamit Altıntop’un Tuzlaspor’u satın alma girişimini yazdı.

Paylaş

Alper KAYA

Yaklaşık iki aydır gündemi meşgul etmeye fazlasıyla müsait olduğu halde pek ses getirmeyen bir alışveriş hali var 2. Lig’de. Dört yılda üç kez şampiyon olarak dikkatleri üzerine çeken Tuzlaspor’u satın aldığı iddia edilen eski futbolculardan bahsediyorum.

Ümit Davala, Yıldıray Baştürk, Ömer Erdoğan, Murat Erdoğan, Cihan Haspolatlı ve Hamit Altıntop’tan oluşan bir grup eski futbolcu; Tuzla Belediye Başkanı ve Tuzlaspor yönetimi ile prensipte anlaştı bu iddialara göre. Ancak ortada iki “küçük” sıkıntı var: Birincisi, Tuzla taraftarları bu anlaşmayı desteklemiyor. İkincisi, yasalara göre kulüp satın almanın / satmanın ciddi cezası var.

Tabii, cezası olan her eylemde olduğu gibi bu eylemin de çeşitli kılıfları mevcut. Dernekler yasası kapsamında tutulan olağan defterde boş bırakılmış satırlara geçmişe dönük üyelikler eklenerek kulüplere talip isimlerin yıllardır kulüp üyesi gösterilmesi ve bu bağlamda yönetime adaylık kıstası olan kaç yıllık üyelik şartı varsa bunun gerçekleştirilmesi sağlanabiliyor mesela.

Belediyeler için ciddi maddi külfet halinde olan kulüplerin zengin isimlere “devrettirilmesi” çok da yabancı olduğumuz kavramlar değil. Geçtiğimiz aylarda Silivrispor başkanlığına özel bir eğitim kurumu zincirinin sahibi olan Ümit Kalko’nun gelişi muhtemelen aylık 1 milyona ulaşan otopark gelirlerini tamamen Silivrispor’a hibe eden ve bu paranın da hesabını soramayan Silivri Belediyesi’ni rahatlatmıştır mesela...

PEKİ TUZLA NEDEN ÖNEMLİ?

Sahi, bayram değil seyran değil; beşi eski birisi faal futbolcu toplanıp halı saha maçı yapacaklarına neden kulüp satın alırlar? Öncelikle, yazının başında belirttiğim üzere resmi anlamda ciddi bir başarı istatistiği yakalamış dinamik bir takım Tuzlaspor. Ancak iş, sadece başarı açlığı olmasa gerek. Nasıl ki Tuncay Şanlı ismi iyiden iyiye iktidar partisinin yanına yapıştırılmaktan kaçınılmayan, hatta iktidarın spor kanalından maçları canlı yayınlanan Sakaryaspor’a sadece “gönül bağı” ile lisansı olmadığı halde teknik direktör olduğuna kimseyi inandıramıyorsa... Futbolcular da Tuzlaspor’u sadece futbol sevgisiyle sahiplendiğine inanmamızı pek beklemeseler gerek.

Tuzla, sanayi bölgesi olmasının avantajıyla İBB’den 10 yılda toplamda 864 milyon TL’ye yakın bir yatırım almış bir ilçe. Ki bu yatırımlar arasında iki futbol sahası inşası, bir spor kompleksi onarımı, 8 okula kapalı spor salonu yapılması gibi ciddi kalemler var. Aynı İBB’nin 100 yılı aşkın tarihi olan Beykozspor’un sahasını yıkıp da yenisini yıllardır inşa etmediği, İstanbulspor’un idman tesislerine bundan birkaç yıl önce beton döktüğü de düşünülürse bu yatırımların da salt spor sevgisiyle olmadığı izlenimi rahatça uyanacaktır.

Bu yatırımlar kendisini özel sektörde de gösteriyor bittabi. Öyle ya, 15 yılda nüfusu % 80’e yakın artış gösteren bir ilçeden bahsediyoruz. Bölgenin kaderini değiştiren şey ise, bir piyango aslında. Adı da “Tuzla Marina”.

750 tekne kapasitesi, lüks bir otel, sayısız alışveriş merkezi, tema park gibi pek çok unsuru barındıran bu  büyük proje, haliyle kiralardan tutun da bölgeye gelen diğer yatırımcıların para musluğunun akış hızını da ciddi manada arttırmış durumda. Öyle ki İş Bankası’nın 330 milyon dolarlık bir yatırımı telaffuz ediliyor. Özel üniversiteler de cabası...

FUTBOL BUNUN NERESİNDE?

Bu sorunun cevabı doğrusu biraz karışık. Futbolcuların adaylığının ve iddialar doğruysa kulübü de satın almalarının önünü açan hamle başka birisinden gelmişti. 35 yıldır Almanya ve Hollanda’da iş hayatını sürdüren iş adamı Metin Aşar, birkaç ay önce kulübe talip olduğunu açıklamıştı. Hatta Aşar’ın ifadesine göre kulübün devir süreci başlatılmıştı. Otomotivden organik gübreye kadar pek çok farklı sektörde iş alanında yer almasının yanı sıra bir menajerlik şirketinin de ortağı olan Metin Aşar, ne hikmetse bu demecinden birkaç hafta sonra “yoğun iş temposu” nedeniyle adaylıkten çekildiğini açıklamıştı.

AKP’ye yakın işadamı Fethi Şimşek’in Şanlıurfaspor başkanlığını elde ediş hikayesine çok benzeyen bu senaryo; haliyle iyi kokulara sahip değil. İddialar doğruysa şayet, bu altı futbolcunun yöneticilik kabiliyetlerinin yanı sıra şu zamanlarda ciddi anlamda bir para musluğunun aktığı Tuzla’da bal tutmaya dair söylenegelmiş atasözünün pratiğini uygulayıp uygulamayacaklarını tarih göstereceğe benziyor...

ÖNCEKİ HABER

Metin de Ahmet de mazlumların derdini anlattı

SONRAKİ HABER

Potada derbi günü: Beşiktaş-Fenerbahçe

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...