06 Kasım 2016 05:15

Evrensel Kültür... Yurdun

Evrensel Kültür’ün kapatılmasını, derginin eski Yazıişleri Müdürü Nuray Sancar yazdı

Paylaş

Nuray SANCAR

Bu yazıyı yazarken Evrensel Kültür dergisinin Aralık 1991 tarihli sayısı ile, ön yüzünde Picasso’nun Guernica’sından bir detayın bulunduğu çıkış bildirgesi duruyor. “12 Eylül darbesi döneminde politikanın pek çok tehlikeyi göze alarak yapılmak zorunda kalındığına, bu yüzden sanat ve edebiyatın ‘sakıncasız’ ve ‘tehlikesiz’ bir eylem özelliğiyle hak etmediği bir biçime sokulup politika dışı bir görünüş kazandığına’ vurgu yapılan bildirgede, derginin “sanat ve edebiyatı politikanın dışında bir iş” olarak görmediği ya da iki yüzlü burjuva propagandanın iddia ettiği gibi sanatı ve kültürü politikadan bağımsız bir alan olarak almayacağı; bu yapay çelişmenin yadsınmasından yola çıkılacağı vaat ediliyordu. Ve şu önemli tespit yapılıyordu: “tarih bizimle başlamadı: Dünyada ve Türkiye’de işçi ve halk hareketinin yarattığı tarihsel ve güncel bütün kültürel birikim bizimdir.” Nokta.

1991 aslında önemli bir eşikti ve dergi doğum koşullarının, darbeden sonra çok uzun süren korku, yasaklama ve baskı ortamını tersine çeviren 1989 Bahar Eylemleri ve Zonguldak büyük maden direnişi ile yaratıldığını üstüne basarak her zaman öne sürdü. Bu iki uzun yürüyüşle emekçilerin yeri sarsan adımları zorbalık ülkesini kat ederken sosyalist bir kültür dergisine de yeşerebileceği bir alan açıyordu. Derginin ilk sayısının ilk yazısı Server Tanilli’nin Yaşar Kemal anlatısıdır. Dosya konusu ise “Özgün Müzik Solu Anlatır mı” başlığıyla sunulmuştur. Semboliktir bu durum. Evrensel Kültür bundan sonra da faşizmle, cuntaların gadre uğrattığı sanatçılar ve aydınları bağrında toplayarak hesaplaşacak ama bir yandan da emek kültürünün vulgarizasyon süreçlerini masaya yatırarak sol’un çuvaldızını kendisine batıracaktır.

Evrensel Kültür’ün kesişim kümesinde genç yayın kurulu üyeleri ile ilerlemiş yaşlarını gönül rahatlığıyla Evrensel Kültür evinde geçirmeye karar vermiş edebiyatın duayenleri bulunur. Sivas Katliamı’nda yitirdiğimiz Asım Bezirci, 1951 tevkifatının onuru Şükran Kurdakul, Kemal Özer, Sennur Sezer, Adnan Özyalçıner, Gülsüm Cengiz, Güngör Gencay’ın katıldığı gündem toplantıları tarihsel birikimin aktüel heves ve heyecanla harmanlandığı bir divana dönüşmüştür çoğu kez. Derginin 2. sayfasının daimi şairi Can Yücel ve arada bir uğrayan Arif Damar bu birikimin kıymetlerindendi. Çoğunu yitirişimiz memleketin bir döneminin kapanışına denk düşer. 

10’uncu yılında dergi, savunduğu değerlerin ciddi bir saldırıya uğradığı postmodern hiçleştirmenin, itibarsızlaştırmanın dünya için geç ama Türkiye için erken belirtilerini tam yerinde savuşturmak üzere kuracaktır barikatını. Doğrusu bu kafa karıştırıcı, yepyeni bir kılıkla piyasaya sürülen eski idealizme rağbetin bir hayli arttığı süreçte barikatın arkasında, arkaik olmayan bir yazınsal ifadeyi tahkim etmek pek kolay olmayacaktı. Sol popüler malzemeyle yürümenin ‘90’lı yıllardaki kadar kolay olmadığı bu dönemde derginin değişen mizanpajı ile birlikte zihni zorlayan bir evreye de geçilmişti. Dosya konularını kültür emperyalizminin görünümleri, yeni kitle kültürünün unsurları, gündelik hayatı yeniden örgütleyen yeni muhafazakarlık biçimleri oluşturuyordu artık. 

Bundan sonra da içeriği, biçimi ve yayın kadroları arasında uyumlu ilişkiler kurma çabasını sürdürdü Evrensel Kültür; kendisini sürekli olarak yeniledi, önüne görevler çıkardı. Dönemin değişen özelliklerine göre kendisini yeniden kurdu. Bir kültür dergisinin 25 yıldır yayınlanabiliyor olmasının ve hâlâ ilgiye mazhar olmasının nedeni bu yenilenme becerisidir. 

Açıkçası Evrensel Kültür 25 yılda memleketin içinden geçtiği kültürel süreçlere ayna tutmuş ve ona karşı tutum almış, kimi zaman yermiş, kimi zaman alkışlamış; böylece başlangıcından bu yana yaptığı şeye, işçi ve emekçilerin; daha genel anlamda insanlığın kültürel avadanlığına yeni birikimler eklemeye devam etmiştir. 

O yüzden Evrensel Kültür arşivine bakan biri, memleketin ve dünyanın ahvalinin anlamlı kesitlerini görecektir kesinlikle. 

25’inci yılında bir KHK ile kapatıldığında da dergi, kaderinin bu yurdun gerçekliğine sımsıkı bağlı olduğunu kendisi dışında bir faktörle kanıtlamıştır bir kez daha. Evrensel Kültür aynı yayın grubundaki Tîroj ve Özgürlük Dünyası ile birlikte mühürlendi. Bir gün sonra köklü gazete Cumhuriyet’in kadroları tutuklandı. Sonra da HDP milletvekilleri.

12 Eylül darbesinden sonraki ilk tan ağartısında yayın hayatına başlayan Evrensel Kültür’ün yine bir darbe döneminin –bu kez sivil yüzlü olan- karanlığında karşılaştığı muamele “kendine yakışan”ın devlet tarafından da tescillenmiş olduğunu gösteriyor. O ilk bildirinin ilk paragrafında “sanat ve edebiyatın politikanın dışında bir iş” olarak görülmesini boşuna eleştirmemişti elbette. Dolayısıyla çıkışını 80 karanlığını yıkanlara borçlu olan bir yayının başka bir karanlıkta kapısına mühür vurulan ilk kültür dergisi olma şerefine nail olacağını da tahmin etmek zor değildi.

Evrensel Kültür geçen bunca zamanda olduğu gibi, yine bir tarihsel sorumlulukla yüz yüze. Kapatıldığında gösterdiği dirayeti göstererek bunca yıl onu okuyan, arşivleyen, adına etkinlikler düzenleyerek sözlerini Evrensel Kültür adına söyleyen okurlarıyla; ürününün yayınlanıp yayınlanmadığını her ay dört gözle bekleyen yazar adaylarıyla; ona güzide entelektüel birikimiyle katkıda bulunan deneyimli yazarlarıyla birlikte, içinde yaşadığımız dönemin gelip geçici veya kalıcı unsurlarını anlamayı, anlatmayı; ezilenlerin arkasında toplaştığı kültürel barikatta yığınak yapmayı sürdürmek.

Bu ülkenin yöneticileri geçenlerde Kültür İhtilali yapacaklarından söz etmişti. Evrensel Kültür’ün kapatılmasıyla başlatılan ihtilalin içeriğinin, kültürel birikimi pespaye etmek, onun yerine hurafeyi ve akıl dışını geçirmek olduğunu tespit etmek için geçmiş 14 yıllık sürece bakmak yeterli. Uzatmaya gerek yok; Evrensel Kültür aslında bu ihtilal sözcüğünün hoyratça kullanıldığı harekatın ilk hedeflerindendir. Boşa çıkarılamazsa tek olmayacağı da açıktır. 

Öyleyse ey okur, Evrensel Kültür’ü sahiplen, onu koru ve yaşat.

Çünkü Evrensel Kültür senin yurdun demektir.

ÖNCEKİ HABER

7 kilometre uzunluğunda bir hatırat

SONRAKİ HABER

Sanatın sansüre direniş serüveni

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...