Mahalleyi ‘bok’ bastı!
Haliç tarafından yol aldığınızda mahallenin sağ tarafı Eyüp, sol tarafı ise Gaziosmanpaşa ilçesi sınırları içinde yer alıyor. Mahalle sakinlerinin yakındıkları en büyük dertlerden biri de iki belediye sınırı arasında kalmaktan dolayı yaşadıkları mağduriyet... Mahalle sakinleri “Bizimkisi tam da ‘İki arada bir derede kalma’ hali” sözleriyle özetliyor içinde bulundukları durumu.
İlk olarak Meşatlık Sokak’a giriyoruz. Sokak, girişine konulan ‘güvenlik’ şeridiyle araç trafiğine kapatılmış. Kanalizasyon suları sokaktan İslambey Caddesi’ne doğru, adeta bir dere gibi, akıyor. Az ilerledikten sonra çöken yol ve patlayan rögardan akan lağım sularının sokakta bir nehre dönüştüğüne tanık oluyoruz. Sokakta gecekondular var. Durum belediyeye bildirilmiş... Ama hiç belediye görevlisine rastlamıyoruz. Yolun çöktüğü, rögarın patladığı yerin az ilerisine de yine ‘güvenlik’ şeridi konulmuş.
ÇOCUKLAR İÇİN RİSK
Elinde poşetleriyle evine doğru ilerleyen Turan Şahin oldukça öfkeli... Her yağışta aynı rezilliği yaşadıklarını belirtiyor. Şahin, yaşananları Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu’nun artık görmesini istiyor.
Kırkı çıkmayan bir kız çocuğunun evde olduğunu söyleyen Şahin, akan lağım sularıyla ortaya çıkabilecek hastalıklardan korktuklarını belirtiyor. Tam sınırda olmaları nedeniyle iki belediyenin de ilgisizliğiyle karşı karşıya olduklarını dile getiriyor. Karşılaştığımız tüm mahalle sakinleri yaşadıkları altyapı sorununu dile getirmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlar.
Mahalle sakinlerinden Şuayip Tüccar, ‘güvenlik’ şeridini polisin koyduğunu söylüyor. O daha iki gün önce yola yama asfalt yapıldığını anlattığı sırada, yolun açık olduğunu düşünerek araçlarıyla Meşatlık Sokak’a doğru ilerleyen araçların öfkeyle geri dönmelerine tanık oluyoruz.
DEFALARCA ÇÖKMÜŞ
İslambey Caddesi Köşk Apartmanı’nın hemen önündeki kaldırımda yağışla birlikte büyük bir çöküntü olmuş. Yusuf Sayın, bu yaşanan çöküntünün üçüncü kez yaşandığını anlatıyor.
Alttan büyük bir kanalın geçtiğini söyleyen Sayın, kanal duvarının sağlam yapılmamasından dolayı yağan her şiddetli yağışla birlikte çöküntünün yaşandığını belirtiyor.
Bu üç çöküntünün de birkaç yıl içinde yaşandığını hatırlatan Sayın, çöküntünün birinde bir minibüsün, birinde de bir taksinin mahsur kaldığını söylüyor. Sayın, çöküntülerin binalar için de risk oluşturduğunu dikkat çekerek, bir an önce çözüm çağrısı yapıyor.
MİLLETVEKİLİ BİLE ÇIKTI...
İslambey Caddesi üzerinde kahvecilik yapan Zeki Yılmaz, çıkılmayacak kadar kötü olan merdivenleri göstererek, “Defalarca yetkililere dilekçeyle başvurduk ama bir çözüm getirilmedi” diyor.
Yılmaz, işlettiği kahveden 3-4 milletvekili çıktığını ve çıkan vekillerin “Bu işi hallederiz” sözü verdiğini ama sözlerin unutulduğunu belirtiyor.
Benzeri bir çok tepkiyi dinliyoruz. Saatlerce sokakları arşınlıyoruz ama belediyeden herhangi bir görevliyle karşılaşmıyoruz. Arkamızda kötü bir görüntü, ağır bir koku, sel gibi akan lağım suları ve her yağışta aynı şeyi yaşamaktan bıkmış öfkeli insanlar bırakarak mahalleden ayrılıyoruz. (İstanbul\EVRENSEL)
1967’DEN BERİ AYNI ISTIRAP
Yaşar Özyürek, mahallenin tarihinden söz ediyor. 1967’de yapılan yol çalışmasını anlatıyor. Her yağışta ortaya çıkan altyapı yetersizliğini kızgınlıkla ifade ediyor. Lağım sularının sokakta akmasıyla, evlerinde ağız tadıyla ne kahvaltı edebildiklerini ne de yemek yiyebildiklerini anlatıyor. Çocukların bu pis sularla oynama ihtimaliyle yaşanabilecek sağlık sorunlarından endişe ediyor. O sırada kapıya çıkan Şekife Çelenk, lağım sularının sokak ortasından akmasından dolayı torunlarını evden dışarıya çıkartmadığını, torunlarını eve hapsettiğini anlatıyor.
Evrensel'i Takip Et