09 Temmuz 2016 15:39

Bir kişi: Lenin, Bir kavram: Emperyalizm

Lenin kimdir? Emperyalizm nedir?

Paylaş

Lenin kimdir?

1917 Ekim devriminin önderi Vladimir İliç Ulyanov, 22 Nisan 1870'te Simbirsk kentinde doğdu. Ağabeyi Aleksandr'ın çara karşı suikast girişimine katıldığı için kurşuna dizildiği yıl, 1887'de, liseyi bitirerek Kazan Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Üç ay sonra devrimci öğrenci hareketi içinde yer aldığı için üniversiteden atıldı. 1895'te ülke dışına çıkıp Marksizmin önemli temsilcileriyle tanıştıktan sonra St. Petersburg'a dönüp ‘İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği’ adlı gizli bir örgüt kurdu. Aynı yılın sonunda tutuklandı, on dört ay hücrede kaldıktan sonra Sibirya'ya sürgüne gönderildi. Sosyal-demokrat gruplarla bağını sürdürüp, bir parti program taslağı hazırladı. RSDİP (Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi) 1898 Martında Minsk'te toplanan bir kongreyle kuruldu. Aralık 1900'de yayınlanmaya başlayan lskra gazetesinde yayınlanan bir makalesinde ilk kez 'Lenin' takma adını kullandı. RSDİP'nin 1903'te ikinci kongresinde, demokratik merkeziyetçilikle devrimci-demokratik diktatörlük konularında ortaya çıkan görüş ayrılığı sonrasında, merkez komite ile  lskra yazı kurulunda çoğunluğu sağlayan Lenin'le arkadaşları bolşevik, muhalifleri ise menşevik adlarıyla anılmaya başladılar. 1905 devriminin yenilgiye uğramasından sonra Aralık 1907'de yeniden Avrupa'daki sürgün yaşamına döndü. 1. Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra kendi hükümetlerine destek olma politikasının sosyal-şoven bir politika olduğunu ileri sürerek, emperyalist savaşı iç savaşa döndürme çağrısında bulundu. 1917 Şubat devriminden sonra Petrograd'a döndü. 7 Kasım'da Lenin'in önderliğinde Bolşevikler iktidarı ele geçirdi. 21 Ocak 1924'te Gorki kentinde öldü.

Emperyalizm nedir?

Emperyalizm genel anlamda, kapitalizmin temel özelliklerinin gelişimi ve doğrudan devamı olarak ortaya çıktı. Fakat kapitalizm ancak belirli, gelişiminin çok yüksek bir aşamasında; temel özelliklerinden bazıları kendi karşıtlarına dönüşmeye başladığında, kapitalizmden daha yüksek bir ekonomik toplumsal yapıya geçi sürecinin özellikleri, her alanda oluşup belirdiğinde, kapitalist emperyalizm haline geldi. Ekonomik açıdan bu sürecin en temel özelliği, kapitalist serbest rekabetin yerini, kapitalist tekellerin almasıdır. Serbest rekabet, kapitalizmin ve genel anlamda meta üretiminin temel özelliğidir. Tekel ise serbest rekabetin doğrudan karşıtıdır; ama serbest rekabet, gözlerimizin önünde tekele dönüşmeye başladı: Büyük ölçekli üretimi yarattı ve küçük işletmeleri saf dışı bıraktı, büyük işletmelerin yerine daha da büyüklerini geçirdi, üretim ve sermayenin yoğunlaşmasını ile ileri bir noktaya götürdü ki buradan tekeller doğdu ve doğmaktadır; yani karteller, işveren birlikleri, tröstler ve onlarla iç içe geçmiş, milyarları çekip çeviren bir düzine bankanın sermayesi. Aynı zamanda tekeller, bağrından çıktıkları serbest rekabeti yok etmezler, tam tersine onun üzerinde ve yanında varlıklarını sürdürürler ve böylece bir dizi çok keskin ve şiddetli çelişki, sürtüşme ve çatışma yaratırlar. Tekel, kapitalizmden daha yüksek bir düzene geçiştir.
Emperyalizmin olabildiğince kısa bir tanımı istenseydi, emperyalizmin, kapitalizmin tekelci aşaması olduğunu söylemek gerekirdi. Böyle bir tanım, meselenin özünü içerirdi; çünkü bir yandan mali sermaye, tekelci sanayi birliklerinin sermayesiyle iç içe geçip kaynaşmış az sayıdaki tekelci büyük bankanın sermayesini ifade eder; öte yandan dünyanın paylaşılması da, henüz hiçbir kapitalist güç tarafından ele geçirilmemiş bölgelere rahatça yayılan bir sömürge politikasından, tümüyle paylaşılmış yeryüzü topraklarını tekelci egemenlik altına alan sömürge politikasına geçişi ifade eder. 
(Emperyalizm, s. 80-81)

Lenin emperyalizmi nasıl tanımlamıştı?

"Bir tanım, bir olgunun çok yönlü bağıntılarını tüm açılımlarıyla birlikte hiçbir zaman kapsayamayacağından, genel olarak bütün tanımların ancak sınırlı ve göreli bir önem taşıdıklarını unutmaksızın aşağıdaki beş maddeyi içerek bir emperyalizm tanımı yapmak gerekir: 

1. Üretim ve sermayenin yoğunlaşması, ekonomik yaşamda belirleyici rolü oynayan tekelleri yaratacak kadar yüksek bir gelişme aşamasına ulaşmış olması.

2. Banka sermayesiyle sanayi sermayesinin iç içe geçip kaynaşması ve bu “mali sermaye” temelinde bir mali oligarşinin oluşması.

3. Meta ihracından farklı olarak sermaye ihracının özellikle büyük bir anlam kazanması.

4. Dünyayı kendi aralarında paylaşan uluslararası tekelci kapitalist birliklerin oluşması.

5. Yeryüzü topraklarının kapitalist büyük güçler arasında paylaşılmasının tamamlanması ."
(Lenin, Emperyalizm, Evrensel Basım Yayın. s. 81)

RSDİP programında emperyalizm nasıl tanımlanmıştı?

 

“Dünya kapitalizmi şimdi, yaklaşık olarak 20. yüzyılın başlangıcından beri, emperyalizm aşamasına ulaştı. Emperyalizm ya da mali sermaye çağı, tekelci kapitalist birliklerin –sendikalar, karteller, tröstler- tayin edici önem kazandıkları, korkunç derecede yoğunlaşmış banka sermayesinin sanayi sermayesiyle kaynaştığı, yabancı ülkelere sermaye ihracının çok büyüt boyutlara ulaştığı, bütün dünya topraklarının en zengin ülkeler arasında paylaşılmış olduğu ve uluslar arası tröstler arasında dünyanın iktisaden paylaşımının başladığı çok gelişmiş kapitalist ekonomidir.” (Mayıs 1917)

ÖNCEKİ HABER

‘Anısına değil onunla birlikte türküler söylemeliydik’

SONRAKİ HABER

Boşanmanın tek olası sonucu 'problemli çocuk' mudur?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...