20 Haziran 2016 00:55

Mülteci çocuklar için okul da hayal, tatil de!

Okullar tatil oldu, çocuklar tatil hayalinde ancak Antep’te yaşayan on binlerce mülteci çocuk için okul bile hayalken, tatilden bahsetmek imkansız. 

Paylaş

Fatma KESKİNTİMUR
Antep

Okulların kapanıp, çocukların karne heyecanını uzun tatil planlarıyla birleştirdiği günlerde, okulların kapanmasını tatil hayalleriyle süsleyemeyen çocuklar da var. Antep’te yaşayan on binlerce mülteci çocuk için okul bile hayalken, tatilden bahsetmek imkansız elbette. 

Nüfusunun dörtte biri Suriyeli olan Antep’te mülteci çocukların eğitimden faydalanması son iki yıldır yaygınlaşmış durumda. Bunun için birçok okulda, kendi eğitim programlarının dışındaki saatlerde mülteci çocuklar için açılmış programlar uygulanıyor. Bazı belediye sosyal tesis binaları da bu iş için kullanılıyor. Kimi okullarda, dil sorunu ve geldiği yerdeki eğitim programı göz önünde bulundurularak, normal eğitim programlarına dahil edilen mülteci çocuklar da var. Ama halen mültecilerin eğitim hizmetinden yararlanması konusunda, sağlık ve barınma konusunda olduğu gibi, gerçek anlamda çözümden çok uzak olunduğu söylenebilir. Çünkü savaştan kaçarak burada yaşam mücadelesi veren mülteciler için geçinmek çok zor ve para kazanabilecek tüm bireyleri her yaşta çalışmak zorunda.

Çok küçük yaşlardan itibaren çalışmak zorunda kalan mülteci çocukları, lokantalar, tamirciler, terzi atölyeleri, ayakkabı atölyeleri ve inşaat dahil her alanda görmek mümkün. Tüm Suriyeli işçiler gibi, çocukları da normal ücretlerin çok altında ücretlerle çalıştırılıyor ve çocuk yaşta katmerli bir sömürüye maruz kalıyorlar. Antep’te yaşayan mülteci çocukların önemli bir kesimi de hurda ve kâğıt toplama işlerinde çalışıyor. Daha küçük yaşta olanları da sokaklarda mendil satarak ailelerine destek oluyorlar. Bu koşullarda ancak çok azı, kısıtlı da olsa, verilen eğitim hizmetinden yararlanabiliyor. 

RAKKA’DAN ANTEP’E UZANAN BİR GÖÇ HİKÂYESİ

Destin, 11 yaşında ve Antep’te Suriyeli çocukların da gittiği bir okulda 3. sınıf öğrencisi. Bir buçuk yıl önce savaş nedeniyle kaçıp ailesiyle birlikte Türkiye’ye gelmişler. İlk önce Mersin’de kalan aile bir yıldır Antep’te. Destin, kendisinden büyük bir ve kendisinden küçük iki kardeşiyle birlikte, dört çocuklu bir ailenin üyesi. Babası boyacı ve burada da işçilik yapıyor. Annesi, bebekleri olduğu için çalışamıyor. 13 yaşındaki abla da anneye yardım ediyor. Rakka’dan geldiklerini söyleyen Destin, “Rakka, DEAŞ” diyor ve hızla konu değiştiriyor. Belli ki istemiyor geldiği yere dair konuşmak. Kim bilir belki de silmeye çalıştığı savaş anıları, alıkoyuyor onu anlatmaktan.  

SEVGİ HER DİLDE AYNI!

Antep’in en merkezi uğrak yerlerinden biri olan Öğretmenevi bahçesinde tanıdığımız Destin, bahçenin tüm sakinleriyle bir şeyler paylaşabilen sıcakkanlılığıyla dikkatimizi çekiyor. Okul çıkışı sokaklarda mendil satıyor fakat en çok vaktini bu bahçede geçiriyor. Okul çantasıyla akşama kadar bir masadan diğerine dolaşan Destin’e karne gününün kendisi için ne anlama geldiğini soruyoruz. Henüz çok az Türkçe konuşabilen Destin, tatilden çok okulu anlatmayı tercih ediyor. “Okulda bize muz veriyorlar, süt veriyorlar…” Belli ki okul kapansın istemiyor. Çok zorlamıyoruz ve okulda neler yaptığını soruyoruz. Destin heyecanla anlatıyor: “İngilizce var, Arapça var…” Antep’i sevdiğini söylüyor Destin ama “Zabıtalar hariç” diye de ekliyor. Sokaklarda çok fazla sıkıştırıldıklarını anlatan Destin’in ifadesiyle “Zabıta gelince, yallah koş!” Okul konusuna dönüyoruz yeniden, neler öğrendiğini merak ediyoruz. Arapça ve İngilizce yazarak gösteriyor birkaç kelime. İçinde hep “sevgi” kelimesinin geçmesi tesadüf olmasa gerek. Destin’in gözlerindeki ışıltı, herkese koşup sarılması, ne kadar sevgi dolu bir çocuk olduğunu ilk anda gösteriyor zaten. 

HAYALLER ALMANYA…

Destin sokaklarda çalışmak zorunda kalan diğer mülteci çocuklara göre biraz daha şanslı olanlardan. Şimdilik bir okulu var gidebildiği ve tatil için olmasa da yaşamının geri kalanı için hayalleri… Doktor olmak istediğini söylüyor Destin ve “Almanya çok güzel” dediğinde anlıyoruz gitmek istediği yeri de. Hiç görmemiş ama belli ki çokça duymuş ve hayal kurmuş. “Muallime dedi” diyor ve ekliyor; “Ben çok çalışacak, derslerim iyi olursa tayyareyle Almanya…” Kollarını açıp uçtuğunu hayal ederek ayrılıyor yanımızdan.

ÖNCEKİ HABER

El Cezire’nin iki muhabirine idam cezası

SONRAKİ HABER

Yüksekova’da hasta ve engelliler de mağdur edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa