Sınıf mücadelesini hedefe politik mücadele yöneltebilir
‘UZLAŞMAZ KARŞITLIKLAR’
“Dünyada sınıf mücadelesindeki değişim ve gelişmeler” başlıklı oturuma başkanlık eden Doç. Dr. Mustafa Durmuş, “İşçi sınıfı diye bir sınıfın artık olmadığı, sınıfın devrimci bir rolü olamayacağı” yönündeki iddiaların sermayenin yaymaya çalıştığı boş iddialar olduğunu ifade etti. Sınıfların uzlaşmaz bir karşıtlık içinde olduğunu ve eşitliklerin sınıf mücadelesiyle kazanılabileceğini kaydeden Durmuş, sınıf hareketinin Kürt ulusal mücadelesi ve diğer mücadelelerle birleşmesi için HDK’nin önemli bir çaba olduğunu dile getirdi.
‘OLANAKLAR DAHA DA BÜYÜDÜ’
Yazar Metin Çulhaoğlu da, büyüyen ekonomilerde işçi sınıfının yeni ekonomik taleplerle ayakta olduğunu Yunanistan, İspanya ve Portekiz gibi krizdeki ekonomilerde ise işçilerin varolan haklarını korumak için politik taleplerle harekete geçtiğini vurguladı.
Dünyada sınıf mücadelesinin yükselmesinin olanaklarının geçtiğimiz yüzyıllara göre daha büyük olduğunu ifade eden Çulhaoğlu, buna karşın yeni yükselecek hareketin geçmiş mücadelelerin deneyimlerinden yoksun yola çıkacağını söyledi.
İşçi sınıfının içinde esnek ve kayıt dışı çalışan kesimin hızla büyüdüğüne dikkat çeken Çulhaoğlu, örgütlü sınıfın bu kesimle yapacağı ittifakın kapitalizmin geleceği için belirleyici olacağını dile getirdi.
Hayat Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Aydın Çubukçu ekonomik, politik ve ideolojik mücadelenin sınıf mücadelesinin farklı biçimleri olduğunu, ancak bu 3 biçimi birleştirip hedefe yöneltecek olanın ise politik mücadele olduğunu kaydetti.
Politik mücadele olmadan diğer mücadele biçimlerinin kendi içlerine kapanıp çökmeye mahkum olduğunu vurgulayan Çubukçu, Lenin’in tam da bu nedenle işçi sınıfının siyasal sosyalist bilincinin geliştirilmesine büyük önem verdiğini ifade etti.
Çubukçu, işçi sınıfının siyasal sosyalist bilincinin “karşısındaki sınıfın bilgisi, toplumun diğer ezilen kesimlerinin, ezilen halkların, kadın, çevre ve diğer dışlanan çevrelerin bilgisi ve dünyadaki işçi hareketinin bilgisiyle şekilleneceğinin” altını çizdi.
‘İŞÇİ BASINININ ROLÜ’
Bugün işçi sınıfının siyasal sosyalist bilincinin yaygınlaştırılmasının büyük bir görev olduğunu belirten Çubukçu, birbirinden habersiz mücadeleye atılan işçilerin hem günlük işçi basını aracılığıyla fiziken birleştirilmesi, hem de politik ve ideolojik bir hatta birleştirilmesi gerektiğini söyledi. Çubukçu, tüm güçlüklere rağmen Türkiye’de Kürt hareketi ile işçi sınıfı mücadelesinin birleştirilmesinin olanaklarının bulunduğu ve kullanılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
‘GÜVENCESİZLİK ORTAK NOKTA’
Akademisyen Metin Özuğurlu da, istihdam biçimlerindeki farklılaşmanın ve sınıf içindeki katmanlaşmasının sınıfı çözdüğü yönündeki tespitlerin eksik olduğunu söyledi. İstihdam biçimleri farklılaşırken, istihdam tarzının güvencesizlik bakımından hızla aynılaştığını belirten Özuğurlu, bunun ortak mücadelenin bir dayanağı olduğunu ifade etti. Lenin’in geçen yüzyılın başında yaptığı “Sermayenin ilerici barutu bitmiştir” tespitine gönderme yapan Özuğurlu, “21. yüzyılda burjuvazinin demokrasi ile bağını da tümüyle koparttığını söyleyebiliriz” dedi.
Yazar Kenan Kalyon da konuşmasında, sınıf hareketinin “attı müdafaa” çizgisinden “sathı müdafaa” çizgisine geçmesi gerektiğini ifade etti. (Ankara/EVRENSEL)
Sempozyumda siyasi parti temsilcileri de siyasal sürecin sınıf mücadelesine etkilerini değerlendirdi. EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, sermayenin kriz bahanesiyle işçi sınıfına yönelik saldırılarını arttırdığına dikkat çekti. Bu noktada sınıfın birliğinin sağlanmasının büyük önem taşıdığını ifade eden Gürkan, örgütlü örgütsüz işçi kesimlerini içeren bu birliğin enternasyonalist bir karakter kazanması gerektiğini söyledi. İşçi hareketinin üretici köylülerin, kadınların, Kürtlerin ve ezilen inançların mücadelesiyle birliğine ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Gürkan, HDK’nin bu noktada büyük bir olanak sağladığını dile getirdi.
‘HDK’YE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR’
BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı İdris Baluken de en zengin kesimle, en fakir kesim arasındaki makas açılmasına karşın, bu iki kesimin politik tercihlerinin aynı yönde olmasının bir “trajedi” olduğunu ifade etti. Baluken, bu noktada HDK’ye büyük görevler düştüğünü kaydetti. Ortadoğu halklarının, güçlü örgütlere sahip olmadığı için emperyalist güçlerin kolayca halk ayaklanmalarına müdahale ettiğini kaydeden Baluken, Türkiye’de de esnek ve güvencesiz çalışmaya karşı yükselecek anlık tepkilerin örgütlü güce nasıl dönüştürüleceğinin önemli bir konu olduğunu belirtti.
‘DENEYİMLERİ TEK BİR HAVUZDA TOPLAMAK’
Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, sermayenin toplumu güvencesizlikle yönetmeye çalıştığını belirtti. Sınıfın deneyimlerini tek bir havuzda toplayacak birleşik bir mücadeleye ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Birol, Kürt işçilerin hem kimlik hem de sınıf talepleriyle mücadelede nasıl yer alacağının tartışılmasının önemli olduğunu belirtti.
‘SİSTEMİ HEDEF ALAN BİR HAT’
ÖDP Parti Meclisi Üyesi Köksal Aydın, KESK ve DİSK gibi sendika merkezlerinin içinde bulundukları kriz atmosferinden bir an önce sıyrılarak, sistemin kendisini hedef alan bir hat izlemesi gerektiğinin önemli olduğunu vurguladı.
Evrensel'i Takip Et