31 Ocak 2016 04:50

Babuşkin ve İlknur

Paylaş

Aydın ÇUBUKÇU

Yüz yıl kadar önce, adı “Anayasacı Demokrat” olan liberal partinin önde gelen bir üyesi, Lenin’in deyişiyle “çarcı hükümetin eziyetleri” sonucu ölmüştür ve partisi onu bir ulusal kahraman haline getirmek için propagandaya girişmiştir. Lenin,  “merhum Muromsev” hakkında gereken saygı kelimelerini esirgememekle birlikte, onun “bir demokrat bile olmayan, ölçülü ve zararsız bir memur” olduğunu söyleyip ölümünü zalimlere karşı devrimci nefret ve hıncı ifade etme fırsatı olarak değerlendirmek gerektiğine dikkat çeker. “Muromsev”, der, “Kitlelerin devrimci mücadelesinden korkuyordu. Rusya’nın özgürlüğünü böyle mücadele yoluyla değil, çarcı mutlakıyetin iyi niyetiyle, Rus halkının bu en kötü huylu ve zalim düşmanıyla uzlaşması yoluyla elde etmesini bekliyordu.” Ve ekler: “Bu tür kişilerin şahsında Rus devriminin halk kahramanlarını görmeye çalışmak gülünçtür.”

Onun kahramanı, işçi sınıfı içinden gelen, işçi sınıfının kurtuluşu davasını her düzeyde ve her yerde omuzlayıp ilerleten Babuşkin gibi militanlardı.

Sibirya’dan Londra’ya kadar, Bolşevik Parti’nin ihtiyaç duyduğu her yerde, her işte, her eylemde, sessiz sedasız, gösterişsiz çalışan bir parti işçisi… “Ancak böyle kahramanlar vardır. Onlar, kendilerini bir yıl için değil, iki yıl için değil, tersine devrim öncesi tam on yıl boyunca işçi sınıfının kurtuluş mücadelesine tamamıyla adayan insanlardır. Onlar kendilerini bireysel yararsız terörist maceralarla orada burada dağıtmayan, tersine, proleter kitleler içinde, onların bilinçlerini, onların örgütlerini, onların devrimci faaliyetlerini geliştirmeye yardım ederek inatla ve durmadan çalışan insanlardır.”1

Lenin, Babuşkin’in kişiliğinde komünist parti militanın temel ve evrensel özelliklerini özetlerken, işçi sınıfının kurtuluşu davasına bağlılığı ve kitlelerin mücadelesi içinde kesintisiz yer almayı öne çıkarıyor. Tüm birikimini, kol ve kafa gücünü bu mücadeleye adamak, geçmişini ve geleceğini bu mücadelenin bir parçası olarak düşünmek ve ona göre yaşamak, Babuşkin’in özellikleriydi.
Babuşkin’in yaşamı ve mücadelesi kadar, ölümü de komünist militan için büyük bir derstir. Babuşkin, Sibirya’da yoğun bir propaganda faaliyeti ve ayaklanma hazırlığı örgütlemeye çalıştığı bir zamanda,Çita’dan aldıkları büyük bir silah yükünü taşırken, beş yoldaşıyla birlikte yakalandı. Militanlar, herhangi bir “yargılama görüntüsüne dahi ihtiyaç duymayan” (Lenin) General Paul vonRennenkampf’un askerleri tarafından kurşuna dizildiler. Babuşkin ve arkadaşlarının hiç biri kendi kimlikleri hakkında bilgi vermemiş ve kayıtlara “kimliği belirsiz teröristler” olarak geçmişlerdi. Babuşkin’in kurşuna dizilmiş olduğu ancak dört yıl sonra, 1910’da açığa çıkartılabildi. Yanındaki beş yoldaşın adlarını ise, Bolşevik partisi bile bilmiyordu! Sadece, görevlerini yapan beş komünist olarak anıldılar ve öyle anılacaklar! 100 yıl sonra, anıları burada ve bizim de mücadelemizde yaşıyor.
***
Yazının başlığını koyarken çok düşündüm. Babuşkin’in adıyla İlknur’un adı yan yana yazılabilir mi, birileri çıkıp “abarttın hoca” derler mi?

Pek çok kere, mücadeleye bir “şifa kaynağı” gibi baktığı ve ölümle alay ettiği zamanlarda, “eğer benden önce ölürsen, senin arkandan demediğimi bırakmayacağım” demiştim. Bu daha başlangıç İlknur! Senin için “Evrensel’in ve Hayat Televizyonunun emektarı” dediler, bu kadarı sana yeterdi belki ama beni kesmez. Proletarya partisiyle tanışmandan başlayıp, Tariş işçilerinin olağanüstü mücadelesindeki rolünden geçip uzun illegalite yılları içindeki hep gülünecek yanlarını anlattığın militanlığına ve nice zamanlardan ve başka süreçlerden sonra gazeteye gelişine kadar yaşadıklarını özetlemek mümkün değil. Ama sen bize çok özlü bir dersi, kanserle mücadelen sırasında verdin ve gittin. Hastalığı yenip yenip yeniden kavgaya girdiğin her seferinde, doktorların hayretle “nasıl başarıyorsun bunu” sorusuna, “çünkü ben komünistim” demen mükemmel bir komünizm propagandasıydı. İlk duyuşta, kendini övüyor gibi anlaşılabilir belki, ama sen komünizmi övüyordun apaçık. Mücadelenin çok yönlü, evrensel, insani ve toplumsal bütün yanlarının özetiydi bu. İyi bir örgütçü, yeri geldiğinde sıkı bir ajitatör olduğunu herkes bilir. Ne var ki yeri geldiğinde, tam hedefe çaktığın bu laf, senin zirvendi bence. Bu yüzden adını, 100. ölüm yılında andığımız, isimsiz ölen Babuşkin’in ve yoldaşlarının adının yanına hiç tereddütsüz yazabiliyorum. Her zamanki gibi, “eh, kendi çapımızda!” de ve kurtul, beni daha fazla konuşturma. Sen daha iyisini bilirsin ya, 40 yıl da geçse, parti sırrı, parti sırrıdır!

1 Alıntılar, “Gençlik Üzerine” adlı derlemede, Lenin’in “I.V. Babuşkin Anmasından” başlıklı konuşmasından, çev. Olcay Geridönmez, Evrensel Basın Yayım, 2011

ÖNCEKİ HABER

Burjuvazinin arkasından gözyaşı dökmeye dair...

SONRAKİ HABER

Kirli iş, herkes yapamaz; devlet altından kalkamaz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...