11 Nisan 2012 07:51

Erkan Oğur’dan sessizliğe övgü

Erkan Oğur 1954 Ankara doğumlu, Elazığ menşeli, tarhana kokulu bir müzisyen. Çocukluğu Elazığ’da geçer, ilk sazları olan cümbüş ve kemanla beş yaşındayken burada tanışır. O zamanlar bir cümbüş kadardır. Liseyi Ankara’da okur ve ardından babasının isteği üzerine 1973’te Almanya’ya fizik okumaya gider. Elaz

Erkan Oğur’dan sessizliğe övgü
Paylaş
Fatih Vural

ERKAN OĞUR İMZALI 276. ALBÜM

1980 yılında İstanbul’a bir konser için gelen  hercai caz gitaristi Philip Catherine ile tanışır. O da bir telecaster’dan perdesiz gitar yapmıştır ve muhabbet koyulaşır. Bu arada İTÜ’de konservatuarı bitirir, 1-2 sene kadar da Amerika’da gitar çalar. Bu güne kadar üzerine yapışan ne kadar etiket varsa (dahi, evliya, ozan vs.) hepsini bu serseri mayın gençliğine borçludur; zira kimse, nereye gittiğini bilmeyen kişi kadar yükseklere çıkamaz. Çocukluk arkadaşı Bülent Ortaçgil’in albümlerinde çalar. Bir yandan zamanına göre deneysel sayılabilecek işlerle uğraşırken bir yandan da popüler isimlere eşlik eder.

Kendisi saymış mıdır bilmem ama 275 tane albüme ismini yazdırmıştır. 276.sı olan ‘Dönmez Yol’ ise Kalan Müzik etiketiyle çıkan dumanı üstünde albümü. Toplama albümlerin pek saygı gördüğü söylenemez. Ticari, tembel işi ya da en iyi ihtimalle kendini tekrar olarak görülür. Erkan Oğur’a ise tembel ya da ticari olmayı kimse konduramaz sanırım. Kendini tekrar işine gelince, çarmıha gerilmeseydi belki İsa bile kendini tekrarlamaya başlardı.

MAKYAJSIZ TÜRKÜLER

Albüm ‘Sadece 1000 adet, 180 gram, double plak olarak üretilecek, Erkan Oğur tarafından isme özel olarak imzalanacak’mış! Kimseyi kırmak istemeyen, nazik bir adam var karşımızda yoksa ‘1000 adet üretilip, isme özel imzalanacak, 149 lira’ etiketli bir albümde ne işi olacak? Kartoneti bir kenara bırakıp CD’yi müzik çalarımıza taktığımızda sekiz tane türkü duyacağız. Haydar dışında tamamı organik, dalından türküler ve kendilerini dinletmek için ne makyaj ne de ambalaja ihtiyaç duyuyorlar; çünkü iyi müzikler. Halbuki türküleri –diğer müziklerde de olduğu gibi- bir çok kez blues, funk, rock gibi olduğundan farklı kalıplarda dinledik. Annesi evden gidince onun elbiselerini giyen ve kendine onun gibi makyaj yapan kız çocuklarına benzeyen yorumlar yok bu albümde. İsmail Hakkı Demircioğlu, Okan Murat Öztürk, Cengiz Özkan ile seslendirdiği türküler gibi naif fakat bu seferkiler daha çok Alevi deyişleri ve Bektaşi nefesleri. Erkan Oğur’un albüm kapağında dinleyicileri ile paylaştığı kısa ve derinlikli kelamlar pek çokları için merak konusudur. Usta, ‘Dönmez Yol’da neredeyse her fırsatta hatırlattığı “sessizliğe gidiyoruz” düşüncesini şu sözlerle yinelemiş: “Müzik kainat boyuncadır. İnsan nefsine hakim olamayıp ona yaklaşmaya heves eder. Ve insan varlığının müzik olduğunu anladığında susar.”

SATİE VE KIZILOK’A SELAM

Farklı zamanlarda farklı filmler ve belgeseller için kaydetmiş olduğu müzikleri de hizaya sokmuş albümde. Nilüfer’de Behçet Necatigil’in güzelim şiirini bestelemiş, çok sevdiği Erik Satie’den selamını esirgememiş ve Fikret Kızılok’u ‘Bir Sevda’ ile anmış. Albümün süpriz şarkısı ise yeni ‘Mor Dağlar’ olmaya aday bol tansiyonlu ‘Peri Suyu’. Erkan Oğur’un tınısı unison vokalleri, kendine has bir sağ el kullandığı kopuzu, olmazsa olmaz e-bow’u ve perdesiz gitarıyla iyiden iyiye demlenmiş, esaslı ve benzersiz bir tını. Kehanetim ve temennim odur ki ileride daha çok bu tınıyla müzikler dinleyeceğiz kendisinden. Ez cümle; sevenleri, sayanları, merak edenleri, peşinden koşanları için olmazsa olmaz bir albüm ‘Dönmez Yol’ çünkü bu şarkıların bir çoğu başka yerde yok. Fazla da lafa gerek yok, müzik hakkında konuşmak mimari hakkında dans etmeye benzer bir yerde. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Gazeteler Suriye’ye girdi!

SONRAKİ HABER

İş, eğitim ve barış için mücadeleye

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...