29 Ekim 2015 00:04

Ümraniyeliler seçim güvenliğinden endişeli

Ümraniye'de, işçi ücretlerinin artması, 2B mağdurlarının taleplerinin yanı sıra, 7 Haziran’dan farklı olarak bir problem de özellikle AKP’ye oy vermeyenlerin seçim güvenliğinden endişe etmesi.

Paylaş

Eda YILDIRIM
İstanbul

7 Haziran seçimleri öncesi seçimin nabzını tuttuğumuz Ümraniye’ye 1 Kasım seçimleri için yeniden gidiyoruz. Ümraniye’de 7 Haziran’daki gözlemlerimizden farklı olarak özellikle AKP’ye oy vermeyenler açısından seçim güvenliği endişesi yaşandığını söylemek mümkün.
İstanbul’un en büyük üç ilçesinden biri olan Ümraniye’de, 2002 seçimlerinden bu yana her seçimin birinci partisi AKP.
Farklı illerden çok fazla göç alması itibariyle kozmopolit bir yapıya sahip olan Ümraniye’de, seçim özellikle işçilerin gündeminde. Asgari ücret, emeklilere verilen vaatler, koalisyon tartışmaları...

‘SEN HİÇ İŞSİZ KALDIN MI?’
Ümraniye’de seçim turunun ilk durağı İstanbul Madeni Eşya Sanatkârları (İMES) Sanayi Sitesi oluyor. İrili ufaklı atölyelerin, fabrikaların bulunduğu İMES’te AKP’li işçiler oldukça yoğun. Öğle saatine denk geldiğimiz ismini vermek istemeyen bir işçi, seçimlerde AKP’ye oy vereceğini söylüyor. AKP’ye yönelik eleştirilere, “Meyve veren ağaç taşlanır” diye tepki gösteren işçi, AKP’nin eğitim ve sağlık alanında iyi politikalar izlediğini savunuyor. Onun hemen yanı başında oturan, “Çok güzel tabi. 50 kere eğitim sistemi değişti. Sağlık desen prim borcu” diye lafa giren işçi ise “AKP hariç tüm partilere oy veririm” diyor. AKP’ye oy vereceğini söyleyen işçi itiraz ettiğinde ise “Sen hiç işsiz kalmadın galiba. Bir işsiz kal ödediğin sağlık primini gör!” yanıtını veriyor. AKP’ye oy vereceğini söyleyen işçiyle sohbetimiz, seçim vaatleriyle devam ediyor. 7 Haziran seçimlerinde diğer partilerin asgari ücret vaadi için “Kaynağı nereden bulacaklar” diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 1 Kasım için bin 300 lira asgari ücret vaadinde bulunduğunu hatırlatıyoruz. “Seçimlerden dolayı tabi bu vaatte bulunuyor. Herkesi memnun edecek değil” diyerek, asgari ücretin biraz üzerinde ücret aldığını ve çok rahat geçinebildiğini söylüyor. Atölyelerinde çalışan 10 işçinin çoğunluğun AKP’ye oy vereceğini de ekliyor.

28 YILLIK İŞÇİ, EK İŞ YAPARAK GEÇİNİYOR
‘87 yılından bu yana işçilik yapan Erdoğan Yılmaz 1 Kasım’da, özgürlük ve demokrasi için  HDP’ye oy vereceğini söylüyor. Yılmaz, işçilerin “futbol takımı tutar gibi parti tutmasından” şikayetçi. Ancak bir değişim olduğunu söylüyor: “Özellikle emeklilere yönelik politikaları işçileri AKP’den uzaklaştırıyor. 7 Haziran’dan sonra yaşanan çatışmalar, sivil ölümleri nedeniyle AKP’ye oy veren Kürt işçilerde de büyük değişim var.” 28 yıldır işçilik yapan Yılmaz, aldığı ücretle geçinemediği için ek iş yapmak zorunda kaldığını belirterek, “Akşam altıda buradaki işim bitiyor. Sonra diğer işe gidiyorum. Gece saat iki gibi oradaki mesaim bitiyor. Sonra saat altıda kalkıp yeniden buradaki işime geliyorum” diye anlatıyor.
“Barıştan yanayım. Kan akmasını istemiyorum” diyen döküm işçisi Çetin Baysal da iktidarın değişmesini istiyor. Şu an kazandığı ücretin, asgari geçimini sağlayacak rakamın neredeyse yarısına tekabül ettiğini söyleyen Baysal, “Kira olmuş 800-900 TL. Elektrik, su faturaları derken nereye yetişeceğimi şaşırıyorum” sözleriyle oy vereceği partinin ekonomi politikalarını önemsediğini ifade ediyor.

400 VEKİL ÇIKARSA DAHA KÖTÜ OLACAK DEMEK Kİ
İMES’te çay saatlerine eşlik ettiğimiz bir döküm atölyesine gidiyoruz. İşçiler bize çay ikram ederken, biz de yaklaşan seçimler hakkındaki düşüncelerini soruyoruz. Atölyede AKP, CHP, HDP ve MHP’ye oy veren işçiler bir arada çalışıyor. “Görüşlerimiz farklı olsa da, çok tartışsak da biz burada kardeşiz” diyorlar. İlk başta biraz çekinseler de, işçilerle sohbetimiz kısa sürede hararet kazanıyor. “Ülkede bir seçim havası olmadığı” neredeyse ortak fikir. MHP’ye oy vereceğini söyleyen bir işçi, bunun nedenini “Sonuç yine aynı çıkacak” diye açıklıyor. AKP’nin asgari ücret vaadine tepki gösteriyor bir de. “Daha önce ‘Kaynağı nereden bulacaklar’ diyorlardı. Şimdi kendileri nereden bulacak. Merak ediyoruz” diye soruyor.
MHP’ye oy vereceğini söyleyen başka bir işçi, 7 Haziran’dan sonra ülkenin sokulduğu çatışmalı ortamı şöyle değerlendiriyor: “400 vekil çıkarsa daha kötü olacak demek ki... En tepedeki insansın. İstediğin adamı içeriye atıyorsun, istediğini dışarıya çıkartıyorsun. İnsanların aptal olduğunu düşünmesinler!” CHP’ye oy vereceğini söyleyen başka bir işçi de, “Her gün insanlar ölüyor. Bombalar patlıyor. Bundan yönetim sorumludur” diyor.

CUMHURBAŞKANLIĞINDA ERDOĞAN’A VERDİM AMA...
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyunu Tayyip Erdoğan’a verdiğini, 7 Haziran’da ise “AKP’nin tek başına iktidar olmaması için” HDP’ye oy verdiğini söyleyen İsmet isimli işçiye “İki seçim arasında ne değiştirdi fikrini?” diye soruyoruz. “Çünkü yüzde 52’yle milletin iradesini alıyorsun ama tek taraflı davranıyorsun” diyor. Her ay borçlanarak geçinmeye çalıştıklarını ifade eden İsmet, partilerin asgari ücret vaatlerini inandırıcı bulmadığını ekliyor.

KOALİSYON TARTIŞMALARI
İMES’teki görüşmelerimizde “Seçimlerden nasıl bir sonuç çıkar?” sorusuna verilen yanıtlar “koalisyon hükümeti”nde kesişiyor. 7 Haziran’da Saadet Partisi’ne oy verdiğini söyleyen bir işçi, bu dönem koalisyon olmaması için AKP’ye oy vereceğini söylüyor. “Koalisyon istikrarsızlık yaratır” diye düşünüyor.
CHP, MHP ve HDP’ye oy veren işçiler ise seçimlerden yine koalisyon çıkması durumunda AKP’siz bir hükümet kurulmasını istiyor. 30 yıldır işçi olan, 8 yıldır da İMES’te döküm işçiliği yapan Hasan Güler, barışın AKP’nin devre dışı kalmasıyla sağlanabileceğini, bunun için de CHP ve HDP koalisyonunun şart olduğunu düşünüyor. “CHP barışı savunuyor. Kılıçdaroğlu ‘Kürt sorununun mecliste çözülmesi gerekiyor’ dedi. AKP’ninkisi ise sadece oyalama” diyor.

‘MHP AKP’NİN YEDEK LASTİĞİ GİBİ’
25 senedir döküm işçiliği yapan Veli Dilek, 7 Haziran’da HDP’ye oy verdiğini, fikir olarak kendisine yakın olan partinin ise CHP olduğunu belirtiyor. Geçen dönem kendisi gibi CHP yerine HDP’ye oy verenlerin barajı aşması için yine HDP’ye oy verebileceğini söyleyen Dilek, seçim hilesi yapılmasından endişeli. “Seçim zamanı esip gürlüyorlar ama AKP’nin Meclis başkanını da onaylıyorlar” diyerek tepki gösterdiği MHP’nin oy kaybedeceğini düşünen Dilek, “7 Haziran’dan sonra CHP, MHP ve HDP koalisyon kuracaktı, tüm hırsızlıklar ortaya çıkacaktı. Ama MHP yanaşmadı. MHP, AKP’nin yedek lastiği gibi” diyor. Veli Dilek’e itiraz eden başka bir işçi ise “MHP dört bakanın yargılanması konusunda AKP’yle anlaşamadığı için koalisyona destek vermedi” diyor. Bir kere AKP’ye oy verdiğini söyleyen işçi, bu dönem BBP’ye verebileceğini söylüyor.   

2-B MAĞDURLARI: SEÇİM HAVASI YOK
İMES’teki sohbetimizin ardından 2-B mağduru konut sahiplerinin oturduğu Adem Yavuz Mahallesi’ne gidiyoruz. Burada da tartışmaların eksenini ülkenin sokulduğu çatışmalı ortam, koalisyon ve seçimin güvenli geçmeyeceğine ilişkin endişeler belirliyor.
Bir kahvede 25 yıldır bu mahallede oturan Hasan Nergis ile konuşuyoruz. Hasan Nergis, 1 Kasım’da CHP’ye oy vereceğini söylüyor. Önceki seçimlerde de CHP’ye oy verdiğini söyleyen Nergis, “AKP tek başına iktidar olursa şu anki ortam seçimlerden sonra ne olacağını da gösteriyor” diyerek, seçimlere hile karışmasından endişesini dile getiriyor.
Hasan Nergis ile aynı masada oturan ve AKP’ye oy verdiğini söyleyen mahalleli ise konuşmaktan çekiniyor.
20 yıldır Adem Yavuz Mahallesi’nde oturan Durali Karaçepe ile konuşuyoruz. AKP’nin seçimden birinci parti olarak çıksa da tek başına iktidar olamayacağını söylüyor. “Neden?” diye soruyoruz. Yanıtı “Yaptığı politikalar, tırmanan terör, işçi hakları, emekli hakları, yolsuzluklarından dolayı...” oluyor. O da çatışmalı ortam nedeniyle 1 Kasım’da sağlıklı bir seçim olmayacağı görüşünde. AKP’ye Ümraniye’de en çok 2-B mağduru mahallelerde oy çıktığını belirten Karaçepe, “İnsanların çoluk çocuğunun geleceğine bakmadan yandaşlık yapıyorlar” diye konuşuyor. CHP’ye oy vereceğini söyleyen Karaçepe, seçimlerden koalisyon sonucu çıksa bile kurulamayacağını ifade ederek “Ne olacak merak ediyorum” diyor.
AKP’nin artık tek başına iktidar olamayacağını” söyleyen Derviş Yaşa “HDP olmazsa Türkiye ikinci Suriye olabilir” diyerek, Türkiye’nin geleceği için HDP’ye oy vereceğini belirtiyor.
Koalisyon tartışmalarında MHP’ye yönelen tepkileri haksız bulan Aytaç Gürbüz, MHP’nin  yolsuzluk iddialarıyla gündeme gelen 4 bakanın yargılanmasını istediğini, bunun için AKP’yle koalisyon yapılamadığını söylüyor, HDP ve MHP’nin ise yan yana gelmesinin imkansız olduğunu ifade ediyor. HDP’nin barış çağrılarını samimi bulmadığını söyleyen Gürbüz, “Cumhurbaşkanı ‘Ben 400 vekil istiyorum’ diyor. Diktatörlüğü hangi zihniyetteki bir parti kabul edebilir. 7 Haziran’da millet iradesini gösterdi. Şimdi de AKP, şehitler üzerinden MHP’nin oylarına talip oluyor. Ancak AKP’den istifa edip bu dönem MHP’ye geçenler var. İstanbul genelinde bin kişi AKP’den MHP’ye geçti. Bu sayı Ümraniye’de 50” diye konuşuyor.

ÖNCEKİ HABER

Esenyurt ‘Şu gerilim bitsin’ diyor

SONRAKİ HABER

Trabzonspor, Gaziantepspor'la 2-2 berabere kaldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...