Düğüne giderken eylemci ilan edilen gençler: Şal û şepik parasını devlet versin
Düğüne giderken “eylemci” ilan edilen gençlerin, daha gözaltındayken suçlu ilan edilmeleri yetmedi, kiraladıkları yöresel kıyafetlere de emniyet tarafından el konuldu.

Uğur ZENGİN
Kesire DİNAR
İstanbul
Tüm Türkiye, emniyetin duvarına sıralanmış halde çekilen fotoğraflarıyla tanıdı düğüne giderken “eylemci” denilerek gözaltına alınan 6 genci. 26 Temmuz gecesi Esenyurt’ta yöresel bir kıyafet olan şal û şepik giyerek düğüne giderken, polis tarafından gözaltına alınmışlardı. Daha gözaltındayken emniyetin servis ettiği söz konusu fotoğrafla Hürriyet, Yenişafak, Sözcü gibi gazetelerde, “Emniyete eylem hazırlığındaydılar” şeklinde haberlerle suçlu ilan edilmişlerdi. Eyleme değil de kiraladıkları araç ve yöresel kıyafetlerle bir düğüne gittikleri kanıtlanan 6 genç, gözaltında yaşadıklarının travmasını hala atlatamadı. Gözaltında hem fiziksel hem de psikoloij işkenceye maruz kaldıklarını anlatan gençler, kiraladıkları şal û şepiklere de emniyet tarafından el konulduğunu söyleyerek, “Şal û şepiklerimizi devlet aldı parasını da devlet versin” diye tepki gösterdi.
‘O FOTOĞRAF DAYAĞIN ARDINDAN ÇEKİLDİ’
Gözaltına alınan 6 kişiden 4’ü aynı aileye mensup ve Van depremi sonrası sağlıksız barınma koşulları, işsizlik gibi nedenlerle İstanbul’a göç etmek zorunda kalmışlar. Van’dan İstanbul’a göç etmek zorunda kalan 17 yaşındaki Serkan T., gözaltına alınanlar arasında en genç olanı. Hala yaşadıklarının psikolojik etkilerini üzerinden atamadığını belirtiyor Serkan T. ve “Bir anda silahlarla etrafımızı sardılar. Ellerimizi kaldırıp arabaya yasladılar. Ayaklarımıza vurdular, tekmelediler. Korkup kaçsaydık muhtemelen vuracaklardı” diyor.
Daha sonra emniyetin bodrumunda tutulduklarını söylüyor Fatih Tüycü de ve yaşadıklarını şu sözlerle anlatmaya çalışıyor: “Orada yaşama umudumu kaybettim. Tekme tokat vurdular. Darbe izi olmasın diye genelde karnımıza vuruyorlardı. Bir arkadaşımızı yerden yere, duvardan duvara vurdular. Arkadaşımız yerden yere vurulunca öldüğünü sandık. Buradan çıkamayacağımızı düşündüm. Çıksak da ölümüz çıkardı. Suruç’ta ölenlere, Selahattin Demirtaş’a ve Kürt kimliğimize küfür ediliyordu. Kökünüzü kurutacağız diyorlardı.” Tüycü, medyaya servis edilen fotoğrafın ise dayağın hemen ardından tutuldukları bodrumda çekildiğini belirtiyor.
‘YASAKSA SATIŞINA İZİN VERİLMESİN’
Gençler yaşadıkları yetmezmiş gibi kiraladıkları şal û şepiklere de emniyet tarafından el konulduğunu söylüyor. Sahibinin kendilerinin şal û şepiklerin ücretini istediğini anlatan gençlerin cevabı ise net: “Madem şal û şepik dağ kadrosunun kıyafeti o zaman devlet satışına, kiralanmasına izin vermesin. Eğer değilse şal û şepiklerimizi devlet aldı parasını da devlet versin.”
‘DEVLETE NASIL ASKERLİK YAPACAĞIM?’
Basına servis edilen fotoğrafta ağlarken görülen Harun Barik de, IŞİD’e verilmekle tehdit edildiğini ileri sürerek soruyor: “Daha dün terörist damgası yedim şimdi de devlete askerlik yapacağım. Ben devlete nasıl güveneceğim?” Gençlere yöneltilen iddialardan biri de 6 yıldır Kandil’de eğitim aldıklarıydı. Bu iddianın gülünç olduğunu ifade ediyor askerden yeni geldiğini söyleyen Gökhan Barış ve ekliyor: “Ben 6 yıldır Kandil’de eğitim alıyormuşum. Nasıl yapmışım onu sabah asker akşam gerilla mı olmuşum?” Van depreminin ardından İstanbul’a taşınan gençlerin kayıtları da devlette mevcut.
Gözaltına alınan gençler, gözaltı sürecinde polislerin telefonlarından ‘Irmağının akışına ölürüm Türkiyem’ şarkısını açtığını ve “Sizi meclise soktuk daha ne istiyorsunuz”, “Ben olsam bunları bırakmam kafalarına sıkarım”, “Bak şerefsizlerden biri ağlıyor”, “Tesbihten bomba mı yapacaksınız” dediğini söylüyor. Daha önce gözaltına alınmamış, eyleme katılmamış, polisle karşı karşıya gelmemiş gençler artık “Polisi gördüğümüz zaman yolumuzu değiştiriyoruz. İşyerine giderken polis arabası üzerime doğru geldi. ‘Herhalde beni almaya geliyor’ dedim yolumu değiştirdim” diye konuşuyor.
Evrensel'i Takip Et