19 Temmuz 2015 05:19

Özgür Uçkan’ın ardından

Özgür Uçkan’ın farklı ağlar arasındaki göçebe öznelliği en çok etkilendiğim yanı olmuştur. Sanat, teknoloji ve siyaset üçgeninde enine boyuna uğraşmanın mümkün olabildiğini hayatıyla hepimize göstermiştir

Paylaş

Burak ARIKAN

Özgür Uçkan aramızdan ayrıldı, acımız çok büyük, yakınlarına ve #netdaş’larına baş sağlığı ve sabır diliyorum, fikirlerini, davasını, anısını yaşatacağız. Çok zor da olsa şurada Özgür’ün hayatına ve düşüncelerine dair iki anımı yazmak istiyorum.

MELEZ ÖRGÜTLENME
Bir gün Teşvikiye’de arada bir buluştuğumuz hemen Valikonağı Caddesi’nin arkasında Akkavak sokağına bitişik parkta sohbet ediyoruz.Özgür Uçkan her zamanki gibi o kararlı ses tonuyla Türkiye’de İnternet’in özgürleşmesi için pek çok siyasa yapmayolunu denediğini, ancak bunun mücadeleyi yormaktan öteye gitmediğini söyledi. Bilişim teknolojileri ve bilgi ekonomisi alanında kanun teklifi önerisi hazırlamaktan stratejik danışmanlığa pek çok emeği vardı. Bilişim alanındaki uzmanlığımızı böyle tepeden değiştirmeye çabalamak için değil, diğer pek çok mücadele gibi, aşağıdan büyüyerek baskı oluşturacak toplumsal mücadele için kullanmanın acil olduğunu belirtti. Nitekim o zamanların kült sosyal ağı FriendFeed ve email zincirleri üzerinde örgütlenme çoktan başlamıştı. [1] Bu devirde örgütlenmenin ne sadece internette ne sadece sokakta başarılı olabileceği görüşünde hemfikirdik. Hem internetin bilgiye yön verme hızından, hem sokağın siyasi etkisinden bir arada faydalanacak, dijital ve fiziksel ortamlar arasında geribildirimler ile genişleyecek bir melez örgütlenme esas kabul edilmişti.
2010 Temmuz ayında Türkiye’de ve belki de dünyada örnek teşkil edecek internetin özgürleştirilmesini talep eden ilk geniş katılımlı yürüyüş Taksim’de yapıldı. Özgür Uçkan bu yürüyüş  için “İnternet sokağa iniyor!” başlığıyla çağrı yaptı. [2] Hükümetin giderek artan İnternet sansürü ve erişim bloklamalarına karşı ikinci yürüyüşü ise 2011 Mayıs ayında Türkiye’nin 30 şehrine yayıldı. [3] Özgür Uçkan en önde yürüyenlerdendi.
İnternet-sokak melez örgütlenmeyöntemleri herkesin birbirinden öğrenmesiyle ve anlık iletişim araçlarının, mobil kameraların, akıllı telefonların, dağıtık bilgi yayma kanallarının kitlelere nüfuz etmesiyle daha sık kullanılır oldu. Nitekim bu gidişat etkisini 2013 Haziran’ında da göstermiştir.
Özgür Uçkan bir yandan bu araçları aktif kullanıyor ve yayıyordu bir yandan dafarklı mücadeleler arasında bağlantılar kuran müştereklerin ve platformların oluşturulması için çaba harcıyordu. Keza internet kullanımının artmasıyla, bu ortamın özgürlüğü için ortaya konulan talepler de daha çeşitli oluşumlar tarafından dert edinilir olmaya başladı. Bilgi özgürlüğü ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin internet ortamlarında geçerli olması düşüncesi, Özgür Uçkan’ın ifadesiyle göçebe hale geliyordu.

AĞ GÖÇEBESİ
Özgür Uçkan “gayrimerkezi” terimini İngilizce’de “decentralized” karşılığı olarak, ağ topolojisinde “merkezi” ve “dağıtık”uçları arasında duran üçüncü topolojiyi anlatmak için kullanırdı. Bu terimin çevirisi “gayrimerkezi” mi “çok merkezli” mi olmalı diye Twitter üzerinde yaptığımız bir tartışmada ise neden bunu kullandığını şöyle açıklamıştı:[4]
“Gayrimerkezi, internetin tamamı, içinde birleşmeye çalışan süpermerkezi kümeler var, direniş de dağıtık bir halde TAZ’lar yaratıyor”
Örneğin gerek internet altyapısında yönelticilerin (“router”) veri akışını optimize etmek için yarattığı bağlantı hiyerarşisinde, gerek son yılların Türkiye’sinde ahbap çavuş kapitalizminin yarattığı güç ilişkilerinde gayrimerkezi ağ yapısı hakimdir.
Özgür Uçkan sanatın, felsefenin, teknolojinin, siyasetin farklı bilgi merkezlerini birbirine bağlayan, bu alanlara özgü sosyal gruplar arasında köprüler kuran, kendi deyimiyle bir ağ göçebesiydi. Yaşamı internet, interneti yaşamdı. Nitekim, websitesine şöyle bir metin koymuştur:
Disiplin kimliğin, kimlik aklın, akıl hayal gücünün yerini almasın; düşünce disiplinler, fiiller, diller, kültürler “arası” dolaşsın diye... Bilgiyi neşelendirmek için… Zihin “göçebe”...
Göçebe zihin farklı disiplinler arasında dolaşırken bunların merkezinde durmaz, kenarlarında gezinir, bir disiplinden diğerine geçerek varlığını sürdürdür. Dolayısıyla her daim bir disiplinin merkezinden bakan için kenardaki aykırıdır, oysa o aykırılık farklı alanlar arası köprüyü kurandır, bilgiyi neşelendirendir. [5] Özgür Uçkan’ın kuramsallaştırdığı konulardan ağ sanatıve hacktivizm bu ağlı bağlı hayatın kenarlarında dolaşan yaşamın ürettiği alanlardandır. [6][7]
Özgür Uçkan’ın farklı ağlar arasındaki göçebe öznelliği en çok etkilendiğim yanı olmuştur. Sanat, teknoloji ve siyaset üçgeninde enine boyuna uğraşmanın mümkün olabildiğini hayatıyla hepimize göstermiştir.
Özgür Uçkan’ın vefatından sonra kanımca bize düşen açtığı yolları çatallandırarak ilerletmek, düşüncelerini ve görüşlerini üzerine inşa ederek yaşatmaktır. Bir “Özgür Uçkan Veritabanı” oluşturarak işe başlayabiliriz.

[1] http://www.ozguruckan.com/kategori/teknoloji/22219/internet-sansurune-karsi-ortak-platform-toplantisi
[2] http://www.ozguruckan.com/kategori/teknoloji/22217/internet-sokaga-iniyor
[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0nternetime_Dokunma!
[4] https://twitter.com/arikan/status/285501651408789505
[5] Gri bölge http://www.ozguruckan.com/kategori/makaleler/33898/gri-bolge
[6] http://www.ozguruckan.com/kategori/sanat/22216/makinedeki-hayalet-ag-ve-sanat
[7] Sanat Felsefesi: Hacktivizm, Internet, Teknoloji ve Sanat: Hack the Art, The Emdire Project - 26 Ocak 2013 Istanbul https://prezi.com/6fw_cerc1kts/dr-ozgur-uckan-vol-7-hacktivizm-internet-teknoloji-ve-sanat-hack-the-art/

ÖNCEKİ HABER

Özgür hoca kavga ederdi, biz de edeceğiz!

SONRAKİ HABER

İnternet 30 yaşında...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...